Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan kamu görevlilerinin davası 24 Nisan’da başlıyor

Published

on

Depremde aralarında Şampiyon Meleklerin de bulunduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan kamu görevlilerinin davası, 24 Nisan Perşembe günü başlıyor.

Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülecek davada, İsias Otel’e yapı ruhsatı verildiğinde Adıyaman Belediyesi Yapı Kontrol Birimi’nde görevli ve Yapı Ruhsatında Proje Kontrollerinden sorumlu Dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut, Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı, Plan Proje/İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış ve daimi işçi Abdurrahman Karaaslan, 1993 ruhsatında İmar Müdürü Yusuf Gül ve daimi işçi, Ruhsat Büro Teknisyeni Fazlı Karakuş yargılanacak.

Altı kamu görevlisi için Şubat ayında Adıyaman Başsavcılığı tarafından dosyalanan davada, iddianame “bilinçli taksir” suçlamasıyla yapılmıştı.

Başsavcılığın iddianamesinde; “Bilinçli Taksirle Birden Fazla Kişinin Ölümüne ve Yaralanmasına Neden Olma” suçunu ayrı ayrı işledikleri hususunda kamu davası açmaya yarar yeterli delilin bulunduğu anlaşılarak, şüphelilerin yargılanarak, ayrı ayrı cezalandırılmaları ve bilinçli taksir hükümlerinin ayrı ayrı uygulanması” talep edildi.

Türkiye’de 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremde, Adıyaman’daki Grand İsias Otel yıkılarak, 72 cana mezar olmuştu. İsias Hotel’de konaklayan Gazimağusa Türk Maarif Koleji kafilesinden 35 Kıbrıslı Türk sporcu, öğretmen ve aileler “Şampiyon Melekler” ve tur rehberleri enkaz altında kalmıştı.

İsias Otel’de hayatını kaybeden Şampiyon Melekler ve tur rehberleri ile 10 yaralının aileleri ise kaybettikleri canları için 3 Ocak’ta 2024’te hukuk mücadelesi başlatmıştı. Sanıkların “olası kast” suçuyla hüküm giymesi için verilen adalet mücadelesi yaklaşık 12 ay devam etmişti.

3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen İsias Otel davasının 25 Aralık 2024’teki son duruşmasında ise kısa karar açıklanmıştı. Altı sanık bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek suçundan mahkeme tarafından suçlu bulunup mahkum edilmiş, beş sanığın ise beraatına karar verilmişti.

Ahmet Bozkurt 17 yıl 17 ay 7 gün, Mehmet Fatih Bozkurt 15 yıl 28 ay 28 gün, Erdem Yıldız 17 yıl 17 ay 7 gün, Halil Bağcı 7 yıl 16 ay, Hasan Aslan 15 yıl 16 ay 20 gün, Mehmet Göncüoğlu 7 yıl 16 ay süreyle hapis cezası almıştı.

Bilge Açık, Efe Bozkurt, Seda Zeren, Şule Özbek ve Ulviye Bozkurt’un ise beraatına karar verilmişti.

-Aileler kamu görevlilerinin davası için yine Adıyaman’da olacak

Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, 24 Nisan’da Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek kamu görevlileri davasının birinci duruşması için aileler olarak yine Adıyaman’da olacaklarını söyledi.

TAK muhabirine dava süreci ve derneğin çalışmaları hakkında açıklamalarda bulunan Karakaya, kamu görevlilerinin yargılanmasına 24 Nisan’da Adıyaman 1. Ağır Ceza mahkemesinde başlanacağına işaret etti.

Adıyaman Başsavcılığı’nın iddianamesini yazmadan önce altı sanığın tek tek ifadelerini alındığını anlatan Karakaya şöyle devam etti:

“Sanıkların hemen hemen hepsi de ifadelerinde ruhsatın bittiğinin farkında olduklarını söylediler. Sanıklar, para alarak, rant uğruna, sahtekarlık yaparak bu insanlara bu yenileme ruhsatını verdiler. Yeni ruhsat da değil, oteli yenileme. Otel yıllarca atıl durumda kalmış, yıkılması yeniden yapılması gereken bir bina için bir tanesi de çıkıp dememiş bu bina yeniden yapılmalı diye…Sanıkların hepsi de ifadelerinde ‘ben suçsuzum, benim önüme getirdiler ben de imzaladım’ dedi. Peki kim kontrol edecekti o zaman? Sen ruhsatı bitmiş bir binaya kılıfına uydurmak için yenileme ruhsatı adı altında ruhsat veriyorsun ama aslında eski ruhsatın süresi bitti.”

Kamu görevlilerinin iddianamesinin bilinçli taksir suçlamasıyla yazıldığına da dikkat çeken Karakaya, “Türkiye’de nedense deprem davalarında bilinçli taksirin ötesine geçemiyorlar. Olası kastın depremler konusunda da Türk Ceza Kanunu’na girmesi gerek.” dedi.

-“Bu Kıbrıslı anne babalara çattıkları için bin pişman olacaklar…Hayatlarını hapislerde geçirmeleri için ne gerekiyorsa yapacağız”

24 Nisan’da başlayacak kamu görevlileri davasına aileler olarak yine hep birlikte gideceklerini söyleyen Karakaya sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bakalım duruşmaya gelecekler mi, gözümüzün içine bakabilecekler mi? Sanıkların çoğu Adıyaman’da diye biliyoruz. Kimsenin sanıklara Adıyamanlı diye ayrıcalık yapmasına izin vermeyeceğiz. Bu olası kast cezası çıkacak. Bu davalar bir şekilde birleştirilecek. Avukatlarımız davaların birleştirilmesi için ne gerekiyorsa yapacak. Bu insanlar birlikte hareket ettiler, birlikte bu çürük binayı otele çevirdiler. Kimse bu insanları durdurmadı. ‘Ne yapıyorsun’ demedi. Bize çattıkları için, bu Kıbrıslı anne babalara çattıkları için bin pişman olacaklar. Hayatlarını hapislerde geçirmeleri için ne gerekiyorsa yapacağız. Umarım beklediğimiz karar çıkacak.”

Türkiye Cumhuriyeti’nden avukatların katılımıyla 1 Mart’ta düzenlenen “İsias Otel davası” toplantısında Başbakan Ünal Üstel’in yeniden birliktelik mesajı verdiğini anımsatan Karakaya, davaya yine hep birlikte gidileceğini düşündüklerini kaydetti.

-Dört istinaf dilekçesi verildi

İsias Otel’in 25 Aralık 2024’te sonuçlanan davası ardından başlatılan istinaf sürecine de değinen Ruşen Yücesoylu Karakaya, tur rehberlerinin aileleriyle istinaf için dört tane dilekçe verildiğini anlattı.

İstinaf dilekçelerinin mahkeme tarafından ciddi bir şekilde değerlendirmesini istediklerini dile getiren Karakaya, mahkemenin bilinçli taksir kararını bozarak, suçlular için olası kast kararı çıkarması için mücadelelerini sürdürdüklerini ve asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

İstinaf süreci konusunda birçok senaryo bulunduğunu ve bunlardan hangisinin gerçekleşeceğini bilemediklerini ifade eden Karakaya, avukatlarının her türlü olasılığı değerlendirerek hareket ettiğini kaydetti.

6 Şubat depreminde, felaketin en ağır bedelini ödeyen aileler olarak ülkede de benzer acıların yaşanmaması için her gün “ne yapabiliriz”, “ne edebiliriz” diye düşündüklerini anlatan Ruşen Yücesoylu Karakaya, dernek olarak deprem konusunda farkındalık yaratabilmek, önlem alabilmek için devlet, hükümet, Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı, KKTC Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği (KKTC DAAK) ve diğer sivil toplum örgütleriyle sürekli iletişim halinde çalıştıklarını anlattı.

-“Bu olayların tekrar yaşanmaması için bir şeyler yapmak lazım”

Karakaya şöyle devam etti:

“Artık bu olayların tekrar yaşanmaması için bir şeyler yapmak lazım. Uzmanlar deprem konusunda sürekli uyarılarda bulunuyor, açıklamalar yapıyor. Ülkemiz fay hattı üzerinde. Arama kurtarma aletleri yetersiz. Derneklere görüşmeler yapıyoruz, ‘nasıl katkı sağlayabiliriz’ diye kafa yoruyoruz. Halkı bilgilendirme yönünde çalışma yapılması lazım. Dernek olarak bu konularda birçok çalışma planlıyoruz.”

Ülkede deprem konusunda yapılan çalışmaların memnuniyet verici olduğunu ancak bazı eksiklikler bulunduğunu ifade eden Karakaya, farkındalık yaratmanın önemli olduğunu ancak olası bir depremde yapılacaklar konusunda hazırlıklı olunmasının daha da önem taşıdığını vurguladı.

-“’Ne yapabiliriz’ diye çalışıyoruz”

Karakaya, şöyle konuştu:

“Deprem olursa kaç şiddetinde olacak, sonrasında ne yapılacak. Yapılaşma, denetim çok önemli. Kâğıt üzerinde denetim mekanizması tamam ama gerçekten işliyor mu, kontrollü mü işliyor? Şehirler güvenli mi? Her gün bir deprem haberi duymak bizi mahvediyor. Sürekli bir şey yapma ihtiyacı var içinizde. Halkı bilgilendirmek lazım sadece konuşmuyoruz, ne yapabiliriz diye çalışıyoruz. Her türlü destek ve katkıya açığız. Bizim düşünemediğimiz ama aklımıza gelmeyen ne olabilir, aileler ne yapmalı diye düşünülüyoruz.”

“Burs ve eğitim elbette çok önemli ama biz dernek olarak okulların durumunu da takip ediyoruz.” diye konuşan Karakaya, hükümetin yapığı çalışmalara da değindi.

Karakaya sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yavaş yavaş ama emin adımlarla epey okul yeniledi. Bu bize, birlikteliğin ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Birlikte çalışılarak daha çok şey başarılıyor. Yenilenerek güçlendirilecek okul sayısı konusundaki rakamlar iyi. Takipteyiz, çocukların güvenli sınıflarda eğitim alması çok önemli.”

1-7 Mart Deprem Farkındalık Haftası’nda gerçekleştirilen “KKTC Cumhurbaşkanlığı 1. Deprem Konferansı”na da değinen Karakaya, konferansa çok değerli hocaların katıldığını, konferansla önemli bir adım atıldığını ancak devamının getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Yapay zeka destekli kameralar tartışılmaya devam ederken; Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Arıklı, kameraların hız ihlallerine ceza kestiğini anımsattı, yeni yasal düzenlemelerin yolda olduğunu açıkladı.

Yüzde 30, 50 ve 100… Trafik cezalarının kademeli olarak yansıtılması için yasal düzenleme hazırlığı yaptıklarını ifade eden Arıklı, “Sürücü ilk kez ceza aldığında cezanın yüzde 30’unu, ikincisinde yüzde 50’sini üçüncüsünde cezanın tamamını ödeyecek.” dedi. Arıklı, ceza puanlarının bir miktar düşürüleceğini söyledi.

Elektronik sigara çalışması… Araçta sigara kullanımının yasak olduğunu anımsatan Erhan Arıklı, “Trafik Komisyonu’na ‘elektronik sigaralar serbest bırakılabilir mi?’ noktasında bir teklif götüreceğim. Sigaranın yangınlara yol açma gibi tehlikesi var, normal sigarada tolerans söz konusu değil.” diye konuştu.

“Birikmiş cezalar gönderiliyor”… Arıklı, bütçede yeterli para olmadığı için gönderimi yapılmayan cezalar olduğunu söyleyerek, cezaların dağıtımına başlandığını ifade etti. Arıklı, bunların tamamlanmasıyla (şubat ayı öngörülüyor) yeni radarların cezalarının da gönderilmeye başlayacağını kaydetti.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde geçtiğimiz günlerde Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nın bütçesi görüşülürken, yapay zekâ destekli yeni nesil kameralar yeniden gündeme geldi.

CTP Milletvekili Salahi Şahiner, trafik kameralarının aylardır sessiz sedasız devrede olduğunu ve tam kapasite çalıştığını belirterek, “Her ay yaklaşık 10 bin ceza kesiliyor. Şu anda vatandaşa gönderilmek üzere sistemde bekleyen en az 50 milyon TL tutarında ceza var” demişti.

Bunun üzerine “Kameralar devrede mi, her şeyi mi çekiyor?” soruları kamuoyunda merak uyandırırken, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, KIBRIS muhabirine yaptığı açıklamada konuya netlik getirdi.

“Kameralar başından beri aktif”

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, yapay zekâ destekli yeni nesil trafik kameralarının devreye alındığı ilk günden itibaren hız ölçümü yapmaya devam ettiğini vurgulayarak şöyle konuştu:

“Kameralar konulduğu andan itibaren sürat ölçmeye devam ediyor. Yani eski kameralar değiştiği andan itibaren hız tahdidini ölçüyor ve aşanlara ceza kesmeye devam ediyor. Bunu en başından beri defalarca söyledik. Yapay zekâ destekli kameraların sadece diğer özelliklerini henüz kullanmaya başlamadık. Bunlar arasında kemer, seyrüsefer ve sigorta denetimleri var. Bu özellikler için Bakanlar Kurulu’nda karar alındıktan sonra kullanımına geçilecek. Ama hız tahdidi ölçümü hiçbir zaman gündemden düşmedi; en başından beri aktif.”

“Rakamlar poliste var”

Muhalefet milletvekili Salahi Şahiner’in açıkladığı ceza rakamlarını “uçuk” olarak nitelendiren Arıklı, eleştirileri sert bir dille yanıtladı:

“Salahi Bey’in rakamlarla bir problemi var herhalde. Hiçbir istatistiksel veriye dayanmayan son derece uçuk ve hayali rakamlardan bahsediyor. Gerçekten şaşırıyorum. Kulaktan dolma bilgilerle insanları kışkırtıyor.”

Bakan Arıklı, gerçek ceza sayılarına dair soruyu da yanıtlayarak bu bilgilerin poliste bulunduğunu belirterek “Onu bizim bilmemiz mümkün değil. Kaç tane vatandaşın kameralarda hız tahdidine takıldığını ancak polis bilebilir. Bu konuda açıklamayı polis yapar.”

Kameraların “sessiz sedasız devreye alındığına” ilişkin söylemlere de değinen Arıklı, “Biz bilmiyorduk” söylemlerini kesin bir dille reddetti:

“Biz hiçbir zaman kamaraların devre dışı kaldığını söylemedik. Hatta bunu söyleyen arkadaşlara da “sıkıysa bas geç” esprisini de yaptık. Geçmişte kameralar hangi oranda ceza kesmeye devam ediyorsa yine kesmeye devam ediyor. Ben dahil bu suçu işleyen herkes cezasını çekmeli.”

Ceza gönderimi başladı mı?

Bakan Arıklı, sürat ihlali yaptığı yeni kameralarca tespit edilen sürücülere ceza gönderiminin yapılmaya başlanıp başlanmadığı ile ilgili soruya da şu şekilde yanıt verdi:

“Henüz daha ona sıra gelmediğini düşünüyorum çünkü geçmişten kalan 2 yıllık bir birikme vardı. Bütçemizde para olmadığı için ihaleye çıkamamıştık. Ceza gönderimleri ihale ile yapılıyor, ihaleyi alan firma dağıtıyor bunları. 2024’ün sonuna kadar olan geçmişte birikmiş olan cezalar vardı sırayla geçmişten bugüne kadar onlar dağıtılıyor. Ceza gönderimlerinde 2025’in ortalarına kadar geldiğini düşünüyorum. Zannediyorum ki yeni cezalar da ocak-şubat sonu gibi gönderilmeye başlanır.”

“Başbakan’ın açıklaması hız ihlalleri dışındaki tespitlerle ilgiliydi”

Bakan Arıklı, Başbakan Ünal Üstel’in 1 Ekim 2025 tarihinde yapay zeka destekli hız tespit kameralarının eğitim ve devreye alma süreci ile ilgili yaptığı açıklamada “1-2 Ekim 2025 tarihlerinde kullanıcı eğitimleri gerçekleştirilecek, ardından kamuoyu ayrıntılı şekilde bilgilendirilecek ve kameralar aktif olarak görev yapmaya başlayacaktır. İhlallere yönelik cezalar da bu bilgilendirme tarihinden itibaren uygulanacaktır. Vatandaşlarımız kapsamlı bir şekilde bilgilendirilmeden ve uyarıcı levhalar tamamlanmadan ceza yazma süreci başlamayacaktır” ifadelerine yönelik de “O açıklama diğer özelliklerle alakalıdır. Hız tahdidi ile ilgili Sayın Başbakan’ın öyle bir açıklaması yok.” dedi.

“Yeni kameraların hız ölçüm mesafesini Trafik Komisyonu belirleyecek”

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, yapay zekâ destekli yeni nesil trafik kameralarına ilişkin teknik detayları ve uygulanacak prosedürü anlatarak yeni kameraların hız ölçüm sistemiyle ilgili olarak şu bilgileri paylaştı:

“Yeni kameralar hız tahdidini, eski kameralar hangi mesafeden ölçüyorsa o mesafeden ölçmeye devam etti. Şimdi bu konuda bir değerlendirme sürecine giriyoruz. Önce konuyu Trafik Komisyonu’nun bilgisine getireceğiz. Komisyonun görüşlerini aldıktan sonra Bakanlar Kurulu’nda durumu değerlendireceğiz. Mevcut kameralar 200 metreden çekiyor, eski kameralar ise şimdiye kadar 50 metreden çekiyordu. O yüzden yeni kameralar da şu an 50 metreden çekiyor. Bu mesafenin 200 metreye çıkarılıp çıkarılmayacağına Trafik Komisyonu karar verecek ve bize bildirecek.”

“IQOS gibi elektronik sigaralar için teklif götüreceğim”

Bakan Arıklı, yapay zekâ kameralarının hız dışında tespit edeceği diğer ihlallerin Trafik Komisyonu tarafından onaylandığını belirtti:

“Trafik Komisyonu, yapay zekâ kameralarının hız tahdidi dışında tespit edeceği diğer ihlaller konusunda da onay verdi. Araç içindeki yolcuların fotoğraflanması meselesinde ise biz görüntülerin flu olmasını önermiştik; Komisyon ‘hayır, karartılsın’ şeklinde karar aldı.”

Arıklı, trafik güvenliği açısından yeni bir düzenleme ihtiyacına da dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Trafik Komisyonu’na IQOS gibi elektronik sigaraların acaba serbest bırakılabilir mi noktasında bir teklif götüreceğim. Çünkü sigaranın yangınlara yol açma gibi birkaç yönden ciddi tehlikesi var. Normal sigara konusunda herhangi bir tolerans söz konusu değil.”

“Yasal düzenleme hazırlığındayız”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

İskele Kaza Mahkemesi’nde yargılanan iki Kıbrıslı Rum sanık A.K. (E-60) ve A.K. (K-60), dün yeniden mahkemeye çıkarıldı. İki Kıbrıslı Rum sanığın hakkındaki dava 9 Aralık’a ertelendi.

Geçmiş duruşmalarda savcılık, beş sanık aleyhine getirilen “mülke tecavüz” ve “genel rahatsızlık” suçlamalarına ilişkin davayı geri çekmiş; sanıklar söz konusu suçlamalardan serbest kalmıştı.

“Kişisel Verileri Koruma Yasası’nı ihlal” ve “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçlamalarıyla yargılanan iki sanık hakkındaki dava ise dün de devam etti.

Öte yandan, “askeri yasak bölgeyi ihlal” suçlamasıyla Lefkoşa Askeri Mahkemesi’nde yargılanan sanıkların beraat ettiği belirtildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Hür-İş ve Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, yaptığı açıklamada ülkede hayat pahalılığı artmadan, piyasadaki zamlar durdurulmadan asgari ücrete hayat pahalılığı oranının eklenmemesini beklemenin “egoistlik” olduğunu belirtti.

Serdaroğlu, Avrupa’nın 14 ülkesinden yüksek asgari ücret verildiğinin söylenmesinin doğru bir karşılaştırma olmadığını ifade ederek, bu değerlendirmelerde alım gücü, enflasyon ve fiyat seviyelerinin göz ardı edildiğini vurguladı.

Serdaroğlu, “Hayat pahalılığı Avrupa’dan yüksek, alım gücü Avrupa’dan düşükse rakamın büyük olması kimseye fayda sağlamaz. Önemli olan asgari ücretin kaç Euro olduğu değil, o ücretle pazar filesinin doldurulup doldurulamadığıdır.” dedi.

Açıklamada, ülkede hayat pahalılığının Avrupa’dan daha hızlı arttığı, enflasyonun Avrupa’nın 5–6 katına ulaştığı ve temel ürün fiyatlarının birçok Avrupa ülkesinden daha yüksek olduğu belirtildi. Serdaroğlu, bu şartlarda rakamların yüksek görünmesinin çalışanın alım gücünü artırmadığını, tam tersine daha da erittiğini kaydetti.

Gerçek bir karşılaştırma yapılacaksa aynı sepetteki ürünlerin fiyatlarına, kiralara, enflasyon farklarına ve çalışanın ay sonunda cebinde kalan paraya bakılması gerektiğini ifade eden Serdaroğlu, “Mesele yüksek maaş vermek değil, hayatı yaşanabilir kılmaktır.” dedi.

Serdaroğlu, hayat bu kadar pahalıyken asgari ücrete hayat pahalılığı oranının eklenmemesini istemenin çalışanı yok saymak olduğunu dile getirdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam