Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Kanadalı STK’lardan “İslam düşmanlığı ile mücadele için zirve” çağrısı

Kanada’daki Müslüman sivil toplum kuruluşları, Başbakan Justin Trudeau’dan İslam düşmanlığı ile mücadelede alınacak önlemlerin belirlenmesi için açık mektup yazdı. Mektupta, “Topluluğumuz bir gecede üç nesli kaybetti” denildi.

Published

on

Kanada’daki Müslüman sivil toplum kuruluşları, Başbakan Justin Trudeau’dan İslam düşmanlığı ile mücadelede alınacak önlemlerin belirlenmesi için zirve düzenlenmesini talep etti.

Müslümanlara ait 52 sivil toplum kuruluşu (STK) açık mektubuna British Columbia Sivil Haklar Derneği de imza koyarak destek verdi.

“Topluluğumuz bir gecede üç nesli kaybetti” 

London kentinde 6 Haziran gecesi yaşanan terör saldırısının, Kanada Müslüman topluluğuna yönelik bir başka ölümcül saldırıya işaret ettiği hatırlatılan mektupta, “Bildiğiniz gibi, bir aile gece yürüyüşleri sırasında önceden planlanmış, nefret saikli bir terör saldırısının kurbanı oldu. Sadece dokuz yaşındaki oğulları hayatta kaldı. Topluluğumuz bir gecede üç nesli kaybetti” vurgusu yapıldı.

“İslam düşmanlığı gerçeği genellikle göz ardı edildi”

Trudeau’ya yazılan açık mektupta şu görüşlere yer verildi:

“Olay, Kanada’daki köklü sistemik İslam düşmanlığının süregelen gerçekliğine işaret ediyor. 2017 yılında Quebec City Camisi saldırısının ardından toplum somut eylem istedi. Ne yazık ki bu çabalar, çoğu zaman büyük bir direnişle karşılandı. Kanadalı Müslümanların yaşadığı şiddetin meşruiyeti sorgulandı ve İslam düşmanlığı gerçeği genellikle göz ardı edildi. Sınırlarımızın dışındaki İslam düşmanlığı büyüyen uluslararası bir fenomen olarak birçok hükümet ve kuruluş tarafından desteklenen bir endüstri olmaya devam ediyor. Kanada’daki trajedilere paralel olarak Müslüman karşıtı nefretin motive ettiği silahlı saldırılar, Chapel Hill ve Christchurch’teki topluluk üyelerimizin hayatını aldı. İslam düşmanlığına karşı gerçek anlamda harekete geçmek, sadece ulusal düzeyde değil, uluslararası düzeyde de çözümün bir parçası olmaktır.”

“Köklü bir değişikliğe ihtiyacımız var.

İslam düşmanlığına son vermenin ancak devletin tüm kademelerinin somut adımlar atmasıyla mümkün olabileceğine işaret edilen açık mektupta, bunun bütüncül bir hükümet yaklaşımı gerektirdiği belirtilerek şöyle denildi:

“Başka bir saldırıyı önlemek için federal, eyalet ve belediye düzeyinde köklü bir değişikliğe ihtiyacımız var. İslamofobi Özel Temsilcisi atanmasından Kanada’daki ayrımcı yasaların kaldırılmasına, ırkçılık ve İslam düşmanlığı karşıtlığının eğitim sistemimizin bir parçası haline gelmesinin sağlanmasından belediyelerin sokak tacizleriyle uğraşma şeklini değiştirmeye kadar bütün bir hükümet yaklaşımına ihtiyaç var ve değişimin şimdi olması gerekiyor.’’

“İslam düşmanlığı Ulusal Eylem Zirvesi’ni toplamayı taahhüt edin”

Açık mektupta, G7 Zirvesi’nin yarın İngiltere’de başlayacağı ve Trudeau’nun da bu zirveye katılacağı hatırlatılarak talepler sıralandı:

“Kanada hükümetinin acil bir şekilde, devletin her seviyesinden liderleri bir araya getiren İslam düşmanlığı Ulusal Eylem Zirvesi’ne derhal ev sahipliği yapmasını ve Kanada’nın Müslümanlara yönelik şiddeti sona erdirmek için ileriye dönük bir yol çizmesini istiyoruz. Bu konu hem yurt içinde hem de yurt dışındaki toplumumuzu etkilediğinden, Başbakan olarak yetkileriniz dahilinde, yaklaşan G7 toplantısından önce, İslam düşmanlığı üzerine Ulusal Eylem Zirvesi’ne ev sahipliği yapmayı alenen taahhüt etmenizi rica ediyoruz. İslam düşmanlığı Ulusal Eylem Zirvesi’nde en iyi uygulamaları ve kaynakları paylaşmak için G7 ülkelerinin liderleriyle birlikte çalışın.”

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

2025 Dünya Hükümetler Zirvesi Dubai’de yapılacak

Published

on

By

Dünya Hükümetler Zirvesi (WGS 2025), 12. edisyonunda, devlet başkanlarından teknoloji dünyasının önde gelen isimlerine kadar dünyanın en etkili liderlerini, 11-13 Şubat’ta Dubai’de bir araya getirecek.

Zirveden yapılan açıklamaya göre 30’u aşkın devlet başkanı, 400’den fazla bakan, 80 uluslararası kuruluş, 140 hükümet delegasyonu ve 6 binden fazla katılımcı Dubai’de bir araya gelerek ekonomik istikrar, dijital dönüşüm ve kamu-özel sektör işbirliğinin anlamlı bir değişim yaratabileceğine dair çözümleri belirleyecek.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Birleşik Arap Emirlikleri Kabine İşleri Bakanı ve Dünya Hükümetler Zirvesi Başkanı Muhammed el-Karkavi, teknolojik değişimin hızlandığı ve jeopolitik dönüşümlerin yaşandığı bir ortamda zirvenin hükümetlerin, endüstrilerin ve küresel kurumların etkili değişimi yönlendirdiği önde gelen bir platform olduğunu belirtti.

Zirvenin 2013’teki başlangıcından bu yana geleceği öngörmek ve şekillendirmek için liderleri, uzmanları ve girişimcileri bir araya getiren gelecek odaklı bir düşünce platformu olduğunu vurgulayan Muhammed el-Karkavi, “Zirve bu yıl da hükümetlerin ve toplumların karşı karşıya kaldığı hızlı değişimleri ve ortaya çıkan zorlukları ele alan küresel bir diyaloğu teşvik ediyor. Amacımız, insanlığın kaydettiği ilerlemeyi değerlendirmek, koşulları iyileştirme fırsatlarını belirlemek ve sürdürülebilir bir gelecek inşa ederek, gelecek nesilleri güçlendirmektir.” açıklamasında bulundu.

– Yapay zeka uzmanları bir araya gelecek

Zirve kapsamında gerçekleştirilecek oturumlara 300’den fazla küresel uzman katılacak ve zirve 30 stratejik raporun hazırlanmasıyla sona erecek.

Yapay zekanın yönetişimdeki rolü, mobilitenin geleceği, ekonomik dayanıklılık, iklim adaptasyonu, küresel sağlık dönüşümü, ortaya çıkan sınırlar ve nüfus azalması gibi konular, 21 forum ve 200’ün üzerinde interaktif oturumda ele alınacak.

Yapay zekanın geleceği nasıl dönüştürdüğünü keşfetmek üzere dünyanın önde gelen 100 yapay zeka uzmanını bir araya getiren TIME 100 AI toplantısı da zirve kapsamında gerçekleştirilecek.

Devamını Oku

Dünya

Erdoğan ile Şara görüştü..Erdoğan: Terörle mücadelede Suriye’ye gereken desteği sağlamaya hazırız

Published

on

By

Suriye Geçiş Hükümeti Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, ilk kez Türkiye’yi ziyaret etti.
Şara, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara’da bir araya geldi.

İkili görüşme ve heyetler arası çalışma yemeğinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 yıllık kan ve gözyaşının ardından sadece Suriye’de değil, tüm bölgede yeni bir sayfa açıldığını belirtti.

Erdoğan “Türkiye olarak nasıl en umutsuz ve zor günlerinde Suriyeli kardeşlerimizi yalnız bırakmadıysak yeni dönemde de kendilerine gereken desteği vereceğiz” dedi.

Erdoğan, Şara ile hemen her konuda tam bir fikir birliğinde olduklarını söyledi ve terörün her türlüsüyle mücadelede Suriye’ye gereken desteği sağlamaya hazır olduklarını ifade etti.

İnsani yardımların yanı sıra Suriye’nin harap olmuş şehirleri ve kritik altyapının yeniden imarında gerekli desteği sağlamaya hazır olduklarını söyleyen Erdoğan Suriye’ye yönelik uygulanan uluslararası yaptırımların kaldırılması için girişimleri sürdüreceklerini vurguladı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara da Suriye halkının, Türk devleti ve halkının milyonlarca mülteciye kapılarını açarak gösterdiği tarihi duruşu asla unutmayacağını söyledi.

Şara, iki halk arasında köklü ve güçlü ilişkiler bulunduğunu ve bu bağların nesiller boyu süreceğine inandıklarını dile getirerek, Türkiye ile ilişkileri her alanda derin stratejik ortaklığa dönüştürme kararlılığında olduklarını vurguladı.

Devamını Oku

Dünya

Uluslararası kurumlardan AB’ye, İsrail’in işgal ettiği bölgelerle ticareti yasaklama çağrısı

Published

on

By

Aralarında İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Af Örgütü’nün de bulunduğu 160’ı aşkın uluslararası sivil toplum kuruluşu (STK) ve sendika, Avrupa Birliği’nden (AB), İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarındaki “yasa dışı yerleşimlerle” ticari faaliyetlerin yasaklanmasını talep etti.

Söz konusu kurumların, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e gönderdiği mektupta, uluslararası hukuka uyulması ve Avrupa’nın Filistin topraklarını gasp eden İsraillilere verdiği desteğin sona erdirilmesi çağrısı yapıldı.

Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) Temmuz 2024’te aldığı ve İsrail’in işgalini hukuka aykırı bulan kararına atıfta bulunulan mektupta, AB politikalarının halihazırda uluslararası yükümlülükleri ihlal ettiği ifade edildi.

Gasbedilmiş topraklarda üretilen malların, AB pazarına girişine izin verildiğine işaret edilen mektupta, AB’nin eylemlerini yasal taahhütleriyle uyumlu hale getirmesi ve insan hakları ihlalleriyle bağlantılı yerleşimlerle ticareti yasaklaması gerektiği belirtildi.

Mektupta, AB’nin defalarca söz konusu yerleşim yerlerini “yasa dışı” olarak nitelendirip kınadığı anımsatılarak, şu değerlendirmede bulunuldu:

“AB, bu yerleşimlerle ticaret yapmaya ve iş yapılmasına izin vermeye devam ederek yerleşimlerin sürdürülmesi ve genişletilmesiyle kaçınılmaz şekilde iç içe geçmiş olan ciddi insan hakları ve uluslararası hukuk ihlallerinin sürdürülmesine yardımcı olmaktadır.”

İşgal altındaki Batı Şeria’da 451 bin, Doğu Kudüs’te ise yaklaşık 230 bin İsrailli, Filistin topraklarını gasp ediyor.

Uluslararası hukuka göre, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki bu gasplar yasa dışı sayılıyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam