Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar:Anketler halkımızın iki devletli çözüme olan desteğinin güçlenerek arttığını gösteriyor

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, son dönemde yapılan tüm anketlerin, Halkımızın iki devletli çözüm siyasetine güçlü destek verdiğini ortaya koymasının, yürütülen mücadelenin doğruluğunu bir kez daha teyit ettiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Son dönemde yapılan anketler, Kıbrıs Türk Halkı’nın iki devletli çözüme verdiği desteğin güçlenerek arttığını bir kez daha göstermiştir. Halkımızın kararlı duruşu ve egemenliğine olan bağlılığı, her geçen gün daha da güçlenmekte, iki devletli çözüm yolunda sağlam adımlarla ilerlememize büyük katkı sağlamaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteğiyle yürütmekte olduğumuz egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü zeminindeki yeni siyasetin, yapılan tüm anketlerde Halkımızdan %50’nin üzerinde destek aldığını görmek büyük bir onur ve gurur kaynağıdır. Dört yılı aşkın süre önce ortaya koyduğum ve büyük bir emek ve kararlılıkla yürütmekte olduğum bu yeni vizyon, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından da en başından itibaren tam bir inançla desteklenmiştir. Bu amaç doğrultusunda, temsiliyet hakkımızın ve uluslararası alandaki katılımımızın Rum liderliği tarafından sistemli şekilde engellendiği her platformda, başta Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin değerli yetkilileri özden gelen haklarımızın teyidinin ve temel insan haklarımızın çiğnenmesine yol açan izolasyon zulmünün sona ermesinin gerekliliğini yüksek sesle ve kararlılıkla dile getirmektedir.

Halkımızın desteğiyle sürdürdüğümüz bu onurlu mücadele, Kıbrıs Türkü Halkının uluslararası alanda verdiği varoluş mücadelesinin en güçlü ifadesidir. Bu mücadele, kendi devletine sahip çıkan bir Halkın, egemenliğini ve onurlu kimliğini koruma iradesinin dünyaya haykırılmasıdır. Kıbrıs meselesi bir iç mesele değildir; Kıbrıs Türk Halkı’nın, dünya sahnesinde hak ettiği yeri alma mücadelesidir.

50 yılı aşkın bir süredir her şekliyle denenmesine rağmen sürekli başarısız olan federasyon modelinin artık iflas ettiği açıkça görülmektedir. İki tarafta yapılan farklı farklı anketler, federasyon modeline hem Kıbrıs Türk Halkı hem de Rum halkı nezdinde verilen desteğin %25’in, hatta %20’nin altına düştüğünü göstermektedir. İki Halk da, geçmişin başarısız ezberlerine değil, ideolojik saplantıların bir yana bırakılacağı adil, gerçekçi ve kalıcı çözüm modellerine taraf olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu tablo, Kıbrıs Türk Halkı’nın tüm kesimlerinin devletine sıkı sıkıya sarılması ve iki Devletli siyasete güçlü bir şekilde sahip çıkması gerektiğini göstermektedir. Bizler, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile tam bir eşgüdüm içinde, zaman ve mesafe tanımaksızın, bu siyasetin kökleşmesi ve daha da güçlenmesi için gece gündüz çalışmaktayız. Bugün, Türk Devletleri Teşkilatı’nda yer almamız, Anavatan Türkiye ve Can Azerbaycan başta olmak üzere kardeş devletlerle kurduğumuz yakın ilişkiler, bu yürüyüşün somut ve değerli sonuçlarıdır.

Halkımızın güveninden ve inancından aldığımız güçle, doğru bildiğimiz yolda emin adımlarla yürümeye devam edeceğiz. Kıbrıs Türk Halkı, maruz kaldığı insanlık dışı izolasyona rağmen onurunu koruyarak, kendi Devletinin çatısı altında var olmayı başarmıştır. İzolasyon zulmü bir an önce sona ermelidir. Halkımızın uluslararası toplumda hak ettiği yeri alma zamanı çoktan gelmiştir.

Kıbrıs Adasının 1878’de İngiliz yönetimine devredilmesinden bu yana Kıbrıs Türk Halkı, kimliğini ve varlığını koruma uğruna büyük bedeller ödemiştir. 1974 Mutlu Barış Harekatı ile adaya gelen barış ve huzur ortamı, 50 yılı aşkın bir süredir Türk Silahlı Kuvvetleri’nin caydırıcı gücü sayesinde devam etmektedir. Bu kazanımlar, Halkımızın fedakarlığı ve Anavatan Türkiye’nin desteğiyle bugüne taşınmıştır.

Bugün adada yasaması, yürütmesi ve yargısıyla mevcut iki ayrı devlet olduğu gerçeği inkar edilemez. Biz de tıpkı Rum devleti gibi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ettiği uluslararası statüye kavuşması için mücadelemizi azimle sürdürüyoruz.

Kıbrıs Türk Halkı adil ve kalıcı bir uzlaşıdan yana olmakla birlikte, Rum boyunduruğu altına girmeyi asla kabul etmeyecektir. Geçmişte karşı tarafın iradesine teslim olmanın bedelini yaşayarak öğrenen Halkımız, bugün devletine daha sıkı sarılmaktadır.

Devletimize sahip çıkmak, büyük bedellerle kurulan bu kutsal emaneti daha ileriye taşımak, tarihi sorumluluğumuzdur. Buna karşı çıkanlar, 62 yıldır halkımızı her alanda engellemeye çalışan zihniyetle bir gelecek kurulması gerektiğini söylüyorlar. Ancak Kıbrıs Türk Halkı’nın duruşu nettir. Halkımız özden gelen haklarımız zemininde adil, gerçekçi ve kalıcı bir uzlaşıdan yanadır. İki tarafa, Kıbrıs Adasına ve bölgemize faydası olacak İşbirliklerine açığız; fakat bunları yaparken egemenliğimizden, devletimizden ve özgürlüğümüzden asla taviz vermeyeceğiz.

Kıbrıs Türk Halkı, bu adada özgürlüğünü, kimliğini ve devletini koruyarak var olmuştur. Bugün bu mücadelenin daha da büyüyerek dünyaya taşınması zamanıdır.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın KKTC’ye gelecek

Published

on

By

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı ile Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenecek törenlere katılmak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) gelecek.

TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, törenlere katılmak üzere yarın KKTC’yi ziyaret edeceğini bildirdi.

Duran, TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ziyaret kapsamında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir araya geleceğini ve Türkiye’nin katkılarıyla hayata geçirilecek bazı projelerin temel atma ve açılış törenine iştirak edeceğini belirtti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Kıbrıs’tan babasına gönderdiği mektupla şiir yazmaya başlayan gazi anılarını unutamıyor

Published

on

By

Kıbrıs Barış Harekatı’nda görev alan ve adadan babasına edebi bir dille yazdığı mektup ilk şiiri olan gazi Mehmet Yüksel, o günlere dair anılarını unutamıyor.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Ada’ya barış ve huzuru getirmek amacıyla 1974’te gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı’na katılan Mehmet Yüksel, burada 6,5 ay görev yaptı.

Yüksel’in, bu dönemde Kıbrıs’tan babasına yazdığı ve duygularını edebi bir dille anlattığı mektubu, komutanının dikkatini çekti.

Komutanının beğendiği mektubu bölüğe okumasından sonra şiir yazmaya başlayan Yüksel, aradan geçen 51 yılda 250’den fazla şiir kaleme aldı.

Bir kamu kurumundan emekli olan evli ve 3 çocuk ile 4 torun sahibi 72 yaşındaki muharip gazi Mehmet Yüksel, AA muhabirine, askerliğini Gaziantep’te yaparken 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a gittiğini söyledi.

Kıbrıs’a giderken Kurtuluş Savaşı gazisi babasının anlattığı anılarının aklına geldiğini belirten Yüksel, “Babam da gazi olduğu için savaş anılarını çok anlatırdı. Az çok beynimde bir şey oluştu. ‘Biz de savaşa gidiyoruz, ileride sağ kalırsam babam gibi anılarımı anlatırım’ gibi bir şey uyandı. Allah’a şükrettim, bize de böyle bir kutsal görevi nasip kıldı diye. Sabah namazı zamanı, şafak vakti Kıbrıs’a yanaştık.” dedi.

Harekatta kara piyadelerine kendilerinin destek verdiğini dile getiren Yüksel, unutulmaz anılar yaşadıklarını vurguladı.

Askerde “Ali” ismindeki arkadaşının 3 Rum askerini esir aldığı günü unutamadığını belirten Yüksel, şöyle konuştu:

“Arkadaşlar dediler ki, ‘Bizim Ali esir almış, getiriyor’. Yahu bizim Ali bu işi yapamaz, çünkü ilkokul mezunuydu. Bölükte bulaşık yıkar, ayakkabı boyardı. Ali’den öyle bir hizmet beklemiyorduk. Yani bizim bir ilkokul mezunu askerimizin 3 Rum askerini esir alması bana, ‘Bir Türk 100 düşmana bedel’ sözünü hatırlattı. Bunu hiç unutamıyorum ve Türklüğümle onur duyuyorum.”

Kıbrıs’tan babasına mektup yazarak sağ salim olduklarını bildirmek istediğini aktaran Yüksel, babasının da neler olduğunu anlatması için kendisinden başka mektuplar istediğini söyledi.

– “Türk milleti anasından asker doğar, asker ölür”

Babasına mektubu şiir tarzında yazdığına değinen Yüksel, mektubunda şu ifadelere yer verdiğini anlattı:

“Baba, Kıbrıs’a niye gittiğimi söylüyorum. Bir feryat duyuldu gece Kıbrıs’tan. Teçhizat kuşandık, Kıbrıs’a geldik baba. Rumlar kudurmuştu hırstan. Aşıyı yapmaya Kıbrıs’a geldik baba. Tekbir sedasıyla vardık Ada’ya. Sığınmıştı soydaşlar Hakk’a, Hüda’ya. Konuştu Türk’ün silahı, feryat sedaya, soyunu korumak için Kıbrıs’a geldik baba. Unutma hey Yunan sakın bizleri. Kıbrıs’ta da denize döktük sizleri. Burada da çizdik zafer izleri. Onlara dersi tekrar için Kıbrıs’a geldik baba.”

Yazdığı ilk şiirin askerdeyken babasına yazdığı bu şiir olduğunu dile getiren Yüksel, o günden bu yana 250 şiir yazdığını ve bunları bastırdığı kitabında topladığını kaydetti.

Her Türk’ün asker doğduğunu vurgulayan Yüksel, “Türk milleti anasından asker doğar, asker ölür. Onun için 50 yıl da geçse, 100 sene de geçse her zaman bu yurdun askeriyiz. Her zaman da askerliğe hazırız, cepheye gitmeye hazırız. Vatanımızı korumakla mükellef olduğumuzu hiçbir zaman aklımızdan silmeyiz.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Şanlıurfalı Kıbrıs gazisi, görev verilse Ada’ya koşa koşa gitmeye hazır

Published

on

By

Kıbrıs Barış Harekatı’na katılan 71 yaşındaki Şanlıurfalı gazi Hasan Aslan, kahramanlık günlerini unutamadığı Ada’ya yeniden görev verilse gitmeye hazır.

Şanlıurfa’da ikamet eden Aslan, 1974 yılında Kıbrıs’ta vatani görevinin bitimine bir ay kala Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından barış ve huzuru tesis etmek amacıyla ilki 20 Temmuz 1974’te başlayan harekata katıldı.

Şanlıurfa Muharip Gaziler Derneği Şube Başkanlığı görevini de 30 yıldır sürdüren Aslan, Kıbrıs’ta geçen kahramanlık günlerini AA muhabirine anlattı.

Evli ve 6 çocuk babası Aslan, harekat bitene kadar Ada’da kaldığını söyledi.

– 650 kişi 3 bin 500 kişiye karşı durdu

Kıbrıs’a barışı getiren birliklerin içerisinde görev yapmanın onurunu yaşadığını ifade eden Aslan, şunları kaydetti:

“Kıbrıs gazileriyle gurur duyuyorum. O arkadaşlarımız, o günkü imkansızlıklara rağmen adeta her biri isimsiz kahramandı. 20 Temmuz sabahı harekat başladığında karada sadece 650 askerimiz vardı. Karşımızda ise tanklarla, toplarla, ağır silahlarla donatılmış 3 bin 500 kişilik bir Rum birliği vardı. Benim bulunduğum bölükte sadece 128 askerle bir alaya karşı direndik. Bizim uçaklara İncirlik’te bomba yükleniyordu fakat yakıt yoktu. Mersin Rafinerisi’nden yakıt ikmali yapılıp Kıbrıs’a hareket edilecekti. O günler çok zorluydu.”

– “Paraşütle mevzime inen askerle hemşehri çıktık”

Kıbrıs’taki günlerini unutamadığını anlatan Aslan, şöyle devam etti:

“Her yıl 20 Temmuz’da o şanlı sabahı hatırlıyorum. Şafakla birlikte Türk uçakları üzerimizden geçerek keşif yaptı. Arkasından Rumlar üzerimize yağmur gibi kurşun yağdırdı. Silahsız, cephanesiz kaldık ama iman gücüyle direndik. Sabah denizden ve karadan bomba yağdırıldı, havadan da Beşparmak Dağları bombalandı. Saat 10.00’da hava indirme birlikleri mevzilerimize atladı. Bir arkadaş paraşütle benim mevzime indi. O anda tanıştık, adı Mehmet Güneş, memleketi de tesadüfen Şanlıurfa, hatta benim köyümün yan köyündendi. İkimiz de çok sevindik. Üzerimize mermiler yağıyordu ama biz birbirimize sarıldık. Türkiye’deki durumu sordum, ‘Herkes kenetlendi, elindekini avucundakini askere vermeye çalışıyor.’ dedi. O arkadaşı 15.00’te Ercan Havalimanı’na götürdüler, ne yazık ki orada şehit oldu.”

– Göreve hazır

Aslan, zaman zaman da kentteki okullara giderek Kıbrıs’taki kahramanlık anılarını gelecek kuşaklara anlattığını söyledi.

Kıbrıs için tekrar göreve hazır olduğunu belirten Aslan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Çağırırlarsa bu yaşta koşa koşa yine giderim. Ben Şanlıurfalıyım, Kıbrıs’ı Şanlıurfa’dan daha iyi biliyorum. Arkadaşlarımı Ada’ya götürdüğümde onlara rehberlik ediyorum. Bazen orada doğan askerler bile bana soruyor. İki saat boyunca notsuz şekilde adayı anlatıyorum. Hem eski hem yeni isimleriyle tüm mekanları biliyorum. Biz orada gerçek Kıbrıs halkının hak sahibi olduğunu dosta düşmana gösterdik. Altın harflerle tarih yazdık. Bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu. Ne mutlu ki bizim de bu çorbada bir tutam tuzumuz oldu, bununla bir ömür gurur duyuyoruz.”

Devamını Oku

Trending

Reklam