Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: Rum liderliğinin yürüttüğü düşmanlık siyaseti bir terör eylemidir

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının, kendi ayakları üzerinde durmak, ekonomik olarak güçlenmek ve uluslararası alanda hak ettiği yeri almak için büyük bir mücadele verdiğini ancak ne zaman kalkınma yolunda adımlar atsa Rum liderliğinin sistematik saldırılarla Kıbrıs Türk halkını hedef aldığını belirterek, “Bu saldırılar, uluslararası hukuku tanımaz niteliğiyle açıkça bir terör eylemi haline gelmiştir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Rum liderliğinin mülkiyet konusunu bir baskı aracı olarak kullanmasının 1963 sonrası yaşanan acı tecrübeleri hatırlattığını belirtti. Tatar, “Rum yönetiminin mülkiyet konusunu kullanarak Kıbrıs Türk halkını baskı altına alma girişimi, o dönemdeki zihniyetin günümüze yansıyan bir örneğidir. AİHM kararlarını yok sayarak, mülkiyet meselesini ceza davaları ve tutuklamalarla yeniden gündeme getirmek; 1963 sonrası dönemde olduğu gibi Kıbrıs Türk halkını ekonomik olarak yıpratma, hukuki ve siyasi olarak zayıflatma amacını taşımaktadır.” dedi.

Kıbrıs Türk halkının iradesini kırmaya yönelik bu organize saldırıların, uluslararası toplumun gözleri önünde yapıldığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “AİHM kararlarının ihlal edilmesi, mülkiyet ihtilaflarına yönelik Taşınmaz Mal Komisyonu’nun sunduğu çarelerin göz ardı edilmesi ve halkımızın haklarının gasp edilmeye çalışılması, yalnızca Kıbrıs Türk halkına yönelik bir saldırı değil; aynı zamanda uluslararası hukukun da ihlalidir. Bu süreçte uluslararası toplumun sessiz kalması, hukukun üstünlüğü ilkesine zarar vermekte ve adalet arayışını zayıflatmaktadır.” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum yönetiminin mülkiyet konusunda Kıbrıs Türk tarafını hedef alan girişimlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

-“ Rum liderliği, mülkiyet meselesini bahane ederek davalar başlattı, sistematik bir baskı ve korku politikası geliştirdi”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yazılı açıklaması şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk halkı, yıllardır kendi ayakları üzerinde durmak, ekonomik olarak güçlenmek ve uluslararası alanda hak ettiği yeri almak için büyük bir mücadele vermektedir. Ancak ne zaman kalkınma yolunda adımlar atsak, ne zaman uluslararası alanda sektörlerimiz görünür hale gelse, Rum liderliği sistematik ve organize saldırılarla halkımızı hedef almaktadır. Bu saldırılar, ekonomik baskı ya da siyasi hamle olmanın ötesine geçerek, uluslararası hukuku tanımaz niteliğiyle açıkça bir terör eylemi haline gelmiştir.”

“Bu karanlık zihniyet, Annan Planı’nın hemen ardından kendini daha da net şekilde göstermeye başlamıştır” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk halkı, uzlaşı ve kapsamlı çözüm adına Annan Planı’na ‘evet’ diyerek iradesini ortaya koymuş, Rum halkının ezici ret oyu üzerine de uluslararası toplumdan adil bir yaklaşım beklemiştir. Ancak ayrı ve eşzamanlı referandumların hemen ertesinde uluslararası toplum halkımızın iradesi yok saymış, verdikleri sözleri tutmamış ve haksız hukuksuz izolasyon zulmü bugünlere taşınmıştır. Bu süreçte Rum liderliği, bir yandan çözüm arayışındaymış gibi görüntü verirken, diğer yandan mülkiyet meselesini bahane ederek davalar başlatmış ve insanımıza karşı sistematik bir baskı ve korku politikası geliştirmiştir. Bu baskıcı siyaset, halkımız tarafından bilinen bir anlayışın yani 1960’ta Kıbrıs ortaklık Cumhuriyeti’nin silah zoruyla yönetimi gasp eden zihniyetin bugüne taşınan bir uzantısıdır.”

-“Rum liderliği mülkiyet konusunu bir baskı aracı olarak kullanıyor”

Cumhurbaşkanı Tatar, Rum liderliğinin mülkiyet konusunu bir baskı aracı olarak kullanmasının 1963 sonrası yaşanan acı tecrübeleri hatırlattığını belirterek, devamla şunları kaydetti:

“1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortaklık yapısı tek taraflı olarak değiştirildiğinde, Kıbrıs Türkleri devlet yönetiminden silah zoruyla dışlanmış, ekonomik olarak kuşatılmış ve ciddi bir mülkiyet gaspına maruz kalmıştır. Bu süreçte on binlerce Kıbrıslı Türk, mal ve mülklerinden zorla uzaklaştırılmış, köyler boşaltılmış ve halkımız gettolara hapsedilmiştir. 1974’e kadar süren bu planlı eylemler uluslararası toplumun gözleri önünde cereyan ederken ‘hak hukuk havarileri’ kılını kıpırdatmamıştır.

Bugün, Rum Yönetimi’nin mülkiyet konusunu kullanarak Kıbrıs Türk halkını baskı altına alma girişimi, o dönemdeki zihniyetin günümüze yansıyan bir örneğidir. AİHM kararlarını yok sayarak, mülkiyet meselesini ceza davaları ve tutuklamalarla yeniden gündeme getirmek; 1963 sonrası dönemde olduğu gibi Kıbrıs Türk halkını ekonomik olarak yıpratma, hukuki ve siyasi olarak zayıflatma amacını taşımaktadır.”

-“TMK, mülkiyet ihtilaflarının çözümü için yasal ve etkin bir mekanizmadır”

Cumhurbaşkanı Tatar, 2005 yılında kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK), Kıbrıs’taki mülkiyet ihtilaflarının çözümü için başvuru yapılabilecek yasal ve etkin bir mekanizma olduğunu vurguladı.

TMK’nın, Rum mülkiyet başvurularını değerlendirirken tazminat, takas ve iade olmak üzere üç temel çare sunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı, “Tazminat, mülkün değerinin hesaplanarak başvurucuya ödeme yapılmasıdır. Takas, mülkü talep eden kişiye, mevcut mülküne karşılık başka bir mülk verilmesidir. İade ise mülkün eski sahibine geri verilmesidir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), 2010 yılında aldığı Demopoulos kararı ile Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk yolu olduğunu açıkça teyit ettiğini, AİHM’in, bu kararda mülkiyet meselelerinde yalnızca 1974 mal sahiplerinin değil, uzun yıllardır bu mülkler üzerinde mülkiyet hakkı kazanmış kişilerin de bu haklarının korunması gerektiğini net bir şekilde vurguladığına işaret ederek, “Bu karar, mülkiyet ihtilaflarının çözümünde adalet ve hakkaniyeti gözeten bir yaklaşımdır” dedi.

-“Rum yönetiminin tutumu, uluslararası hukukun açık ihlalidir… Bir saldırı politikasıdır…”

Cumhurbaşkanı Tatar devamla şunları kaydetti:

“Ancak Rum liderliği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bağlayıcı kararlarına rağmen, TMK’nın sunduğu yasal çareleri yok saymakta; mülkiyet meselelerini iç mevzuat kılıfına büründürerek, uluslararası hukukun işaret ettiği yolları göz ardı etmektedir. Rum yönetimi, kendi iç hukuk sistemini adalet sağlamak için değil, halkımızın haklarını gasp etmek ve Kıbrıs Türk halkını köşeye sıkıştırmak için kullanmaktadır. Bu tutum, uluslararası hukukun açık ihlalidir ve Rum liderliğinin himayesinde yürütülen bir saldırı politikasıdır.”

– “Bu süreçte içerideki bazı kesimlerin sergilediği tutum ise dikkat çekicidir…”

Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu süreçte içerideki bazı kesimlerin sergilediği tutum ise dikkat çekicidir” diyerek, “Rum Yönetimi’nin hukuk tanımaz saldırılarını görmezden gelip, halkımızın haklarını ve en başta devletini ve egemenliğini savunanları eleştiren söylemler ibret vericidir. AİHM’nin açık ve bağlayıcı kararlarına rağmen, Rum liderliğinin hukuk dışı baskılarını normalleştiren bu anlayış, teslimiyetçi bir zihniyetin tezahürüdür.” ifadelerini kullandı.

Müzakere masasına dönmeyi tek seçenek olarak gören, Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını ve iradesini savunanları hedef alan bu yaklaşımların, Kıbrıs Türk halkının mülkiyet haklarının ihlal edenlere hizmet ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu süreçte Rum yönetiminin hukuk dışı tavrını perdeleyip, Kıbrıs Türk halkının mücadelesini hedef almak, halkımıza zarar vermekten başka bir sonuç doğurmayacaktır. Birlikte mücadele yerine suçluluk psikolojisiyle motive edilen bu tutum kabul edilmezdir” dedi.

– Ortak akıl oluşturma …

Cumhurbaşkanı Tatar, bu süreçte, yetkili kurumlar, meslek odaları, sektör temsilcileri, ilgili paydaşlar ve uzmanlarla sürekli istişare halinde ortak akıl oluşturma yönündeki değerlendirmelerin sürdüğünü belirterek, “Yapılanları karşılıksız bırakmayacak; hem uluslararası hukukun gereği için mücadele verirken, halkımızı da her açıdan korumaya devam edeceğiz. İnsanımızın ekonomik kalkınma çabalarının baltalanmasına, mülkiyet haklarının gasp edilmesine ve uluslararası hukukun yok sayılmasına asla sessiz kalmayacağız. Adadaki yabancı Büyükelçilikler de dahil olmak üzere uluslararası alanda da girişimlerimiz devam etmektedir.” dedi.

-“Uluslararası toplumun sessiz kalması…”

Kıbrıs Türk halkının iradesini kırmaya yönelik bu organize saldırıların, uluslararası toplumun gözleri önünde gerçekleştiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “AİHM kararlarının ihlal edilmesi, mülkiyet ihtilaflarına yönelik Taşınmaz Mal Komisyonu’nun sunduğu çarelerin göz ardı edilmesi ve halkımızın haklarının gasp edilmeye çalışılması, yalnızca Kıbrıs Türk Halkına yönelik bir saldırı değil; aynı zamanda uluslararası hukukun da ihlalidir. Bu süreçte uluslararası toplumun sessiz kalması, hukukun üstünlüğü ilkesine zarar vermekte ve adalet arayışını zayıflatmaktadır.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, açıklamasında devamla şunları kaydetti:

“Buradan açıkça ilan ediyorum:

Rum yönetiminin hukuk tanımaz, baskıcı ve yıldırma politikalarına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Uluslararası hukuku çiğneyenlere, halkımızın haklarını gasp etmeye çalışanlara karşı kararlı, cesur ve stratejik duruşumuzu devam ettireceğiz.

Kıbrıs Türk halkının iradesi satılık değildir. Haklarımızın gasp edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Egemenliğimizi, mülkiyet haklarımızı ve ekonomik çıkarlarımızı her platformda savunmayı yılmadan sürdüreceğiz.

Bu topraklarda varoluş mücadelesi verirken nasıl ki teslim olmadıysak, bugün de haklarımızı korurken aynı kararlılıkla hareket edeceğiz. Halkımızın yanında duracak, mülkiyet haklarımızın gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Kıbrıs Türk halkı, hukuku ve adaleti temel alan bu haklı mücadelesinde asla yalnız değildir!”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi, dört tasarıyı görüştü

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi, İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi, bugün dört yasa tasarısını görüştü.

Komite “Para Kambiyo ve İnkişaf Sandığı İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasa Tasarısı”, “Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş (Değişiklik) Yasa Tasarısı”, “Elektronik Haberleşme (Değişiklik) Yasa Tasarısı” ve “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Yerleşkesi Sınırları Dahilindeki Peyzaj Alanları ile Parklar ve Bu Kapsamdaki Taşınmaz Mallara İlişkin Yasa Tasarısı”nı ele aldı. İki yasa tasarısı Genel Kurul’un gündemine sevk edilirken, diğer yasa tasarılarıyla ilgili çalışmalar bir sonraki toplantıda sürecek.

Meclis’ten yapılan açıklamaya göre, saat 10.30’da UBP Milletvekili Komite Başkanı Sunat Atun Başkanlığında toplanan komite, ilk olarak “Para Kambiyo ve İnkişaf Sandığı İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasa Tasarısı”nı ele aldı ve oybirliğiyle onaylayarak Genel Kurul’un gündemine sevk etti.

Komite toplantısına davetli olarak, Maliye Bakanlığı, KKTC Merkez Bankası, Kamu Yönetimi ve İnsan Kaynakları Başkanlığı, Para, Kambiyo ve İnkişaf Sandığı İşleri Dairesi ve KTAMS’dan yetkililer katılarak görüşlerini sundu.

Daha sonra “Elektronik Haberleşme (Değişiklik) Yasa Tasarısı ele alındı ve oyçokluğuyla onaylanarak Genel Kurul’un gündemine sevk edildi. Toplantıya davetli olarak Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’ndan yetkililer katılarak görüşlerini sundu.

Komite daha sonra “Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş (Değişiklik) Yasa Tasarısı”nı ele aldı ve genel görüşmesini gerçekleştirdi. Komite bahse konu yasa tasarısıyla ilgili çalışmalarına bir sonraki toplantısında devam edecek. Toplantıda, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu da hazır bulundu.

Komite toplantısına davetli olarak, Kamu Yönetimi ve İnsan Kaynakları Başkanlığı, Doğu Akdeniz Üniversitesi, DAÜ Emekliler Derneği, DAÜ-BİR-SEN, DAÜ-PER-SEN ve DAÜ-SEN’den yetkililer katılarak görüşlerini sundu.

Komite son olarak gündeminde yer alan “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Yerleşkesi Sınırları Dahilindeki Peyzaj Alanları ile Parklar ve Bu Kapsamdaki Taşınmaz Mallara İlişkin Yasa Tasarısı”nı ele aldı ve madde madde oylamaya başladı. Komite bahse konu yasa tasarısıyla ilgili çalışmalarına bir sonraki toplantısında devam edecek.

Komite toplantısına davetli olarak KKTC Cumhurbaşkanlığı, Cumhuriyet Meclisi Genel Sekreterliği Örgütü, Maliye Bakanlığı ve Planlama ve İnşaat Dairesi’nden yetkililer katılarak görüşlerini sundu.

UBP Milletvekili Sunat Atun Başkanlığında yapılan toplantıya; Komite üyeleri UBP Milletvekili Ahmet Savaşan, UBP Milletvekili Fırtına Karanfil ve CTP Milletvekili Devrim Barçın katıldı.

Komite toplantısında ayrıca Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers da yer aldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Prof. Dr. Saraç’ı kabul etti

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ı kabul etti.

Cumhuriyet Meclisi’nden yapılan açıklamaya göre, Öztürkler ziyarette yaptığı konuşmada, Saraç’ı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde görmekten büyük memnuniyet duyduklarını ifade etti ve bürokrat olarak görev yaptığı dönemlerde de Saraç ile yakın iş birliği içerisinde olduklarını kaydetti.

Saraç’ın deneyimlerinden KKTC kurumlarının her zaman faydalanması gerektiğine işaret eden Öztürkler, ziyaretten dolayı teşekkür etti.

Prof. Dr. Yekta Saraç da, geçmişte birlikte çok mesai harcadıkları Öztürkler’i Meclis Başkanı olarak görmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, Öztürkler’e görevinde başarılar diledi.

Başkan Öztürkler, kabulde Prof. Dr. Saraç’a Meclis anı tabağı hediye etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Çavuşoğlu:Erenköy Lisesi’nde iki gün idari tatil verilmiştir

Published

on

By

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Yenierenköy Lisesi’nde eğitim gören Dipkarpazlı öğrencileri taşıyan otobüsün devrilmesinin ardından öğrencilerin yaşadıkları olayın etkisinden psikolojik olarak uzaklaşabilmeleri adına, Yenierenköy Lisesi’nde eğitime iki gün süreyle ara verildiğini, idari tatil ilan edildiğini açıkladı.

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Bakan Çavuşoğlu, kazanın ardından Mağusa Devlet Hastanesi’ne giderek yaralı öğrenciler hakkında bilgi aldı.

Bakan Çavuşoğlu yaptığı yazılı açıklamada yaşanan elim hadiseden dolayı üzüntüsünü belirterek şunları kaydetti:

“Çocuklarımız kazayı hafif şekilde atlatmıştır. Hiçbir öğrencimizde kalıcı bir hasar ya da hayati tehlike bulunmamaktadır. Bu süreçte çocuklarımızın ilk andan itibaren yanında olan ailelerine, doktorlara, hemşirelere ve tüm sağlık çalışanlarına gösterdikleri yüksek gayretleri için teşekkür ediyorum.

Kazanın nedeni polis tarafından detaylı şekilde araştırılmaktadır. Bakanlık olarak, bu tür olayların tekrar yaşanmaması adına alınması gereken tüm tedbirler titizlikle değerlendirilecek ve gereken ne varsa yapılacaktır.

Öğrencilerimizin yaşadıkları olayın etkisinden psikolojik olarak uzaklaşabilmeleri adına, Yenierenköy Lisesi’nde eğitime iki (2) gün süreyle ara verilmiş, idari tatil ilan edilmiştir. Söz konusu idari tatil yalnızca Yenierenköy Lisesi’ni kapsamakta olup, diğer okullarda eğitim-öğretime devam edilecektir.

Tüm çocuklarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam