Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis devam ediyor

Published

on

Girne Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers, “Ülkemizi bekleyen çevre felaketleri” konulu güncel konuşma yaptı.

Hükümetin icraatlarının halkın ihtiyaçlarıyla bağdaşmadığını dile getiren Rogers, hükümetin halk için değil, kendi çıkarları için çalıştığını ve halkın iradesini yok sayan bir hükümetle karşı karşıya kalındığını söyledi.

Bugüne kadar çevreyle ilgili birçok konuşma yaptığını fakat ilgili bakanın yanıt bile vermediği eleştirisinde bulunan Rogers, Güngör çöplüğünün artık büyük bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini kaydetti.

Güngör çöplüğünde geçen perşembe gününden itibaren bir yangın başladığına dikkat çeken Rogers, Güngör çöplüğünde yaşananların 2012 yılından itibaren yılan hikâyesine dönüştüğünü ancak halen çözüm üretilmediğini söyledi.

Merkezi hükümetin üzerine düşen hiçbir sorumluluğu yapmamasından dolayı AB’nin de buraya kaynak ayırmadığını dile getiren Rogers, Güngör çöplüğünde gereken uygulamaların yapılmadığını ve yapılan birçok altyapının da zarar görüp, fonksiyonunu yitirdiğini kaydetti.

Güngör çöplüğünde artık yönetim planının hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Rogers, hükümetin böyle bir gailesi olmadığını savundu.

Yapılan uyarıların hiçbirinin dikkate alınmadığını dile getiren Rogers, çöplükle ilgili ihalenin Türkiye üzerinden yapılacağı duyumları aldıklarını kaydetti. Rogers, katı atık yönetiminin deniz aşırı şirketlerin yönetimine verilecek olmasının da kabul edilemez olduğunu söyledi.

Yeni hastane lansmanında yapılan uygulamadan dolayı üzüntü duyduğunu dile getiren Rogers, açılış sırasında Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakan Yardımcısının sağlık alanında neler yapılacağını açıklamasının ise “utanç” verici olduğunu belirtti.

Rogers, ülkenin iradesinin teslim edildiğini ve sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin başlattığı eylemleri, hükümetin dikkate almadığını söyledi.

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz da eleştirileri yanıtladığı konuşmasında, “iradenizi teslim ettiniz” cümlesini bir vekilin söylemesinin hoş olmadığını belirtti.

Ülkenin ihtiyaçlarının karılaştırılmasının “irade teslim edildi” şeklinde değerlendirilmesinin doğru bulmadığını kaydeden Oğuz, protokollerin, iki ülke arasında ihtiyaç duyulan hizmetler doğrultusunda yapıldığını kaydetti. Bazı konularda eleştiri yapılabileceğini dile getiren Oğuz, her gelen hükümetin halkın ve hükümetin sorunları ve ihtiyaçlarını gidermek için çalıştığını belirtti.

Türkiye ile altyapıya yönelik protokoller yapıldığını ve birçok alanda ülkeye yatırımlar yapıldığını anlatan Oğuz, “İrade teslim etmek doğru değildir. İrade teslimi nedir? Bu gibi konularda irade teslimi yoktur. Ülkenin ihtiyaçları vardır.” şeklinde konuştu.

Dikmen çöplüğünün kapatılmasının ardından Güngör çöplüğünde yaşananlarda herkesin payı olduğunu dile getiren Oğuz, içten içe yanan çöplüğün Perşembe günü dışarıya duman verdiğini belirterek, yapılan çalışmalarla bugün bu sorunun giderildiğini kaydetti.

Güngör çöplüğüyle ilgili birçok paydaşın ortak toplantı yaptığını ve hiç kimseden bir şey saklanmadığını dile getiren Oğuz, ihale sürecinde belediyelerin de olacağını kaydetti.

Ortak çalışma yapılarak bu sorunun giderilmesi konusunda herkesin hem fikir olduğunu dile getiren Oğuz, ülkenin çeşitli yerlerinde olan çöplüklerle ilgili yaşanan sorunların giderilmesiyle ilgili belediyelerle çalışıldığını ve birlikte karar vereceklerini kaydetti.

Bu sorunu çözmek için yapılacak çalışmalarda “adrese teslim” veya “peşkeş” çekilecek bir durum olmadığına dikkat çeken Oğuz, en kısa sürede bu sorunun çözülmesi için gerekli çalışmaların yapıldığını söyledi.
Dursun’un konuşması sırasında Rogers, yerinden söz alarak “sözlerimizi çarptırıyorsunuz” dedi.

-Çolakoğlu

Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Şifa Çolakoğlu da, “Nifak Tohumları” konulu güncel konuşma yaptı. Bugünün 15 Nisan Dünya Sanat Günü olduğunu söyleyen Çolakoğlu, ülkede üreterek varını yoğunu sanata adayan sanatçıların günlerini kutladı.

Hükümetin sanat adına bir güzellik ortaya koyup, bir açıklama dahi yapmadığını dile getiren Çolakoğlu, AKM’nin, yeniden yapılandırılarak sanata kazandırılabilecekken Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne verilmesi düşüncesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Çolakoğlu, böyle bir yerin geliştirilerek, mevcudiyetini korumasının önemli olduğunu fakat böyle bir günde böyle bir habere uyanmanın üzüntü verici olduğunu belirtti.

AKM’nin etrafındaki okulların yerine de otellerin yapımı için çalışmalar başlatıldığı duyumu aldıklarını dile getiren Çolakoğlu, bu kararların derhal iptal edilmesi ve okullarla AKM’nin iyileştirerek, topluma kazandırılmasını beklediklerini kaydetti.

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu yerinden söz alarak, böyle bir kararın olmadığını ve konuşulmadığını belirtti.

Din konusunun sağ sol meselesi olmadığını dile getiren Çolakoğlu, kimsenin kimseye dini ve inancı öğretme haddine sahip olmadığını söyledi. Ortaokullarda öğretmenlik yaptığı 20 yıl boyunca bazı kız öğrencilerin kapattığı başını okulda açtığını ve bu öğrencilerle yaptığı görüşmelerde ailelerini zoruyla başlarını kapattıklarını öğrendiğini belirtti. Çolakoğlu, günah keçisi yapılan öğretmenlerin dinlenmesini ve sözlerine itibar edilmesi gerektiğini söyledi.

“Nifak tohumlarının” belirli kesimler ve kişiler tarafından halka sokulduğunu dile getiren Çolakoğlu, nifak tohumlarının Kıbrıs Türk halkının içerisine inatla sokmaya ve büyütmeye çalışan kişilere gerekli cevapların verilmesi gerektiğini kaydetti.

UBP’nin en köklü siyasal partilerinden biri olduğunu dile getiren Çolakoğlu, “Siz ısrarla halkın içerisine nifak tohumu sokup, yeşertmeye çalışanları içinizde barındırmayınız. Mesele ne sağ, ne sol meselesidir. Mesele memleket meselesidir. Herkesin gerektiği şekilde davranması gerekmektedir.” dedi.

-Çavuşoğlu

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu yeniden söz alarak, okulların otele dönüştürüleceği söyleminin doğru olmadığını söyledi. Çavuşoğlu, böyle bir çalışma olması halinde ilk önce kendisinin haberi olacağını belirtti.

Toplumun arasına nifak tohumları eken kişilerin başbakan tarafından polise bildirildiğini dile getiren Çavuşoğlu, “Erhan bey ne olacak?” sorusuna karşılık da, “Onun dokunulmazlığı var. Ona gerekli cevap verilmiştir. Ben de televizyonlarda gerekeni söyledim.” dedi.

Öğretmenlerin günah keçisi yapılmadığını dile getiren Çavuşoğlu, sendika sözcülerinin söylemlerinin tüm öğretmenleri temsil etmediğini kaydetti.
Çavuşoğlu ayrıca, sendika temsilcilerinin fikir üreterek, çözüm üretme aramalarına devam etmesi gerektiğini belirtti.

-Berova

Maliye Bakanı Özdemir Berova da söz alarak, CTP Milletvekili Şifa Çolakoğlu’nun konuşmasından üzüntü duyduğunu dile getirdi.

Nifak tohumunun sözlük anlamını okuyan Berova, kürsünden yapılan söylemlerin esas nifak tohumu olduğunu kaydetti.

Bu yaklaşımın doğru olmadığını belirten Berova, AKM konusunun da ise böyle bir uygulamanın veya talebin hiç konuşulmadığını söyledi.

Berova, AKM’nin yeterli kapasitede olmadığını ve daha büyük ve daha geniş bir yer yapılmasının konuşulduğunu ancak esas nifakın AKM’nin verileceğine ilişkin söylemi olduğunu belirtti.

-Derya

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya, “Son Siyasi Gelişmeler” konulu güncel konuşma yaptı.

Berova’nın yaptığı konuşmayla var olan söylemleri bilinçli çarpıtmaya çalıştığımı söyleyen Derya, sağ popülist iktidarların gerçekliği ortadan kaldırarak ve kutuplaştırarak siyaset yaptığını kaydetti.

Birçok ülkede uygulanmaya çalışılan bu uygulamanın kavramları alıp, tam ters çevirerek uygulamaya çalışılmasının bu ülkede de yapılmaya çalışıldığını dile getiren Derya, yapay gündemler ve seçim hesaplarıyla hükümetin seçmenlerini “güruhlaştırarak” kin ve nefret yaratmaya çalıştığını belirtti.

Eğitim alanında başlayan tartışmaların altında yatanlara bakılması gerektiğin dile getiren Derya, din dersinin 4 yaşına indirilmesi konusunda bir “sarı sendikanın” siyasal İslam aracısı olarak eğitimi kullanmaya çalıştığını ve ateşe benzin dökerek, bir şeyler yapma taktiklerini bildiklerini söyledi.

Böyle gündemlerle ülkenin gerçek sıkıntılarının konuşulmadığını dile getiren Derya, “sendika temsilcileri tüm öğretmenleri temsil etmiyor” yönünde açıklamalar yapan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı ile Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’na “Acaba siz tüm partililerinizi temsil ediyor musunuz?” sorusunu sordu.

Bu ülkede insanların yıllar boyunca din, dil, ırk ayrımcılık olmadan yaşamayı başardığını dile getiren Derya, Arıklı’nın “Türkiye karşıtlığı” yapılmış gibi bir algı yaratmaya çalışarak “TC Elçiliği önünde eylem” çağrısına “Eyleme gitmeyin” çağrısıyla yanıt veren Türkiye kökenli kişilerin ellerini öptüğünü belirtti.

Öğretmenlerden duydukları konuların hiç de iç açıcı olmadığını dile getiren Derya, siyasilerin dinsel özgürlükler üzerinden yaptığı konuşmaları da eleştirerek, bunların insan hakkı olarak savunulmasının ise kabul edilemeyeceğini kaydetti. Yetişkin bireylerinin ne giyeceğine kimsenin karışamayacağına işaret eden Derya, okullardaki üniformanın çocuklar arasında ayrımcılığın olmaması için kurala bağlandığını ve bunların yerine manipülasyon yapılmasının anlaşılmaz olduğunu belirtti.

Bu işin sağı solu olmadığını, bunun memleket meselesi olduğunu dile getiren Derya, yanlışa yanlış denilmesi gerektiğini söyledi. Derya, ülkenin her kesimine saygı göstererek yaşam inşa edildiğini ve bu yapılan oyunlara gelinmemesi gerektiğini kaydetti.
Derya, icraatlarından dolayı ayrıca eleştirdiği Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Arıklı’ya “bölücülük” ve “kadın düşmanlığı” suçlamasında bulundu. Derya, oy kaybettiğini iddia ettiği Arıklı’nın bunu fark ettiğini ve kendisinin yazdığı ve oynadığı bir senaryo üzerinden oyun oynadığını söyledi.
-Berova

Maliye Bakanı Özdemir Berova söz alarak, CTP Milletvekili Doğu Derya’yı eleştirdi. Güçlü hitabeti ve meclis kürsüsünde yaptığı konuşmaları bilinen Derya’nın karşıt görüşleri dinleme açısından sıkıntılı olduğunu söyleyen Berova, Derya’nın iddia ve ifade ettiği fikirlerin bu bağlamda eleştirilmesi gerektiğini belirtti.

CTP Milletvekili Şifa Çolakoğlu’nun yerinden söz alarak, “elçiliğin AKM’nin belli bölümünün ayrıştırılması noktasında çalıştığı” yönündeki duyumları yeniden sorması üzerine Berova, “AKM nasıl daha iyi olur” çalışmasının dışında bir çalışma olmadığını söyledi.

Berova, CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları’nın yerinden söz alarak, 4 aydır ödenmeyen şoförlerin ne zaman ödeneceğini sorması üzerine, öğrenci taşımacılığı için Eğitim Bakanlığından gelen harcamaların hızlıca hazırlandığını, bir ay içinde ödendiğini ve ödenmeyen olmadığını söyledi.

-İncirli

Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Sıla Usar İncirli de “Son Siyasi Gelişmeler” konulu güncel konuşma yaptı. İncirli, hastane ve okulların döküldüğünü, işsizlik rakamlarıyla suç oranlarının arttığını ancak hükümetin hala rahat olduğunu dile getirdi.

Geçen hafta 15 bin kişinin aynı ağızdan haykırarak, tüzüğün geri çekilmesi talebinde bulunmasının kabinenin rahatını bozduğunu savunan İncirli, bugün yapılan konuşmalardan da gerildiklerinin anlaşıldığını söyledi. İncirli, memlekette yapılacak birçok iş olduğunu ve bunlarla ilgili hükümetin ciddi başarısızlık içerisinde olduklarını belirtti.

İncirli, bir an önce disiplin tüzüğünün gündemden kaldırılarak, memleketin önünün açılması gerektiğini kaydetti. İnsanların hükümet yetkililerine çok öfkeli olduğunu söyleyen İncirli, “Bunlardan vazgeçin. Bu tüzüğü derhal geri çekin” dedi.

Öğretmenlerle sendikanın arasının açılmaya çalışıldığını ama bu senaryolara inanmadıklarını dile getiren İncirli, insanların farklı düşünebileceğini fakat sendikanın başlattığı bu mücadelede insanların hep birlikte yürümeyi kabul ettiklerini söyledi.

Çok uzun zamandan beri hastane yatak sayılarının yeterli olmadığının bilindiğini dile getiren İncirli, hastanede cihaz ve personel sorunları olduğunu fakat ilgili bakanın hiçbir sorun yokmuş gibi davrandığını kaydetti.

Ülkede yeni bir devlet hastanesi yapılması gerektiğini yıllardır söylediklerini dile getiren İncirli, Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nin yorulduğunu ve artık yeterli olmadığını belirtti. Hastane ve okulların kapasitesinin dolduğunu dile getiren İncirli, yeni hastanenin yatak kapasitesinin yetersiz kalacağını söyledi. İncirli, ciddi bir yatak sayısı kriziyle karşı karşıya kalınabileceği uyarısında bulundu.

“Bu işler kabadayılıkla olmuyor sayın bakan. Bu işler hesap kitap meselesidir” diyen İncirli, yapılacak yatırımları her zaman desteklediklerini fakat yapılacak yatak sayısının yetersiz kalabileceği uyarısında da bulunmaları gerektiğini kaydetti.

Ülkede “popülist bölücülere” asla izin verilmemesi gerektiğini dile getiren İncirli, Kıbrıslı Türkleri ayırmaya çalışan bir siyasi partiden de UBP’nin sorumlu olduğunu ve böyle bir kişiyle birlikte hükümet etmemesi gerektiğini belirtti.
-Oğuz

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz da söz alarak, vatandaşın sağlık alanında vatandaşın beklediği hizmetin karşılanması gerektiğini söyledi.

Yeni devlet hastanesine herkesin ihtiyacı olduğunu dile getiren Oğuz, yapılacak tespitlerden sonra ihtiyaca göre bir planlama yapıldığını kaydetti.

Her bakanlığın kendine göre sorumlulukları olduğunu ve bakanların 7/24 çalışmak zorunda olduğunu, sıkıntıların da çözülmesi yönünde projeleri olduğunu dile getiren Oğuz, bazen imkânsızlıklar yaşandığını kaydetti.

Ayrımcılıkla ilgili başbakanın da, kendisinin de söylemleri olduğunu dile getiren Oğuz, ülkeyi kutuplaştıranın ayrıştırmanın doğru olmadığını ve bunu yapanlara karşı da hep beraber karşı olduklarını söyledi.

Oğuz, ülke insanları arasına nifak tohumları atılmasının da doğru olmadığını söyledi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Sami Özuslu’nun “Halka Rağmen Siyaset Buraya Kadar” konulu güncel konuşma yaptı.

“Suni turban, başörtüsü krizini yaratıldığından beri ne olduğunun farkında mısınız? Sterlinin 50.50 TL olduğunu farkında mısınız?” ifadelerini kullanan Özuslu, kurlardaki artışlara bakılıp bakılmadığını sorarak, insanların bu memlekette nasıl yaşayacağının gulanması gerektiğini söyledi.

Mecliste kumarhane yasasının hızlıca tamamlanıp, yürürlüğe girmesi konusundan yapılan çalışmanın herkes tarafından bilinmesi gerektiğini dile getiren Özuslu, bir taraftan türban, bir tarafta kumar meselesinin çalışılmasını eleştirdi.

Türkiye’den milli sporcuların geçen hafta Limasol’da yapılan müsabakalara katılarak başarı elde ettiğine işaret eden Özuslu, “Bizim sporcularımız boynunu bükerek gene baktı” dedi.

Memleketin açık hava hapishanesine çevrildiğini savunarak, son zamanlarda bazı kişilerin Türkiye Cumhuriyeti’ne, bazı müteahhit ve avukatların da AB’ye giremediğini söyleyen Özuslu, bazı vatandaşların Rusya ve Dubai’ye de gidememesinin Cumhurbaşkanı seçimlerden sonra yaşandığına dikkati çekti.

Limasol Limanı’na Kuşadası’ndan sürekli turist gemisi gidip geldiğini dile getiren Özuslu, turizmin bittiği ülkede kumar turizmini daha da yukarıya çekecek çalışmalar yapılmasını eleştirdi. Özuslu, ülkede turizmin nasıl planlandığını sordu.

Sami Özuslu, “Biz geliyoruz. Kapı da açacağız. Toplumu geren başörtüsü tüzüğünü de geri alacağız. Toplumun fabrika ayarlarıyla oynayanlara geçit vermeyeceğiz. Gerçekten yeter artık.” dedi.

Bu toplumun nereye gittiği konusunda hükümetin haberi olup olmadığını soran Özuslu, 28 Nisan’a kadar ya disiplin tüzüğünün çekileceğini, ya da hükümetin gideceğini savundu.

Özuslu, topluma her türlü hakaretin yapılmasının sorumlusunun UBP olduğunu iddia ederek, hükümet yetkililerinin her türlü provokasyonu yapan bir kişiyi halen neden hükümette tuttuklarını sordu.

Geçen hafta yapılan eylemin bir kırılma noktası olduğunu söyleyen Özuslu, toplumun her görüşten her kesimden insanı toplayan böyle bir eylemin uzun zamandır görülmediğini belirtti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Akgünler Denizcilik yeni hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişletti

Published

on

By

Akgünler Denizcilik’in 25. kuruluş yıl dönümünde, yeni nesil, yüksek kapasiteli hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişleterek, Girne-Taşucu arası seyahat süresini 2 saat 30 dakikaya indirdiği bildirildi.

Akgünler Denizcilik’ten verilen bilgiye göre, 24 Temmuz itibarıyla Girne-Taşucu-Girne hattında seferlerine başlayan gemi, 43 araç ve 430 yolcu kapasitesine sahip.

Akgünler Denizcilik Genel Müdürü İbrahim Baştuğ, “25. yılımızı kutlarken ailemize katılan Grand Master ile hizmet kalitemizi bir adım daha yukarıya taşıyoruz. Yolcularımıza hızlı, konforlu ve zaman kazandıran bir yolculuk deneyimi yaşatmayı amaçlıyoruz. KKTC ile Türkiye arasındaki ulaşımı daha da güçlendirecek bu yatırım, deniz taşımacılığında her zaman hizmet kalitesini artırma hedefinde olan lider firma olmamızın bir göstergesidir.” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel: “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

GKRY, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 380 bin euro bağışladı

Published

on

By

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Kıbrıs’taki Kayıp Şahıslar Komitesi’ne (KŞK), 380 bin euro bağışladı.

Bu bağışla GKRY’nin 2005’ten bugüne KŞK’ye sağladığı mali yardım 4 milyon 392 bin 700 euroya yükseldi.

KŞK’den yapılan açıklamada, bağışın kazı çalışmalarının güçlendirilmesi ve kazı ekiplerinin artırılması da dahil olmak üzere KŞK’nin 2025’teki çalışmalarını destekleyeceği kaydedildi.

KŞK’ye yapılan bağışların, Komite’nin kayıp şahısların kalıntılarının tespit edilmesi ve ailelerine iade edilmesi amacına katkıda bulunduğu belirtilen açıklamada, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıplardan, şu ana kadar toplam 1055 kişinin kimliklendirilerek, usulüne uygun cenaze töreniyle ailelerine teslim edildiği hatırlatıldı.

Açıklamada, projenin devamı için Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bağışçı desteklerine ihtiyaç duyduğu vurgulandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam