Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Fizyoterapistlerin yaptığı araştırmaya göre ilkokul öğrencilerinin yüzde 70’i omurga sorunu yaşıyor

Published

on

 Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği’nin (KTFD) yürüttüğü bir proje kapsamında ilkokul öğrencileri arasında yapılan araştırmada, katılımcıların yüzde 70’inin omurga sorunu yaşadıkları ortaya çıktı.

Avrupa Birliği’nin (AB) finanse ettiği ve KTFD tarafından yürütülen “StandUp Right/Dik Durmak İyidir” projesi kapsamında ülkedeki 9-11 yaş aralığındaki çocukların postür (duruş) problemleri haritalandırıldı. Araştırma sonuçları katılımcıların yüzde 70’inin orta, yani en az bir omurga sorunu yaşadıklarını gösterdi.

Proje kapsamında 3 bin 237 öğrenci ve 120 öğretmene beden farkındalığı temelli omurga sağlığı eğitimleri veren dernek yetkilileri, doğru öneri ve egzersizlerle çocuklardaki problemlerin ileride ciddi sağlık sorunları yaratmasının önlenebileceğini vurguladı.

Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği (KTFD) Asbaşkanı ve StandUpRight Proje Koordinatörü Münevver Özakalın “StandUp Right/Dik Durmak İyidir” projesinin sonuçlarını, Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) değerlendirdi.  

AB’nin finanse ettiği ve KTFD tarafından yürütülen “StandUp Right/Dik Durmak İyidir” projesi kapsamında Kuzey Kıbrıs’ta 9-11 yaş aralığındaki çocukların postür problemlerini haritalandırdıklarını kaydeden Özakalın, araştırma sonuçlarının katılımcıların yüzde 70’inin orta yani en az bir omurga sorunu yaşadıklarını ortaya koyduğunu söyledi.

Özakalın, araştırmanın omurga sağlıyla ilgili Kuzey Kıbrıs’ta yapılan ilk araştırma olma özelliğini taşıdığına da dikkat çekerek, “Altı bölgede ve 12 okulda yapılan araştırma sonuçlarına göre çocuklarda omurga sağlığında durum çok kötü.” dedi.    

Projenin iki bacağı olduğunu ifade eden Özakalın, Nisan 2023’te başlattıkları projenin bir ayağının fizyoterapistlerin birlik ve meslekle ilgili yasal düzenlemelerini içerdiğini ve bu konudaki gerekli çalışmaları yapıp, tasarıyı Sağlık Bakanlığı’na sunduklarını; ikinci ayağın ise çocuklarda koruyucu omurga sağlığı konusunda eğitim vermek olduğunu dile getirdi.

-3 bin 237 öğrenci ve 120 öğretmene omurga sağlığı eğitimi verildi     

Özakalın, proje kapsamında 12 kamu ilkokulu, bir özel ilkokul ve dört tane de özel eğitim okulunda beden farkındalığı temelli omurga sağlığı eğitimlerini verdiklerini işaret ederek, toplam 3 bin 237 öğrenci ve 120 öğretmenin bu eğitimleri aldığının altını çizdi.

Okul seçimlerinde merkez okulları yanı sıra köy okullarını da seçtiklerini, amaçlarının daha kapsayıcı bir çalışma ortaya çıkarmak olduğunu kaydeden Özakalın, eğitimlerin iki kısımdan oluştuğunu söyleyerek, şöyle devam etti:

“Projede 6 tane eğitilmiş özel fizyoterapistimiz, dünyada uygulanan yeni bir tekniği uyguladı. Öncelikle bir kısım eğitim, beden farkındalıkları terapilerinin çocuklarda omurga sağlığına uyarlanan oyun bazlı egzersizlerini içeriyordu. Bir kısım ise çocukların nasıl durmaları gerektiği, nasıl oturmaları gerektiği, çantaların nasıl taşımaları gerektiği, duruşlarında omurgalarını korumak için nasıl sağlıklı bir postür elde edebilirler eğitimi konusundaydı.”

Özakalın, tüm bu egzersizleri ve sorunlara yönelik çözüm önerini içeren bilgileri bir kitapçıkta topladıklarını, kitapçıklara ulaşmak isteyen ebeveynlerin https://www.ktfb.org/ sayfasından ya da Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği’nin Facebook ve Instagram sosyal medya sayfalarından içerikleri PDF olarak indirebileceklerini söyledi.

Kitabın kolay anlaşılabilir bir dille Yrd. Doç. Dr. Melis Sahilli Bağkur, Uzm. Fzt. Burcu Dericioğlu Tokgöz, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Miçooğulları, Dr. Fzt. Hüseyin Özkader ve Uzm. Fzt. Emine Kütüküt tarafından yazıldığını belirten Özakalın, söz konusu yazarların aynı zamanda eğitimi veren ekibi oluşturduklarını ifade etti.

Öğrencilere verilen eğitimler yanı sıra 120 sınıf ve beden eğitimi öğretmenine de çocukların omurga sağlığı konusunda eğitim verildiğinin altını çizen Özakalın, bu sayede öğretmenlerin de derslerde öğrencileri daha iyi bir postür için yönlendirebilmelerine katkı sağlandığını belirtti.          

-158 ilkokul çocuğun omurga sağlığı değerlendirildi 

Özakalın, proje kapsamında çocuklarda omurga sağlığı konusunda kapsamlı bir araştırma yaptıklarını kaydederek, araştırmada her bölgeden ikişer okula gidildiğini ve toplamda 158 ilkokul çağındaki çocukların postür, beden farkındalığı ve omurga değerlendirmelerinin yapıldığını ifade etti.   

Çalışmaya katılan öğrencilerin yüzde 54’ünün kız, yüzde 46’sının ise erkek öğrenciden oluştuğunu belirten Özakalın, Mağusa’dan yüzde 9, Lefkoşa’dan yüzde 10, Güzelyurt’tan yüzde 10, Lefke’den yüzde 20 ve İskele’den ise yüzde 36 oranında öğrencinin değerlendirmesinin yapıldığını açıkladı. 

Özakalın araştırmada, yüzde 31 oranında üçüncü sınıf, yüzde 44 dördüncü ve yüzde 25 oranında ise beşinci sınıf öğrencisinin değerlendirmelere alındığını da dile getirerek, her değerlendirmenin yaklaşık 45 dakika sürdüğünü de söyledi.

Bu araştırmanın ülkede ilk kez yapıldığını, daha öncesinde böylesi bir çalışma yapılmadığını vurgulayan Özakalın, eğitim konusunda olduğu gibi araştırma sonuçlarını da bir kitapçıkta topladıklarını kaydetti.

Münevver Özakalın, çocukların omurga sağlığının değerlendirilmesi araştırmasının beş başlık altında yapıldığını söyleyerek, bunların “genel postür, skolyoz, torakal bölge postürü, lumbal bölge postürü ve baş önde duruşu” olarak sınıflandırılabileceğini kaydetti.

– “Çocuklarda omurga konusunda çok kötü durumdayız”

Araştırma sonuçlarına göre çocuklarda omurga konusunda çok kötü durumda olunduğunu ve koruyucu sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Özakalın, şöyle devam etti:

“Genel postür taramasına yapılan beş değerlendirmeye göre çok iyi ve iyi postür oranları toplamda yüzde 21 yani omurgada herhangi bir sıkıntıya saptanmadığı sonucunu gösterir. Orta postür ki yüzde 70’tir. Bu oran çok fazladır. Bu en az bir omurga sağlığı problemi olduğunu gösteriyor. Zayıf ve kötü postür oranları ise toplamda yüzde 9’dur.”

-Katılımcıların yüzde 37’sinde skolyoz var

Özakalın, skolyoz yani omurga eğriliğinin yani tek tarafa fazla ağırlık verilmesi nedeniyle omurgam tek tarafa doğru gitmesi olduğunu söyleyerek, katılımcıların yüzde 37’sinde skolyoz olduğunu kaydetti.

Torakal bölge postürünün sırt bölgesinin değerlendirmesi olduğunu dile getiren Özakalın, katılımcıların yüzde 48’inin normal, geriye kalanı yani yüzde 52’lik bölümde sorun olduğu sonucuna ulaştıklarını belirtti. Sorunlardan birinin yüzde 22’lik oranla kifoz yani kamburluk olduğunu açıklayan Özakalın, bir diğer sorunun ise yüzde 30 oranıyla düz sırt olduğunu açıkladı.

-Telefon ve tablet kullanımı sorunlara yol açıyor

Özakalın, özellikle baş önde duruşunun kendileri için çok değerli olduğuna dikkat çekerek, çocukların yüzde 48’inde bu sorunun olduğunu söyledi. Tablet ya da telefon kullanımının yaygınlaşması nedeniyle başın öne doğru sürekli eğik olması sonucu bu rahatsızlığın oluştuğunu aktaran Özakalın, bu rahatsızlığın ilerde fıtığa dönüşebilme ihtimali olması nedeniyle özellikle önem verdiklerini söyledi.

Son değerlendirmenin lumbal (bel) bölge postürü konusunda yapıldığını ve bu konuda da yüzde 44 artmış lordoz ile yüzde 17 azalmış lordoz olduğunun altını çizen Özakalın, “Normalde belin bir çukuru var. Ama çukur artarsa öne doğru bir kavis gelişir. Fıtığın başlangıcı da öyle başlar. Azalmış lordoz da belin düzleşmesi demektir.” dedi.

Özakalın, tüm bunların ileride ciddi sağlık problemleri oluşturabilecek bir alan olduğunu ifade ederek, çocukların yaşları itibarıyla tüm bu sorunların şu an önlenebilir durumda olduklarını, doğru öneri ve egzersizle koruma altına alınabileceklerini vurguladı.

-Tüm ilkokul üçüncü sınıflara eylül ayında eğitim vermeye başlanacak

Tüm sürecin Milli Eğitim Bakanlığı’yla birlikte yürütüldüğünü ve Bakanlığın kendilerine destek olduğunu dile getiren Özakalın, Bakan Nazım Çavuşoğlu’yla yaptıkları görüşmeler sonucunda özellikle tüm ilkokul üçüncü sınıf öğrencilerine eylül ayı itibariyle değerlendirme ve eğitim vermeye başlayacaklarını da açıkladı. 

– “Çocuklar çantaları tek taraflı kesinlikle taşımasınlar, skolyoz riskini inanılmaz arttırır”

Özakalın bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri konusunda da konuşarak, özellikle okul çantaları konusunda uyarılarda bulunarak, şunları vurguladı:

“Çocuklar çantaları tek taraflı kesinlikle taşımasınlar, skolyoz riskini inanılmaz arttırır. İki taraflı çantayı taktıkları zaman da çantanın bedene tamamen yapışacak şekilde tutulması önemli. Çekçeklerin de tek taraflı çekilmemesi gerekiyor. Çocukların sürerek, götürebileceği çantalardan yani dört tekerlekli çantalardan öneriyoruz. Bir de özellikle aileler çocukların kitaplarının tümünü çantalarında taşımalarını istiyorlar. Bunu önermiyoruz. Ayrıca bir litrelik termoslar çok ağır. Bizler 0.3 ile 0,5 litrelik termosları öneriyoruz. Tablet ve telefon kullanımında ise uzun süreli olmaması önemli.”

Yarım saatten fazla aynı pozisyonda kalınmaması ve her yarım saatte bir en az 5 saniye pozisyonun değişmesi gerektiğinin de altını çizen Özakalın, bunun hem omurga hem de kas-iskelet sistemi açısından önemli bir konu olduğunu söyledi.

Münevver Özakalın, omurga sağlığı için özellikle belirli hareketlerin çok önemli olduğunu ve bu hareketlerin görsel ve açıklamalarının kendisi ve Uzm. Fzt. Ayşe Volkan’ın editörlüğünde hazırlanan “Çocuklar İçin Omurga Sağlığı” adlı kitapta yer aldığını anımsattı.

Kitabın, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası’nın 12 kişilik eğitim kurulunun pedagojik değerlendirmesinden geçtiğini de işaret eden Özakalın, kitap içeriğinde omurganın yapısı, omurga sağlığını etkileyen faktörler, egzersizler ve öneriler yer aldığını kaydetti.

-Yeni projede bu sefer yetişkinlerle çalışılacak

Dernek çalışmaları hakkında da bilgi veren Özakalın, bu projenin 13 Nisan itibarıyla biteceğini ve yeni bir projeye daha başlamayı planladıklarını aktardı.

Yeni projenin bu kez masa başında ve fabrikalarda çalışanları için tasarlandığını belirten Özakalın, projenin onaylanması durumunda bu sefer de yetişkinlerle çalışmayı planladıklarını vurguladı.

Lefkoşa Türk Belediyesi’yle üç yıldır devam eden bir projeleri olduğunu ve Lefkoşa sınırları içerisinde ikamet eden 65 yaş üstü kişilere salı ve perşembe günleri iki üye fizyoterapistin egzersiz yaptırdığını söyleyen Özakalın, özellikle pilates yaptırdıklarını dile getirdi.

Özakalın, her yıl geleneksel olarak düzenledikleri ulusal kongre olduğunu da belirterek, ayrıca yine düzenli olarak hem fizyoterapistlere hem de halka yönelik eğitimler verdiklerini sözlerine ekledi.

 

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Yapay zeka destekli kameralar tartışılmaya devam ederken; Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Arıklı, kameraların hız ihlallerine ceza kestiğini anımsattı, yeni yasal düzenlemelerin yolda olduğunu açıkladı.

Yüzde 30, 50 ve 100… Trafik cezalarının kademeli olarak yansıtılması için yasal düzenleme hazırlığı yaptıklarını ifade eden Arıklı, “Sürücü ilk kez ceza aldığında cezanın yüzde 30’unu, ikincisinde yüzde 50’sini üçüncüsünde cezanın tamamını ödeyecek.” dedi. Arıklı, ceza puanlarının bir miktar düşürüleceğini söyledi.

Elektronik sigara çalışması… Araçta sigara kullanımının yasak olduğunu anımsatan Erhan Arıklı, “Trafik Komisyonu’na ‘elektronik sigaralar serbest bırakılabilir mi?’ noktasında bir teklif götüreceğim. Sigaranın yangınlara yol açma gibi tehlikesi var, normal sigarada tolerans söz konusu değil.” diye konuştu.

“Birikmiş cezalar gönderiliyor”… Arıklı, bütçede yeterli para olmadığı için gönderimi yapılmayan cezalar olduğunu söyleyerek, cezaların dağıtımına başlandığını ifade etti. Arıklı, bunların tamamlanmasıyla (şubat ayı öngörülüyor) yeni radarların cezalarının da gönderilmeye başlayacağını kaydetti.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde geçtiğimiz günlerde Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nın bütçesi görüşülürken, yapay zekâ destekli yeni nesil kameralar yeniden gündeme geldi.

CTP Milletvekili Salahi Şahiner, trafik kameralarının aylardır sessiz sedasız devrede olduğunu ve tam kapasite çalıştığını belirterek, “Her ay yaklaşık 10 bin ceza kesiliyor. Şu anda vatandaşa gönderilmek üzere sistemde bekleyen en az 50 milyon TL tutarında ceza var” demişti.

Bunun üzerine “Kameralar devrede mi, her şeyi mi çekiyor?” soruları kamuoyunda merak uyandırırken, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, KIBRIS muhabirine yaptığı açıklamada konuya netlik getirdi.

“Kameralar başından beri aktif”

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, yapay zekâ destekli yeni nesil trafik kameralarının devreye alındığı ilk günden itibaren hız ölçümü yapmaya devam ettiğini vurgulayarak şöyle konuştu:

“Kameralar konulduğu andan itibaren sürat ölçmeye devam ediyor. Yani eski kameralar değiştiği andan itibaren hız tahdidini ölçüyor ve aşanlara ceza kesmeye devam ediyor. Bunu en başından beri defalarca söyledik. Yapay zekâ destekli kameraların sadece diğer özelliklerini henüz kullanmaya başlamadık. Bunlar arasında kemer, seyrüsefer ve sigorta denetimleri var. Bu özellikler için Bakanlar Kurulu’nda karar alındıktan sonra kullanımına geçilecek. Ama hız tahdidi ölçümü hiçbir zaman gündemden düşmedi; en başından beri aktif.”

“Rakamlar poliste var”

Muhalefet milletvekili Salahi Şahiner’in açıkladığı ceza rakamlarını “uçuk” olarak nitelendiren Arıklı, eleştirileri sert bir dille yanıtladı:

“Salahi Bey’in rakamlarla bir problemi var herhalde. Hiçbir istatistiksel veriye dayanmayan son derece uçuk ve hayali rakamlardan bahsediyor. Gerçekten şaşırıyorum. Kulaktan dolma bilgilerle insanları kışkırtıyor.”

Bakan Arıklı, gerçek ceza sayılarına dair soruyu da yanıtlayarak bu bilgilerin poliste bulunduğunu belirterek “Onu bizim bilmemiz mümkün değil. Kaç tane vatandaşın kameralarda hız tahdidine takıldığını ancak polis bilebilir. Bu konuda açıklamayı polis yapar.”

Kameraların “sessiz sedasız devreye alındığına” ilişkin söylemlere de değinen Arıklı, “Biz bilmiyorduk” söylemlerini kesin bir dille reddetti:

“Biz hiçbir zaman kamaraların devre dışı kaldığını söylemedik. Hatta bunu söyleyen arkadaşlara da “sıkıysa bas geç” esprisini de yaptık. Geçmişte kameralar hangi oranda ceza kesmeye devam ediyorsa yine kesmeye devam ediyor. Ben dahil bu suçu işleyen herkes cezasını çekmeli.”

Ceza gönderimi başladı mı?

Bakan Arıklı, sürat ihlali yaptığı yeni kameralarca tespit edilen sürücülere ceza gönderiminin yapılmaya başlanıp başlanmadığı ile ilgili soruya da şu şekilde yanıt verdi:

“Henüz daha ona sıra gelmediğini düşünüyorum çünkü geçmişten kalan 2 yıllık bir birikme vardı. Bütçemizde para olmadığı için ihaleye çıkamamıştık. Ceza gönderimleri ihale ile yapılıyor, ihaleyi alan firma dağıtıyor bunları. 2024’ün sonuna kadar olan geçmişte birikmiş olan cezalar vardı sırayla geçmişten bugüne kadar onlar dağıtılıyor. Ceza gönderimlerinde 2025’in ortalarına kadar geldiğini düşünüyorum. Zannediyorum ki yeni cezalar da ocak-şubat sonu gibi gönderilmeye başlanır.”

“Başbakan’ın açıklaması hız ihlalleri dışındaki tespitlerle ilgiliydi”

Bakan Arıklı, Başbakan Ünal Üstel’in 1 Ekim 2025 tarihinde yapay zeka destekli hız tespit kameralarının eğitim ve devreye alma süreci ile ilgili yaptığı açıklamada “1-2 Ekim 2025 tarihlerinde kullanıcı eğitimleri gerçekleştirilecek, ardından kamuoyu ayrıntılı şekilde bilgilendirilecek ve kameralar aktif olarak görev yapmaya başlayacaktır. İhlallere yönelik cezalar da bu bilgilendirme tarihinden itibaren uygulanacaktır. Vatandaşlarımız kapsamlı bir şekilde bilgilendirilmeden ve uyarıcı levhalar tamamlanmadan ceza yazma süreci başlamayacaktır” ifadelerine yönelik de “O açıklama diğer özelliklerle alakalıdır. Hız tahdidi ile ilgili Sayın Başbakan’ın öyle bir açıklaması yok.” dedi.

“Yeni kameraların hız ölçüm mesafesini Trafik Komisyonu belirleyecek”

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, yapay zekâ destekli yeni nesil trafik kameralarına ilişkin teknik detayları ve uygulanacak prosedürü anlatarak yeni kameraların hız ölçüm sistemiyle ilgili olarak şu bilgileri paylaştı:

“Yeni kameralar hız tahdidini, eski kameralar hangi mesafeden ölçüyorsa o mesafeden ölçmeye devam etti. Şimdi bu konuda bir değerlendirme sürecine giriyoruz. Önce konuyu Trafik Komisyonu’nun bilgisine getireceğiz. Komisyonun görüşlerini aldıktan sonra Bakanlar Kurulu’nda durumu değerlendireceğiz. Mevcut kameralar 200 metreden çekiyor, eski kameralar ise şimdiye kadar 50 metreden çekiyordu. O yüzden yeni kameralar da şu an 50 metreden çekiyor. Bu mesafenin 200 metreye çıkarılıp çıkarılmayacağına Trafik Komisyonu karar verecek ve bize bildirecek.”

“IQOS gibi elektronik sigaralar için teklif götüreceğim”

Bakan Arıklı, yapay zekâ kameralarının hız dışında tespit edeceği diğer ihlallerin Trafik Komisyonu tarafından onaylandığını belirtti:

“Trafik Komisyonu, yapay zekâ kameralarının hız tahdidi dışında tespit edeceği diğer ihlaller konusunda da onay verdi. Araç içindeki yolcuların fotoğraflanması meselesinde ise biz görüntülerin flu olmasını önermiştik; Komisyon ‘hayır, karartılsın’ şeklinde karar aldı.”

Arıklı, trafik güvenliği açısından yeni bir düzenleme ihtiyacına da dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Trafik Komisyonu’na IQOS gibi elektronik sigaraların acaba serbest bırakılabilir mi noktasında bir teklif götüreceğim. Çünkü sigaranın yangınlara yol açma gibi birkaç yönden ciddi tehlikesi var. Normal sigara konusunda herhangi bir tolerans söz konusu değil.”

“Yasal düzenleme hazırlığındayız”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

İskele Kaza Mahkemesi’nde yargılanan iki Kıbrıslı Rum sanık A.K. (E-60) ve A.K. (K-60), dün yeniden mahkemeye çıkarıldı. İki Kıbrıslı Rum sanığın hakkındaki dava 9 Aralık’a ertelendi.

Geçmiş duruşmalarda savcılık, beş sanık aleyhine getirilen “mülke tecavüz” ve “genel rahatsızlık” suçlamalarına ilişkin davayı geri çekmiş; sanıklar söz konusu suçlamalardan serbest kalmıştı.

“Kişisel Verileri Koruma Yasası’nı ihlal” ve “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçlamalarıyla yargılanan iki sanık hakkındaki dava ise dün de devam etti.

Öte yandan, “askeri yasak bölgeyi ihlal” suçlamasıyla Lefkoşa Askeri Mahkemesi’nde yargılanan sanıkların beraat ettiği belirtildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Hür-İş ve Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, yaptığı açıklamada ülkede hayat pahalılığı artmadan, piyasadaki zamlar durdurulmadan asgari ücrete hayat pahalılığı oranının eklenmemesini beklemenin “egoistlik” olduğunu belirtti.

Serdaroğlu, Avrupa’nın 14 ülkesinden yüksek asgari ücret verildiğinin söylenmesinin doğru bir karşılaştırma olmadığını ifade ederek, bu değerlendirmelerde alım gücü, enflasyon ve fiyat seviyelerinin göz ardı edildiğini vurguladı.

Serdaroğlu, “Hayat pahalılığı Avrupa’dan yüksek, alım gücü Avrupa’dan düşükse rakamın büyük olması kimseye fayda sağlamaz. Önemli olan asgari ücretin kaç Euro olduğu değil, o ücretle pazar filesinin doldurulup doldurulamadığıdır.” dedi.

Açıklamada, ülkede hayat pahalılığının Avrupa’dan daha hızlı arttığı, enflasyonun Avrupa’nın 5–6 katına ulaştığı ve temel ürün fiyatlarının birçok Avrupa ülkesinden daha yüksek olduğu belirtildi. Serdaroğlu, bu şartlarda rakamların yüksek görünmesinin çalışanın alım gücünü artırmadığını, tam tersine daha da erittiğini kaydetti.

Gerçek bir karşılaştırma yapılacaksa aynı sepetteki ürünlerin fiyatlarına, kiralara, enflasyon farklarına ve çalışanın ay sonunda cebinde kalan paraya bakılması gerektiğini ifade eden Serdaroğlu, “Mesele yüksek maaş vermek değil, hayatı yaşanabilir kılmaktır.” dedi.

Serdaroğlu, hayat bu kadar pahalıyken asgari ücrete hayat pahalılığı oranının eklenmemesini istemenin çalışanı yok saymak olduğunu dile getirdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam