Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan:Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün bedelini kimse Kıbrıs Türkü’ne ödetemez, iki devletli çözüm Türkiye ve KKTC’nin ortak vizyonudur

Published

on

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi ve Cumhuriyet Meclisi Açılış Töreni’nde konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

‘Değerli kardeşlerim, Sayın Cumhurbaşkanı, saygıdeğer Meclis Başkanları, kıymetli bakanlar, değerli Kıbrıs Türkü kardeşlerim, sizlere en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Buradan sizlerin vasıtasıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dört bir yanındaki kardeşlerime selamlarımı yolluyorum.

Bugün Akdeniz’in incisi, direnişin kalesi, vatan sevdasının ebedi ocağı, Mehmetçik ve mücahitlerin destan yazdığı topraklardayız, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeyiz. Sağlam devlet, saygın gelecek şiarıyla bu topraklara kazandırdığımız muazzam eserlerin açılışını gerçekleştiriyoruz. 25 bin 210 metrekarelik alana sahip Cumhuriyet Yerleşkemizde Cumhurbaşkanlığı binası, 600 kişilik iki konferans salonu, 400 kişilik kabul salonu, 52 çalışma ofisi, 10 toplantı salonu, kafeterya ve yemekhane ile 109 araçlık otopark bulunuyor.

20 bin metrekare alanda inşa edilen meclis binamızda ise başkanlık ve başbakanlık makamları, 157 kişilik genel kurul salonu, 25 milletvekili makam odası ve bakanlar için toplantı salonu yer alıyor. Yerleşke içinde 290 bin metrekaresi yeşil alan olarak planlanan toplam 452 bin 428 metrekare büyüklüğündeki millet bahçemizin yapımı devam ediyor. 5 bin 661 metrekare alanda ise 2 bin 252 kişilik Millet Camisi inşa ediliyor. Yerleşkemizin son etabı olan Yüksek Mahkeme ve Millet Kütüphanelerinin inşasına da başlandı. Cami ile burası aynı zamanda inşallah bitecek.

Cumhurbaşkanlığı binamız modern mimarisiyle devletimizin vakarını, Meclis binamız ise ihtişamıyla Kıbrıs Türk halkının demokrasi sevdasını temsil ediyor. Bu eserlerin her bir tuğlasında işçilerimizin alın teri, her tasarımında mimarlarımızın vizyonu, her detayında ise mühendislerimizin yeteneği var. Bütün bunlarla birlikte yine her bir detayında, her bir taşında bu toprakların özgürlük ve mücadele ruhu var. TOKİ’mizin onlarca yıllık tecrübesiyle Kıbrıs Türkü’nün iradesi birleşti ve ortaya böylesine muhteşem bir eser çıktı. Kıbrıs Türk halkının adaletsizliğe karşı mücadelesinin en büyük mükafatı olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin gücüne ve itibarına yaraşır bu yerleşkenin hayırlı olmasını diliyorum. Kıbrıs Türk halkıyla kardeşliğimizin en yeni simgesi olan bu eserlerin hayata geçirilmesine katkıda bulunan mimarından mühendisine, teknikerinden işçisine, yüklenici firmasından kurum ve kuruluşlarımıza tüm emek sahiplerine kalpten teşekkür ediyorum.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her karışı kahraman şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulmuştur. Bu topraklar şanlı mazimizin, mücadele ruhumuzun ve köklü mirasımızın çok büyük bir nişanesidir. Kuzey Kıbrıs’ımız Girne Kalesi’nin asırlık surlarında Osmanlı’nın fetih ruhunu, Selimiye Camisi’nin minarelerinde ecdadımızın imanını taşır. Salamis’in taşları medeniyetimizin izlerini fısıldar. Bellapais’in sükuneti tarihimizin derinliğini anlatır.

Aynı kültürü, aynı inancı, aynı kaderi ve aynı maziyi paylaştığımız Kıbrıs Türk halkıyla istikbalimizi de bir ve beraber görüyoruz. Şunu burada bir kez daha açık açık söylemek istiyorum. 500 yılı aşkın süredir kök saldığı adada dilini, dinini, kültürünü kahramanca muhafaza eden Kıbrıs Türk halkı geleceğe güven ve umutla bakmayı herkesten çok hak etmektedir. Ancak bu davada önümüze taş koymak isteyenler olduğunu biliyoruz. Ellerinden gelse Türk’ü adadan, hatta Anadolu’dan dahi kovacak kadar gözlerini kin ve nefret bürüyenlerin olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bunlar hiçbir zaman durmadılar ve durmayacaklar. Kıbrıs Türkü kardeşlerimize eski acıları tekrar yaşatma heveslerinden asla vazgeçmeyecekler.

İşte sizler de görüyorsunuz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gelişen ekonomisini, güçlenen altyapısını, artan huzurunu, uluslararası camiada yükselen görünürlüğünü kıskananlar ellerinden geleni yapıyorlar. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren yatırımcılara gözdağı vermekten Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin arasında nifak duvarları örmeye kadar tüm tuşlara birden basıyorlar.

Bu topraklarda asırlardır kök salmış hoşgörü iklimini zehirlemek amacıyla mukaddes değerlerimiz üzerinden kirli bir oyun oynuyorlar. Biz bu oyunu ülkemizde özellikle kritik kavşaklarda defalarca gördük. Hayat tarzı, kılık kıyafet, mezhep ve köken üzerinden insanlarımızı kutuplaştırmaya, özellikle de bu siyasette gerilim tırmandırmaya çalıştılar. Benzer bir senaryonun burada da sahnelenmek istendiği açıktır. Ama Kıbrıs Türkü kardeşlerim o engin basiret ve ferasetleriyle oynanmak istenen kirli oyunun gayet farkındadır. Allah’ın izniyle hiçbirimiz bu tuzağa düşmeyecek, provokasyonlara prim vermeyeceğiz.

Kıbrıs Türk halkının birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin zayıflatılmasına müsaade etmeyecek, sabırlı, serinkanlı ve aklı selim ile hareket edeceğiz. Ömrünün neredeyse 50 yılı siyasette geçen bir devlet adamı olarak hep şunu söyledim. Siyasi partilerimiz, hayat tarzlarımız, kökenlerimiz farklı olabilir. Ama bizleri bir arada tutan ortak paydamız ve hedeflerimiz aynıdır. Şunu kimse unutmasın. Adlarımız farklı olsa da söz konusu Kıbrıs davası olunca soyadımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir. Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını koruma noktasında bizimle birlikte 86 milyonun tamamı da aynı hissiyata, aynı hassasiyete sahiptir.

Burada şunu da çok net söylemek isterim. Kıbrıs Türkü’nün kalkınmasının önüne set çekmek için yanıp tutuşanlar karşılarında Türkiye’nin eşsiz dayanışmasını bulacaklardır. Fitneciler, bozguncular, Kıbrıs Türkü’nün düşmanlarına gönüllü aparatlık yapanlar kaybedecek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti inşallah garantör ülke Türkiye’nin desteğiyle ilelebet payidar olacaktır.

Bu vesileyle şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Kıbrıs Türkü’nün maruz bırakıldığı haksız izolasyon son bulmadıkça, adaya adil, kalıcı, sürdürülebilir ve adanın gerçeklerine uygun bir çözüm gelmedikçe bizim Güney Kıbrıs Rum Yönetimini muhatap almamız, ticaret yapmamız, limanlarımızı kullandırmamız mevzu bahis dahi olamaz. Yüzyıllardır aynı adayı paylaştığı Kıbrıs Türkü’nü kendisine eşit görmeyen kibirli zihniyetin kendini garantör Türkiye ile denk görme ve gösterme çabaları beyhudedir. Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün bedelini, şımarıkça davranarak çözümü tıkamanın faturasını artık hiç kimse Kıbrıs Türkü’ne ödetemez.

Kıbrıs Türk halkı bugüne kadar iyi niyetini, kalıcı ve adaletli çözüm isteyen taraf olduğunu defalarca göstermiştir. Rum Yönetiminin geçmişte alenen reddettiği federasyon tezini bugün savunmasının tek sebebi Türk tarafını masaya hapsetmek ve Kıbrıs Türk halkının egemenlik haklarını gasp etmektir. İki devletli çözüm, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye’nin ortak vizyonudur. Yeni bir müzakere süreci olacaksa bundan böyle iki toplum arasında değil, egemen eşitlik içinde iki devlet arasında yürütülecektir. Biz de Kıbrıs meselesinin çözümünün bu yoldan geçtiğine inanıyor, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizle birlikte bu istikamette gayretlerimizi sürdürüyoruz. Gönül birliğimizi, dayanışma ruhumuzu ve milli davamıza olan inancımızı muhafaza ettiğimiz sürece aşamayacağımız hiçbir engel olamayacaktır.’

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

DAÜ’den Ankara’da üst düzey ziyaretler…

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu (VYK) Başkanı Erdal Özcenk ve VYK Üyesi Beyhan Gürgöze, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. Çağrı Erhan’ı ziyaret etti.

DAÜ’den verilen bilgiye göre, görüşmede DAÜ’nün eğitim vizyonu, uluslararasılaşma hedefleri ve sürdürülebilirlik odaklı projeleri ele alındı.

Prof. Dr. Erhan, üniversitenin gelişimini memnuniyetle karşıladığını belirtti. Ziyarette Erhan’a Kıbrıs’a özgü pano takdim edildi.

Heyet ayrıca Ankara’da Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkan Yardımcısı ve DAÜ mezunu Aydın Keskin Kadıoğlu ile bir araya geldi.

DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı Özcenk, ziyaretlerin ardından yaptığı açıklamada mezunlarının stratejik görevlerde yer almasının gurur verici olduğunu vurguladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

CTP “Gönyeli buluşması” etkinliği dün akşam yapıldı

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), “Gönyeli buluşması” etkinliği, dün akşam yapıldı.

CTP’den verilen bilgiye göre, Gönyeli Örgüt binasında yer alan etkinliğe, CTP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adaylığını açıklayan Tufan Erhürman’ın yanı sıra, Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Zeki Çeler de katılarak konuşma yaptı.

Etkinlikte ayrıca CTP Lefkoşa İlçesi Gönyeli Ocak Örgüt Başkanı Hülya Akbil de konuştu ve etkinliğe katılan herkese teşekkür etti.

“Birlik, Mücadele, Dayanışma” sloganlarının atıldığı etkinlikte, yolun birlikte yürüneceği mesajları verildi.

-Erhürman: “Birlikte yürüyeceğiz, birlikte kazanacağız ve bu ülkeyi birlikte yöneteceğiz”

CTP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adaylığını açıklayan Tufan Erhürman, etkinlikte yaptığı konuşmada, “İlk işaret fişeğini burada yaktık.” ifadelerini kullandı.

“Hep birlikte yürüyeceğiz, hep birlikte kazanacağız.” diyen Erhürman, tüm TDP camiasına teşekkür borçlu olduklarının altını çizdi.

Söz konusu dayanışmanın, memleketin geleceği için büyük bir umut olduğuna vurgu yapan Erhürman, “Dört buçuk yılı geçti, artık beş yıla doğru gidiyoruz. Maalesef bu ülkenin tarihinde çok kötü bir parantez açıldı. O parantezin içinde demokrasi yok, özgürlük yok, çocuklarımızın ve torunlarımızın göçü var. O parantezin içinde, tırnaklarımızla tutunduğumuz toprağın kaydığını görüyoruz.” dedi.

“Bu kötü parantez kapanacak. Hep birlikte çalışacağız, hep birlikte kazanacağız ve birlikte yöneteceğiz.” diye konuşan Erhürman, ilk kez beş yıllık bir dönemin sıfır müzakereyle kapanacağını savundu.

Söz konusu beş yılı, “Kıbrıs Türk halkının hayatından çalınan” beş yıl olarak niteleyen Erhürman, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanlığı makamı, bu ülkede halkın dışarıya açılan penceresidir. Beş yıldır bütün kapılar bu halkın yüzüne kapanmıştır. Beş yıl kaybettik; beş yıl daha kaybetmeye asla tahammülümüz yoktur. Beş yıl daha kaybetmek, bu topraklara geçirilmiş tırnakların sökülmesi demektir. Ben asla toprağımdan, bu ülkenin çocuklarından, torunlarından vazgeçmem. Bu topraklar bizimdir.”

İki eşit kurucu devlete dayalı, iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon görüşeceklerini belirten Erhürman, Birleşmiş Milletler’in zemininin de bu olduğunu anımsattı.

Erhürman, “Bu memlekette çözüme ihtiyaç var, sorunların çözülmesine ihtiyaç var. Bu memlekette çocuklarımızın göç etmesini engellemeye ihtiyaç var. Birlikte yürüyeceğiz, birlikte kazanacağız ve bu ülkeyi birlikte yöneteceğiz.” şeklinde konuştu.

“Özgüvenimiz bilgimizden kaynaklanır ama bundan da fazlası var: Bu özgüven, Tufan Erhürman’ın özgüveni değil; bu özgüven, yetişmiş insanlara duyulan özgüvendir.” diyen Erhürman, en büyük özgüvenlerinin yetişmiş insanlar olduğunu belirtti.

-Çeler: “Hiçbir zaman kaybetmediğimiz umut için buradayız”

TDP Genel Başkanı Zeki Çeler de, “Yaşadığımız bunca sıkıntı içerisinde hiçbir zaman kaybetmediğimiz umut için buradayız” dedi.

TDP olarak bu süreçte ne yapılması gerektiğini çok düşündüklerini ifade eden Çeler, “Ya bölünecektik ya da birlikte hareket edip, bizi bölmeye çalışanlara karşı birlikte mücadele edecektik. Biz parti olarak Parti Meclisi’nde kararımızı aldık. Birlikte yürüyoruz. Bu yolu birlikte yürüyecek, sonuna kadar götürecek ve başaracağız.” diye konuştu.

Bu yola, aydınlık bir yüzle, toplumunu seven, samimiyetle inanan, anayasasını sonuna kadar koruyacak bir adayla baş koyduklarını söyleyen, Çeler, yeni dönemin geçmişte özledikleri günleri yeniden kazanmalarına vesile olacağını kaydetti.

Çeler, konuşmasında “Yolumuz çok uzun ve zor olabilir ama birlikte başaracağız.” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Kamu-İş, yarın Sevgi Evi’nde uyarı grevi yapacak

Published

on

By

Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Lefkoşa Sevgi Evi’nde yarın 09.00-11.30 arasında uyarı grevi yapacaklarını duyurdu.

Kurumda yaşananlarla ilgili saat 11.00’de Sevgi Evi önünde basın açıklaması yapacaklarını duyuran Serdaroğlu, Sevgi Evleri’nde çalışanların ağır çalışma koşulları altında ezildiğini belirtti. Serdaroğlu, daha önce yaptıkları tüm uyarılara rağmen hükümetin bu konuda adım atmadığını söyledi. Serdaroğlu, “Bu kurumlarda çalışan Sosyal hizmet emekçisi anneler ve eğitmenlerin görevi çocukları korumak. Ancak personel eksikliği nedeniyle ağır çalışma koşulları yüzünden kendi aileleri parçalanma noktasına geldi. Sevgi evlerinde çalışma saatleri insanlıktan çıktı.” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam