Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

KTAMS ve KAMUSEN, cezaevindeki sorunlar için hükümete 21 Mayıs’a kadar süre verdi…Grev uyarısında bulundu

Published

on

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) ve Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (KAMUSEN), Merkezi Cezaevi’nde yaşanan personel eksikliği ve buna bağlı sorunların giderilmesi için 21 Mayıs’a kadar somut adım atılmaması halinde greve gideceklerini duyurdu.

Merkezi Cezaevi’ndeki gardiyan ve sağlık personeli yetersizliği ile yıllardır çözüm bekleyen yapısal sorunlara çözüm bulunamadığını savunan sendikalar, 75 gardiyan eri ve doktor başta olmak üzere ihtiyaç duyulan personel için münhallerin bir an önce açılmasını talep etti.

KTAMS Başkanı Güven Bengihan ve KAMUSEN Başkanı Metin Atan, sendika üyeleriyle birlikte personel eksikliğine ve diğer sorunlara dikkat çekmek amacıyla Yeni Merkezi Cezaevi önünde ortak basın açıklaması yaptı.

– Atan: “75 Gardiyan eri istihdamı için ivedilikle adım atılmalı”

KAMUSEN Başkanı Metin Atan, Merkezi Cezaevi’nde artan tutuklu ve mahkum sayısına karşın personel yetersizliğine dikkat çekerek, hükümete “ivedilikle adım atın” çağrısında bulundu.

Atan, KTAMS ile birlikte yürütülen girişimlerle cezaevindeki gardiyan eksikliğini sürekli olarak dile getirdiklerini belirterek, “Gardiyanlarımız gerçekten bu zor şartlar altında yetersiz kalıyor” dedi.

“İdare bu konuda elinden geleni yapıyor ancak esas sorumluluk Bakanlık ve Başbakanlık’tadır” diyerek, 75 kişilik gardiyan eri alımı için Başbakanlığa gerekli başvuruların yapıldığını belirten Atan, 60 erkek ve 15 kadın gardiyan eri alınmasına yönelik istihdam talebinin iletildiğini ancak bu talebin halen sonuçlandırılmadığını söyledi.

Cezaevinde görev yapan personelin hem mesleki hem de sosyal anlamda büyük zorluklar yaşadığına da dikkat çeken Atan, “Bu ülkede görevlerini yerine getirmesi gerekenler, maalesef hala sorumluluklarını yerine getirmek yerine sorunu ertelemeye ya da üstünü örtmeye çalışıyor. Bu yaklaşım kesinlikle doğru değil” ifadelerini kullandı.

– “Kamusal sorunlar geri plana atıldı”

Atan, konuşmasında ülkedeki diğer kamu kurumlarındaki sorunlara da değinerek, “Son zamanlarda kamuoyunu meşgul eden tüzük tartışmaları nedeniyle, diğer dairelerin çözüm bekleyen sorunları geri plana atıldı. Posta Dairesi, hastaneler ve birçok kurumda da benzer sıkıntılar yaşanıyor. Bu sorunların çözümü öncelikli olmalı” dedi.

İstihdam sürecinin yalnızca münhal ilanıyla sınırlı olmadığını ve konunun bir diğer boyutunun da Kamu Hizmeti Komisyonu olduğunu belirten Atan, “Bu süreç zaten zaman alıyor. O yüzden biz sürecin başında hızlıca adım atılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

-Bengihan: “21 Mayıs’a kadar adım atılmazsa grev kararı alacağız”

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan ise Merkezi Cezaevi’ndeki personel yetersizliklerine ve sağlık hizmetlerindeki eksikliklere yönelik eleştirilerde bulunarak, 21 Mayıs tarihine kadar somut adımlar atılmaması halinde, sendikalar olarak grev kararı alacaklarını açıkladı.

– “Cezaevindeki sorunlar ötelenemez, telafi edilemez”

Basın mensuplarına yaptığı açıklamada, cezaevindeki uzun süredir devam eden personel eksikliklerinin artık kabul edilemez bir seviyeye ulaştığını belirten Bengihan, cezaevinin diğer kamu dairelerinden farklı olduğunu belirterek, “Bir dairede işler ertelenebilir ve ertesi gün tamamlanabilir. Ancak cezaevinde böyle bir durumun telafisi yoktur; burada insan hayatından bahsediyoruz” dedi.

Bengihan, cezaevindeki kişi sayısının bir köy nüfusunu aştığını belirterek personel ve sağlık hizmetleri açısından bu yoğunluğun altından kalkılamadığını kaydetti.

– 9 mahkum hayatını kaybetti, doktor ayda bir kez geliyor!

Yasaya göre cezaevine doktor istihdam edilmesi gerekirken hâlâ bu görev için kalıcı bir atama yapılmadığını ifade eden Bengihan şöyle devam etti:

“2023’te yeni cezaevine taşındık, üzerinden 2,5 yıl geçti. Yasaya göre burada bir doktor bulunması gerekiyor, ancak doktor istihdam edilmedi. Münhal ilanı yapıldı, fakat başvuran olmadı. Mevcut sistemde görevli olan doktor ise sadece ayda bir cezaevine geliyor. Bu kabul edilemez. 9 mahkum hayatını kaybetti ve bu ölümlerde ihmali olan herkes sorumludur.”

– “İçeride 789 kişi var”

Bugün itibarıyla Merkezi Cezaevi’nde mahkum ve tutuklu sayısının 789 olduğunu belirten ve sürekli personel eksikliği yaşandığına işaret eden Bengihan, gardiyanların, yeni ve eski cezaevlerinde nöbet tuttuğunu ve neredeyse evlerine gidemediğini ifade etti.

– “Hemşire yeni alındı, hukukçu ve sosyal hizmet uzmanı hâlâ yok, birçok kilit kadro boş”

“Hemşire münhali ve sınavı yeni tamamlandı ancak henüz göreve başlamadılar. Hukukçu alımı yapılmadı. Sosyal hizmet memuru kadrosu olmasına rağmen münhal açılmadı. Cezaevi, sadece insanları dört duvar arasına kapatmak değil, onları rehabilite etmek ve topluma kazandırmak da asli görevlerindendir.” ifadelerini kullanan Bengihan, cezaevinin yalnızca güvenlik değil, aynı zamanda rehabilitasyon hizmeti de sunması gerektiğine dikkat çekti ve hâlâ birçok kilit kadronun boş olduğunu belirtti.

– “Doktor Eksikliği çözülmezse, sorumlular hesap vermek zorunda kalacak”

Cezaevindeki doktor eksikliğine dikkat çekerek, görevli doktora yönelik eleştirilerde bulunan Bengihan, “Görevini yapmayan doktor hakkında disiplin soruşturması açılmalı. Görev yeri cezaevi olan bir doktor cezaevine ayda bir nasıl gelir ?’ şeklinde konuştu.

Kamu Hizmeti Komisyonu’nun performans değerlendirmelerinde bu durumu göz önünde bulundurması gerektiğini savunan Bengihan, en az iki sözleşmeli doktorun cezaevinde görevlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Sözleşmeli doktorların, yasayla alınacak doktorlara göre daha hızlı atanabileceğini ifade eden Bengihan, “Eğer 21 Mayıs’a kadar adım atılmazsa, sorumlular bu ihmallerin bedelini açıklamak zorunda kalacak” dedi.

– 789 Mahkum, 110’u KKTC vatandaşı…

Bengihan, cezaevinde şu an itibarıyla 789 mahkum ve tutuklu bulunduğunu ve bunların yalnızca 110’unun KKTC vatandaşı olduğunu belirterek, “230 kişi üçüncü ülke vatandaşı. Yani KKTC’lilerin iki katı kadar üçüncü ülke vatandaşı cezaevinde” ifadelerini kullandı.

Bu durumu, ülkeye yapılan düzensiz öğrenci girişleri ve denetimsizlikle doğrudan bağlantılı olduğunu savunan Bengihan, cezaevinde 110 KKTC vatandaşı, 185 çift uyruklu, 264 TC vatandaşı ve 230 üçüncü ülke vatandaşı olduğunu belirtti.

Bengihan ayrıca, cezaevinde 54 kadın mahkum ve 29 çocuk statüsünde tutuklu bulunduğunu, eski cezaevinde ise 81 kişinin barındığını aktardı.

Hükümete ve İçişleri Bakanlığı’na uyarıda bulunan ve 21 Mayıs’a kadar süre verdiklerini kaydeden Bengihan, personel ihtiyacının defalarca yazılı olarak iletildiğini belirterek, “Artık bu yazılar yeterli değil. 21 Mayıs’a kadar doktor, gardiyan ve diğer ihtiyaç duyulan personel için münhal ilan edilmezse, greve başlayacağız. Gerekli izinlerin bir haftada verilebileceğini biliyoruz. Bir ay süre tanıyoruz. Bu süre içinde adım atılmazsa bizden çözüm beklemesinler.” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Çavuş:Cypfruvex borçsuz ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturuldu

Published

on

By

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, özelde Cypfruvex’e, genelde bölgeye yaptıkları yatırımlarla, Güzelyurt’u tarım şehri yapma çalışmalarının emin adımlarla ilerlediğini belirtti.

Tarım suyunun Güzelyurt’la buluşturulmasıyla narenciye bahçelerinin daha kaliteli, verimli ve nitelikli hale getirildiğini söyleyen Çavuş, Cypfruvex’in borçsuz ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulduğunu kaydetti.

Kıbrıs Meyve Sebze Cypfruvex İşletmecilik, 29’uncu olağan genel kurulu bugün Kalkanlıda’ki Cypfruvex LTD. Genel Müdürlüğünde yapıldı. Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Çavuş’un da katıldığı genel kurul Cypfruvex Yönetim Kurulu Başkanı Ratip Irıkoğlu’nun açılış konuşmasıyla başladı. Irıkoğlu, Cypfruvex’in kuruluşu, amaçları ve misyonu hakkında bilgiler vererek, misyonları doğrultusunda üretici lehine hizmet verdiklerinin altını çizdi.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, genel kuruldaki konuşmasında, Güzelyurt’a yaptıkları ciddi yatırımlara değinerek, Cypfruvex’in son üç yıl içerisinde geçmişteki zor günlerinden kurtulup nereden nereye geldiğinin ortada olduğunu kaydetti. Çavuş, Cypfruvex’in borçsuz ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulduğuna dikkati çekti.

Narenciyeye verdikleri desteklere değinen Bakan Çavuş, yapılacak 15 bin tonluk soğuk hava deposu ile yaş sebze ve meyvenin de depolanarak ihracat noktasına taşınabileceğine işaret etti.

Çavuş, Güzelyurt’u tarım şehri yapma çalışmalarının emin adımlarla ilerlediğini vurgulayarak, bu sürece destek olan herkese teşekkür etti. Genel kurulda açılış konuşmalarının ardından divan oluşturuldu.

Divan Başkanlığını Ercan Akerzurumlu’nun yaptığı genel kurulda daha sonra 2022-2023 ile 2023-2024 faaliyet raporu ve 2022-2023 ile 2023-2024 mali raporu sunularak onaylandı. Genel kurulda son olarak yönetim kurulu üyeleri belirlendi.

Buna göre, Cypfruvex yönetim kurulu üyeliğine yeniden Ratip Irıkoğlu, Derviş Dağman, Mustafa Momin, Özel Tahsin ve Bekir Erbekir getirildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis Başkanı Öztürkler, “Kazakistan’da gerçekleşen görüşme diplomatik alanda bir ilk”

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, KKTC Meclis Başkanı sıfatıyla Kazakistan’da gerçekleştirdiği görüşmenin, diplomatik alanda bir ilk olduğunu belirterek, bu durumun Rum tarafında ciddi rahatsızlığa yol açtığını söyledi.

Meclisten yapılan açıklamaya göre, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, “Sabaha Postası” programında katılarak, Kazakistan’da gerçekleştirdiği diplomatik temaslarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Meclis Başkanı Öztürkler, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ile yaptığı görüşmeyle ilgili, “KKTC Meclis Başkanı sıfatıyla Kazakistan’da gerçekleşen bu görüşme, diplomatik alanda bir ilk oldu. Kazakistan’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne büyükelçi atamasının ardından bu temas gerçekleşti. Bu durum Rum tarafında ciddi rahatsızlığa yol açmıştır” dedi.

Öztürkler, KKTC’nin Türk dünyasındaki görünürlüğünün her geçen gün arttığını belirterek, “Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’ın Azerbaycan’daki Ekonomik İşbirliği Teşkilatı toplantısına katılımı, KKTC’nin uluslararası görünürlüğünü önemli ölçüde artırmıştır. Haziran ayında Bakü’de düzenlenen etkinliklere Başbakan Ünal Üstel’in ve kabine üyeleriyle birlikte katılması, KKTC’nin Türk dünyasında güçlü bir karşılık bulduğunu göstermiştir” ifadelerini kullandı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC’nin dış açılım stratejisine sağladığı katkılara da değinen Öztürkler, “Bu başarıda en büyük pay, Anavatan Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteğidir. KKTC’nin diplomatik kimliğinin güçlenmesinde Türkiye’nin yürüttüğü vizyoner politika belirleyici olmuştur” değerlendirmesinde bulundu.

Öztürkler, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı için yapılacak kutlamaların önemine değinerek, “20 Temmuz, halkımızın bağımsızlık mücadelesinin bir sembolüdür. Bu yıl da büyük bir coşku ve minnetle kutlanacaktır” ifadelerini kullandı.

Rum Meclisi’nin mülkiyet haklarına ilişkin kararları, tutuklamalar ve silahlanma girişimlerine de tepki gösteren Öztürküler, KKTC olarak Türkiye ile birlikte bu tür provokatif adımlara karşı diplomatik düzeyde gereken çalışmaların devam ettiğini söyledi.

Gazze’deki insani krize ve İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına da değinen Öztürkler, “Bölgesel istikrar açısından Türkiye’nin güçlü olması bir zorunluluk haline gelmiştir. KKTC olarak bu vizyona her zaman destek vermeye devam edeceğiz” dedi.

Libya ile imzalanan anlaşmaya ilişkin de değerlendirmede bulunan Öztürkler, “Bugün geldiğimiz noktada bu anlaşma, KKTC’nin enerji alanındaki stratejik rolünü ortaya koymuştur. Güney Kıbrıs’ın Yunanistan’a enerji bağlamında yönelmesi, bu denklemi daha da belirgin hale getirmiştir” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

KTTB: “Teknecik Elektrik Santrali halkı ve doğayı zehirlemeye devam ediyor”

Published

on

By

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Teknecik Elektrik Santrali’nden çıkan kara dumanın, kalitesiz yakıt kullanıldığını gösterdiğini belirterek, santralin “halkı ve doğayı zehirlemeye devam ettiğini” kaydetti.

Birlikten yapılan açıklamaya göre, santralin yıllardır hiçbir koruma sistemi olmadan çalışması, kalitesiz yakıt kullanılması ve santralın bakımları yapılmaması, tüm Akdeniz’de solunan havayı doğrudan tehdit ettiği ifade edildi.

Santralden çıkan kirli ve siyah dumanın içeriği nedeniyle, özellikle astım, KOAH, kalp krizi, inme, kanser, çocuklarda gelişme geriliği vakalarının artışına neden olabildiği ve çevredeki çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için ciddi bir tehlike oluşturduğu belirtilen açıklamada, ağır metal içeren bu dumanın çocuklarda dikkat eksikliği, gelişim bozuklukları, hamilelerde ise düşük doğum ağırlığı gibi sonuçlar ortaya çıkabildiği kaydedildi.

Açıklamada, tüm uyarılara rağmen, Teknecik’te hala temiz yakıt kullanılmaması “halk sağlığına karşı işlenen bir suç” olarak nitelendirildi ve Teknecik Santrali’nde dönüşüm başlaması için çağrı yapıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam