Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar’dan BM Genel Sekreteri Guterres’e Rum Yönetimi’nin tutuklama politikalarına ilişkin mektup

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum liderinin başını çektiği ve dozu giderek artan baskıcı ve düşmanca siyasetini BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e yazdığı mektupla kayda geçirdi. Tatar, Genel Sekreter Guterres’ten 1963-74 dönemini çağrıştıran Rum saldırganlığının durdurulması için müdahalede bulunmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Tatar, 10 Haziran’da BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e hitaben kaleme aldığı mektupta, Rum liderliğinin KKTC’deki taşınmazlarla ilgili işlem yapan Kıbrıslı Türkleri ve yabancıları haksız ve hukuksuz şekilde tutuklamasından duyduğu derin endişeyi aktardı.

Rum liderliğinin, yasalar kapsamında taşınmazlarla ilgili tasarrufta bulunan kişilere baskı ve korku yayma amacı güden planlı, uluslararası hukuk ve insan haklarını ihlal eden bir siyaset yürüttüğünü vurgulayan Tatar, Genel Sekreterden konuya müdahale etmesini istedi.

– “Rum liderli herkesi potansiyel suçlu ilan etmeyi hedefliyor”

Tatar, durumun endişe verici boyutlara ulaştığını, zira Rum liderliğinin siyasi emellerine hizmet etmek amacıyla 1959’dan kalma bir yasanın kapsamını genişletmek ve öngörülen cezaları ağırlaştırmak suretiyle herkesi potansiyel suçlu ilan etmeyi hedeflediğini vurguladı.

İlk tutuklamanın Aralık 2023’te gerçekleştiğini, bu çerçevede bir Kıbrıslı Türk avukatın Rum yönetiminin talebi üzerine Interpol Kırmızı Bülteni aracılığıyla İtalya’da gözaltına alındığını, ardından Haziran 2024’te ise iş insanı Simon Aykut’un Güney Kıbrıs’ta tutuklandığını ve halen tutuklu yargılanmasının devam ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Eylül 2024 ile Mart 2025 tarihleri arasında farklı uyruklara mensup beş kişinin daha benzer gerekçelerle tutuklandığını da kayda geçirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar ayrıca, 2005 yılından bu yana Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) rehberliğinde faaliyet gösteren Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK), Rum başvurularını ele alan etkin ve yasal bir iç hukuk mekanizması olduğunu hatırlatarak, AİHM’nin TMK’yı “erişilebilir ve etkin bir iç hukuk yolu” olarak açıkça tanıdığına dikkat çekti.

Tatar mektubunda, Guterres’e Rum liderliğinin haksız ve hukuksuz şekilde elde ettiği statüyü suistimal ederek Interpol gibi küresel polis iş birliği mekanizmaları vasıtasıyla, Kıbrıslı Türkler ile yabancı uyruklu kişileri arananlar listesine aldırmaya çalıştığına da değindi.

– “Rum lideri sorumluluktan kaçmaya çalışıyor”

Cumhurbaşkanı Tatar, konuya ilişkin olarak Eylül 2024’te New York’ta ve Mart 2025’te Cenevre’de yaptığı ikili görüşmelerde BM Genel Sekreteri’ni bilgilendirdiğini, ayrıca Ekim 2024’te New York’ta düzenlenen gayriresmî akşam yemeğinde ve Ada’da yapılan liderler toplantılarında bu hususu doğrudan Rum lidere ilettiğini belirtti. Rum liderin ise müdahale edemeyeceğini, konunun yargıya ait olduğunu öne sürerek sorumluluktan kaçmaya çalıştığını kaydetti.

– “Mevcut atmosfer 1963–1974 döneminin travmalarını çağrıştırıyor”

Gelinen aşamada Cenevre toplantısı sonrasında BM Genel Sekreteri tarafından “yeni atmosfer” olarak nitelendirilen durumun bozulma tehlikesi taşıdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının, “huzursuz”, “tehdit altında” ve “kaygılı” olduğuna dikkat çekti; tutuklanma veya gözaltına alınma endişesiyle Güney’e geçmekten ya da yurt dışına seyahat etmekten kaçındığını aktardı. Tatar, mevcut atmosferin, Kıbrıs Türk halkının hafızasında derin izler bırakan 1963–1974 döneminin travmalarını çağrıştırdığının da altını çizdi.

– “Şu ana kadar itidalli bir tutum sergiledim”

Kamuoyunda Rum tarafına benzer şekilde karşılık verilmesi yönünde kendisine çağrı yapıldığını ancak şu ana kadar itidalli bir tutum sergilediğini vurgulayan Tatar, mevcut şartlar altında, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs konusuna yönelik bugüne dek gösterdiği yoğun çaba ve gayretin ciddi şekilde riske girdiğine dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Tatar, mektubunu “Sayın Genel Sekreter, Rum yönetimi tarafından sistematik şekilde sürdürülen bu insan hakları ihlallerinin yeni atmosfere daha da zarar vermeden ve geri dönülemez noktaya ulaşmadan derhal durdurulması için güçlü ve kararlı liderliğinize ihtiyaç vardır” sözleriyle sonlandırdı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

KTÖS Eğitim Sekreteri Gelener:Eğitimde atama yapılmayan her kadro boşluk yaratıyor

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Eğitim Sekreter Süleyman Gelener, bu eğitim yılı öncesinde 19 psikolojik danışman ve rehber öğretmen, 20 özel eğitim öğretmeni ve uzun süredir talep edilen öğretmen yardımcısı kadroları için münhal açılmasını talep edildiğini ancak hükümetin talepleri bir kez daha görmezden geldiğini savundu.

Gelener yaptığı yazılı açıklamada, 2025-2026 öğretim yılı eğitim politikalarının bilimsel ihtiyaçlara değil, siyasi takvime ve partizanca tercihlere göre belirlendiğini ileri sürdü.

Gelener yaptığı yazılı açıklamada, sendikanın kadro taleplerinin tamamen kamu yararına olduğunu belirterek, eğitimde atama yapılmayan her kadronun boşluk yarattığını, çocukların yaşadığı mağduriyetin sorumlusunun da Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu savundu.

Yazılı açıklamasında öğretmen atamaları, rehberlik hizmetleri, özel eğitim ve öğretmen yardımcıları gibi temel alanlarda kadro ihtiyacı olduğunu ifade eden Gelener, yaklaşan seçimlerden dolayı ilgili kadrolara atama yapmak yerine geçici ve keyfi istihdamların tercih edildiğini öne sürdü.

Rehberlik, özel eğitim ve destek personeli alanlarındaki sistemli ihmalin öğrenci yönlendirmesini, özel gereksinimli bireylerin eğitim hakkını ve sınıf içi destek mekanizmalarını tamamen işlevsiz bıraktığını savunan Süleyman Gelener, KTÖS’ün yaptığı araştırmaya da işaret etti.

Yüzde 61’inde psikolojik danışman, yüzde 49’unda özel eğitim desteği olmayan okulların yüzde 70’inin öğrenci davranışlarıyla başa çıkmakta zorlandığını ifade eden Gelener, “Bu veriler, özel eğitimle rehberlik ve psikolojik destek hizmetlerindeki ciddi eksiklikleri gözler önüne seriyor” dedi.

Gelener, açıklamasında KTÖS’ün eğitim hakkı ihlallerine karşı ses yükseltmeye, öğrencilerin ve öğretmenlerin hakkını savunmaya kararlılıkla devam edeceğini belirtti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Medya Etik Kurulu’ndan Özgür Gazete’ye manşet haberi nedeniyle kınama

Published

on

By

Medya Etik Kurulu, Özgür gazetenin bugünkü manşet haberinde kullandığı dil ve görsellerin “habercilik etiğine ve hukukun temel ilkelerine aykırı olması” gerekçesiyle gazeteyi kınama kararı aldığını duyurdu.

Kuruldan yapılan açıklamada ilgili haberde, haklarında yargı süreci devam eden iki zanlının isimleri ve yüzlerinin açık şekilde kamuoyuna sunulduğu; “çirkef”, “para kapısı”, “sözde kamu görevlisi” gibi ifadelerle bu kişilerin suçlu oldukları yönünde kesin yargılar ima edildiği belirtildi.

Açıklamada, KKTC Anayasası’nın 18. maddesinde düzenlenen “masumiyet karinesi” ilkesinin ihlal edildiğinin tespit edildiği kaydedildi.

– “Zanlı, kurula başvurarak duruşma sırasında izinsiz şekilde fotoğrafının çekildiğini belirtti”

“Anayasa’ya göre, bir suçtan sanık herkes, suçluluğu yasaya uygun olarak ispat edilinceye kadar suçsuz sayılır. Bu hüküm, yalnızca yargı için değil, kamuoyunu etkileyen her türlü medya yayını için de bağlayıcıdır.” denilen açıklamada, şunlar belirtildi:

“Söz konusu yayın üzerine, zanlılardan biri olan Ali Arslan, Medya Etik Kurulu’na başvurarak duruşma sırasında izinsiz şekilde fotoğrafının çekildiğini, herhangi bir mahkeme kararı bulunmaksızın adının ve yüzünün kamuoyuyla paylaşıldığını belirtmiş; bu durumun yalnızca kendi mesleki onurunu değil, ailesini ve çocuklarını da olumsuz etkilediğini ifade etmiştir. Arslan, söz konusu yayının hem özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini hem de masumiyet ilkesine aykırı biçimde kamuoyunu yönlendirdiğini dile getirmiştir.”

Gazetecilik Meslek İlkeleri’ne de işaret edilen açıklamada, “Kurul, Özgür gazeteyi, yargı süreci devam eden bireyleri açık kimlik ve yüzleriyle kamuoyuna teşhir ederek masumiyet karinesini ihlal etmesi; kişilik haklarını zedeleyen, sosyal bütünlüğü riske atan yayın dili ve gazetecilik etik kurallarını göz ardı eden habercilik anlayışı nedeniyle kınamaya karar vermiştir.” ifadeleri kullanıldı.

– Cinsel taciz haberine ilişkin ihlaller

Açıklamada, ayrıca, Medya Etik Kurulu’nun bir gün önce bazı internet medya kuruluşlarına yönelik verdiği kınama kararının ardından, aynı cinsel taciz haberine dair yazılı basında da benzer ihlallerin yer aldığının tespit edildiği kaydedildi.

“Yeni Bakış ve Diyalog gazeteleri, mağdurun kimliğini açığa çıkarabilecek unsurlar içeren bir dil kullanmış, yargı süreci devam eden zanlının açık ismini ve fotoğrafını yayımlayarak, masumiyet karinesini ihlal etmiştir.” denilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

“Bu tür yayınlar, yalnızca hukuka değil, aynı zamanda mağdurun onuruna ve mahremiyetine zarar vererek, ikinci kez mağduriyet yaratmaktadır. Haber verme hakkı, kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından elzemdir. Ancak bu hak, hiçbir zaman bireyin temel hak ve özgürlüklerinin, özel hayatının ve adil yargılanma hakkının önüne geçemez.”

Medya Etik Kurulu, basın ve ifade özgürlüğünün korunmasının, hukukun üstünlüğü, insan onuru, özel hayatın gizliliği ve çocukların korunması gibi temel değerlerle birlikte düşünülmesi gerektiğini belirtti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Toplu Taşıma Mater Planı basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı..Bakan Arıklı: Toplu taşımada önemli bir kavşağa girildi

Published

on

By

Toplu Taşıma Master Planı, düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı toplantı salonunda gerçekleştirilen sunumda, Bakan Erhan Arıklı, Trafik Dairesi Müdürü Ahmet Aydın ve Düzce Ulaşım Şirketi Genel Müdürü Bekir Ilıcalı hazır bulundu.

Projenin detayları Düzce Ulaşım Genel Müdürü Bekir Ilıcalı tarafından paylaşıldı.

Bekir Ilıcalı konuşmasında, projenin amacının ülke genelinde erişilebilir, hızlı ve ekonomik bir toplu taşıma sistemi oluşturmak olduğunu vurguladı.

Projeye yönelik geniş bir saha çalışması yürüttüklerini belirten Ilıcalı, toplu taşımadaki mevcut sorunlara ilişkin kapsamlı araştırmalar yaptıklarını söyledi.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı da toplu taşımada önemli bir kavşağa girildiğini belirtti.

Projenin en kısa sürede hayata geçirilerecek aşamaya ulaştığını ifade eden Arıklı, bu kapsamda belediyelerle yürütülen işbirliğinin önemine dikkati çekti.

Ülkedeki araç sayısının ve beraberinde trafik kazalarının arttığını; mevcut yolların ise yetersiz kaldığını belirten Arıklı, bu sorunun proje sayesinde çözüleceğini vurguladı.

Bakan Arıklı, yılda yaklaşık 350 milyon doların akaryakıt ve motorlu araç ithalatına harcandığını da anımsattı.

Arıklı, “Bu proje ülkeye ciddi ekonomik ve sosyal katkılar sağlayacak. Ayni zamanda trafik kazaları da önlenecek… ” diye konuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam