Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kültür Sanat

Polisiye romanların usta kalemi: Peyami Safa

Yazar, gazeteci ve fikir adamı Peyami Safa, vefatının ardından geçen 60 yıla rağmen, eserleriyle Türk edebiyatının unutulmaz kalemleri arasında yer alıyor.

Published

on

“Cingöz Recai”, “Canan”, “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”, “Fatih Harbiye”…  Birbirinden unutulmaz eserleriyle Türk edebiyatına damga vuran Peyami Safa, aramızdan ayrılalı 60 yıl oldu. Ancak eserleriyle yaşamaya devam ediyor. 

Yazar Peyami Safa, Servet-i Fünun dönemi şairlerinden İsmail Safa ile Server Bedia Hanım’ın çocuğu olarak 2 Nisan 1899’da dünyaya geldi.

Şair Tevfik Fikret’in adını koyduğu Safa, birçok kaynağa göre İstanbul Gedikpaşa’da, bazı kaynaklara göre ise Sivas’ta dünyaya geldi.

Kendi kendine Fransızca öğrendi

Usta edebiyatçı, henüz 1,5 yaşındayken babasını kaybetti, 9 yaşındayken kemik veremine yakalandı. Geçirdiği hastalık ve geçim sıkıntısı nedeniyle düzenli bir eğitim hayatı olmayan Safa, 1910’da Vefa Lisesine başladı fakat devam edemedi. Küçük yaşlarda babasının bir arkadaşının hediye ettiği, ilk baskısı 1905’te yapılan Le Petit Larousse’u ezberleyerek kendi kendine Fransızca öğrendi.

Tıp, psikoloji ve felsefe kitaplarına ilgi duyan yazar, ailesinin geçimine destek amacıyla 1915’te Posta Telgraf Nezareti’nde çalışmaya başladı.

Peyami Safa, 1917’de Rehber-i İttihad Mektebi’nde öğretmen, 1918’de ise Duyun-ı Umumiye’de memur olarak görev aldı.

“Asrın Hikayeleri” yazılarıyla tanındı

Babası gibi şair olan amcaları Ahmed Vefa ile Ali Kami’nin teşvikiyle edebiyata yönelen Safa, ağabeyi İlhami Safa ile çıkardığı “Yirminci Asır” gazetesindeki “Asrın Hikayeleri” yazılarıyla tanınmaya başladı.

Safa, 1924’te 10 kitaplık bir seri olarak yayımladığı Cingöz Recai adlı eserinin gördüğü ilgi dolayısıyla, 1925’te seriye 10 kitap daha ekledi.

Hayatını sürdürebilmek için 1924-1928 arasında kalemini “saban” gibi kullandığı yönünde eleştirilen yazar, annesinden ilhamla kullandığı “Server Bedi” imzasıyla, 1914’ten 1961’e kadar 61 roman yazdı.

Cumhuriyet gazetesinde 1928-1940 yılları arasında “Server Bedi” ve “Peyami Safa” imzalarıyla yazılar kaleme alan Safa, köşe yazarlığı ve edebiyat sayfası editörlüğü gibi pek çok işi de üstlendi.

Yazarın 1930’da kaleme aldığı kendi hayatından izler de taşıyan eseri “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”, kariyerinde bir çıkış noktası olarak değerlendirildi. Çocukluğunun yedi yılını, iltihap kapan kolunun kesilme endişesiyle geçiren ve uzun yıllar tedavi olan yazar, romanında benzer acıları ayağı nedeniyle yaşayan bir karakteri ele aldı.

Safa, amatör bir yazar olarak hikayesini göstermek için ziyaretine gelen Nebahat Hanım ile 1937’de dünya evine girdi.

Evlendikten kısa süre sonra hastalanan Nebahat Safa, yapılan tedaviye rağmen yatalak olarak yaşamını sürdürdü.

Romanları, gazete ve dergilerde yayımlandı

Peyami Safa, Cumhuriyet gazetesinde edebiyat sayfasını yönettiği günlerde af kanunuyla Türkiye’ye dönen ve tutuklanan Nazım Hikmet’in affedilmesini sağlamak için şairin “Yanardağ” şiirini yayımladı. Sonraki gün, şiirin ve altındaki imzanın kendi görüşleriyle hiçbir alakasının bulunmadığına dair açıklama yapan gazeteden ayrılan Safa, yazılarını, Nazım Hikmet’in de yazdığı Resimli Ay mecmuasında yayımlamaya başladı.

“Yeni Mecmua”, “Büyük Doğu”, “Vakit”, Milliyet, “Son Havadis” ve “Çınaraltı” için kaleme aldığı yazılarının yanı sıra, çeşitli fikir akımlarını benimseyerek edebi ve fikri yazılar da kaleme alan Safa, “Tercüman-ı Hakikat”, “Tasvir-i Efkar”, “Son Telgraf”, “Son Saat” ve “Son Posta” gazetelerinde çalıştı. Romanlarını tefrikalar halinde gazete ve dergilerde yayımladı.

Necip Fazıl ve Nazım Hikmet ile dostluk kurdu

Yakup Kadri, Cahit Sıtkı, Ahmet Haşim, Nurullah Ataç, Muhsin Ertuğrul, Aziz Nesin, Orhan Seyfi Orhon ve Yusuf Ziya Ortaç ile aynı yayınlarda yer alan Safa, Necip Fazıl Kısakürek ve Nazım Hikmet ile dostluk ilişkisi içindeydi.

Safa, zaman zaman Ahmet Haşim, Yahya Kemal, Yakup Kadri, Cenap Şehabettin, Nazım Hikmet, Nurullah Ataç, Sabiha Sertel, Aziz Nesin ve Zekeriya Sertel ile kalem kavgasına girmekten çekinmezken, çıkardığı “Kültür Haftası” ve “Türk Düşüncesi” dergilerinde felsefe, bilim ve sanatla birlikte çeşitli konulara yer verdi.

“Dert dinleme köşesi”ni ilk olarak okurla tanıştıran yazar, haftalık “Yeni Hayat” dergisindeki “Aramızda” adlı köşesinde “Adem Baba” ismiyle, gelen mektupları cevaplandırdı.

Takma isimleri vardı

Peyami Safa, 1914-1961 arasında gerçek isminin yanı sıra yazılarında Server Bedi, Çömez, Serazad, Safiye Peyman ve Bedia Servet gibi takma adlar kullandı.

Erzincan’da yedek subay olarak görev yapan oğlu Merve’yi 27 Şubat 1961’de kaybetmesinin ardından büyük acı yaşayan usta edebiyatçı, bir yakınının Çiftehavuzlar’daki evinde beyin kanaması geçirerek, oğlunun vefatından yaklaşık 4 ay sonra 15 Haziran 1961’de vefat etti.

Safa’nın naaşı, 17 Haziran 1961’de Şişli Camisi’nde kılınan namazın ardından Edirnekapı Şehitliği’nde eşiyle oğlunun yanında toprağa verildi.

Tıp bilgisini romanlarında kullandı

Yaşamının önemli bir kısmı hastane köşelerinde geçen yazar, tıp konusunda birçok doktoru aşan birikim, uzmanlık ve tecrübesini romanlarında kullandı.

Hayatı boyunca, ara vermeden eser üretmesini, “yaratıcı sefalet” olarak tanımlayan Safa, bir yazsısında, “Fakirlik ve hastalık dirilticidir. Korkutur ve iradeyi kamçılar. Uyuklayan enerjileri ayaklandırır. Başarmak için korku da ümit kadar şarttır. İnsana, fakirliğin ve insanlığın öğrettiklerini hiçbir okul ve kitap veremez” ifadelerini kullandı.

Türk edebiyatına ve tarihine düşünceleri ve vermiş olduğu eserlerle ayna tutan Peyami Safa, yaşadığı toplumun sorunlarını bilen iyi bir gözlemleyici olarak meydana gelen her türlü değişim ve aksaklığı eserlerinde işledi. Usta yazar, eserlerinde oluşturduğu kahramanlar aracılığıyla toplumu bilinçlendirmeye çalışmasının yanı sıra romanlarında sürekli ikilem arasında kalan karakterlere de yer verdi.

Unutulmaz edebiyatçı, eserlerinde daha çok, doğu-batı sentezi, ahlaki çözülmeye ilişkin eleştiriler ve gençliğin üzerindeki sosyal baskı konularını ele aldı.

Eserleri sinema ve dizilere konu oldu

Vefatından sonra çeşitli yayınlarda neşredilen yazıları kitaplaştırılarak Ötüken Neşriyat’ın “Bütün Eserleri” serisiyle okurla buluştu.

Safa’nın, Cingöz Recai serisi olarak bilinen aşk ve cinayet romanları 1954, 1969 ve 2017’de sinemaya aktarıldı, bazı eserleri ise televizyon dizisine uyarlanarak izleyiciyle buluştu.

Eserlerinden bazıları şöyle:

Hikayeleri: “Gençliğimiz”, “Siyah Beyaz Hikayeler”, “Ateş Böcekleri”, “İstanbul Hikayeleri”, “Hikayeler”.

Piyes: “Gün Doğuyor”

Romanları: “Sözde Kızlar”, “Şimşek”, “Mahşer”, “Bir Akşamdı”, “Canan”, “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”, “Fatih Harbiye”, “Bir Tereddüdün Romanı”, “Matmazel Noraliya’nın Koltuğu”, “Yalnızız”, “Biz İnsanlar”, “Cumbadan Rumbaya”

Fikir Kitapları: “Türk İnkılabına Bakışlar”, “Felsefi Buhran”, “Millet ve İnsan”, “Mahutlar”, “Sosyalizm”, “Mistisizm”, “Doğu-Batı Sentezi”, “Kızıl Çocuğa Mektuplar”, “Büyük Avrupa Anketi”.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kültür Sanat

Necmettin Erbakan fotoğraf sergisi açıldı

“Prof. Dr. Necmettin Erbakan” fotoğraf sergisi açıldı. Sergi, Sevgi ve Kardeşlik Derneği (SEVKAD) tarafından  Lefkoşa’da, Türkiye’nin eski başbakanlardan merhum Prof. Dr.

Published

on

By

“Prof. Dr. Necmettin Erbakan” fotoğraf sergisi açıldı.

Sergi, Sevgi ve Kardeşlik Derneği (SEVKAD) tarafından  Lefkoşa’da, Türkiye’nin eski başbakanlardan merhum Prof. Dr. Erbakan’ın vefatının yıl dönümü vesilesiyle açılan sergide, Erbakan’ın siyasi hayatından karelere yer verildi.

1974’te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı sırasında merhum Bülent Ecevit Başbakanlık, Necmettin Erbakan ise Başbakan Yardımcılığı görevindeydi.

Devamını Oku

Kültür Sanat

Yeter

Şair Sevcan Ekrem İstanbullu yazdı

Published

on

By

                  YETER

Bırak da  haykırayım, halkın dili olayım
Biçare bu halkıma, ben bir çare bulayım

Halkımın beli bükük, Allah aşkına susma
Geldiğin gibi giden, bunu sakın unutma

Koltuk sevdası yine, umursuzluk ayyukta
Aç bıraktınız bu halkı yaktınız bir solukta

Zam furyası boğarak, öldürürken onları
Sizlerin sayesinde, kapkaranlık sonları

Biri gider biri gelir, fayda yok kimsesinde
Sağmış – solmuş hepsi de halkımın ensesinde

Bu halk kime güvensin, artık kime dayansın
Her seçim kısır döngü, yeter artık uyansın

İstikrar istiyoruz, bizi soydunuz yeter
Halk resmen avuç açtı, eskisinden de beter

Gelenler aratırmış,  gidenleri ne yazık
Yer her gün bıka bıka, halkım büyük bir kazık

Ekmek  alamaz oldu, hani et, süt, un, şeker
Sizler bayram yaparken, halkım sefalet çeker

Sizin maaşınızı  masaya yatıralım
İşçiden biraz alıp, sizlere aktaralım

O zaman belki  biraz,  insafa gelirsiniz
Onlar ekmek bulmazken, siz pasta yemezsiniz

Maşa olup tutulduk, kullanıldık bir çoğu
Sizler bir balı yalarken yakıldı Orta Doğu

Sıra bizlere geldi sahip çık vatanına
Açlıktan yok olmadan, sahip çık bu halkına

 

 

Sevcan Ekrem İstanbullu

Devamını Oku

Kültür Sanat

“Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” serisinin ilk kitabı çıktı

Kıbrıs Türk Toplumunun gizli kahramanlarını geleceğe taşıyan “Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” serisinin ilk kitabı çıktı

Published

on

By

Girne Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mutlu Soykurt’un hazırladığı “Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” serisinin ilk kitabı Yakın Doğu Üniversitesi Kültür Yayınları’ndan çıktı. Kuzey Kıbrıs’ın efsane müzik öğretmeni Yıldan Birand’ın hayatını okuyucusuyla buluşturan kitap, renkli tasarımı ve eğlenceli dili ile 7’den 70’e herkese hitap ediyor… 
Bazı isimler vardır ki yaptıklarıyla bir toplumun hayatına dokunarak sessiz sedasız büyük bir değişim ve ilham yaratır. Küçük gibi görünen ama büyük etkiler yaratarak toplumu dönüştüren bu adımların kahramanlarının kendi hikayeleri ise zaman içinde unutulup gider.  Girne Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mutlu Soykurt da hazırladığı “Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” kitap serisi ile Kıbrıs Türk Toplumunun kültürüne ve yaşamına büyük katkılar sunan bu gizli kahramanların hikayelerini gelecek nesillerle buluşturarak ölümsüzleştirmeyi amaçlıyor.
İlk etapta 10 kitaplık bir seri olarak düşünülen “Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” dizisinin ilk kitabı çıktı. Kuzey Kıbrıs’ın efsane müzik öğretmeni Yıldan Birand’ın hikayesini okuyucuyla buluşturan kitap, renkli sayfaları ve eğlenceli diliyle 7’den 70’e herkese hitap ediyor. Uzmanlık alanı, yaratıcı müfredat geliştirme olan Yrd. Doç. Dr. Mutlu Soykurt, Yıldan Birand’ın hikayesini başta çocuklar olmak üzere, okuyan herkesin eğlenerek ilham alacağı bir dil ve tasarımla geleceğe taşıyor. 
Kıbrıs’ta müzik eğitimine çağ atlatan kadın: Yıldan Birand
“Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” kitap serisinde hayatlarını geleceğe aktardığı simleri, adeta bir masal kahramanına dönüştüren Yrd. Doç. Dr. Mutlu Soykurt, Kuzey Kıbrıs için önemli değerler yaratmış isimleri unutulmaktan kurtarmakla kalmıyor; ilham verici hikayelerini gün yüzüne çıkararak çocuklara örnek alabilecekleri kendi toplumlarından, kendi kültürlerinden, aynı topraklarda büyüdükleri belki de aynı sokaklarda yürüdükleri rol modeller sunuyor.
Serinin ilk kitabının kahramanı Yıldan Birand da bu rol modellerden biri. 1964’te Kıbrıs okullarında müzik dersinin müfredata alınmasını sağlayan Yıldan Birand, yaratıcı eğitim teknikleriyle pek çok öğrencisinin hayatına dokunarak büyük ufuklar açtı. Orkestra ve korolar kurdu. Müzik öğretmeni olmayan köy okullarında konserler verdi. Böylece adadaki pek çok çocuk onun sayesinde müzikle tanıştı. Kıbrıs’ın ilk Kız Bandosunu kurdu. İlerleyen yıllarda Caz Orkestrası ve Klasik Orkestrayı kurdu. Yıldan Birand, 35 yıllık müzik öğretmenliğinin ardından emekli olsa da Royal School of Academy’nin piyano sınavlarında performans rekorları kıran öğrenciler yetiştirmeye devam ediyor. Yıldan Birand’ın hikayesi ise Yrd. Doç. Dr. Mutlu Soykurt renkli anlatımı ile hazırladığı “Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” serisinin ilk kitabı ile ilham vermeye devam ediyor.
Yrd. Doç. Dr. Mutlu Soykurt: “Kıbrıs Türk Toplumuna değer katmış insanların yaşam öyküleri, ‘Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri’ kitap serisi ile unutulmadan ilham vermeye ve rol model olmaya devam edecek.”
Farklı meslek gruplarında olsa da başarısı, öncülüğü, sorumluluk alışı, paylaşımcılığı, bazen ilk oluşu, bazen de insanların hayatlarında yeni ufuklar açması gibi özellikleriyle toplumu dönüştüren pek çok gizli kahramanla iç içe yaşadığımızı söyleyen Yrd. Doç. Dr. Mutlu Soykurt, “Kıbrıs Türk Toplumuna değer katmış insanların yaşam öyküleri, Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri kitap serisi ile unutulmadan ilham vermeye ve rol model olmaya devam edecek” dedi. İlk etapta 10 kitap, 10 isim olarak tasarladığı “Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” serisinin ikinci kitabının da yakın zamanda okuyucuyla buluşturmayı amaçlayan Yrd. Doç. Dr. Soykurt, bu projenin aynı zamanda farklı yaş gruplarındaki bireyleri okuma kültürüne ve yaratıcı düşünmeye teşvik edeceğine de inanıyor.

psx_20210923_155353.jpgpsx_20210923_155614.jpg

 

Devamını Oku

Trending

Reklam