Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan kamu görevlileri davasında avukatlar da dinlendi… Ara karar bekleniyor

Published

on

Adıyaman Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan kamu görevlilerinin davasının ilk duruşmasında avukatlar da dinlendi. Avukatların dinlenmesinin ardından mahkemeye ara kararın açıklanması için 40 dakika ara verildi.

Davada, otel enkazında vefat edenlerin ailelerinin ardından avukatlara söz verildi.

-Genç

Avukat Emrah Genç, İsias Otel’in yıkılmasına en başından sonuna kadar hem yetkililer, hem makamlar, hem sahipleri tarafından yapılan usulsüzlüklerin sebep olduğunu söyledi. Konut olarak yapılmaya başlayan gayrimenkulün otele çevrilmesi aşamasında farklı bir statik hesaplama yapılması veya binanın yıkılması gerektiğini söyleyen Genç, “Burada bir takım usulsüz işlerin yapıldığı ortada. İki dava dosyasında 17 sanık var. Hiçbir sanık da ‘bir kusurum varsa affola’ demedi. Sanıkların haklarında tutuklama talep ediyorum.” dedi.

-Turan

Avukat Fatih Turan, “6 Şubat’ta yıkılan bir oteli ve var olan usulsüzlükleri görüyoruz. Teknik ihlalleri göz göre göre onaylamıştır sanıklar… Olası kast suçundan ceza almasını talep ediyoruz, adaletin tecellisi sadece geçmişin değil geleceğin de güvencesi olacaktır.” ifadelerini kullandı.

-Turan

Avukat Mehmet Eren Turan da, 72 kişinin ölümünden sorumlu olanların bir kısmının bu davada yargılandığını kaydetti. “Diğer dosyanın sanıklarından bahsedilmiştir. Huzurda dinlenenlerle yüzleşmeleri mümkün olmadı” diyen Turan, “Bu dosyadaki sanıklara belediyedeki evraklardan ulaşıldı. Sanıklar suçtan kurtulmak isterse başka bir fail varsa onların adını verirdiler ki suçtan kurtulsunlar. Kim bir başkası menfaat sağlasın diye bir binayı otele çevirmek için imza atar?” diye sordu.

Turan, “İnşaatı yerinde denetlemediler ve Erdem Yıldız tarafından hazırlanan bir taahhütnameyle ruhsatlandırdılar. Ama Erdem Yıldız bu belgeyi kabul etmedi. Sanıkların, Ahmet Bozkurt ve diğerlerinin eylemlerinden hiçbir farkı yoktur. Eğer sanıklar görevlerinin gereğini yerine getirseler bu bina yapılamayacaktı.” diyerek sanıkların tutuklanmasını talep etti.

-Koçoğlu

Avukat Yiğit Gökçehan Koçoğlu, dosyanın birleşmesi gerektiğini belirterek, bu dosyada ikinci aşamaya geçilemediğini söyledi. Sanıkların sonraki duruşmalara katılmalarının sağlanmasını talep eden Koçoğlu, “Ruhsatın sahte olduğu bugün burada ortaya çıktı. 3. ağır cezadan yargılanan bu insanlar bu sahte raporu kullandı. Sahtecilik varken bu insanları bilinçli taksirden yargılayamayız. Sanıklar el birliğiyle sahtecilik yapmışlar.” dedi.

Bu kadar insanın öldüğü, bu kadar suçlama yapıldığı bir ortamda sanığın sorulara cevap vermemesinin arada bağlantı olduğunu ortaya koyduğunu kaydeden Koçoğlu, şunları ifade etti:

“Bir önceki davada sanıklardan birinin tutuklanmasını sürekli talep ettim, beni kale almadılar. Hasan Aslan’a 15 yıl tutuklama emri verildi ve Hasan Aslan hâlâ ortada yok. Bu insanlar da böyle. Kaçma şüphesi yok diye tutuklamadıkları adam kaçtı. Tüm sanıkların tutuklanmasını talep ediyorum özellikle ruhsat büro şefi Bilal Balcı, İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış ve Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut. Yaptıkları bu eylemler sebebiyle buradaki tüm insanların çocukları ve eşlerinin ölümüne sebep oldu. Bu insanların tutuklanması elzemdir.”

-Okay

Avukat Tan Okay, “Sanıklar kanuna karşı durup, denetimlerinde olan bir binayı denetlemedi. Otele kaçak kat çıkmışlar, bundan da haberiniz yok.” diyerek, olası kasttan ek savunma alınmasını talep etti

-Özdoğru

Avukat Gülsüm Özdoğru da, “Sanıklar ne Allah’tan ne hukuktan korkuyor.” dedi. Özdoğru, “En az yargılanan diğer sanıklar kadar kamu görevlileri de sorumlu. Kuvvetli suç şüphesinin olduğunu Karadeniz Teknik Üniversitesi raporundan biliyoruz. Kaçma şüphesi olduğunu düşünüyoruz. Sanıkların tutuklanmasını talep ediyoruz. Delil karartma ihtimalleri var, tanıkları etkileme ihtimalleri var. Şikayetçiyiz.” ifadelerini kullandı.

-Karakuş

Abdurrahman Karaaslan’ın ve Murat Kaplan’ın avukatı Fazıl Karakuş ise, müvekkillerinin teknik bilgisi olmadığını, her ikisi hakkında rüşvet ve usulsüz bir iş yapıldığı gibi iddialar olduğunu belirtti. Müvekkillerinin istenilen işleri yapabilecek yetkili merci olmadığını kaydeden Karakuş, suçsuz olduklarını düşündüklerini dile getirdi ve tutukluluk taleplerinin reddedilmesini istedi.

Avukatların dinlenmesinin ardından mahkemeye ara kararın açıklanması için 40 dakika ara verildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam