Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tarihi Taksim Stadı’nın aydınlatma çalışmaları tamamlandı

Published

on

Başkent Lefkoşa’da geçmişin derin izlerini ve sporun ruhunu taşıyan tarihi Taksim Stadı, 2023’te yeniden kullanıma açılmasının ardından şimdi de geceleri de kullanılabilmesi için ışıklandırıldı.

Lefkoşa’nın Yeşil Hat bölgesinde yer alan ve kullanım hakkı Çetinkaya Türk Spor Kulübü’ne (ÇTSK) verilen tarihi Taksim Stadı’ndaki ışıklandırma çalışmaları tamamlandı.

Türkiye’nin destekleriyle Mart 2023’te yeniden inşa edilerek kullanıma açılan stat, yeni ışıklandırmasıyla gençlerin bir araya gelip tutkularını ve başarılarını paylaşacakları bir buluşma noktasına dönüştü.

Işıklandırmayla birlikte, artık sporcular, özellikle sıcak yaz mevsiminde geceleri de sahayı kullanabilecek ve daha uzun süre spor yapabilecek.

Taksim Stadı’nda yapılan çalışmaları Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) anlatan Çetinkaya Türk Spor Kulübü Başkanı Mehmet Tatar, stadın Çetinkaya ve Kıbrıs Türk halkı için taşıdığı büyük öneme dikkat çekti.

-“Taksim Stadı Çetinkaya’nın can damarıdır”

Stadın geçmişten bugüne kullanım sürecini aktaran Tatar, Taksim Stadı’nın Çetinkaya için büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek, “Burası Çetinkaya’nın can damarıdır. Yıllar öncesinden beri bu sahayı kullanıyoruz. Özellikle 2011-2012 yıllarında, benim ilk başkanlık dönemimde burada ciddi hazırlık maçları yaptık. O dönemlerde sahaya giriş çıkışta hiçbir sorunumuz yoktu, rahatça kullanabiliyorduk. KKTC’nin en iyi ve en güzel sahalarından biriydi.” ifadelerini kullandı.

Stadın, 2014-2015 yıllarında Otomobil Kurumu’na devredildiğini ve içerisinde birkaç kez ralli organizasyonu yapıldığını hatırlatan Tatar, anlaşmaya rağmen stadın olduğu gibi bırakılmadığını belirtti.

Yıllarca kullanılmayan stadın, ralli organizasyonlarının iptal edilmesiyle tamamen atıl duruma düştüğünü dile getiren Tatar, 2022 yılında stadın yeniden hayata geçirilmesi kararı alındığını ve sürecin Türkiye’nin desteğiyle hızla tamamlandığını ifade etti.

– “Osman Aşkın Bak ve Yasin Ekrem Serim’in büyük katkıları oldu”

Stadın ışıklandırılması sürecinde Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ve eski Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim’in büyük katkıları olduğuna vurgu yapan Tatar, “Özellikle sahanın yapılmasında ve ışıklandırılmasında çok değerli destekleri oldu. Işıklandırma için uzun süre bekledik, iki yılı aşkın süredir bu sürecin tamamlanmasını bekliyorduk ancak bir ay gibi kısa bir sürede tamamlandı.” diye konuştu.

Stadın tüm çocukların ve altyapı gruplarının kullanımına açık olacağını belirten Tatar, sahaya giriş ve çıkışlarla ilgili sıkıntılara dikkat çekti.

-“Sahaya girişte yaşadığımız izni sorunu umuyoruz ki aşılır”

Sahaya girişin Birleşmiş Milletler’in (BM) iznine bağlı olduğunu dile getiren Tatar, “Daha önce buraya özgürce girebiliyorken, artık Birleşmiş Milletler’in iznine tabi oluyoruz. Şimdi giriş için liste veriyoruz, belirlenen kişi sayısının aşılması durumunda sorun yaşanabiliyor.” dedi.

Tatar, eskiden bu tribünlerde şampiyonluk kutlamaları yaptıklarını ancak şu anda BM’nin onayını beklemek zorunda kaldıklarını belirterek, “Bu bizim hiç istemediğimiz bir durum. Umarım bu sorunlar aşılır.” ifadelerini kullandı.

– “Burası bir spor kompleksi haline gelecek ve gençliğe hizmet edecek”

Tatar, Taksim Stadı’nın ikinci aşama projesine de değinerek, “Burada basketbol ve tenis sahaları gibi ek tesislerin yapılması planlanıyor. Projeler hazır, ilgili mercilerle görüşülerek hayata geçirilecek. Günün sonunda burası bir spor kompleksi haline gelecek ve gençliğe hizmet edecek. Bu projeye itiraz edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu.

– Sahayı standart boyutlara getirmek, Lefkoşa’daki stat ihtiyacını bir nebze karşılayacak

Stadın mevcut alanının daha verimli kullanılabileceğini belirterek, sahayı standart boyutlara getirme gerekliliğine de dikkat çeken Tatar, “Şu anda elimizde yeterli arazi var. Sahayı 15 metre yerine 7-8 metre enine genişletirsek, bu durum BM Barış Gücü’nü de engellemeyecek. Zaten devriyelerini yapmak için illa saha çevresinde dolaşmalarına gerek yok, başka güzergâhlardan da devriyelerini sürdürebilirler. Bunun olması gerekiyor, çünkü en doğru olan budur.” ifadelerine yer verdi.

Stadın genişletilmesiyle birlikte burada çok daha rahat maçların oynanabileceğini belirten ve Lefkoşa’daki stat ihtiyacının da bir nebze olsun karşılanacağını ifade eden Tatar, şöyle devam etti:

“Federasyon da burayı kullanarak genç takım maçlarını burada oynatabilir. Bu sayede federasyonun yükü hafifler ve sporun gelişimi adına önemli bir adım atılmış olur. Bütün bu projeler, gençlerimizin daha iyi şartlarda spor yapabilmesi için büyük bir fırsattır.”

– “Stadın verimli kullanımı için elektrik şart”

Tatar, stadın enerji ihtiyacına da dikkat çekerek, “Bu işin sürekli jeneratörle yürütülmesi mümkün değil. Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun bir an önce buraya üç fazlı elektrik getirmesi gerekiyor ki stadı daha verimli ve kesintisiz şekilde kullanabilelim. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum, çünkü bu tür işler geciktikçe unutuluyor ve rafa kaldırılıyor.” dedi.

– Kıbrıs Türk sporunun simgesi Tarihi Taksim Stadı

Osmanlı döneminde cirit müsabakalarının yapılmasından dolayı “Cirit Alanı” veya “Cirit Hisarı” olarak bilinen alan,1950’li yıllardan itibaren Taksim Stadı olarak adlandırıldı.

1955’te Rumların Türk takımlarına sahalarını kapatmasının ardından Çetinkaya’ya tahsis edilen stat, 1963-1974 yılları arasında Kıbrıs Türklerine yönelik saldırılar nedeniyle defalarca kapatıldı ve 1974’ten sonra BM kontrolüne girerek uzun yıllar atıl kaldı.

2009 yılında Çetinkaya’nın BM Barış Gücü’ne başvurusu üzerine antrenman sahası olarak yeniden kullanılmasına izin verilen Taksim Stadı, 2014’te Avrupa Ralli Şampiyonası Lefkoşa Seyirci Özel Etabı için yıkıldı ve 8 yıl boyunca kapalı kaldı.

Dışişleri Bakanlığı’nın girişimleriyle, BM Barış Gücü, Ekim 2022’de stadın kullanımını tekrar Çetinkaya’ya verdi. Ardından, Türkiye’nin desteğiyle stat yeniden inşa edilerek, 12 Ocak 2023’te Kıbrıs Türk sporuna kazandırıldı.

Taksim Stadı, tarihi boyunca sadece spor müsabakalarına ev sahipliği yapmakla kalmayıp, aynı zamanda dini ve milli bayram kutlamalarıyla birçok kültürel etkinliğe de tanıklık etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Akgünler Denizcilik yeni hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişletti

Published

on

By

Akgünler Denizcilik’in 25. kuruluş yıl dönümünde, yeni nesil, yüksek kapasiteli hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişleterek, Girne-Taşucu arası seyahat süresini 2 saat 30 dakikaya indirdiği bildirildi.

Akgünler Denizcilik’ten verilen bilgiye göre, 24 Temmuz itibarıyla Girne-Taşucu-Girne hattında seferlerine başlayan gemi, 43 araç ve 430 yolcu kapasitesine sahip.

Akgünler Denizcilik Genel Müdürü İbrahim Baştuğ, “25. yılımızı kutlarken ailemize katılan Grand Master ile hizmet kalitemizi bir adım daha yukarıya taşıyoruz. Yolcularımıza hızlı, konforlu ve zaman kazandıran bir yolculuk deneyimi yaşatmayı amaçlıyoruz. KKTC ile Türkiye arasındaki ulaşımı daha da güçlendirecek bu yatırım, deniz taşımacılığında her zaman hizmet kalitesini artırma hedefinde olan lider firma olmamızın bir göstergesidir.” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel: “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

GKRY, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 380 bin euro bağışladı

Published

on

By

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Kıbrıs’taki Kayıp Şahıslar Komitesi’ne (KŞK), 380 bin euro bağışladı.

Bu bağışla GKRY’nin 2005’ten bugüne KŞK’ye sağladığı mali yardım 4 milyon 392 bin 700 euroya yükseldi.

KŞK’den yapılan açıklamada, bağışın kazı çalışmalarının güçlendirilmesi ve kazı ekiplerinin artırılması da dahil olmak üzere KŞK’nin 2025’teki çalışmalarını destekleyeceği kaydedildi.

KŞK’ye yapılan bağışların, Komite’nin kayıp şahısların kalıntılarının tespit edilmesi ve ailelerine iade edilmesi amacına katkıda bulunduğu belirtilen açıklamada, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıplardan, şu ana kadar toplam 1055 kişinin kimliklendirilerek, usulüne uygun cenaze töreniyle ailelerine teslim edildiği hatırlatıldı.

Açıklamada, projenin devamı için Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bağışçı desteklerine ihtiyaç duyduğu vurgulandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam