Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Büyükelçi Feyzioğlu: 20 Temmuz Barış Harekâtı, Ada’ya barışın geldiği kurtuluş günü

Published

on

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekâtı’nın zulme son verilen, Kıbrıs Türk halkının istikbalini, istiklalini ve istikrarlı yönetimini kazandığı, Ada’ya barışın geldiği kurtuluş günü olduğuna dikkat çekerek “1974’ten beri geçen 50 yıldır bu cennet Ada’da barış vardır.” dedi.

Feyzioğlu, 20 Temmuz’da Mehmetçiğin sadece Ada’nın kuzeyine ve Kıbrıs Türklerine değil, tamamına barışı getirdiğini vurguladı.

Kıbrıs Türk halkının asil Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Feyzioğlu, Kıbrıs Türklerinin hiçbir zaman zulme geçit vermediğini dile getirdi.

KKTC’nin “direkt ticaret, direkt uçuş ve direkt temas” talebinin değerli olduğunu belirten Feyzioğlu, artık bu çağ dışı ambargoların sonlandırılması gerektiğine vurgu yaptı.

KKTC kalıcı bir devlettir. Var olacak ve var olmaya devam edecektir.” şeklinde konuşan Feyzioğlu, KKTC tarafının yıllarca çözümsüz kalan müzakere masalarına ve Rumların oyalama taktiklerine tahammülü kalmadığına dikkat çekti.

Feyzioğlu, Lefkoşa’yı yürüyerek dolaştığında Kıbrıs Türk halkının nasıl bir kıyıma maruz bırakıldığını bugün hala daha bazı binaların tüm canlılığıyla gösterdiğini ve şahitlik ettiğini dile getirdi.

20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ve sonrasına dair yaşadığı anıları da paylaşan Feyzioğlu, Kıbrıs’a ilk kez 1976’da geldiğini belirtti.

– “1974’ten beri geçen 50 yıldır bu cennet Ada’da barış vardır”

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nın 50. yılı dolayısıyla açıklamalarda bulundu.

Feyzioğlu, Kıbrıs Türk halkının barış ve özgürlüğe kavuşmasını sağlayan Barış Harekâtı’nın yıl dönümünü coşkuyla kutladıklarını belirtti.

20 Temmuz’un zulme son verilen, Kıbrıs Türk halkının istikbalini, istiklalini ve istikrarlı yönetimini kazandığı, Ada’ya barışın geldiği kurtuluş günü olduğuna dikkat çeken Feyzioğlu, 1974’ten bu yana geçen 50 yıldır cennet Ada’da barışın olduğunu ifade etti.

20 Temmuz 1974’te Mehmetçiğin sadece Ada’nın kuzeyine ve Kıbrıs Türklerine değil tamamına barışı getirdiğini vurgulayan Feyzioğlu, Kıbrıs Türkü’nün direniş azminin ve özgür yaşama isteğinin onları bu Ada’dan tamamen kovmak isteyenler tarafından kırılamadığını kaydetti.

-“Kıbrıs Türkleri hiç bir zaman zulme geçit vermedi”

Kıbrıs Türk halkının asil Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Feyzioğlu, Kıbrıs Türklerinin direnişçi olduğunu ve hiçbir zaman zulme geçit vermediğini dile getirdi.

20 Temmuz 1974’te başlayan Barış Harekatı ile Mehmetçik ve mücahidin omuz omuza çarpışarak Ada’ya barış, istikrar, demokrasi ve huzur getirdiğini kaydeden Feyzioğlu, garantör ülke olarak Ada’daki kardeşlerinin can güvenliğini sağlamak, hak ve özgürlüklerine sahip çıkmak için gerçekleştirilen Barış Harekâtı’nın 50 yıldır hala hazmedilemediğinin görülmekte olduğunu söyledi.

Yok edilmek istenen Kıbrıs Türklerinin bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti çatısı altında, kendi bayraklarının gölgesinde güvenle yaşadığını belirten Feyzioğlu, Türkiye’nin KKTC’ye olan sarsılmaz desteğiyle, kardeşlik hukukuna dayanan, ayrılmaz ve asla birbirinden koparılmaz birliktelikle Kıbrıs Türk halkının geleceğine daha bir umutla bakabildiğini dile getirdi.

1974 Barış Harekatı’nın önünü açan dönemin Başbakanı Ecevit’i, Başbakan Yardımcısı Erbakan ile Türkeş’i, komutanları, askerleri ve mücahitleri rahmetle ve minnetle anan Feyzioğlu, ayrıca egemenlik ve özgürlük mücadelesinin önderleri merhum Dr. Fazıl Küçük ve merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a bir kez daha Allah’tan rahmet diledi.

– “Çağ dışı ambargolar sonlandırılmalı”

KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın gözlemci üyesi olduğunu kaydeden Büyükelçi Metin Feyzioğlu, KKTC’nin uluslararası görünürlüğünün ise her geçen gün arttığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın son olarak Şuşa’da gerçekleştirilen TDT Devlet Başkanları Zirvesi’ne ‘devlet başkanı’ sıfatıyla iştirak ettiğini belirten Feyzioğlu, KKTC’nin “direkt ticaret, direkt uçuş ve direkt temas” talebinin ise değerli olduğunu ve artık bu çağ dışı ambargoların sonlandırılması gerektiğini vurguladı.

Feyzioğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin arkasına belli başlı güçleri alarak Kıbrıs Türklerinin can damarını sıkıp, nefes borusuna çökerek “Biz çözüm istiyoruz, barış istiyoruz” dediklerini belirtti.

Feyzioğlu, “Bu taleplerinde zerre kadar samimi olmadıkları, Kıbrıs Türklerinin insan haklarını ambargolarla ve izolasyonlarla nasıl gasp ve ihlal ettikleri dikkate alındığında, hiçbir şekilde samimi değiller.” ifadelerine yer verdi.

KKTC’de dünya standartlarında, modern bir havaalanı olan Ercan Havalimanı’nın açıldığını belirten Feyzioğlu, yeni havaalanının turizm sektörünün daha da güçlenmesi, KKTC’nin ve halkının refaha kavuşması için paha biçilmez stratejik bir yatırım olduğunu vurguladı.

KKTC’de “Bereket Suyu Projesi” ile Anadolu’nun suyunun denizin altından 40 mil’den fazla bir mesafeden getirildiğini belirten Feyzioğlu, ayrıca enerji, yol ve sağlık yatırımlarının da yapıldığını ifade etti.

Feyzioğlu, “Çok ciddi planlama ile, çok kısa sürede KKTC’de yaşayan kardeşlerimize sağlık alanında dünyanın en ileri imkanlarına kavuşmaları sağlanacak.” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kardeşlik hukuku çerçevesinde Cumhuriyet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı binalarını yaptığını belirten Feyzioğlu, söz konusu komplekste Ada’nın en büyük parkı olacak olan Millet Parkı’nın da yer alacağını dile getirdi.

– “KKTC kalıcı bir devlettir. Var olmaya devam edecektir”

KKTC kalıcı bir devlettir. Var olacak ve var olmaya devam edecektir.” şeklinde konuşan Feyzioğlu, KKTC tarafının yıllarca çözümsüz kalan müzakere masalarına ve Rumların oyalama taktiklerine tahammülü kalmadığına dikkat çekti.

Ada’daki iki halktan biri olarak, kendi devletlerinin çatısı altında özgürce hayatlarını sürdürmek Kıbrıs Türklerinin de en temel hakkı olduğunun altını çizen Feyzioğlu, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, kararlı ve vizyoner liderliğiyle bir yandan KKTC’nin her kurumunun ve genelde KKTC devletinin kurumsal kapasitesini artırmak için ortaya vizyonunu ve iradesini koymuştur. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz, tüm bakanlarımız, ilgili her kurumumuz ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin buradaki misyonu olan Türkiye Lefkoşa Büyükelçiliğimiz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu vizyonunu ve bu vizyona göre verdiği talimatları gece gündüz demeden ve hiçbir maliyet hesabı da yapmadan hayata geçirmek için canla başla çalışıyoruz. Tabii ki bu çalışmalarımızı siyasi istikrar ortamı sayesinde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel ve hükümeti ile tam bir eşgüdüm ve işbirliği içinde gerçekleştiriyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece içeride değil, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kürsüsünde üst üste iki defa ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti vardır artık tanımanız lazım’ dedi. Bir taraftan bu kurumsal kapasiteyi yükseltmek için ortaya konulan vizyon, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koyduğu kararlı irade ve bu iradeyi hayata geçirmek için tüm kurumlarımızın ve makamlarımızın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti makamlarıyla olağanüstü bir işbirliği sergilemesi,

Kıbrıs Türklerinin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletinin sonsuza kadar bağımsız ve egemen olmasını sağlayacak büyük stratejik atılımlardır, yatırımlardır.”

– “Ada’da iki ayrı yapı ve iki ayrı halk var”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünyaya haykırdığı formülün “egemen eşitlik ve eşit uluslararası hukuki statüye sahip iki devletli çözümün” artık geriye kalan tek çıkış yolu olduğunu ifade eden Feyzioğlu, Ada’da iki ayrı yapı ve iki ayrı halkın olduğunu belirtti.

“Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin niyeti 60 sene önce neyse bugün de öyledir.” diye konuşan Feyzioğlu, çocuklarına daha ana kucağından itibaren öğrettikleri de “düşmanlık” olduğunu ifade etti.

Feyzioğlu, Kıbrıs sorununu, tarihi gerçeklere rağmen “20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile başladı” diye bir masalı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yeni nesillerine okuttuğunu dile getirdi.

-“20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı, Kıbrıs sorununun temelden çözüldüğü tarihin adı…”

20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nın Kıbrıs sorununun başlangıcı olmadığını ifade eden Feyzioğlu, aksine Kıbrıs sorununun temelden çözüldüğü tarihin adı olduğunu vurguladı.

Kıbrıs sorununun başlangıcının 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rumlar tarafından gasp edilmesi olduğunu kaydeden Feyzioğlu, “Kıbrıs sorununun başlangıcı, 1963’te Kıbrıs Türklerinin kamu kurumlarından, devlet dairelerinden ve hatta meclisten ‘bir daha buraya adım atarsanız sizi yok ederiz’ cümleleriyle sürülmesidir. Kıbrıs sorununun başlangıcı, devleti gasp eden, Rum siyasetçi ve yöneticilerin devşirdikleri yasa dışı güçle paramiliter katillerden oluşan EOKA’yı kurup, Kıbrıs Türklerine soykırım başlatmalarıdır.” ifadelerine yer verdi.

Barış Harekatı’nın katliamları sona erdirdiğini ve Kıbrıs Türklerine yepyeni bir başlangıç sağladığını belirten Feyzioğlu, ayrıda 15 Temmuz 1974 darbesinin hedefi olan on binlerce Rum’un da hayatını kurtardığını vurguladı.

Kıbrıs’ın kendileri için milli bir dava olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, Kıbrıs Türkü’nün milli mücadelesinin devam ettiğini ve başarıya da ulaşacağını kaydetti.

– “Kıbrıs’a ilk kez 1976’da geldim”

Büyükelçi Metin Feyzioğlu, küçük yaşlarda olmasına rağmen 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ve sonrasına dair yaşadığı anıları Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) anlattı.

Feyzioğlu, “Ankara’da bulunan evimize Genel Kurmay Harekat Dairesi’ne bağlı doğrudan manyetolu telefon kuruldu. Hükümette olduğu her dönemde Kıbrıs’tan sorumlu olan ve 1974 sonrasında da Kıbrıs’tan sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevinde bulunan rahmetli babam Turhan Feyzioğlu’nun görevi Ankara’da kalmayı emrediyordu. ‘Ankara bombalanabilir’ dendiğinde biz hiçbir yere kıpırdayamadık. Her an teyakkuzdaydık.” diye konuştu.

Kıbrıs’a ilk kez 1976’da geldiğini ifade eden Feyzioğlu, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile Turhan Feyzioğlu’nun sohbetlerine tanıklık ettiğini söyledi.

“Atıl duruma düşmüş yatırımların ekonomiye yeniden nasıl kazandırılabilir?” noktasında yapılacak çalışmalar çerçevesinde, araçla Salamis Otel’e gidildiğinde kendisinin de o araçta olduğunu kaydeden Feyzioğlu, o zamanki terk edilmiş görüntülerin ise bir çocuğun hafızasında yer ettiğini belirtti.

Hayatında ilk kez o yıllarda tank bariyerleri gördüğünü ifade eden Feyzioğlu, şaşkınlığını gizleyemediğini söyledi.

Feyzioğlu, Lefkoşa’yı yürüyerek dolaştığında Kıbrıs Türk halkının nasıl bir kıyıma maruz bırakıldığını bugün hala daha bazı binaların tüm canlılığıyla gösterdiğini ve şahitlik ettiğini dile getirdi.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın sofrasına çok oturduğunu belirten Feyzioğlu, “Rauf Raif Denktaş’ın sofrasında, Turhan Feyzioğlu’nun sofrasında oturup da, DNA’nıza vatanseverliğin, milliyetçiliğin ve Kıbrıs davasının işlenmemesi mümkün mü? Ben bugün bu davaya aşkla sarılıyorsam, bugün eğer Kıbrıs Türkü’nü yüreğimin içinde hissetmenin kaynaklarını, köklerini ortaya koymak isterim.” diye konuştu.

“Kıbrıs davasıyla yattık, Kıbrıs davasıyla kalktık ve Kıbrıs davasıyla büyüdük…”

“Kıbrıs davasıyla yattık, Kıbrıs davasıyla kalktık ve Kıbrıs davasıyla büyüdük” ifadelerine yer veren Feyzioğlu, bugün çocukluğundan bu yana içinde yetiştiği Kıbrıs davasının Lefkoşa’daki bir parçası olma onuruna eriştiğini ve mesleğe başladığından beri hayatta edindiği her tecrübenin kendisini bu göreve hazırladığını söyledi.

Feyzioğlu, “Kıbrıs Türklerinin önü ve yolu açıktır” şeklinde konuşarak bilinen sorunları sürekli konuşmanın bir getirisi, sorunların çözümüne bir katkısının olmayacağını, çözümlere yoğunlaşılması gerektiğini ve bilinen sorunları daha az konuşup, çözümler üzerinde gayret sarf etmek gerektiğini vurguladı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

(original_title)

Published

on

By

Girne Belediyesi, Ecevit Caddesi’nde gerçekleştirilecek yol çalışmaları nedeniyle bazı güzergâhların belirli saatlerde trafiğe kapatılacağını açıkladı.

Açıklamaya göre, Dr. Fazıl Küçük Bulvarı ile Dr. Rauf Raif Denktaş Meydanı arasındaki yolun güney–kuzey hattı, 16 Aralık Salı günü saat 19.00’dan 17 Aralık Çarşamba sabahı saat 06.00’ya kadar trafiğe kapalı olacak.

Aynı tarihlerde, Rauf Raif Denktaş Meydanı ile Dr. Fazıl Küçük Bulvarı arasındaki yolun kuzey–güney hattı ise saat 21.00 ile 06.00 arasında araç geçişine kapatılacak.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

(original_title)

Published

on

By

Türkiye Cumhuriyeti kaynaklı Tarım, Turizm ve Sanayi Hibe Programları ile Girişimcilik Projesi’ne başvurular bugün başlayacak. Toplam 160 milyon TL kaynak ayrılan programlara 3 Şubat 2026 tarihine kadar başvuru yapılabilecek.

Başbakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Başbakanlık Kıbrıs Türk Yatırım Geliştirme Ajansı (YAGA) koordinasyonunda; Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma ve Ekonomik İş Birliği Ofisi’nin finansman desteği ve Çukurova Kalkınma Ajansı’nın teknik katkılarıyla hayata geçirilecek programlarla, KKTC’de tarım, turizm ve sanayi sektörlerinin potansiyelinin geliştirilmesi ile girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesi hedefleniyor.

DESTEKLER 4 ANA BAŞLIKTA YÜRÜTÜLECEK

Açıklamada ayrıca, desteklerin dört başlık altında yürütüleceği belirtildi.

Buna göre; Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı tarafından 2025 Tarım ve Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı, Başbakan Yardımcılığı Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı tarafından 2025 Turizm Potansiyelinin Geliştirilmesi Mali Destek Programı, YAGA tarafından 2025 Rekabet Gücünün Artırılması Mali Destek Programı ile yine YAGA tarafından uygulanacak 2025 Girişimcilik Programı hayata geçirilecek.

Programlara başvurular, yarın saat 12.00 itibarıyla aktif olacak ve www.tchibe.kei.gov.tr üzerinden yapılabilecek.

Girişimcilik Programı için başvurular ise www.girisimcilik.kei.gov.tr adresindeki adımlar izlenerek gerçekleştirilecek. Başvurular çevrim içi alınacak.

Adaylar, başvuru belgeleri ve ayrıntılı bilgi için ilgili bakanlıkların resmî internet siteleri ile www.kei.gov.tr ve www.yaga.gov.ct.tr adreslerini ziyaret edebilecek.

Devamını Oku

Kıbrıs

(original_title)

Published

on

By

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, ülkede bazı hayvanlarda şap hastalığına rastlandığını ve bu hastalığın yayılmamasına yönelik gerekli tüm tedbirlerin alındığını, 500 bin doz aşının da bu gece ülkeye geleceğini ve pandemi sürecindeki gibi aşılama sürecinin yarın başlayacağını söyledi.

Çavuş, şap hastalığının insana bir zararı olmadığını ancak hayvana zararı olduğu gibi üreticiye de ekonomik zararı olduğuna işaret ederek, virüsün taşınabilir ve çok kolay yayıldığını, bu yüzden çok hızlı bir şekilde gereken adımları attıklarını kaydetti.

Hastalığın tespit edildiği bölgede hayvan hareketliliğinin durdurulduğunu, gereken önlemlerin alındığını, dezenfekte çalışmalarının yapıldığını belirten Çavuş, tarım alanında çalışan tüm araçların ilaçlanmasının mecburi olduğunu, uymayanların cezalandırılacağı konusunda uyardı.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, hayvanlarda olası şap hastalığı ile ilgili basın toplantısı düzenlendi.

Bakanlık toplantı salonunda yer alan basın toplantısına, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Adil Onalt, Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Beste Öğmen, Süt Üreticileri Birliği Başkanı Candan Avunduk, Kasaplar Birliği, Veteriner Hekimler Birliği, Veteriner Dairesi, diğer paydaşlar ile bakanlık yetkilileri de hazır bulundu.

“Panik yaratmadan hızlı önlemlerle bu süreci atlatmak için mücadele ediyoruz”

Ülkede panik yaratmadan hızlı önlemlerle bu süreci atlatmak için mücadele ettiklerini vurgulayarak, tüketicilerin rahat olmasını isteyen Çavuş, panikle atılacak adımların ilk etapta et bolluğuna ancak daha sonra et krizine sebep olacağı uyarısında bulundu.

Çavuş, ülkede bu hastalığın pazar gününden itibaren itibaren tespit edildiğini  ancak dünyada hayvan hastalıklarında hızlı bir artış olduğuna işaret etti.

Hızlı yayılan hastalığın sebepleri içinde insan ve hayvan hareketlerinin yer aldığını ifade eden Çavuş, çünkü bu virüsün hareketlilikle, hayvan, insan, araç, rüzgar aracılığıyla çok hızlı yayılabileceğini söyledi.

Şap hastalığının şu anda Asya, Afrika’da  hızlı bir şekilde yayıldığını, 30 yıl sonra bu yıl Avrupa ülkelerinde görüldüğünü işaret eden Çavuş, hastalıklı bir hayvanın kesime gitmesinin zaten imkanı olmadığını vurguladı.

Çavuş, hastalığın görüldüğü yerde giriş çıkışlarda ağır vasıtalara yönelik önlemler aldıklarını, ilaçlama yapıldığını, ayrıca paydaşlarla birlikte çalışarak gereken önlemlerin alındığını belirtti.

Şap hastalığının çok hızlı yayıldığını, bir aracın içinde, insan üzerinde çok rahat taşınan bir virüs olduğunu, toz bulutu, rüzgarlarla taşındığını, 200 km hareket edebildiğini, hızlı yayıldığını belirten Çavuş, hastalıktan kaçmak yerine önlem aldıklarını mücadele ettiklerini söyledi.

Hastalığın insan sağlığına zararı olmadığını, hayvan sağlığına zararlı olduğunu ifade eden Çavuş, hastalık süreci hakkında bilgi verdi, testlerin yapıldığını ve sonuç çıkana kadar müdahale edildiğini anlattı.

Çavuş, gerekli önlemlerin AB standartlarında, bölge karantina altına alınarak yapıldığını, tüm ülkenin de gözlem altına alındığını işaret etti.

Boğaziçi bölgesindeki hareketlerin tamamen durdurulduğunu ifade eden Çavuş, sivil savunmaya da desteği için teşekkür etti.

Birinci aşamada  hastalığın görüldüğü Boğaziçi, ikinci dalgada  Sınırüstü ve Akova köylerinde ayrı bir önlem alındığını ifade eden Çavuş, buradaki sütlerin de farklı değerlendirileceğini kaydetti.

Bulaş riskini azaltacak ilaçlamalar yapılacağını belirten Çavuş, süt, yem, tarımsal tüm araçların ilaçlama noktalarında ilaçlama yapmak zorunda olduğunu, buna uymayanlara cezaların en ağır şekilde uygulanacağını kaydetti.

500 bin doz aşı bu gece gelecek… Aşılama dıştan içe olacak

Sonuçların geldiğini ve bazı hayvanlarda pozitif sonuçların görüldüğünü işaret eden Çavuş, bu konuda hızlı hareket etmek gerektiğini, 500 bin doz aşının bu gece geleceğini ve büyük baş öncelikli olarak veteriner dairesinin aşılamaya başlayacağını söyledi.

Aşılama yönteminin dıştan içe yani hastalık olmayan bölgeden hastalık olan bölgeye doğru olacağına değinen Çavuş, küçük başta da gizli taşıyıcı olabileceğini belirtti.

En hızlı şekilde küçükbaşın da aşılanacağını ve pandemi sürecindeki gibi hızlı bir şekilde bunun yapılacağını belirten Çavuş, aşılar ve sonrasında da denetimler ve testlerin süreceğini söyledi.

“Dört dörtlük sahadayız” diyen Çavuş, tedirginlik ve panik olduğunu ama bakanlık olarak tüm paylaşımlarla birlikte çalıştıklarını kaydetti.

“Bölgeden hayvan hareketleri durduruldu”

Hastalıktan kaynaklı olmasa da kesinlikle hayvan kesilmeyeceğini, Veteriner kontrolünde iki kat daha titiz davranıldığını, bölgeden hayvan hareketlerinin durdurulduğunu anlatan Çavuş, tüketicilerin tedirginlik yaşamamasını, gönül rahatlığıyla et tüketebileceğini belirtti.

Süt ve süt ürünleri için de aynı şekilde gerekli önlemlerin alındığını belirten Çavuş, insan sağlığına yönelik tehlike olmadığını, tehlikenin hayvanlar ve ülke için olduğunu, bu paniği yaratmaya gerek olmadığını kaydetti.

“Hastalık bizleri değil hayvanları korkutan bir hastalıktır, tedbirler hızlı bir şekilde alındı, amaç yayılımı durdurmak üretici kaybını korumaktır” diyen Çavuş, “Bu hastalığı saklamadık şeffaf bir şekilde paylaştık. Mücadele birlikte ortaya konursa başarılı olabiliriz” ifadelerini kullandı.

Tüm paydaşlara teşekkür eden Çavuş, hızlı ve yerinde bir mücadele ortaya koyduklarını söyledi, Hastalıklarla mücadelede her zaman kadrolarıyla, tecrübeyle halkın üreticinin yanında olduklarını kaydetti.

Çavuş, tüm paydaşlara, destek için katkı koyan herkese teşekkür ederek, aşıya hızlı bir şekilde ulaşmalarında yardımcı olan Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine teşekkür etti.

Veteriner Dairesi

Veteriner Dairesi’nden Veteriner Hekim Mehmet Demirpençe de, Şap hastalığı konusunda teknik bilgiler verdi, alınan tüm önlemlerin bulaşı engellemek için olduğunu ve tedbirlerin hızlı bir şekilde alındığını söyledi.

Gıda Mühendisleri Odası

Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Beste Öğmen de, güvenli gıdanın önemine işaret ederek, hastalık bölgesindeki hayvanların mezbahaya gitmeyeceğini, ancak etlerin  tam pişmesinin önemli olduğunu, gıda güvenliği zincirinin de önem taşıdığını söyledi.

Süt Üreticileri Birliği

Süt Üreticileri Birliği Başkanı Candan Avunduk da, tedbirlerin çok hızlı bir şekilde alındığını ifade ederek, bakanlığa teşekkür etti.

Avunduk, ürünlerden  insana hastalığın geçmediğini, süt ve süt ürünlerinin işlenmesinin ardından herhangi bir virüs olsa bile temizlendiğini anlattı, sadece şap hastalığı için değil tüm virüslere karşı alınan önlemlerle gıdaların tüketiciye temiz bir şekilde ulaştırıldığını vurguladı.

Hayvancılar Birliği

Hayvancılar Birliği Başkanı Adil Onalt da, alınan önlemlerle ilgili bakanlığa teşekkür etti, hayvancıların duyarlı olduğunu ve her zaman bir hastalık varmış gibi yaşamak zorunda olduklarını söyledi.

Bu hastalığın kendilerini yeneceğine inanmadığını, seferberlik içinde, birbirlerine inanarak şap hastalığından kurtulacaklarına inanç belirten Onalt, erken saatte tedbirlerin alındığını, özellikle bu hastalığın yayılmamasına dikkat etmeleri gerektiğini dile getirdi.

Muhtemelen Güney’de de açıklama olacağını söyleyen Onalt, Kıbrıs’ın tümüyle risk altında olduğunu, bu yüzden el ele vermeleri durumunda bu sürecin atlatılacağına inandığını vurguladı.

Onalt, üretimden çok halkın sağlığı ve gıda güvenliğinin önem taşıdığını, ekonominin halkın sağlığından önemli olmadığını, bu yüzden gerekirse mandıraları kapatacaklarını ama bu süreci birlikte aşacaklarını söyledi.

Kasaplar Birliği,Veteriner Hekimler Birliği

Kasaplar Birliği Başkanı Raşit Şenkaya ile Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Burak Toksoy da, hastalığın insana geçmemesinin önemli olduğunu ama hastalığın çıktığı bölgeden hayvan hareketinin olmamasının bulaşın yayılmasını engelleyeceğine inanç belirtti ve bu bölgelerden sağlıklı hayvanların bile kesilmeyeceğini, hayvan sağlığı için gereken önlemlerin alındığını ve insan sağlığı için korkulacak bir durum olmadığını vurguladı.

Devamını Oku

Trending

Reklam