Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü…Hemşire eksikliğinin giderek arttığına ve mesleğe ilginin az olduğuna dikkat çekildi

Published

on

KKTC’de hemşire eksikliğinin giderek arttığına ve hemşirelik mesleğine ilginin az olduğuna dikkat çekildi; burs -istihdam güvencesi gibi teşviklerle mesleğin daha cazip hale getirilebileceği vurgulandı.

Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği ile Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası 12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü dolayısıyla tören düzenledi. Törende yapılan konuşmalarda hemşirelerin sorunlarına işaret edildi; acilen çözülmesi gereken sıkıntılar olduğu ifade edildi.

Lefkoşa Elysium Park’ta yer alan törende, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ana muhalefet CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, Türkiye’den Hep-Sen Sendikası Başkanı Yunus Şimşek,  Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanı İbrahim Özgöçmen, Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği Başkanı Ali Özgöçmen ve 12 Mayıs Hazırlık Ekibi temsilcileri Velican Köleli ile Mürşide Yağmahan birer konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından, poster sergisi açıldı, fotoğraf ve video yarışması sunumları yapıldı ve dereceye giren katılımcılara ödülleri takdim edildi.

Ödül takdiminin ardından Doç. Dr.Gülten Sucu Dağ’ın sunumuyla “Yapay Zeka ve Hemşirelik Uygulamalarında Kullanımı”, Öğr. Gör. Dilek Karaoğlan Gülevi sunumuyla “Kahkaha Yogası” başlıklı eğitimler gerçekleştirildi.

-İncirli: “Hemşireler ilk ve son nefeslerinde insanların yanı başında”

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli konuşmasında, hemşirelik mesleğinin önemini vurgulayarak, hemşirelerin ilk ve son nefeslerinde insanların yanı başında olduklarını kaydetti.

Tüm hemşirelerin 12 Mayıs Hemşireler Günü’nü kutlayan İncirli, “Salona girdiğim zaman çok duygulandım. Çünkü kiminizle acil serviste, kiminizle yoğun bakım servislerinde, kiminizle hastanenin servislerinde birlikte çalıştığım.” dedi.

Hemşirelerin insanlık için çalıştığını ve hak ettikleri saygıyı görmeleri gerektiğini vurgulayan İncirli, “Hemşirelere saygı gösterilmediği zaman aslında insanlığa saygı gösterilmiyor.” Şeklinde konuştu ve hemşirelerin hem sendikal mücadelesini hem de birlik mücadelesini başarılı bulduğunu belirtti.

Hemşirelerin yaşadığı kırgınlığı çok iyi anladığını, geçen ekim ayında Yenidoğan Yoğun Bakım Servisinde yaşananları hiç kimsenin unutmadığını kaydeden İncirli, “Yaşananları hiçbirimiz içimize sindiremedik.” diye konuştu.

Hemşireliğin mazeretlerin kabul edilmediği bir meslek olduğunu dile getiren İncirli, mazeretleri çözen kısmındaki sorumlunun ise devlet olduğunu belirtti.

Kamuda ve özel sektörde çok yoğun sorunlar yaşadığını dile getiren İncirli, bu sorunları sık sık Meclisin gündemine getirdiklerini kaydetti.

İncirli konuşmasının sonunda şu ifadeleri kullandı:

“Hastalarınıza hizmet etmeye, doğru işler yapmaya devam edin. Hiçbir şey hızınızı yavaşlatmasın. Hiçbir şey sizi yolunuzdan alıkoymasın. Siz kendi yolunuzu yürüyün arkadaşlar. Biz her zaman sizlerle birlikteyiz. 

-Şimşek: “Şartlar ne olursa olsun milletimizin sağlığı için mücadele ederiz”

Hep-Sen Başkanı Yunus Şimşek de Türkiye Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren hemşirelerin selamlarını getirdiğini kaydetti.

Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlığı, “bireyin fiziken, ruhen ve sosyal olarak tam bir iyilik hali” olarak tanımladığını kaydeden Şimşek, “İşte bu tam iyilik haline ulaşmak için bizler milletin kıt kanaat imkânlarla okuttuğu, büyüttüğü, hastanelere yerleştirdiği sağlık emekçileriz. Bizler şartlar ve durumlar ne olursa olsun milletimizin sağlığı için mücadele ederiz” dedi.

Etkinliğe katılmaktan onur duyduğunu dile getiren Şimşek, 6 Şubat depreminde Türkiye halkına yardıma koşan Kıbrıslı Türk meslektaşlarına teşekkürlerini sundu.

Hemşirelerin iyi günde değil, afette, savaşta ve deprem gibi felaketlerde her zaman en önde yer aldığına dikkat çeken Şimşek şu ifadeleri kullandı:

“Kuzey Kıbrıs’ta görev yapan meslektaşlarım, yalnız değilsiniz. Sizin yanınızda omuz omuza mücadele edecek, gerekirse Kuzey Kıbrıs’ta gerekirse Türkiye’de 25 bin meslektaşınız var. 300 bin hemşire var. 300 bine yakın hemşirelik öğrencisi var. Hemşireler ölümlere karşı yaşatır, yaraları iyileştirir, dayanışmayı güçlendirir.”

-Ali Özgöçmen: “Hemşireler güçlü bir toplum ve istikrarlı bir ekonominin de temeli”

Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği Başkanı Ali Özgöçmen de, modern hemşireliğin kurucusu olarak bilinen Flores Nightingale’in doğum günü olan ve tüm dünyada hemşireler günü olarak kutlanan bu anlamlı günde bir araya gelmenin gururunu ve sorumluluğunu yaşadıklarını dile getirdi. Özgöçmen, bu yıl Uluslararası Hemşireler Konseyi’nin “Hemşirelere bakmak ekonomileri güçlendirir” temasını kullandıklarını belirtti.

Bu temanın, hemşirelerin yalnızca sağlık sisteminin değil aynı zamanda güçlü bir toplum ve istikrarlı bir ekonominin de temeli olduğunu hatırlattığına dikkat çeken Özgöçmen, “Çünkü sağlıklı ve desteklenen hemşireler olmadan sağlıklı bir toplum mümkün değildir. Hemşireyi korumak, sağlık sistemini, sosyal yapıyı ve toplumsal refahı korumaktır.” ifadelerini kullandı.

-Hemşire eksikliği

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde hemşire eksikliğinin her geçen gün daha da derinleştiğini dile getiren Özgöçmen, “Sağlık sistemimizin yükünü taşıyan bizler, sınırlı sayımızla çok daha fazlasını yapmaya çalışıyor, gece gündüz özveriyle hizmet veriyoruz. Bu eksiklik sadece çalışanların değil, halk sağlığında doğrudan bir sorunudur. Biz hemşireler yalnızca hastalarla değil, topluma da şifa dağıtıyoruz. Ancak unutmamalıyız ki şifa veren ellerin de korumaya, desteklenmeye ve saygı görmeye ihtiyacı var.” dedi.

Hemşire sağlığının sadece bireysel değil, toplumsal ve ekonomik bir gereklilik olduğunu dile getiren Özgöçmen, ihmal edilen hemşirelerin toplum sağlığını sürdüremeyeceğini kaydetti.

Ülkede yıllardır giderek artan hemşire eksikliğiyle mücadele ettiklerini dile getiren Özgöçmen, “Gerek kamu hastanelerinde, gerek özel sağlık kuruluşlarında, gerekse belediyelerde görev yapan az sayıdaki hemşire çok büyük yükleri omuzluyor. Bu artık taşınamaz bir noktaya geldi” dedi.

-“Mesleğe ilgi  giderek azalıyor…Teşvik edici mekanizmalar hızla devreye alınmalı”

Hemşire eksikliğine rağmen KKTC vatandaşlar arasında hemşirelik mesleğine ilginin giderek azaldığına da işaret eden Özgöçmen, “Bu durumun temelinde hem maddi imkanların yetersizliği hem de mesleki değerin yeterince tanınmaması yatmaktadır. Bu noktada gençlerimizin hemşireliği bir kariyer yolu olarak benimsemeleri için burslar, eğitim destekleri, staj garantileri, istihdam güvencesi gibi teşvik edici mekanizmalar hızla devreye alınmalıdır.” şeklinde konuştu.

-“ Kapatılan hemşirelik meslek yüksekokulu lisans düzeyine çekilerek yeniden açılmalı”

“Unutmayalım ki bugünün gençleri, geleceğin hemşireleri, geleceğin toplum sağlığının güvencesidir. Aksi halde toplum sağlığı tehlike altındadır.” diyen Özgöçmen, hükümetin kapatılan ama yasası halen duran ön lisans düzeyindeki hemşirelik meslek yüksekokulunu lisans düzeyine çekerek yeniden programlaması ve yeniden açması gerektiğini vurguladı.

-Özel sektörde maaş sorunu

Özel sektörde görev yapan hemşirelerin asgari ücret düzeyinde maaşlarla çalışmaya zorlanmasının da mesleği cazip olmaktan uzaklaştırdığını dile getiren Özgöçmen, özellikle belediyelerde görev yapan hemşirelerin kadro taleplerinin karşılanması gerektiğini kaydetti.

Pandemi döneminde, yerel yönetimlerin sağlık hizmeti sunmasını öneminin ispatlandığını dile getiren Özgöçmen, devlet hastaneleri ve sağlık ocaklarında da hemşire sayısının yeterli olmadığını söyledi.

Kamusal sağlık hizmetinin selameti için hemşire eksikliğine acil çözümler üreterek istihdam sağlanması gerektiğini vurgulayan Özgöçmen, “Gençler için mesleki teşvik edici programlar hayata geçirilmelidir. Özel sektör çalışanı meslektaşlarımız için mesleki kodlarına göre asgari yatırım basamakları düzenlenmeli ve maaşlar uygun seviyeye çekilmelidir” dedi.

Özgöçmen ayrıca, Birliğin sosyal tesis projesi hakkında bilgi vererek projeyi slayt eşliğinde tanıttı.

-İbrahim Özgöçmen: “Bize verilen hiçbir söz tutulmadı”

Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanı İbrahim Özgöçmen de Sağlık Bakanı’nın Yenidoğan Yoğun Bakım ünitesinde yaşanan olaylardan dolayı meslektaşlarını “katil” ilan ettiğini savunarak bundan dolayı 12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü törenine Sağlık Bakanı’nı davet etmediklerini söyledi.

Sağlık Bakanı ve Başbakan ile ciddi sıkıntıları olduğunu söyleyen Özgöçmen, “Bize verilen hiçbir söz yaklaşık olarak iki buçuk yıldır tutulmamıştır. Başbakanımız bize verdiği hiçbir sözü yerine getirmemiştir.” diye konuştu.

Hemşerilik mesleğine ilk kez bir hükümetin bu kadar aşağılayıcı yaklaştığı iddiasında bulunan İbrahim Özgöçmen, Bakan’ın siyaseti sağlığın içine soktuğunu savundu ve  “Artık bizim canımıza tak etti.” dedi.

-Köleli: “…yaşam biçiminin onurlandırıldığı bir gün”

12 Mayıs Hazırlık Ekibi temsilcisi Velican Köleli de modern hemşireliğin kurucusu olarak kabul edilen Florence Nightingale’ in doğum gününde kutlanan Hemşireler Günü’nün, sadece bir takvim günü değil; sabrın, fedakârlığın, şefkatin ve insan sevgisinin meslek haline dönüştüğü bir yaşam biçiminin onurlandırıldığı bir gün olduğunu kaydetti.

-Yağmahan hemşireleri kutladı

12 Mayıs Hazırlık Ekibi temsilcisi Mürşide Yağmahan ise bu anlamlı gün vesilesiyle, ülkenin dört bir yanında büyük bir özveriyle çalışan tüm hemşireleri kutladı; etkinliğin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.

Konuşmaların ardından, 12 Mayıs Hemşireler Haftası ‘’Biz Kimiz?’’ temalı fotoğraf/video yarışmasında derece girenlere ödülleri verildi.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Lapta Alsancak Çamlıbel Belediyesi’ni ziyaret etti

Published

on

By

Lapta Alsancak Çamlıbel Belediyesi’ni (LAÇ) ziyaret eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, LAÇ Belediye Başkanı Fırat Ataser ile görüştü.

 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ziyarette yaptığı konuşmada, Lapta ve Alsancak Belediyelerinin birleşmesiyle oluşturulan

LAÇ Belediyesi’nin yüzölçümü bakımından en büyük belediye olduğunu belirterek, 22 köye hizmet verdiğini söyledi.

 

Bölgede çok yataklı otellerin yoğunlaştığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, dükkan ve konut yapımının da sürdüğünü ifade etti.

 

Annan Planı’na geçmişte Kıbrıs Türkü’nün “evet” demesi halinde uygulanan ambargoların kaldırılacağı ve açılımların yapılacağı sözünün verildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk tarafında evet çıkmasına rağmen verilen sözlerin tutulmadığına dikkat çekti. 

 

Mülkiyet hakkında yabancıların mal alımı konusunda Orams ve Arestis Davası’nın gündeme geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin girişimleri sonucu bir iç hukuk yolu olarak Taşınmaz Mal Komisyonu’nun hayata geçtiğini söyledi.

 

Bölgede turizm, inşaat ve ticaretin yoğunlaşmasıyla nüfusun arttığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Alsancak ve Lapta arasında çift şerit yolun hizmete girmesiyle trafiğin rahatladığını, 

çift şerit yolun Karşıyaka’ya kadar genişletilmesi için çalışmaların sürdüğünü vurguladı. 

 

Altyapı çalışmalarının tamamlanmasının önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, hükümetin desteği ve belediyenin çalışmalarıyla adımlar atıldığını kaydetti.

 

Belediyelerin birleştirilmesi ve Belediye Yasası’nda yapılan değişikliklerin ardından bütçe konusunda iyileştirmeler yapıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, halktan alınan vergilerin hizmete dönüşmesinin en büyük temennisi olduğunu ifade etti.

 

Cumhurbaşkanı Tatar, yapılan çalışmalardan dolayı LAÇ Belediye Başkanı Fırat Ataser ve belediye meclis üyelerini tebrik ederek, belediye çalışanlarına çalışmalarında başarılar diledi.

 

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren LAÇ Belediye Başkanı Fırat Ataser Alsancak ve Lapta’nın sürekli büyüdüğünü ancak hızlı gelişimden dolayı alt yapı konularında sıkıntılar yaşandığını ifade etti. 

 

Lapta Bölgesinin kanalizasyona bağlanması için belediyenin çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Ataser, Lapta Oteller Bölgesi’nden Karşıyaka’ya kadar yolun yapılması için ise devletin adım attığını kaydetti.

 

Belediyelerin birleştirilmesinin yanında Belediyeler Yasasında yapılan düzenlemelerle belediyelerin güçlendiğini ve daha etkin çalıştığını anlatan Ataser, yapılan değişiklik ve düzenlemelerden dolayı emeği geçenlere teşekkür etti.

 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a ziyarette, Cumhurbaşkanı İletişim ve Basın Danışmanı Muslu Akgüney, Cumhurbaşkanı Özel Danışmanı Gökhan Güler ve Cumhurbaşkanı Siyasi İşler Danışmanı Ramazan Karal eşlik etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis bugünkü çalışmalarını tamamladı.. Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılmamasına genel kurul onayı

Published

on

By

UBP İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılmaması ve hakkındaki kovuşturmayla yargılamanın milletvekilliği sıfatının sona ereceği zamana ertelenmesini tavsiye eden komite raporu Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda oy çokluğuyla kabul edildi. 27 kabul, 20 ret oyu kullanılırken, 3 milletvekili de oylamaya katılmadı.

Meclis Genel Kurulu’nda, onaya ve bilgiye sunuşların ardından UBP İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması istemini incelemek üzere oluşturulan özel komitenin konu hakkındaki raporu görüşüldü. Görüşmenin ardından oylama yapıldı.

Genel kurul daha sonra Siyasal Partiler (Değişiklik) Yasa Önerisi’ni ele aldı. Komite raporunun okunmasının ardından öneri madde madde oylandı ve ikinci görüşme tamamlandı. Siyasal partilerin mali denetimiyle ilgili düzenleme öngören önerinin üçüncü görüşmesi, ivediliği olmadığından bir sonraki birleşime bırakıldı.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, oylamanın ardından bugünkü çalışmalarını tamamladı. Bir sonraki birleşim yarın saat 10.00’da denetim gündemiyle yapılacak.

-Talat

UBP İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılması önerisini incelemek üzere oluşturan rapora ilişkin görüşmede ilk sözü CTP Milletvekili Ongun Talat aldı. Talat, oy çokluğuyla Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılması isteminin reddedilmesinin yeni meclisin ilk görüşmesi olmasının üzücü olduğunu belirtti.

Gizlilik kararı alınmasına rağmen bazı milletvekillerinin kamuoyunda konuyla ilgili açıklamalar yapmasının doğru olmadığını kaydeden Talat, çıkan raporun gerekçelerine değinerek, komitenin yetki sınırlarını aşan ifadelere yer verilmesini eleştirdi. Talat, raporun eleştirdiği ifadelerinden örnekler okudu.

Raporda, polis müdürlüğünü töhmet altında bırakacak ifadeler yer aldığına işaret eden Talat, bazı noktalara da gizlilik kararı getirilerek açıklamasız bırakıldığını kaydetti.

Talat, komitelerin üzerinde çalışılmış bir dosya için “ispat” edilemedi demesinin bile bir yargı olduğunu, komitenin mahkemenin görevini üstlenme yetkisi olamayacağını vurguladı.

“Başsavcılığın isteminin siyasi gerekçelere dayandığı”na ilişkin raporda yer alan ifadenin açıklanması gerektiğini dile getiren Talat, son derece zorlama bir raporla ‘ispat edilememiş’ denerek komite herhangi bir suçu ispat etmekle yükümlüymüş yanılgısı yaratıldığını söyledi.

Talat, kendilerinin CTP milletvekilleri olarak komiteyle ilgili vicdanlarının rahat olduğunu ancak meclisin de topluma doğru mesajlar vermesi gerektiğini belirtti.

Ongun Talat, dokunulmazlık kaldırılarak, konunun ilerletilmesi gerektiğini söyledi.

-Solyalı

CTP Milletvekili Ürün Solyalı ise, bu konunun isme değil ilkelere dayalı ele alınması gerektiğini kaydederek, UBP’nin bir grup kararı alarak, “Bu konuya siyasi bir duvar ördüğünü” savundu.

Bu kararın UBP tarafından verildiğini ve komite üyelerinin kılıf hazırladığını iddia eden Solyalı, “O kararın altında UBP’nin tamamının imzası vardır” dedi.

Daha önce Aytaç Çaluda ve Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılmaması üzerine dosyaların yollandığı Anayasa Mahkemesi’nin değerlendirmelerine atıfta bulunan Solyalı, komitenin ciddi bir “istad” olup olmadığına karar verecek yetkisi olduğu sonucuna varıldığını söyledi.

Solyalı, Yeşilırmak’ın o diplomayı alarak, kullandığının somut olduğunu, bu nedenle suç unsuru olup olmadığına mahkemenin karar vermesi gerektiğine dikkat çekti.

Komitenin suçludur deme hakkına sahip olmadığını, kendilerinin de CTP üyeleri olarak bir suçlamada bulunmadıklarını ancak araştırılabilir gördükleri bir konuyla ilgili araştırma yapılmasını istediklerine işaret eden Solyalı, “Komite dokunulmazlığın kaldırılması kararı alsaydı, Yeşilırmak’ın sadece her vatandaş gibi yargılanmasının önü açılmış olacaktı. Başka herhangi bir konuda da işlem yapılmayacaktı” dedi.

-Arıklı

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, ilk kez mecliste bir dokunulmazlık reddedilmiş gibi bir izlenim yaratıldığı eleştirisinde bulunarak, dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin bugüne kadar 19 kez oylama yapıldığını ve sadece 4’ünün kabul edildiğini hatırlattı. Arıklı, savcılıktan her gelen ithamnamenin doğru olmadığını belirtti.

Geçmişte dokunulmazlığı oylanan UBP Milletvekili Aytaç Çaluda’nın itibar suikastine uğradığını savunan Arıklı, Çaluda’nın dokunulmazlık süreciyle ilgili bilgi verdi.

Yeşilırmak’ın diploma alması konusunda zaman aşımı olmadığından ilgili davanın milletvekilliği sona erdiği zaman görülebileceğini belirten Arıklı, insanların itibarını zedelemenin bu kadar kolay olmaması gerektiğini söyledi.

-Özuslu

CTP Milletvekili Sami Özuslu, dokunulmazlığı kalksın talebinde bulunulan 19 kişinin 11’inin hükümetten olduğunu ve birlikte oylandığını hatırlatarak, diğer oylamaların sebepleri ve sonuçlarıyla ilgili de bilgi verdi.

Kamu vicdanı diye bir şey olduğunu ve “istediğiniz kadar yasaları eğip bükün, ayrıcalıklıdır” algısının değişmeyeceğini savunan Özuslu, Yeşilırmak’ın “benim korkacak bir şeyim yok” dediğini hatırlatarak “Bırakın yargılansın” dedi. Özuslu, Yeşilırmak’a da “Çık ve partinle kamuoyunu rahatlat” çağrısı yaptı.

-Şahali

CTP Milletvekili Erkut Şahali, konu yükseköğrenimin tamamına gölge düşüren bir konu olması nedeniyle çok geniş bir kitlenin zan altında kaldığını söyledi.

Siyasetin itibar erozyonuna son verilmesini isteyen Şahali, “demir tavında dövülür” diyerek Yeşilırmak’ın milletvekilliğinden sonra yargılanmasının bir anlam ifade etmeyeceğini, konunun bugün çözülmesi gerektiğini söyledi.

Sözkonusu üniversiteyle alakalı yaşananlarda bir dizi hükümete yakın kişinin yargılandığını hatırlatan Şahali, Yeşilırmak’ın yargılanmayarak hem şüpheleri üzerine çektiğini, hem de yargılanıp aklanma hakkından vazgeçtiğini dile getirdi.

Şahali, yükseköğrenim alanında kaybedilen itibarın ekonomik olarak hızlı bir kan kaybına sebep olduğunu belirterek, “Ben tüm milletvekillerinin kendisini ak ve pak tutmak zorunda olduğuna inananlardanım. Ülkenin yargısına güvenmesi gerekenlerin kendini göstereceği yer burasıdır” dedi.

Konunun şu anda herkese zarar verir noktaya geldiğini belirten Şahali, konunun siyasete doğrudan etki etmiş bir konuma geldiğini hatırlattı.

-Hasipoğlu

Son sözü alan UBP İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılması istemini değerlendiren özel komitenin başkanı UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu ise, Yeşilırmak’ın dokunulmazlığıyla ilgili komitede 4 toplantı yapıldığını ve taraflar dinlenerek rapor sunduklarını belirtti. Hasipoğlu, dosyanın polis ve komite üyeleri haricinde kimse tarafından incelenmediğini vurguladı.

Meclisin yargılamaya engel olamayacağını, alınan kararın sadece ertelenmeye sebep olacak bir adım olduğunu ifade eden Hasipoğlu, bu konuyla ilgili yargılanan kimsenin olmadığını da söyledi.

Hasipoğlu, Yeşilırmak’ın hangi beyanıyla suç işlediğini tespit edemediklerini ve komiteye gelen kimsenin de bu soruya yanıt veremediğini belirtti.

Yeşilırmak’ın muafiyet ve intibak işlemlerinin yetkili kişilerce yapıldığını ve karar verenin üniversite olduğunu anlatan Hasipoğlu, “Emrah bey bu diplomayı alsın diye suç işlediğine ilişkin emare de yok, belge de yok. Bu yüzünden bizim vicdanımız rahat” dedi.

Hasipoğlu, kendilerinin yargılama olmasın değil de, her ne yapılacaksa ertelensin bakış açısına sahip olduklarını söyledi.

Savcılık görüşünün Allah kelamı olmadığını ancak görüşü kaldırmadıklarını, yerinde durduğunu kaydeden Hasipoğlu, öyle bir yetkileri de olmadığını belirterek aldıkları kararın sadece ertelenmesi yönünde olduğunu belirtti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili komitenin raporu ele alındı

Published

on

By

UBP İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili oluşturulan komitenin raporu Meclis’te görüşüldü.

İlk sözü alan Komite üyesi CTP milletvekili Ongun Talat, konunun sadece bir milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmaması değil, meclisin itibarını da ilgilendirdiğini belirterek, halka milletvekilinin ayrıcalıklı olduğu mesajını verdiğini söyledi.

Komite üyesi CTP milletvekili Ürün Solyalı da bu meselenin isime değil ilkelere dayalı olarak ele alınması gerektiğini vurguladı.

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı ise bugüne kadar 19 tane yasama dokunulmazlığının kaldırılması talebi geldiğini; bunlardan 4’ünün onay gördüğünü belirterek, savcılıktan her gelen ithamnamenin yüzde 100 doğru olarak kabul edilemeyeceğini söyledi.
Arıklı, “zaman aşımı olmadığına göre yarın yargılansa ne olur? Bişey mi kaybederiz. Biz ilkeli duruşumuza devam ediyoruz ve hayır diyoruz” dedi.

UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu komitenin çalışmalarını tamamladığını ifade ederek, komitede 4 toplantı gerçekleştirdiklerini, YÖDAK ve Savcılık makamını dinlediklerini , dosyayı incelediklerini belirterek, raporu Meclise sunduklarını belirtti.

Emrah Yeşilırmak’ın sosyal medyada linç edildiğini ifade eden Hasipoğlu talebin savcılık makamından geldiği için, yasama, yargının işine karışıyor gibi bir algı oluştuğunu ancak bunun doğru olmadığını ifade etti.

Hiçbir şeyi hasır altı etme niyetlerinin olmadığını belirten Hasipoğlu , “Yargının yetki alanına girmedik, böyle bir niyetimiz yok. Meclis iç tüzüğüne göre davranıyoruz. Önümüzdeki dönem YÖDAK’ın inceleme yapmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam