Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

1. Mesleki Eğitim ve Yerli Ürünler Fuarı açıldı

Published

on

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Mesleki Teknik Öğretim Dairesi tarafından organize edilen 1. Mesleki Eğitim ve Yerli Ürünler Fuarı (MEYÜF), dün düzenlenen törenle açıldı.

4 – 6 Mayıs tarihleri arasında Lefkoşa Fuar Alanı’nda yer alacak fuarın açılış törenine Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy ve Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Müdürü Gülşen Hocanın’ın yanı sıra bazı sivil toplum örgütü ve eğitim camiası temsilcileri katıldı.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Varoluş Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ve 6 Şubat depreminde hayatını kaybedenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan törende; açılış konuşmaları yapıldı, fuarın yapılmasına katkı koyanlara plaketler verildi ve Kıbrıslı Türk ünlü moda tasarımcısı Abdullah Öztoprak’ın imzasını taşıyan bir de defile düzenlendi.

-Hocanın: “Bir hayalin gerçeğe dönüşmesi…”

Törende ilk olarak söz alan Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Müdürü Gülşen Hocanın, 1. Mesleki Eğitim ve Yerli Ürünler Fuarı ile ilgili “bir hayalin gerçeğe dönüşmesi” değerlendirmesinde bulundu.

Fuarın hazırlık sürecinde üniversiteler, kooperatifler ve birlikleri ziyaret ettiklerini anlatan Hocanın, “Nereye gidersek gidelim büyük bir destekle karşılandık” diyerek, katkı koyan herkese teşekkür etti.

Fuarın mesleki eğitime paydaş olan birçok kurum oda ve birliği bir araya getirdiğini aktaran ve katılımcı bir fuar düzenlemenin gururunu yaşadığını ifade eden Hocanın, fuarın en büyük hedefinin nitelikli iş gücünü ön plana çıkarmak ve iş hayatı ile istihdam arasında iletişimi kurmak olduğunu da sözlerine ekledi.

-Amcaoğlu: “Bu açılış bundan sonrası için çok önemli bir mihenk taşı”

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, Mesleki Eğitim ve Yerli Ürünler Fuarı yapma niyeti kendisine aktarıldığında bu kadar büyük boyutlu ve geniş çaplı bir çalışmanın yapılacağına inanmadığını belirterek, katkı koyan tüm paydaşları tebrik etti.

“Burada fuarların yapılabileceğini, burada emeğin değer bulabileceğini bir kez daha bizlere göstermiş oldular” diyerek, emek koyan herkese teşekkür eden Amcaoğlu, bu açılışın bundan sonrası için çok önemli bir mihenk taşı olduğunu vurguladı.

-Taçoy: “İnanmak başarmanın yarısıdır”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy ise konuşmasında, meslek eğitimi alan 16 yaş üzeri gençlere bir desteğin yapılabileceğini duyurdu.

“İnanmanın başarmanın yarısı olduğunu söyleyen Taçoy, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak bizler bazı şeylere inandık, Anavatanımıza güvendik ve o başarının yarı yolunu kat ettik” dedi.

Taçoy, “Bize düşen görev, uhdemizde bulunan İstihdamı Destekleme Merkezi’nden mesleki eğitim alan çocuklarımızın, çıraklık dönemini geçirecekleri bütçeyi ayırmaktır. Bu projenin sonucunda, meslek eğitimi almış ve almakta olan 16 yaşını tamamlamış gençlerimize mesleklerinde pratiği daha kolay yapabilmeleri için bir desteğin Çalışma Bakanlığı İstihdamı Destekleme Merkezi tarafından yapılabileceğini beyan etmek isterim” diyerek, bunun müjdesini yakında duyurmayı diledi.

-Çavuşoğlu: “Başlamak çok önemliydi”

Son olarak söz alan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, sözlerine 1. Mesleki Eğitim ve Yerli Ürünler Fuarı’nın gurur verici olduğunu belirterek başladı.

Mesleki eğitimi geliştirme ve iyileştirme ihtiyacından bahseden Çavuşoğlu, bu konuda mesleki eğitime paydaş olan birçok kurum oda ve birlikle birlikte çalıştıklarını belirtti.

Pandemi dönemi yaşandığını anımsatan Çavuşoğlu, “Maske dikecek elemanımız yokken maske diktik, kolonya yaptık. Aya çıkmış gibi tebrik aldık. Neden? Çünkü o kadar uzaklaşmıştık ki bir şey yapabilme özgüveninden…” dedi.

Çavuşoğlu, “Öğrencilerimizin gerçek işler üzerinde uğraşmayı ve görücüye çıkması bizim için olmazsa olmazdır. Bunun için hayal kurmanız, hayallerinizi hedef yapmanız gerekiyor. Burada bugün yaptığımız iş hayallerimizi hedef yapmış olmamızdır. Başlamak çok önemliydi. Bu birincisi, bundan sonra göreve gelenlerin bu fuarın devamını yapmaları gerekecek” diye konuştu.

Üreterek var olunacağını vurgulayan Çavuşoğlu, sanayinin kendine yeter ve belli bir oranda da ihraç yapabilecek duruma gelmesinin önemine işaret ederek, bir gün ihracatı ile ithalatı dengelenmiş bir ülke olmayı diledi.

“Bizim Milli Eğitim Bakanlığı olarak görevimiz hem insanımıza meslek edindirmek hem özgüvenini yükseltmek hem hayal kurmasını sağlamak hem de hedeflerine ulaşmasını sağlamaktır. Burada ürettiklerinizden ziyade bu özgüveni tekrar ayağa kaldırmak ve hedefler ortaya koymak sanırım bu fuarın en büyük başarısıdır” ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, fuara katkı koyanlara teşekkür etti ve fuarın hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Konuşmaların ardından, fuarın düzenlenmesine katkı koyan altın, gümüş ve bronz olmak üzere 3 kategorideki sponsorlara plaketleri takdim edildi. Toplu fotoğraf çekimi ve kurdele kesiminin ardından ise fuar katılımcıların ziyaretine açıldı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Öztürkler:İnsani değerlere ve vicdanlara da yöneltilmiş bir saldırıdır

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan ve içinde 12 insan hakları savunucusunun bulunduğu Madleen gemisine İsrail ordusu tarafından düzenlenen saldırıyı kınadı.

Öztürkler, Uluslararası hukuka ve temel insan haklarına açıkça aykırı olan bu saldırıyı, yalnızca yardımsever insanlara değil, aynı zamanda insani değerlere ve vicdanlara da yöneltilmiş bir saldırı olarak gördüklerini belirtti.

Kıbrıs Türk halkı olarak Filistin halkının yanında olmaya devam edeceklerini dile getiren Öztürkler: “Temennimiz, İsrail hükümetinin, uluslararası hukuk normlarına uyarak, sivillere ve sivil girişimlere yönelik saldırılarını bir an önce durdurmasıdır.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar, Gazze’ye yardım taşıyan gemiye İsrail’in el koymasını kınadı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Gazzeye’de yardım taşıyan ‘Madleen’ adlı gemiye uluslararası sularda seyrettiği müdahale eden İsrail’i kınadı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, gemiye yapılan saldırıya yönelik yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:

“Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan ‘Madleen’ adlı gemiye uluslararası sularda seyrettiği esnada İsrail güçlerince müdahalede bulunulması ve yardım almak için toplanan halka ateş açılması kabul edilemez bir insan hakları ihlalidir. İsrail’in yapmış olduğu bu terör içerikli eylemi ve soykırım girişimlerini kınıyor, tutuklanan aktivistler ve mürettebatın en erken zamanda serbest bırakılmasını temenni ediyorum.”

Gemide Özgürlük Filosu Koalisyonu’ndan Avrupa Parlamentosu (AP) Fransız üyesi Rima Hassan ve Almanya vatandaşı Yasemin Acar’ın yanı sıra Türkiye’den Hüseyin Şuayb Ordu, Brezilya’dan Thiago Avila, İspanya’dan Sergio Toribio, Hollanda’dan Marco van Rennes, Fransa’dan Baptiste Andre, Reva Viard, Pascal Maurieras ve Yanis Mhamdi, İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve gazeteci Omar Faiad bulunuyor.

Devamını Oku

Kıbrıs

Bienal Lefkoşa sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor: Sanatçılara açık çağrı

Published

on

By

Bienal Lefkoşa, Lefkoşa Türk Belediyesi’nin himayesinde, Arkhe tarafından düzenlenen ve Vedat Kaner Vakfı’nın ana sponsoru olarak desteklediği ilk edisyonunu ile sonbaharda sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

7 Kasım-6 Aralık tarihleri arasında başkentte yapılacak bienalin teması “Compassion/Merhamet” olarak belirlendi.

Bineali İran kökenli Fransız grafik tasarımcısı Hervé Matine başkanlığındaki bir küratoryal ve seçici komite yürütecek.

Bienal, başkentin farklı mekanlarında sanat aracılığıyla, bireysel ve toplumsal düzeyde yüzleşmelere ve yeniden düşünmeye alan açmayı hedefliyor.

“Merhamet” temasına odaklanılarak, katılım çağrısı yapılan Bienal Lefkoşa’ya başvurular başladı.

Yerel ve uluslararası sanatçılara açık olan bu çağrı, tüm disiplinlerden sanatçıları projelerini bienal için sunmaya davet ediyor.

Şu ana kadar Kıbrıs, Türkiye, İtalya, Fransa, Brezilya ve Lübnan’dan birçok başvuru yapıldı.

Başvurularının 1 Ağustos 2025 tarihine kadar www.bienallefkosa.com üzerinden yapılması gerekiyor.

Katılım koşulları ve detaylı bilgi, Arkhe ve Bienal Lefkoşa’nın web sitesinden takip edilebiliyor.

Arkhe Direktörü Halil Duranay ve Arkhe Koordinatörü İlkem Tunar, yerel ve uluslararası sanatçılar arasında bir buluşma noktası haline gelmesi beklenen Lefkoşa bienalinin ilk edisyonu hakkında Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) konuştu.

– “İlk kez ‘Lefkoşa bienali’ adıyla bir sanat organizasyonu yapılacak”

Arhke Direktörü Halil Duranay, Kuzey Kıbrıs’ta, daha önce, büyük ölçekte çok önemli sanat etkinliklerinin yapıldığını ama ilk kez “bienal” adını kullanarak bu çatı altında uluslararası bir kent sanat organizasyonu yapılacağını söyledi.

“Bienal” adını kullanmanın iddialı olabileceğini ancak geçen yıl Arkhe’nin kuruluşundan bu yana gündemde olan bienal projesinin zamanı geldiğine inandıklarını ifade eden Duranay, “Bu kent, çok önemli bir kültürel mirasa sahip. Biz de, bu mirasın; doğru mekan, doğru zaman ve doğru dönemle alakalı bir sürece geldiğini düşünüyoruz. Bienal projesini hayata geçirmeyi istiyoruz… Bienal fikri bundan dolayı baskın.” dedi.

Geçen yıl, Lefkoşa bienaline giriş projesi olan Eklektik Manifest’i yaptıkların ve bunun bienalin bir laboratuvar deneyi olduğunu anlatan Duranay, bu proje ile hem çalıştıkları kurumların hem de kendi kapasitelerini etüt etme fırsatı bulduklarını belirtti.

Duranay, “Eklektik Manifest ile farklı şeyleri, farklı yerlere nasıl uygulayabiliriz, kurgulayabiliriz diye kendimizi sınadık. Eklektik Manifest’te sorunlar oldu mu? Tabii ki oldu. Belediyenin de bu konuda ilk girişimi. Hepimiz bazı şeyleri yolda öğreniyoruz” şeklinde konuştu.

Eklektik Manifest’te açık çağrı yapılmaması konusunda bazı eleştiriler aldıklarını aktaran Duranay, “Eklektik Manifest’te, açık çağrı olmadan sanatçılara kendimiz teklifle gittik. Aslında bu, bir yöntemdi. Bununla ilgili eleştiriler yapıldı, haklılık payları da var, yok değil” diyerek, Lefkoşa bienalinin çok daha katılımcı ve demokratik bir şekilde yapılacağını vurguladı.

Yedi hafta süren ve üç ana sergi mekanında gerçekleşen Eklektik Manifest’e iyi bir katılım olduğunu da belirten Duranay, Elektik Manifest’e katılım oranını, şu an dünyadaki en önemli bienallerden biri olarak nitelendirilen İstanbul Bienali’nin başlangıç süreciyle kıyasladıklarını belirterek şu bilgileri paylaştı:

“25 Eylül-15 Kasım 1987 tarihleri arasında düzenlenen Birinci İstanbul Bienali, toplam beş mekânda yapıldı ve 70 sanatçı ağırladı. Bienal yapıldığında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) resmi verilerine göre kentin nüfusu 6.303.200 kişiydi. Bienal’in kayıt edilmiş resmi ziyaretçi sayısı ise 4.500 kişiydi. 17 Eylül–20 Kasım 2022 arasında düzenlenen 17. İstanbul Bienali ise toplam 12 mekân ve 50’den fazla kafe, lokanta, kitabevi, sinema vb. alan kullandı. 2022’deki resmi olmayan verilere göre kentin nüfusu 15.655.924 kişi, Bienal’e katılan resmi ziyaretçi sayısı ise 160.000 kişi olarak kaydedildi. Eklektik Manifest’te ise 20 sanatçının eserleri sergilendi, performans ve paneller yer aldı ve 1.500’den fazla kişi ziyaret etti. Tüm bunlara baktığımızda ve kendi nüfus oranımıza göre değerlendirdiğimizde Etkinlik Manifest’e katılım gayet başarılı. Bu açıdan insanlarla ilişki kurabilen bir sanat organizasyonu oldu diyebiliriz.”

– Tema: Compassion/Merhamet

Duranay, Bienal Lefkoşa’nın ilk edisyonunun temasının rahat algılanan ve herkesi ilgilendiren bir kavram olması düşüncesinden hareketle “Compassion/Merhamet” olarak belirlediklerini söyledi.

Merhametin, hem kişisel hem de kolektif anlamlar taşıyan bir kavram olduğunu belirten Duranay, temanın ortaya çıkış sürecini şöyle anlattı: “Hervé Matine ile Lefkoşa turu yaptığımız esnada, bienal surecini ve ayrıca dünyada ve ülkelerimizdeki sorunları uzun uzun tartıştık. Bu tartışmaların sonunda, galiba bizim en çok ‘merhamete’ ihtiyacımız var dedik. Aslında aradığımız o tek kelime merhametti.”

Susan Sontag’ın ‘Başkalarının Acılarına Bakmak’ kitabına atıfta bulunarak bienalin temasının şekillendiğini anlatan Duranay, şunları söyledi:

“Biz, ötekilere bakarken merhameti içimizde ‘pasif’ bir şey olarak mı yaşıyoruz? Yoksa güçlü bir merhamet kavgasının ‘aktif’ bir eyleme mi dayanması gerekiyor? Sontag’ın kitap boyunca tartıştığı mesele bu aslında. Dolayısıyla, biz de bizim merhamet algımızı oraya atıfta bulunarak çıktık. Yani, bizim kendi problemlerimiz dışında ‘ötekilerin problemleri’ de var. Şu an, bilimsel istatistikler şunu gösteriyor: ‘Çok kısa bir zaman içinde, dünya nüfusu şu ankinden çok daha yüksek bir seviyeye çıkacak ama bununla beraber dünyanın kaynakları süratle tükeniyor’. Bu aciliyet durumunda daha fazla yozlaşmanın, totaliterleşmenin, bencilliğin ve adaletsizliğin ortaya çıktığını görüyoruz ve bu noktada ‘merhameti’ kaybetmeye başladık. Yani oradaki merhamet aslında bizim dışımızda ‘ötekini’ de anlamanın önemli araçlarından biri. Bizim vurgu yaptığımız ‘merhamet’ bu. Bu sadece seni, beni değil, dünya genelindeki herkesi ilgilendiriyor. Bu, çok da Kıbrıs’a da ait bir problem değil, küresel bir sıkıntıdan bahsediyoruz…”

– Bienal ekibi… Küratoryal ve seçici komite

Arkhe’nin düzenlediği Bienal Lefkoşa’nın Vedat Kaner Vakfı’nın ana sponsorluğunda ve Design House Stockholm ve Poster for Tomorrow’un destekleriyle gerçekleşecek.

Bienal ekibi, bienal koordinatörü Halil Durunay, uluslararası operasyon sorumlusu İlkem Tunar, ulusal operasyon sorumlusu Bilgen Anayasa, iletişim sorumlusu Atıf Müezzinler ve tasarım sorumlusu Murat Zengi ile bienal sahne ve performans koordiantoru Handan Ergiydiren’den oluşuyor.

Küratoryal ve seçici komitede ise, Hervé Matine’ye; Kanada kökenli İtalya’da yaşayan tasarımcı Ginette Caron, Kıbrıs’tan tasarımcı ve akademisyen Senih Çavuşoğlu ile İspanya’da yaşayan sanatçı ve Arkhe Yönetim Kurulu üyesi Aslı Bolayır eşlik edecek.

Bu dört kişilik komite, bienale başvuruları değerlendirecek ve sanatsal projelerin seçiminde rol oynayacak. Ayrıca, eserlerin secimi sonrasında eserleri uygulayan küratoryal kurul olarak görev yapacak.

– Mekanlar ve süreç

Bienalin ana merkezinin surlariçi olacağını belirten Duranay, şu ana kadar, Kültür Dairesi ve Vakıflar’la yapılan görüşmelerle, Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi (AKM), İsmet Vehit Güney Sergi Salonu ve Bedesten’in bienalde kullanılacak mekanlardan bazıları olarak belirlendiğini söyledi. Arasta, Bandabulya gibi ikonik alanları ise kamusal operasyonlar için düşündüklerini ekledi.

Ağustos sonunda seçilen sanatçıların açıklanacağını belirten Duranay, eylülde kuratöryel ekibin seçilen eserlerin hangi alanda sergileneceğine karar verileceğini ve ekimde tüm hazırlıkların tamamlanmasının hedeflendiğini aktardı.

– Bienal, bir şehri dahil edecek bir proje

Duranay, mart ayında, sanatçılara, sanat derneklerine, kültür endüstrisinde çalışanlara yönelik düzenledikleri açık formumda katılımcıların Eklektik Manifest ile ilgili görüş ve eleştirilerini dinlediklerini, Bienal Lefkoşa fikrini sunduklarını anlatarak, katılımcı bir şekilde yürüttükleri bienal sürecinde yeni forumlar düzenlemeyi planladıklarını da söyledi.

Koordinatör İlkem Tunar ise, “Bienal, bir şehri dahil edecek bir proje. Şehirdeki insanlar dahil olsunlar istiyoruz. ‘Bunlar bir şeyler yapıyor, nedir acaba yaptıkları?’ demek yerine dil, herkesin dahil olacağı bir etkinlik olsun istiyoruz… Bienal projesi herkesi etkileyecek bir proje. Bienalde surlariçinde olacağız, yani bu bienal sayesinde surlariçinde bir hareketlilik olacak ve biz bu bienali insanların sahiplenmesini istiyoruz” dedi.

– Bienalin kentin üzerinde etkileri

Duranay da, bienalin sadece büyük ölçekli bir sanat etkinliği olmadığını, kentin ekonomik gelişimi ve uluslararası tanınırlığın artırılması üzerinde önemli etkileri olduğunu vurguladı ve şunları söyledi:

”Bienalin gerçekleştiği dönem, kent ekonomisi ve turizmi için hareketlilik demek. Özellikle kasım ayında sokak tansiyonunun yavaş yavaş düşeceği, insanların kapalı alanlara girmeye başlayacağı bir ay içerisinde bienal ile yeni bir ilgi alanı oluşturacaksınız. Eğer bu süreç başarılı olursa ve 2027’de bienalin ikinci edisyonu hayata geçirebilirsek bu şu anlama gelecek: Her iki yılda bir kasım ayında kentte bienal yapılacak ve insanlar yurt dışından bienal için Lefkoşa’ya gelecek. Bu bir ajanda haline gelecek.”

Bienallerin kent esnafı için de fırsatlar yaratacağını belirten Duranay, yerel üreticilerin bienale özel üretimler yaparak sürece katılmalarını önemsediklerini söyledi ve “Mesela bir yerel kahve firması, sınırlı sayıda bienale özel tasarımla üretilmiş kahve paketleri hazırlayabilir ya da özel fincanlar üretebilir. Biz, bu süreci sadece sanatçılarla değil, kentin tüm bileşenleriyle birlikte yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

– “Sanatla çok fazla teması olmayan kişilere de hitap edecek bir bienal”

Bienalin daha geniş ölçekte bir sanat etkinliği olacağını, sanatla çok fazla mesaisi olmayan insanların da ilgisini çekmek ve onları da bienal sürecine dahil etmek için bazı stratejiler üzerinde çalıştıklarını da anlatan Duranay, ilk ve orta öğrenim ile üniversite öğrencilerini hem izleyici hem de katılımcı olarak bienale katmayı hedeflediklerini; birçok bienalde uygulanan “bienal gönüllülüğü” ile “rehberli tur programı”nı da uygulamayı planladıklarını anlattı.

Kamusal alanlarda bienale özel bazı uygulamalar düşündüklerinden de bahseden Duranay, bienalde hatıralık ve hediyelik olarak bazı ürünler üzerinde çalıştıklarını, bununla bienali insanların gündelik hayatlarına katmayı hedeflediklerini kaydetti. Duranay, “Bienal Lefkoşa’nın, sanatla çok fazla teması olmayan insanların da ilgisini çekeceğini düşünüyoruz” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam