Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Öztürkler : KKTC Türk dünyasının kopmaz bir parçası

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Türkiye Büyük Millet Meclisi Parlamentolar Arası KKTC Dostluk Grubu üyeleri, Türkiye’den milletvekilleri, siyasetçi, bürokrat, sanatçı ve gazetecilerden oluşan bir heyetle Gazimağusa’da bir araya geldi.

Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, etkinliğe Cumhuriyet Meclisi Parlamentolar Arası KKTC – Türkiye Dostluk Grubu Başkanı UBP Gazimağusa Milletvekili Resmiye Eroğlu Canaltay, Başkan Yardımcısı CTP Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali , Dostluk Grubu Üyesi YDP Lefkoşa Milletvekili Talip Atalay, UBP Gazimağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu ve Meclis Genel Sekreteri Seral Fırat da katıldı.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, etkinlikte yaptığı konuşmada, Kıbrıs meselesinin hem KKTC hem de Türkiye Cumhuriyeti açısından milli bir dava olduğunu söyleyerek, “Farklı siyasi görüşler olsa da ortak payda Kıbrıs Türk halkının haklarının korunması ve daha ileriye taşınmasıdır’” dedi.

Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca ana vatan Türkiye ile birlikte tüm milli mücadelelerde yer aldığını ve bayrağına, dinine, manevi değerlerine her zaman sahip çıktığını belirten Öztürkler, bu sahiplenmenin kararlılıkla sürdürüleceğini belirtti.

Yaklaşık on gün önce Kazakistan’da gerçekleştirilen Türk Devletleri toplantılarına katıldığını hatırlatan Öztürkler: “Orada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk dünyasının kopmaz bir parçası olduğunu bir kez daha ifade ettim. Bu konuda özellikle Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çok büyük katkıları vardır. Her platformda KKTC’nin tanınması, ekonomik iş birliklerinin kurulması ve Türk dünyasına entegrasyonu için önemli adımlar atılmaktadır” ifadelerini kullandı.

Toplantılarda, dostluk gruplarının kurulmasının önemine de değinen Öztürkler, “Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan gibi kardeş ülkelerle Cumhuriyet Meclisimiz arasında dostluk gruplarının kurulmasını önerdim. Bu tür gruplar, ilişkilerin daha sağlam ve doğru bir zemine oturmasını sağlayacak, halkımızın haklı davasının doğru anlatılmasına da ciddi katkılar sunacaktır” dedi.

-Canaltay

UBP Gazimağusa Milletvekili ve Cumhuriyet Meclisi Parlamentolar Arası KKTC – Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Resmiye Canaltay da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkinin sadece diplomatik ya da siyasi bir dostlukla sınırlı olmadığını, tarihten gelen güçlü bir kader birliği olduğunu söyledi.

Yaşanan gelişme ve çatışmaların, dostlukların, dayanışmanın ve ortak değerlerin önemini bir kez daha gözler önüne serdiğini belirten Canaltay, özellikle savaşların ve krizlerin insanlığı derinden etkilediği bir çağda, Kuzey Kıbrıs ile Türkiye arasındaki birlikteliğin daha da kıymetli hale geldiğini ifade etti.

-Şahali

CTP Gazimağusa Milletvekili ve Cumhuriyet Meclisi Parlamentolar Arası KKTC – Türkiye Dostluk Grubu Başkan Yardımcısı Erkut Şahali ise Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerde karşılıklı saygının esas alındığı güçlü bağların sadece kurumsal düzeyde değil, kişiler arası düzeyde de pekiştirildiğine dikkat çekti.

Türkiye Dostluk Grubu’nun her iki ülkede de toplumların birbirini daha doğru anlayabilmesi adına yoğun bir çaba gösterdiğini ifade eden Şahali, bu çabanın Meclisler arası ilişkilerin derinleşmesine de katkı sağladığını belirtti.

-Erdem

TBMM Parlamentolar Arası Türkiye -KKTC Dostluk Grubu Başkanı Konya Milletvekili Orhan Erdem de, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde partiler arasında farklı görüşler ve eleştirilerin olabileceğini ancak konu Kuzey Kıbrıs olduğunda bu ayrılıkların bir kenara bırakıldığını ifade etti.

“Arkadaşlarımızın önergeleri olur, eleştirileri olur ama bunlar hep daha iyisini yapmak adınadır. Kuzey Kıbrıs’a dönük bir konuda Türkiye’de muhalefet bir olmaz” diyen Erdem, KKTC Dostluk Grubu Başkanı olarak bu yapının bir parçası olmaktan onur duyduğunu söyledi.

Tanınma konusuna da değinen Erdem, uluslararası sistemin çifte standartlarla dolu olduğuna işaret ederek, Filistin örneğini verdi. Erdem, “Tanınmak elbette önemli ancak bugün 155 ülke tarafından tanınan Filistin’in halini hep birlikte görüyoruz. Kadınların ve çocukların da aralarında olduğu 54 binden fazla insan hayatını kaybetti. Birleşmiş Milletler kararlarının, hukukun üstünlüğünün ve insan haklarının nasıl hiçe sayıldığını izliyoruz” ifadelerini kullandı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ise Türkiye’nin desteği sayesinde güvende olduğunu belirten Erdem, “Kuzey Kıbrıs’a kimse dokunamaz. Sadece Türkiye tarafından tanınsa bile bu ona bir dokunulmazlık sağlar. 1974’te nasıl birlikte mücadele ettiysek, her zaman birlikte olmaya devam edeceğiz” diyerek konuşmasını tamamladı.

-Erbaş

TBMM Parlamentolar Arası Türkiye -KKTC Dostluk Grubu Üyesi MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş ise, KKTC ile Türkiye arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

KKTC’ye yıllık yaklaşık 5 milyon kişinin giriş çıkış yaptığını belirten Erbaş, bu rakamın yaklaşık 2 milyonunu Türk vatandaşlarının oluşturduğunu söyledi.

Buna rağmen iki taraf arasında yeterli düzeyde bir iletişim sağlanamadığına dikkat çeken Erbaş, “Maalesef iki tarafın arasında bir iletişim kopukluğu ya da birbirini anlayamama veya bilmeme noktasında eksikliğimiz var” ifadelerini kullandı.

Bu eksikliğin yalnızca siyasetçilerin değil, iş insanlarından sanatçılara kadar toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğu olduğunu belirten Erbaş, “Aklınıza kim gelirse; hepimizin bu konuda sorumluluğu var. Daha sıkı bağlar kurmamız lazım. Bu tip organizasyonların da buna vesile olacağına inanıyorum” dedi.

-Dinçer

CHP Ankara Milletvekili TBMM Parlamentolar Arası Türkiye -KKTC Dostluk Grubu Üyesi Semra Dinçer iki ülke arasındaki bağların yalnızca diplomatik düzeyde değil, duygusal ve kültürel açıdan da güçlü bir kardeşlik temeline dayandığını vurguladı.

Dinçer, “Grubumuzda da her zaman dile getiriyorum; bu bir dostluk grubu değil, bu bir kardeşlik grubudur.” ifadelerini kullandı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için bir kırmızı çizgi olduğunu dile getiren Dinçer, “KKTC her zaman her Türk vatandaşının kırmızı çizgisidir. Biz bu kırmızı çizgi noktasında yapabileceğimiz ne varsa her şekilde hazırız.” şeklinde konuştu.

-Paçacı

TBMM Parlamentolar Arası Türkiye -KKTC Dostluk Grubu Üyesi İyi Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Cihan Paçacı ise Kıbrıs meselesinin Türkiye’nin dış politikasındaki değişmez önceliklerinden biri olduğunu vurguladı.

Hangi hükümet iktidara gelirse gelsin Kıbrıs’ın Türkiye için bir “kırmızı çizgi” olduğunu belirten Paçacı, “Kıbrıs Türk halkının varlığı, güvenliği ve eşit siyasi haklara sahip olması konuları Türk dış politikasının temel taşlarındandır” dedi.

Paçacı, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın üzerinden geçen yaklaşık yarım yüzyıla rağmen istenilen siyasi çözüme henüz ulaşılamadığını ancak Türkiye’nin diplomatik çabalarının kararlılıkla sürdüğünü dile getirdi. Paçacı, Kıbrıs konusunun milli bir dava olarak ele alınması gerektiğinin altını çizdi.

-Aksakal

Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Mehmet Önder Aksakal da küresel emperyalizmin bölgede yürüttüğü yeni sınır ve devletçilik düzenlemeleri karşısında KKTC’nin önemli olduğunu belirtti.

Aksakal “Kendisini Türk hisseden, bu topraklara ait hisseden herkesin tartışmasız olarak KKTC’nin egemenliğine sahip çıkması gerekmektedir. Bu yalnızca bir sorumluluk değil, bir vatan borcudur,” dedi.

DSP’nin Kıbrıs konusundaki tutumunun net olduğunu belirten Aksakal, bu duruşun köklerinin Kıbrıs Türk halkının önderlerinden Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, “Kıbrıs Fatihi” olarak anılan merhum Başbakan Bülent Ecevit ve dönemin Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ın tarihi mücadelesine dayandığını ifade etti.

Aksakal, “Bugün bizler, o büyük liderlerin bıraktığı yoldan yürümeye devam ediyoruz. Onların izinde olmak bizler için hem bir onur hem de bir görevdir” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin yıl sonu gösterisi yapıldı

Published

on

By

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin (SAM) yıl sonu gösterisi dün yapıldı.

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nden verilen bilgiye göre, Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’ndeki etkinliğe Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler ve bazı milletvekilleri de katıldı.

Etkinlikte Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler ile Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa İlçe Başkanı, Milletvekili Devrim Barçın konuşma yaptı.

Etkinlikte resim, seramik ve ahşap atölyelerinde üretilen çalışmalardan oluşan sergiler de açıldı.

SAM öğrencileri, dans, bale, jimnastik, halk dansları gösterileri sundu.

-Barçın

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa İlçe Başkanı, Milletvekili Devrim Barçın, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nin üretim ve eğitim alanında ortaya koyduğu çalışmaların önemini dile getirdi.

Sosyal Aktivite Merkezi’nin sadece aktivite yapılan bir yer olmadığını gördüğünü ifade eden Barçın, sevgi, emek ve umudun da var olduğu merkezde, nice çocukların yetiştirilmesini temenni etti.

-Karavezirler

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin gurur verici işler başardığını belirterek hem eğitmenlere hem de öğrencilere teşekkür etti.

“Hizmet etmek sevmekle başlar diyorum. Çünkü biz, beldemize severek hizmet ediyoruz, hizmet aşkıyla çalışıyoruz” diyen Karavezirler, bugün de bunun onur ve gururunu yaşadığını söyledi.

SAM’da yer alan seramik ile teknoloji atölyelerinin her geçen gün büyüdüğünü belirten Karavezirler, bilim ve teknoloji merkezinin kurulması için adım atıldığını belirtti.

Karavezirler, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nin eğitime, kültüre, sanata verdiği öneme işaret ederek, belediyenin öz kaynaklarıyla yapılan okul binası, oyun grubu gibi eserler hakkında bilgi verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Ertuğruloğlu, İİT Dışişleri Bakanları toplantısına katıldı

Published

on

By

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, 21-22 Haziran tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) 51. Dışişleri Bakanları Konseyi (DBK) Toplantısına katıldı.

Tahsin Ertuğruloğlu, “Değişen Dünyada İİT” konu başlığıyla gerçekleşen ve İsrail’in Filistin ve İran’a saldırılarının ağırlıklı olarak gündemi oluşturduğu toplantıda bir de konuşma yaptı.

Ertuğruloğlu konuşmasında, 20 ayı aşkın bir süredir devam eden ve 55 binden fazla Filistinlinin yaşamını yitirmesine neden olan katliamın son bulması için üye ülkelerin ve uluslararası toplumun bir an önce İsrail’i durduracak adımlar atması gerektiğini, geçmişte benzer saldırıları ve acıyı yaşamış Kıbrıs Türk halkının Filistinli kardeşlerinin acısını derinden hissettiğini, uzun yıllardır devam eden Filistin sorununa çözümün, bağımsız ve egemen Filistin devletinin kabülü ve iki devlet esasıyla mümkün olabileceğini ifade etti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, dün gece Amerika’nın İran’ın nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirdiği saldırıların, bir süredir İsrail’in Ortadoğu’daki saldırılarıyla istikrarsızlaşan güvenlik ortamını küresel boyuta taşıyabilecek düzeye getirdiğini, güvensizlik ve istikrarsızlığın ne yazık ki günümüzün düzeni haline geldiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu Kıbrıs konusunda bir uzlaşıya varılamamasının nedeninin bazı kesimlerce iddia edildiği gibi müzakere eksikliğinden değil, uluslararası toplumun Kıbrıs Türk tarafını eşit ortak olarak görmeyi ve egemen eşit ve eşit uluslararası statüye haiz devlet olarak tanımayı reddetmeyi ısrarla sürdürmesi olduğunu belirtti.

Ertuğruloğlu, Ada’da kalıcı ve sürdürülebilir bir uzlaşının mevcut iki devlet gerçeği temelinde sağlanabileceğini vurgulayarak, tarafların egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün yeniden teyidiyle iki devlet arasında iş birliği yollarının aranabileceğini ifade etti. Bakan Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 77.BM Genel Kurulu’nda uluslararası topluma yaptığı ve takip eden yıllardaki genel kurullarda yinelediği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaları ve diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaları yönündeki çağrısını hatırlatarak, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin bu çağrı doğrultusunda somut adım atmalarını beklediklerini belirtti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, toplantı çerçevesinde, bazı üye ülke Dışişleri Bakanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Ayrıca, İslam İşbirliği Gençlik Formu tarafından Haliç Üniversitesi’nde düzenlenen ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a İİGF Büyük Gençlik Ödülü’nün takdim edildiği ödül törenine katıldı.
Bakan Ertuğruloğlu’na toplantı ve temaslarında Müdür/Temsilci Mustafa Davulcu, KKTC İstanbul Başkonsolosu Erek Çağatay ve Üçüncü Sekreterler Begüm Tuncalı ve İsmail Bayramoğlu eşlik etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Hasipoğlu: “İsrail-İran çatışmasına ABD’nin müdahil olmasıyla gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz”

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, İsrail-İran çatışmasına Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) müdahil olmasıyla gelişmeleri “endişeyle takip ettiklerini” söyledi

Hasipoğlu, bölgesel gelişmeler ve güncel konularla ilgili yazılı açıklama yaptı.

İran’ın Birleşmiş Milletlerden ABD’nin İran’a saldırısının incelenmesi ve kınanması talebiyle BM Güvenlik Konseyinden (BMGK) “acil oturum” talep ettiğini belirten Hasipoğlu, “Savaştaki füzelerin hedefinin nükleer tesis boyutuna gelmesi, içinde bulunduğumuz coğrafya için daha da endişe verici bir boyuta dönüştürmüştür” dedi.

-BM Güvenlik Konseyi “barış gücü değil izleme konseyi”

BM’nin barış gücü olmaktan artık çıkarak bir izleme konseyine dönüştüğünü söyleyen Hasipoğlu, “ ABD, Rusya gibi büyük devletlerin daimi üye olup veto haklarının olmasından dolayı Güvenlik Konseyinden mazlum halkları koruyacak, yaptırım içeren, önleyici kararlar çıkamamaktadır. Güçlünün haklı olduğu, hiçbir Batılı ya da Müslüman ülkenin kınamanın ötesine geçmediği BM ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantılarına şahitlik ediyoruz. Bunu daha önce Bosna’da, en son en acı şekilde Gazze’de Filistinlilerin yaşadıklarıyla ve bu yapıların karar alamadığını görüyoruz” dedi

BM’nin bugün ABD – İsrail müttefikliğinin yaptığı saldırıları izlemekle yetindiğini ve asli görevini yapamadığını ifade eden Hasipoğu , İsrail ile İran arasındaki çatışmaların da 10’uncu gününe girdiği şu günlerde izleyici koltuğunda oturmaya devam ettiğini belirtti.

– “Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık”

Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık . 1974 öncesi Rum saldırıları karşısında BM’nin izleyici rolü ve alınan güvenlik konseyi kararları ortadadır. Keza, 1979 yılından itibaren başlayan federasyon müzakerelerinde, Rum tarafının uzlaşmaz tutumuna ek olarak , BM’in yapısal bozukluğundan dolayı çözüm de sağlanamamıştır . 1974 öncesinde Rum mezalimliğine tanıklık eden BM, sonraki federasyon görüşme süreçlerinde ise çözüm anlamında masaya getirdiği tüm plan ve önerilerine ‘Evet’ diyen Kıbrıs Türk halkına hak ettiği değeri ve statüyü vermek yerine , ‘Hayır’ diyen tarafın ödüllendirmeye devam etmiştir. Diğer bir ifadeyle BM müzakere süreci ile ilgili bir nihai tespit yapmaktan kaçınmış, hep Rum tarafının istediği şekilde bir çözüm arayışı içerisinde olmaya çalışıp, Rum tarafının içerisinde bulunduğu konfor alnının muhafaza etmesine çanak tutmuştur. Halbuki görüşme süreçlerini hamisi konumunda olan BM, Rum tarafının retçi tavırları sonrasında gerekli kararları alıp, Rum tarafını rahatsız edebilseydi, belki de bizlerin arzu ettiği çözüm modeli bugün hayat bulmuş olacaktı”

-Hakan Fidan’ın son açıklaması

Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan’ın İslam İşbirliği Teşkilatı (IIT) mesajını değerlendiren Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Dünya, özellikle de bölgemiz, iyice ateş çemberine dönerken, Kıbrıs Türk halkının yegane güvencesinin ve en büyük destekçisinin Anavatan Türkiye olduğuna, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son açıklamalarıyla bir kez daha tanıklık ettik. Hakan Fidan’ın KKTC’nin gözlemci üye olarak yer aldığı İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkına yer vermesi son derece önemli ve anlamlıdır. Kıbrıs Türk halkının yaşamakta olduğu izolasyon çemberinin aşılması gerektiğine vurgu yapan Hakan Fidan, doğrudan temas çağrısıyla da Anavatan Türkiye’nin milli dava Kıbrıs konusundaki politikasını da dünya kamuoyuna hatırlatmıştır.

Bu vesileyle, haklı davamızın her platformda yankı bulması için sözünü sakınmaktan çekinmeyen Anavatan Türkiye’mize ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a yürekten teşekkür ediyor, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, KKTC ve Kıbrıs Türk halkı ile ekonomik, siyasi, kültürel ilişkilerini daha da artıracağına inanıyoruz”

-“Rum tarafı tüm adanın güvenliğini riske sokuyor “

Hasipoğlu, Kıbrıs Rum liderliği ve Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Hristodulidis’in son dönemde bazı ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalar, silahlanma faaliyetleri ve tek taraflı eylemlerinin, Kıbrıs adasının tamamını ciddi bir tehlike altına soktuğunu söyledi.

Hasipoğlu, “Şimdilerde ise Amerika – İsrail yuvalanmasına sahasını açarak tüm adayı riske sokmaktadır. Kıbrıs Türk halkı olarak, Rum tarafının bizleri ortak düşman olarak gören İsrail’den farklı bir zihniyette olmadığını çok iyi biliyoruz. Bundan sonra sıra size gelecek zihniyetinin bir tezahürü olarak, bizi bu adada azınlık olarak gören, eşit kabul etmeyen ve ilk fırsatta, tıpkı Gazze’deki Filistinliler gibi, kendi ana yurdumuzda yok etmeye çalışan acımasız bir zihniyetle karşı karşıyayız” dedi

Hasipoğlu , GKRY’nin limanlarını başta ABD, İsrail ve Fransa olmak üzere birçok ülkeye açtığına dikkati çekerek, “Kıbrıs adası, tam bir barut fıçısı ama bizim halkımızın güvencesi güçlü Türkiye Cumhuriyeti’dir.” diye konuştu.

Gazimağusa’dan görülen füzelere şahitlik eden biri olarak, savaşı yakın hissetmenin kaygı verici olduğunu söyleyen Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle Crans Montana başta olmak üzere geçmiş federasyon görüşme süreçlerinde Rum tarafının Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin ve askerinin olmayacağı bir sistemde ısrar ederek masayı devirmesinin sebebini o dönemlerde idrak edemeyenler, şimdi garanti sisteminin önemini daha da iyi anlamalıdırlar. Rum – İsrail zihniyeti, bizleri azınlık gören, bundan sonra da sıra size gelecek zihniyetidir . Bu yüzden geçmişte olduğu gibi bu süreçleri tekrar başlatmak isteyenler, son yıllarda yaşanan savaşları ve soykırımları iyi analiz edip içselleştirmeleri gerekmektedir . Son yıllarda yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamlılığı UBP’nin kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha belirtir, söz sahibi olduğumuz müddetçe, halkımızın varlığı ve güvenliği için savunmaya devam edeceğimizi vurgularız”

Devamını Oku

Trending

Reklam