Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tel-Sen’den uyarı grevi

Telekomünikasyon Dairesi Çalışanları Sendikası (Tel-Sen), “Telekomünikasyon Dairesi’nde özelleştirilmeye gidileceği” gerekçesiyle 2 saatlik uyarı grevi yaptı. Sendika, “Başbakan Ersan Saner’in Daire’nin özelleştirme adı altında yeniden yapılandırılmasıyla

Published

on

Tel-Sen’den uyarı grevi

Telekomünikasyon Dairesi Çalışanları Sendikası (Tel-Sen), “Telekomünikasyon Dairesi’nde özelleştirilmeye gidileceği” gerekçesiyle 2 saatlik uyarı grevi yaptı.

Sendika, “Başbakan Ersan Saner’in Daire’nin özelleştirme adı altında yeniden yapılandırılmasıyla ilgili söylemlerde bulunması, ancak topluma ve Daire’ye hiçbir açıklama yapmaması” üzerine bu uyarı grevini yapma kararı aldıklarını açıkladı.

Telekomünikasyon Dairelerinin tümünde 08.00 ile 10.00 saatleri arasında gerçekleşen greve, Tel-Sen’in üyesi olduğu Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (Türk-Sen) altındaki diğer sendikalar da destek verdi.

Lefkoşa Telekomünikasyon Dairesi önünde greve ilişkin yapılan basın açıklamasında, bugünkü grevin bir uyarı niteliğinde olduğu ancak tek defalık bir eylem olmayacağı, sürecin takibine devam edileceği duyuruldu.

TEL-SEN BAŞKANI TAMAY SOYSAN: “BU TOPLUMA KÖTÜLÜK ETMELERİNE MÜSAAADE ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Tel-Sen Başkanı Tamay Soysan, greve ilişkin basın açıklamasını okuyarak, her gelen hükümetin “yeniden yapılandırma adı altında” Telekomünikasyon Dairesi’ni özelleştirmeyi istediğini öne sürerek, küçük ölçekli ülkelerde haberleşmeyi ve iletişimi özelleştirmenin toplumun menfaatine olmadığını söyledi ve toplumun menfaatine olmayacak hiçbir adıma müsaade etmeyeceklerini ifade etti.

Soysan, Başbakan Ersan Saner’in Telekomünikasyon Dairesi’ni özelleştireceğine yönelik son noktaya gelindiğini söylediği ancak bu “son noktanın” ne olduğuna dair herhangi bir açıklama yapmadığını ileri sürerek, Telekomünikasyon Dairesi’nde yeniden yapılandırmanın şart olduğunu ancak bunun çözümünün “peşkeşten öteye gitmemiş Yap-İşlet-Devret modeli” olmadığını belirtti.

Daire Müdürlüğü’nün ve ilgili bakanlığın konu hakkında bilgisi olmadığını söylemesi ve olaylara seyirci kalmasıyla, “oyunun bir parçası” olduğunu savunan Soysan, Anadolu Ajansı’ndan edinebildikleri bilgiye göre, hükümet yetkilileri tarafından TC Dijital Bilişim Ofisi’nden Daire’nin mevcut durum tespiti yapılması ve tespite göre modern telekomünikasyon şebekesi ve altyapısının nasıl kurulabileceğinin saptanması talebinin yapıldığını iddia etti.

“AMAÇ TELEKOMÜNİKASYON DAİRESİ’NİN VERİMSİZ OLDUĞU ALGISINI GÜÇLENDİRMEK”

Soysan, “Bakanlık ve Daire Müdürleri neden elektrik iletim hattında ve su iletim projesindeki fiber altyapılarının Daire’ye devri için çalışmıyor? Neden Gönyeli Belediyesi ile yapılan ve sonra iptal edilen fiber altyapı projesine sahip çıkmıyor? Neden Daire’nin kendi internetini, ADSL ve VDSL satması için çalışmıyor?” sorularını yönelterek, bu soruların tek cevabının Daire’nin verimsiz olduğu algısını güçlendirme çabası olduğunu iddia etti.

“ARTIK EYLEM ZAMANIDIR”

“Hükümeti sözlü uyardık, yazılı uyardık. Artık eylem zamanıdır. Bugün bu uyarı greviyle de toplumun önünde son kez uyarıyor ve hükümete örgütlü bulunduğumuz Daire özelinde ve genelde toplumsal varlıklarımıza sahip çıkmayı hatırlatıyoruz. İki elimiz yakanızdadır” diye konuşan Soysan, yapılması gerekenin Daire’nin nasıl ayakta kalacağının Daire çalışanları ile konuşulup, internet hizmeti satımı veya fiber altyapı mülkiyetinin alınması gibi gelir kapılarının açılması ve hizmet kabiliyetinin güçlendirilmesi olduğunu ifade etti.

Soysan, geçmiş yıllarda benzer girişimlere karşı yaptıkları süresiz grevin, yasaklanarak durdurulabildiğini de anımsatarak, açıklamasını “Bu defa yasak da durdurmayacak” ifadeleriyle sonlandırdı.

TÜRK-SEN BAŞKANI ARSLAN BIÇAKLI: “KAP-İŞLET-DEVRET”

Türk-Sen Başkanı Arslan Bıçaklı ise, “ülkeyi yönettiğini iddia eden kişilerin, devlete ait kurum, kuruluş ve dairelerin, babaları tarafından kendilerine miras bırakıldığını ve peşkeş çekebileceklerini düşündüğünü” öne sürerek, “Bu binaya bakın. Devletin Telefon Dairesi böyle mi olur? Bina yıkılıyor. Bir de Saray yapacaklarmış. Ne sarayı?” diye konuştu.

Bıçaklı, hiçbir yatırım yapmayarak Daire’nin hizmet veremez duruma getirildiğini savunarak, yapılması planlandığı öne sürülen yönetim modelinin adının “Kap-İşlet-Devlet” olması gerektiğini savundu ve şunları kaydetti:

“Kıbrıs Türk Hava Yolları’nı da satanlar bunlardır. Aynı zihniyettir. Biz Türk-Sen ve üye sendikaları olarak, toplumun değerlerine, kurumlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Yanlış yapmaya devam ederlerse de bizi burada göreceklerdir.”

EL-SEN BAŞKANI ÖZKIRAÇ: “TÜM TOPLUM BAŞKALDIRMALI”

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (El-Sen) Başkanı Kubilay Özkıraç ise, greve destek veren tüm sendikalara teşekkürlerini ileterek, yaşanılanları “Ankara’dan aldıkları talimatlarla ülkeyi sömürge durumuna getirmeye çalışan bir ideolojinin ürünü” olarak değerlendirdi.

Özkıraç, yapılması gereken tek şeyin “başkaldırı” olması gerektiğini vurgulayarak, “Buradan kendini bu ülkeyi yönettiğini zanneden memurları protesto ediyorum ve buradan tüm toplumu bir başkaldırıya davet ediyorum. Geç kalıyoruz” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam