Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

OMO’dan Dünya Ormancılık Günü mesajı: “Yanan alanlar yeterince ağaçlandırılmıyor”

Published

on

21 Mart Dünya Ormancılık Günü nedeniyle mesaj yayımlayan Orman Mühendisleri Odası (OMO), son 8 yılda yangınlarla kaybedilen orman alanlarının yerine yeterli ağaçlandırma yapılmadığını belirtti.

Yanan sahaların yeniden ağaçlandırılması için yanan fidan miktarından daha fazla dikim yapılması gerektiğini vurgulayan Oda, orman arazilerinin farklı amaçlarla kullanımının durdurulmasını; çam kese böceğiyle mücadeleye, zarar eşik değeri kabul edilebilir seviyeey düşünceye kadar devam edilmesini istedi.

Orman Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet İyigün mesajında, halkın ve ormancıların 21 Mart Dünya Ormancılık Günü’nü kutladı.

İyigün mesajında, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü’nde ormanların korunması, geliştirilmesi, faydalarının halka duyurulması ve bu yöndeki farkındalığın artırılması amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlendiğini belirterek, “Orman mühendisleri olarak bizler de ormancılık alanındaki sorunları gündeme getirerek azalan ormanlarımız için farkındalık yaratma çabasındayız.” dedi.

-“Yanan fidan miktarından daha fazla dikim yapılmalıdır”

Orman yangınları ile orman alanlarının azaldığını belirten İyigün, yanan orman alanlarındaki ağaçlandırma çalışmalarının yetersiz olduğunu kaydetti ve yanan sahaların yeniden ağaçlandırılması için yanan fidan miktarından daha fazla dikim yapılması gerektiğini vurguladı.

Ahmet İyigün, yanan saha, ağaçlandırılan saha ve fidan üretimi rakamlarına da yer vererek son 8 yılda yangınlarla kaybedilen orman alanlarının yerine yeterli ağaçlandırma yapılmadığını belirtti.

İyigün, orman arazilerinin tarım arazisi, güneş enerjisi paneli kurulumu, kum çakıl depolama alanı gibi çeşitli amaçlarla kiralanmasının ve ormandan çıkarılarak turizm amaçlı kullanıma tahsis edilmesinin durdurulmasını da istedi.

Çam kese böceği ile mücadelenin zarar eşik değeri kabul edilebilir seviyeye düşünceye kadar devam etmesi gerektiğini de kaydeden İyigün, bununla mücadele yöntemlerini de saydı.

Çam kese böceği ile etkili mücadele yöntemlerinden birinin biyolojik larvasit uygulaması olduğunu aktaran İyigün, Orman Dairesi’ne gerekli bütçe ayrılarak uygulamaların zamanında yapılması gerektiğini vurguladı.

Orman Dairesi, Taşkent Doğa Parkı ve YDÜ iş birliğiyle Calosoma Sycophanta’nın (avcı böcek) üretimine başlandığını ve biyolojik mücadele amaçlı olarak orman alanlarına salımının yapıldığını belirten İyigün, şunları ekledi:

“Orman Dairesi ve Taşkent Doğa Parkı işbirliği ile kurulan laboratuvar bu böceğin üretimini yapabilmektedir ancak bu üretim kapasitesinin her yıl artırılarak devam ettirilmesi gerekmektedir. Uygun yöntemler denenerek orman zararlılarıyla mücadelede istenilen seviyede başarı sağlanması en büyük dileğimiz olup bu vesileyle halkımızın ve ormancılarımızın Dünya Ormancılık Günü’nü kutlarız.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı ve Demokrat Parti Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, BRT’de yayınlanan Manşet+ programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Demokrat Parti Kurultayı’nın adeta bir seçim havasında geçtiğini belirten Bakan Ataoğlu, katkı koyan herkese teşekkür ederek, partinin 1992’de Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın önderliğinde Dokuzlar Hareketi’nin devamı olarak kurulduğunu anımsattı.

“Demokrat Parti geçmişten bugüne gücünü gösterdi”

Demokrat Parti’nin kuruluşundan bu yana her seçim öncesinde çeşitli dedikodularla yıpratılmaya çalışıldığını söyleyen Bakan Ataoğlu, “Tüm bunlara rağmen Demokrat Parti, bir kez daha dimdik ayakta olduğunu göstermiştir. Demokrat Parti geçmişten bugüne nasıl geldiğini herkese kanıtladı” dedi.

‘’Öncelik ekonomi ve ülke sorunlarının çözümü’’

Partisinin her koşulda seçime hazır olduğunu vurgulayan Bakan Ataoğlu, önceliğin ülke sorunlarının çözümü ve ekonomik çarkların dönmesi olduğunun altını çizdi. Erken seçim tartışmalarına da değinen Ataoğlu, genel seçimlerin ancak bütçenin geçirilmesinin ardından yapılması gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklandıklarını dile getiren Demokrat Parti Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, “Destekleme kararı aldığımız aday için sahadayız. Çalışmalarımız bizi 19 Ekim’e odakladı. Bu sürecin ardından erken genel seçim gündeme gelmelidir” ifadelerini kullandı.

2026 Aralık’ta yapılacak yerel seçimlere dikkat çeken Bakan Ataoğlu, iki seçimin peş peşe gelmemesi için genel seçimlerin daha önceye alınmasının gerekli olduğunu söyledi. Erken seçimin, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından, bütçenin hayata geçirilmesiyle birlikte, ekonomiyi sarsmayacak bir tarihte yapılması gerektiğini belirtti.

“Meclis, halka dokunan yasalar için çalışacak”

Meclis gündemine ilişkin de mesaj veren Bakan Ataoğlu, hükümet ve muhalefetin uzlaşıyla insanlara dokunan yasaları geçirmek için çalışacağını ifade etti. Ayrıca, genel seçimde ülke geneli karma oy yerine “6 bölgeli sistem” önerilerini gündeme getireceklerini açıkladı.

‘’Turizmde teşvik ve büyüme hedefi’’

Turizm ve çevre alanındaki çalışmalara da değinen Bakan Ataoğlu, bakanlığa bağlı dairelerin başarılı projeler yürüttüğünü söyledi. Uçak seferlerinde yaşanan azalmaya karşı 1 Mayıs’tan itibaren teşvik uygulamasına geçtiklerini hatırlatan Bakan Ataoğlu, önümüzdeki yaz turizmde ciddi bir artış beklendiğini dile getirdi.

“Turizm ekonominin lokomotifi”

Turizmin, bütçe açığını kapatan ve ekonomiyi ayakta tutan lokomotif sektör olduğunu vurgulayan Bakan Ataoğlu, “Turizmde çalışmak isteyen herkese uygun iş imkânı vardır. Üretici de kaliteli ürün sunduğu sürece, bu sektör her ürünü almaya hazırdır” diyerek sektöre sahip çıkılması gerektiğini söyledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), “Bekirpaşa Lisesi ve Atatürk Meslek Lisesi’nde iki öğrenci başörtüsü ile okula gönderildiği” gerekçesiyle bu okullarda öğretmenlerin eylemde olduğunu belirtti.

KTOEÖS’ten yapılan açıklamada, gerekirse grev hakkı da kullanılacağı ve var olduğu ileri sürülen “dayatmalara” karşı direnişin süreceği kaydedildi.

Anayasa ve yasalara bağlı, nitelikli, bilimsel ve laik eğitim için mücadeleye devam edileceği ifade edilen açıklamada, tüm toplum öğretmenin mücadelesine destek vermeye, kamusal eğitime, geleceğe ve çocuklara sahip çıkmaya davet edildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

TAM Parti Kurucu Başkanı Serdar Denktaş, katıldığı bir canlı yayında, cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman’a desteğinin “federasyoncu oldu” şeklinde yorumlanmasını eleştirerek, bu propagandanın bir rezalet ve cahilce bir yaklaşım olduğunu söyledi. Denktaş, “Serdar Denktaş federasyoncu oldu diyorlar. Bu propaganda rezalettir. Bu cehalet bizi bir adım ileriye götürmez. Tufan Erhürman, beş cumhurbaşkanı adayı arasından baktığımda bu makamda bizi en iyi temsil edebilecek dediğim kişidir bireysel olarak. Ben ne CTP’liyim, ne de CTP’nin özellikle Kıbrıs sorunu konusundaki tezine uyum sağlarım. Tam aksine diğer taraftaki siyasete daha yakın olmama rağmen, o siyasete giden yolun ve şoförün yanlış olduğunu düşünüyorum” dedi.

“ERHÜRMAN TÜRKİYE İLE ÇALIŞAMAYACAK BİRİSİ DEĞİL”

“Tufan Erhürman seçilirse kaos olur, çünkü Türkiye ile ilişkileri yürütemez” şeklindeki açıklamalara tepki gösteren Denktaş, “Ne münasebet, böyle bir açıklama olmamalı. Burada bir iradeyle, birisi cumhurbaşkanı seçiliyorsa Türkiye’de bu iradeye saygı duyar. Seçilen kişiye değil, iradeye saygı duyar. Burada seçilen kişi de Türkiye’deki iradeyle birlikte çalışır. Tufan Erhürman da çalışamayacak birisi değil” diye konuştu. Bu tarz bir algının Türkiye karşıtlığı doğuracağını belirten Denktaş, “Devlet dediğin şey bir sistemdir. Türkiye 85 milyonuyla bir bütün olarak Anadolu’dur bizim için. Kıbrıs sorunu Denktaş döneminde partiler üstü bir sorundu. Herkes böyle yaklaşırdı konuya. Umarım o noktaya gelir yeniden. Bizim orada seçilen iradeye elbette saygımız vardır. Orada seçilen iradeyle o karşılıklı istişare, saygı ve sevgiyle tarihsel ve kültürel bağlarımızı daha da güçlendirmenin yollarını bulmalıyız. Şu anda yaşanan durum ise tam tersidir. Şu andaki mevcut durum Türkiye karşıtlığına sürüklüyor insanımızı” dedi. “Ben ne Türkiye’ye vilayet, ne de Rum’a yama olmak isterim.” sözlerini yineleyen Denktaş, “Çünkü ben bu devlete gönülden inanan bir kişiyim. Keşke memleket iyi yönetilseydi de ben de bugün yeniden bu sorumluluğa soyunmasaydım. Çocuklarımın büyüdüğünü görmedim. Toruncuklarımın büyüdüğünü görmek isterdim ama ne yazık ki iyi veya kötü yönetim değil, yönetim yok ülkede” diye konuştu.

 


Devamını Oku

Trending

Reklam