Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar:Hiçbir zaman üretimin yerini ithalat alamaz

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği’nin, Kıbrıs Türk halkının varlık mücadelesinde büyük katkıları olduğunu söyledi.

Üretimin önemini vurgulayan Tatar, “Girdi maliyetleri yüksek olabilir, rekabette sıkıntılar olabilir ama hiçbir zaman üretimin yerini ithalat alamaz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği’nin 37’nci Genel Kurulu’nda yeniden başkan seçilen Mehmet Nizam ve yeni yönetimi kabul etti. Nizam kabulde, Cumhurbaşkanı Tatar’a hediye takdim etti.

-Tatar: “Çiftçiler Birliği’nin varlık mücadelemizde büyük katkıları var”

Cumhurbaşkanı Tatar kabulde yaptığı konuşmada, Birlik Yönetim Kurulu’nu yeni yerleşkede ağırlamaktan onur ve gurur duyduğunu ifade etti.

Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’ne kendilerine böyle bir yerleşkeyi layık gördükleri için teşekkür eden Tatar, “Bunun KKTC’nin bir simgesi olarak, bağımsızlığımız ve özgürlüğümüzün ifadesi olarak yapılması ve bizlere armağan edilmesi elbette çok büyük değer taşımaktadır.” dedi.

Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği’nin, Kıbrıs Türk halkının varlık mücadelesinde büyük katkıları olduğunu vurgulayan Tatar, Kemal Deniz, Behçet Mirata, Hüseyin Gültekin ve daha nice isimlerin hizmetlerini hiçbir zaman unutmayacaklarını kaydetti.

Küresel ısınma, pandemi, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yaşandığı bugünün koşullarında üretimin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Girdi maliyetleri yüksek olabilir, rekabette sıkıntılar olabilir ama hiçbir zaman üretimin yerini ithalat alamaz. Çünkü bu stratejik ve güvenlik meselesidir.” dedi.

Topraklara sahip çıkma, suyu tasarruflu kullanma ve verimliliği artırmak için teknolojik gelişmeleri yakından takip etmenin önemini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, üretimin ve çiftçilerin ülke ekonomisine yaptığı katkıların korunması gerektiğini söyledi. 13 bine varan kayıtlı çiftçinin ve ekmeğini bu sektörden kazanan emektarların mücadelesinde, Birliğin tecrübesi ve kurumsal yapısıyla katkılarının çok önemli ve değerli olduğunu dile getiren Tatar, “Eskiden olduğu gibi bundan sonra da sektöre yön vermek, sektörün sıkıntılarının aşılması için sizlere yardımcı olabilmek hepimizin görevidir.” diye konuştu.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş’un üreticilerin arasından geldiğini ve görevini başarıyla sürdürdüğünü belirten Tatar, Çavuş’un, sektöre olan duyarlılığı, hassasiyeti ve desteklerinin devam ettiğine dikkat çekti. Beş yıla yakın Maliye Bakanı, iki yıl da Başbakan olarak görev yaptığı için bu konularda kendisinin de tecrübe sahibi olduğunu kaydeden Tatar, küresel ısınma, iklim değişiklikleri ve her türlü doğal felakete karşı daha fazla hazırlıklı olmak gerektiğini söyledi.

Felaketlerde üreticiyi koruyan Tarım Sigorta Fonu’nun doğru bir mekanizma olduğunu kaydeden Tatar, KKTC ekonomisi büyüdüğü için fonun kaynağının artırılabildiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Tatar, ülkede turizm faaliyetlerinin arttığını, yükseköğretimin de her türlü sıkıntıya rağmen niteliğinin arttığını ve artmaya devam edeceğini belirtti.

Sanayi bölgelerinde büyük yatırımların olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, inşaat sektöründe Rum tarafının saldırganlığının sıkıntı yarattığını belirtti. Bu konuda Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’e, “Evet bizi rahatsız edebileceksin, bize sıkıntı yaratabileceksin belki ama başaramayacaksın.” dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle konuştu:

“Günün sonunda ilahi adalet diye bir şey vardır. Günahsız insanları bu şekilde korkutarak, KKTC ekonomisine zarar vereceğini düşünürsen uzun vadede sen kaybedeceksin. Çünkü güven erozyonu ile zaten istediğini alamayacak. İnşaat sektörü önemli bir sektör olarak yoluna mutlaka devam edecektir.”

Türkiye’nin, ekonomik ve mali iş birliği protokolleriyle sektörlere katkısını sürdürdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, ilerleyen dönemde tarım sektörünün hem albenisini artıracağını hem de teknolojik gelişmelerle daha sürdürülebilir bir yapının ortaya çıkması ötesinde güçlenmesiyle, KKTC’nin geleceğinde söz sahibi olacağını kaydetti.

Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Mehmet Nizam ise, Birliğin 37’nci Genel Kurulu’na katıldığı için Cumhurbaşkanı Tatar’a teşekkür etti. “Atalarımızdan gelen bir örgütü bugünlere taşımak bizim için ayrı bir gururdur.” diyen Nizam, Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği’nin dünya çapında tanındığını söyledi.

Ülke ekonomisine en büyük katkı sağlayan sektörün tarım sektörü olduğunu vurgulayan Nizam, kurak bir coğrafyada yılmadan, bıkmadan çalışan bir örgüt olduklarını belirtti.

Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Yerleşkesi’nin ülkeye hayırlı olmasını dileyen Nizam, “Çok güzel bir yer. Biz buraya geldiğimizde kendimizi başka bir ülkede sandık. Gerçekten ülkeye yakışır bir yapı.” diye konuştu.

Türkiye’den gelen suyun Güzelyurt’ta narenciyeye can suyu olduğunu ifade eden Nizam, Mesarya bölgesi için de çalışmaların başlatıldığını söyledi. Bu kurak yılda adanın hiçbir yerinde ekin yokken, Güzelyurt bölgesinde kısmen de olsa sulanmış ekinler olduğunu ve bunun ülkeye tohum olarak geri döneceğini ifade eden Nizam, “En büyük sıkıntımız da bu yıl tohumdur. Hayatımızı idame ettirmek için tohuma ihtiyacımız vardır.” dedi. Mehmet Nizam, Türkiye’den gelen suyla ata tohumunu ilerletme şansı bulacaklarını dile getirdi.

Kendisinin Birliğin dokuzuncu başkanı olduğunu ifade eden Nizam, ikinci başkanın Cumhurbaşkanı Tatar’ın kayınpederi Kemal Deniz olduğunu işaret ederek, Deniz’in, Birliğin kurulmasında hak sahibi olanlardan biri olduğunu vurguladı. Nizam, “Bugün onların bayrağını taşıyanlar bizleriz.” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Dinçyürek: Yeni Lefkoşa Devlet Hastanesi temeli yaz aylarında atılacak

Published

on

By

Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, BRT’de katıldığı ‘Manşet+’ programında planlanan yeni hastane projelerine ilişkin bilgi verdi.

Hükümetin sadece sağlıkta değil, diğer tüm alanlarda yıllardır yapılmayan projeleri hayata geçirdiğinin altını çizen Dinçyürek, “sadece bugünün değil, yarının sorunlarını da çözecek adımları çok hızlı bir şekilde atıyoruz” dedi.

Bakan Dinçyürek, Maraş Sağlık Merkezi’nin tamamlandığını ifade ederek, projeyi 1 yıl önce mecliste gündeme getirdiğinde muhalefet milletvekillerinin projeyi bir hayal olarak niteleyip asla yapılamayacağını söylediklerini anımsattı.

Değirmenlik Sağlık Merkezi’nin mevcut binasının depreme dayanıklı olmadığının belirlenmesi üzerine yıkımını gerçekleştirdiklerini anlatan Dinçyürek, yerine yeni binanın yapıldığını ve yaklaşık 1 ay içerisinde hizmete gireceğini açıkladı.

Dinçyürek, Lapta Sağlık Merkezi’nde de mevcudun yenilenmesi ve ek bina yapımının tamamlandığını belirterek, kapasitesi ikiye katlanan merkezin çok kısa bir sürede hizmet vermeye başlayacağını söyledi.

Dokuz yıl önce yanarak devre dışı kalan ve bu sürede Tarım Bakanlığı’na bağlı bir binada hizmet vermeye çalışan Devlet Laboratuvarı’nın yeni binasının yapımının tamamlandığını ifade eden Dinçyürek, yeni laboratuvarın uluslararası akreditasyonu ile hizmete geçeceğini kaydetti.

Sağlık Bakanı Dinçyürek, yeni Girne Devlet Hastanesi’nin bir kaç ay içerisinde kapasitesi artmış olarak hizmete gireceğinin altını çizerek, hastanenin nitelikli yatak kapasitesi ve ameliyathane sayısı iki misli artmış bir şekilde tam teşekküllü olarak hizmet vereceğini vurguladı.

Güzelyurt Devlet Hastanesi’nde de dördüncü ve son etabın başladığını aktaran Dinçyürek, bu hastanenin yapımının da Temmuz ayı içerisinde tamamlanacaağını söyledi.
Bakan Dinçyürek, Dikmen’e daha yüksek kapasitede yeni bir sağlık merkezi yapılmasını planladıklarını belirterek, projede ihale aşamasına yaklaşıldığını kaydetti.
Gönyeli’ye de yeni bir sağlık merkezi kazandırmak için çalışma başlattıklarını açıklayan Dinçyürek, gelişen nüfus yapısını göz önüne aldıkları Gönyeli’ye ülkenin en büyük sağlık merkezini inşa edeceklerini anlattı.

Hakan Dinçyürek, Pamuklu’ya inşa edecekleri hastane ile bölgenin sağlık ihtiyacının karşılanmasının sağlanacağını dile getirerek, bölge insanının sağlık hizmetlerine erişim konusunda yaşadığı dezavantajların tarih olacağını söyledi.

Dinçyürek, Başkent Lefkoşa’ya da yeni bir Devlet Hastanesi kazandıracaklarını belirterek, “ne yapsak hep Lefkoşa Devlet Hastanesi ne oldu diye soruluyor. Bu hastaneyi de yaptığımızda muhalefetin ne yapacağını merak ediyorum” diye sordu.

Yeni Lefkoşa Devlet Hastanesi temelinin yaz içerisinde atılacağını ifade eden Dinçyürek, “başlangıç olarak iki etap şeklinde modüler tarzda planlanan hastane 10-15 sene sonra kapasite ve fonksiyon artırımı ihtiyacı duyulması halinde genişlemeye ve kapasite artırımına müsait bir kampüs halinde tasarlanmıştır” dedi.
Sağlık Bakanı Dinçyürek, birinci etabı 320 yatak kapasiteli olacak hastanenin yoğun bakım yatak kapasitesinin de 110 olacağını kaydetti.

“tek başına ciddi bir potansiyel ortaya koyacak bir hastane inşa edeceğiz” diyen Dinçyürek, son zamanlarda bilgiden yoksun ya da maksatlı açıklamalardan kaynaklanan bazı haberlerin çıktığına işaret etti.
Sağlık Bakanı Dinçyürek, “yalan haber ve dezenformasyonla kamuoyunda yanlış algı yaratmaya çalışıyorlar. Yapılan her güzelliği ve iyi işi bir şekliyle kötülemeye ve itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar” dedi.

Yeni binanın devreye girmesi sonrasında halen kullanılmakta olan binanın da gerekli dayanıklılık testlerinin yapılmasıyla uygun bölümlerinin renovasyona gidilerek hizmete devam edeceğini anlatan Dinçyürek, bu maksatla yapılan karot testlerinin tamamlandığını ve raporlama aşamasına gelindiğini söyledi.
Sağlık Bakanı Dinçyürek, sağlıkta hizmete girecek yeni binalarla gerekli altyapın sağlanmış olacağının altını çizerken, hekim ve diğer tüm sağlık personelinin sağlanması noktasında da yasal düzenlemeler dahil gereken her adımın atılacağını sözlerine ekledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Hür İşçi Sendikaları Federasyonu’na bağlı sendikalar basın toplantısı düzenledi…Serdaroğlu: Amaca uygun olmaya söylemlerde bulunulmasını doğru değildir

Published

on

By

Hür İşçi Sendikaları Federasyonu’na bağlı sendikalar basın toplantısı düzenledi.
Hür-İş Federasyonu Başkanı Ahmet Serdaroğlu, Federasyon’un Disiplin Tüzüğü’ne karşı birçok sendika ile birlikte bir yola çıktığını, ancak gelinen noktada amaca uygun olmaya söylemlerde bulunulmasını doğru bulmadıklarını söyledi.

Hür-İş Federasyonu’nun hükümetin doğru aldığı kararlarda herzaman yanında olduğunu ancak yanlış aldığı kararlarda da karşısında durduğuna dikkati çeken Serdaroğlu, Federasyonun her zaman emekçinin, toplumun ve devletin hak ve menfaatleri doğrultusunda yoluna devam ettiğini vurguladı.

Serdaroğlu “Amacımız iki öğretmen sendikasının yapmış olduğu mücadeleye destek vermek ve din işleri ile devlet işlerinin karıştırılmaması idi. Hür-iş federasyonu olarak aynı noktadayız. Duruşumuzdan ve görüşümüzden hiçbir şekilde geri durma gibi bir düşünce yoktur. Ancak gelinen noktada biraz amacı aşmış şeyler yapılıyor. Amaca uygun olmayan söylemler söyleniyor, bunların da doğru olmadığını düşünüyoruz. Samimi olmak lazım, yola neden çıktığımızı herkesin bilmesi lazım. Halkın ve toplumun bu seslenişini kimse kendi emellerine alet edemez, etmemesi lazım. Bu tehlikeli birşeydir.” diye konuştu.

Serdaroğlu, özellikle Kıbrıs meselesi gibi bir mesele var iken KKTC ve Türkiye halklarının arasını açmanın yanlış olduğunu vuguladı.
Gelinen aşamada hükümeti ve muhalefeti Disiplin Tüzüğü konusunda sessiz kalmakla suçlayan Serdaroğlu, hükümetin Türkiye Cumhuriyeti’ndeki yetkililer ile doğru zeminde ilişki kuramadığını ve bütün yaşananlarının suçlusunun hükümet olduğunu savundu.
Serdaroğlu, Disiplin Tüzüğü yanında yolsuzluklar, sahte diplonma konusu ve asgari ücret konularının da tartışılması gerektiğine dikkati çekti.

Hür İş Federasyonu Başkanı Serdaroğlu, çok tehlikeli söylemler oluğunu ve bunun toplumu daha iyiye götüremeyeceğini belirterek,Cumhurbaşkanlığı seçimi hatırına da olsa hiçkimsenin toplumu bölmeye hakkı olmadığının altını çizdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Dışişleri Bakanlığı: “AP’nin Türkiye raporu önyargılı ve gerçeklikten kopuk”

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nun dün açıkladığı 2023-2024 Türkiye Raporu’nu değerlendirerek, “Avrupa Birliği (AB), Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını yok sayan, önyargılı ve gerçeklikten kopuk anlayışını gösteren belgelerine bir yenisini eklemiştir’ ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Bakanlık, Avrupa Birliği’ni, yanlı ve gerçek dışı değerlendirmelerde bulunmak yerine, Kıbrıs’ta adil, sürdürülebilir ve gerçekçi bir çözüm için Rum tarafını Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünü kabul etmeye teşvik etmeye çağırdı.

-“Federasyon temelli çözüm çabaları Rum tarafının tutumu nedeniyle geçerliliğini yitirdi”

Yapılan açıklamada, raporda Kıbrıs meselesine yalnızca “iki toplumlu, iki bölgeli federasyon” temelinde çözüm önerisinin yer almasının, Avrupa Birliği’nin adadaki siyasi ve fiili gerçekleri ısrarla görmezden geldiğini açıkça ortaya koyduğu kaydedildi.

Açıklamada, federasyon temelli çözüm çabalarının, Rum tarafının uzlaşmaz ve tek taraflı tutumu nedeniyle geçerliliğini yitirdiği vurgulandı.

– “KKTC’nin iki devletli çözüm vizyonu Anavatan Türkiye tarafından güçlü bir şekilde destekleniyor”

Açıklamada, Türkiye’ye Kıbrıs’taki iki devletli çözüm vizyonundan vazgeçmesi yönünde yapılan çağrıların ve üyelik sürecine ilişkin şart koşmaların, Avrupa Parlamentosu’nun adadaki gerçeklikten ne denli uzak olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiği kaydedildi.

Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, “Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünü temel alan iki devletli çözüm vizyonu, KKTC’nin kararlı politikası olup, Anavatan Türkiye tarafından da güçlü bir şekilde desteklenmektedir.” denildi.

Açıklamada Genel Kurul’da, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC’ye gerçekleştirdiği ziyarete dair ayrı bir oturum düzenlenmesi kınandı.

– “İki egemen devletin ilişkisinde AB’nin ya da GKRY’nin herhangi bir söz hakkı yok”

KKTC ile Türkiye arasındaki ilişkilerin iki egemen devletin karşılıklı iradesine dayandığı ve bu ilişkilerin niteliği hakkında Avrupa Birliği’nin ya da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin herhangi bir söz hakkı bulunmadığı ifade edilen açıklamada, eleştirilerin dikkate alınmaya değer bulunmadığı vurgulandı.

Açıklamanın sonunda, “Anavatan Türkiye’nin ülkemize yönelik siyasi, ekonomik ve mali desteği, halkımızın refahı ve geleceği için hayati öneme sahiptir. Kıbrıs Türk halkının özgür iradesini yok sayar nitelikteki bu tür girişimler tarafımızca hükümsüz sayılmaktadır” ifadelerine yer verildi.

Devamını Oku

Trending

Reklam