Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Başbakan Üstel: Dünyadan adalet istiyoruz. Kıbrıs Türkü bu güne kadar adalet görmedi

Published

on

Cumhuriyet Meclisi’nde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin mülkiyet ve Taşınmaz Mal Komisyonu (AİHM) ile ilgili son kararı, Kıbrıs konusu ve yakın coğrafyadaki gelişmeler konuşuldu.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda 62’nci madde tahtında söz aldı. AHİM kararı ve Taşınmaz Mal Komisyonu hakkında konuşan Erhürman’ı Başbakan Ünal Üstel yanıtladı.

İlk olarak bedelli askerlik konusuna değinen Tufan Erhürman, bununla ilgili yasa önerilerinin komitede olduğunu anımsatarak, Başbakan’la da bu konuda görüştüğünü, Meclis çalışmalarına ara vermeden bu önerinin yasallaşması gerektiğini, aksi takdirde birçok gencin daha sıkıntı yaşayacağını belirtti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin mülkiyet ve Taşınmaz Mal Komisyonu ile ilgili son kararıyla ilgili de konuşan Erhürman, 2010 yılından bu yana AİHM tarafından “etkili iç hukuk yolu” olarak kabul edilen Taşınmaz Mal Komisyonu’nun bu niteliğine ilişkin kabulünün devam ettiğini ancak son kararda negatif sonuçlar olduğunu belirtti.

Bu kararı bir başarı öyküsü veya zafer olarak yorumlayanlar olduğunu, bu açıklamaları hayretle dinlediğini belirten Erhürman, AİHM’in kararını “Taşınmaz Mal Komisyonu’nun surlarında açılan gedik” diye yorumladı. Erhürman, kararda “pozitif hiçbir şey söylenmediğini” ifade etti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın açıklamalarına da işaret eden Erhürman, “Bu mahkeme kararı uyarı niteliğindedir. Doğru okuma yapmazsak bu gidişat bizi neyle karşı karşıya bırakacak bunları kestirmek mümkün olmayacak” dedi.

Taşınmaz Mal Komisyonu’nun uluslararası alandaki en önemli başarılardan biri olduğunu da belirten Erhürman, “Kimse algı operasyonu yapmaya soyunmasın. Bu algı operasyonu değil, okunan anlaşılmıyorsa zaten bir felaketle karşı karşıyayız demektir” diye konuştu.

İran ile İsrail arasında yaşananlara da değinen Tufan Erhürman, Kıbrıs’ın coğrafi olarak risk altında bulunduğunu ancak riskin sadece coğrafyayla değil Rum liderin ittifaklarıyla da ilgili olduğunu söyledi.

Kıbrıs Türk ve Rum halkını bağlayacak kararları tek başına almaya yetkili olmayan Rum lider Hristodulidis’in ABD, İsrail ve Fransa ile bir takım anlaşmalar yaptığını söyleyen Erhürman, Kıbrıs Türk halkının bu işin neresinde olduğunu da sordu.

İki kurucu ortaktan biri olan Kıbrıs Türk halkının bu pozisyonda olmayı hak etmediğini söyleyen Erhürman, “Eşit egemenlik değil, egemen eşitlik istiyorum demenin sonucu egemenliği Rum liderin kucağına bırakmaktır” diye konuştu.

Yerinden söz alan UBP milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu’nu da yanıtlayan Erhürman, Kıbrıs Türk halkının yok sayılma noktasından iradesinin büsbütün yok olması noktasına gelindiğini söyledi.

Erhürman’dan sonra Genel Kurulda söz alan Başbakan Ünal Üstel, son günlerde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

İsrail-Gazze, Ukrayna-Rusya, İsrail-İran savaşına işaret ederek, dünyanın buna seyirci kaldığını söyleyen Üstel, 2 yıla yakın süredir bombalar yağan Gazze’ye insani yarım götüren ekiplere de müdahale edildiğini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ve diğerlerinin bunla ilgili de bir şey yapmadığını ifade etti.

“İki devletli çözümden yanayız çünkü egemenliğin, garantörlüğün ne kadar önemli olduğunu gördük” diyen Başbakan, bu olaylardan dersler çıkarılması gerektiğini de belirtti.

UBP’nin, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statü kabul edilmeden müzakere masasına dönülmemesini savunduğunu anımsatan Üstel,  AHİM’in mülkiyet ve Taşınmaz Mal Komisyonu ile ilgili kararını da değerlendirdi.

Söz konusu kararla, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkinliğinin bir kez daha onaylandığını ifade eden Başbakan Ünal Üstel, 1974 Barış Harekatı sonrası kuzeyle güney arasında yapılan nüfus mübadelesine ve Rum tarafında kabul edilen Vasilik Yasası’na da işaret etti.

Rumların 1974 öncesi mallarının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenliği altında olduğunu ancak Rum tarafının yine yasal bir düzenlemeyle tutuklamalar yaptığını söyleyen Başbakan Üstel, “Bana göre bu tutuklamalar gayri yasaldır” dedi.

Başbakan Üstel, 2013’ten 2023’e kadar gerekli kaynak ayrılmadığından dolayı Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkinliğinin istenilen düzeyde olmadığını ifade ederek, hükümete geldikleri günden beri oluşturdukları fonlarla ayrı bir kaynak yarattıklarını da söyledi.

Bu kapsamda, 2024’ten bu güne tazminatlar için 106 milyon 374 bin Sterlin ödeme yaptıklarını, 230 dosyayı sonuçlandırdıklarını belirten Üstel, inşaat sektörünün hareketlendirilmesiyle ülkedeki ekonomik değerlerin de arttığını ifade etti.

Güney Kıbrıs’ın bundan çok rahatsız olduğunu, Kıbrıslı Türkleri zora sokmanın, ekonomiyi çökertmenin yolunu kural tanımaz şekilde aradığını belirten Üstel, Güney Kıbrıs’ta yapılan yasal düzenlemeye ve bununla yaratılan tedirginliğe işaret etti.

Üstel, “Dünyadan adalet istiyoruz. Kıbrıs Türkü bu güne kadar bu adaleti görmedi” dedi.

Gazze’de de İran’da da adalet göremediklerini kaydeden Üstel, aynı soykırımları Kıbrıslı Türklerin de yaşadığını ifade ederek, “Temennimiz yeni dünyada adalet, barış, huzur içinde yaşamaktır. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisiyle egemen devlet olursak halkımız bu huzura kavuşmuş olur” dedi.

Başbakandan sonra yeniden söz alan Tufan Erhürman, kavramların birbirine karıştığını, Ukrayna ve Rusya’nın iki egemen devlet olduğunu, aralarında egemen eşitlik bulunduğunu kaydederek, “Egemen devletler arasında da savaş olabilir” dedi.

Garantörlük konusuna da işaret eden Erhürman, Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünün bu adanın tamamında geçerli olduğunu söyledi.

Erhürman, “Siz ‘iki ayrı devlet’ dediğinizde KKTC üzerindeki garantörlükten bahsediyorsunuz ama bu Türkiye’nin garantörlük hakkını daraltmak demektir. ‘İki devletli çözümü ve garantilerin devamını istiyorum’ diyorsunuz ama bu ikisi birbirini tutmuyor” dedi.

Erhürman, 50 senede yaşananlardan ders çıkarılması gerektiğini ancak bunun yapılmadığını da söyledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Tatar:Rum’un azınlığı olmayacağız, devletimizden egemenliğimizden ve Anavatan Türkiye’den asla vazgeçmeyeceğiz

Published

on

By

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 51. yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde Kıbrıs Türk halkının özgürlük ve varoluş mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük’ün anıt mezarında tören düzenlendi.

Törende, Anıt Özel Defteri’ni imzalayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 20 Temmuz Barış Harekatı ile Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne, bağımsızlığına, egemenliğine ve kendi devletine kavuştuğunu belirterek, “Rum’un azınlığı olmayacağız, devletimizden egemenliğimizden ve Anavatan Türkiye’den asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Törene; Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, bazı bakanlar, sivil toplum örgütü temsilcileri ve diğer bazı askeri ve sivil yetkililer katıldı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın anıta çelenk sunmasıyla başlayan tören; saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilmesiyle devam etti.

Tören, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın anıt özel defterini imzalanmasıyla sona erdi.

-Anıt özel defteri

Cumhurbaşkanı Tatar, anıt özel defterine şunları yazdı:

“Özgürlük ve bağımsızlık mücadelemizin lideri Dr. Fazıl Küçük,

Kıbrıs Türk halkının en karanlık günlerinde verdiğiniz büyük mücadele, halkımızı yol olmaktan kurtarmış; açtığınız yolda yürüyen halkımız, 20 Temmuz Barış Harekatı ile özgürlüğüne, bağımsızlığına, egemenliğine ve kendi devletine kavuşmuştur.

‘Kıbrıs meselesi Türkiyesiz çözülmez’ şiarınızdan aldığımız güçle Anavatan Türkiye ile omuz omuza mücadeleye devam ediyoruz. 20 Temmuz Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümünde manevi huzurunuzda saygıyla eğilirken bir kez daha söz veriyoruz: Rum’un azınlığı olmayacağız; devletimizden, egemenliğimizden ve Anavatan Türkiye’den asla vazgeçmeyeceğiz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları kapsamında törenler düzenlendi

Published

on

By

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları kapsamında ilk tören Boğaz Şehitliği’nde düzenlendi.
Tören çelenklerin anıta sunulması ile başladı.

Ardından saygı duruşu, saygı atışı ve istiklal marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Boğaz Şehitliği’ndeki tören Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Şehitlik Özel Defteri’ni imzalaması ile sona erdi.

Kutlamalar kapsamındaki ikinci tören ise Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük’ün Anıt Mezarı’nda düzenlendi.
Törende ilk olarak Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Anıt’a çelenk sundu.

Ardından saygı duruşu ve istiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Dr. Fazıl Küçük’ün Anıt Mezarı’ndaki tören Cumhurbaşkanı Tatar’ın Anıt Özel Defteri’ni imzalaması ile tamamlandı.
GÖRÜNTÜ
Kutlamalar kapsamındaki son tören ise Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın Anıt Mezarı’nda düzenlendi.
Tören Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, Anıt’a çelenk sunmasıyla başladı.

Ardından saygı duruşu ve istiklal marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Rauf Raif Denktaş’ın Anıt Mezarı’ndaki tören Cumhurbaşkanı Tatar’ın Anıt Özel Defteri’ni imzalamasının ardından sona erdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Ankara’da da kutlanıyor…Büyükelçi Korukoğlu,Anıtkabir’i ziyaret etti

Published

on

By

KKTC’nin Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları çerçevesinde Anıtkabir’i ziyaret etti.

Aslanlı Yoldan yürüyerek Ata’nın huzuruna çıkan Korukoğlu, Atatürk’ün mozolesine çelenk koydu, saygı duruşunda bulundu ve ardından da Misak-ı Milli Kulesine geçerek Anıt Özel defterini imzaladı.

Büyükelçi Korukoğlu deftere şunları yazdı:
“ 20 Temmuz tarihi, Kıbrıs Türk Halkının huzur ve güven içinde yaşamını sürdürmesinin temellerinin atıldığı tarihtir. Kıbrıs Türkü varoluş mücadelesini en değerli mirasınız olan ilke ve inkılaplarınız ışığında kurduğu Devletiyle taçlandırmış ve adadaki Türk varlığının baki olduğunu tüm dünyaya kararlılıkla göstermeye devam etmektedir. Kıbrıs Türk Halkı’nın yarım asırdan uzun süredir huzur ve güven içinde yaşamını sürdürmesinin esas nedeni, Anavatanının Kıbrıs Türkü’nü her şart ve koşulda yalnız bırakmayışıdır. Bu gerçeğin bilinciyle Kıbrıs Türk Halkı 1974 öncesi yaşanan acıların bir daha tekrarlanmaması için devletine egemenliğine vatanına ve geleceğine sahip çıkmaya azimle devam edecektir.”

Büyükelçi Korukoğlu, daha sonra Ulus Atatürk Anıtı’nda düzenlenen törene katıldı.

Büyükelçi Korukoğlu, 20 Temmuz’un Kıbrıs adasına barışın gelişinin ve Kıbrıs Türk halkının can güvenliğine kavuşarak kendi toprağında kendi devlet çatısı altında huzur ve güven içinde yaşamını sürdürmesinin temellerinin atıldığı tarih olduğuna dikkat çekti.

Korukoğlu, “Bu tarih sadece ortak geçmişimizin değil müşterek geleceğimizin de sembolü bir tarihtir“ dedi.

Uluslararası toplumu artık adadaki gerçekleri kabul ederek, Kıbrıs Türk Halkının maruz bırakıldığı insanlık dışı izolasyona son vermeye çağıran Korukoğlu, “ Artık adadaki gerçeklerle uyumlu, yani Kıbrıs’ta mevcut olan iki komşu devletin iyi komşuluk ilişkilerini gözeten bir modelin sürdürülebilir tek seçenek olduğu ve sadece adadaki halkların ortak menfaatlerine değil, aynı zamanda bölgedeki huzur ve istikrara da katkı sağlayacağı çok açıktır” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam