Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

158’i yerel 172 pozitif vakaya rastlandı

Published

on

Son 24 saatte yapılan test sayısı 16.385 olup, 158’i yerel 172 pozitif vakaya rastlanmış, 102 kişi taburcu edilmiştir.

2 kişi yurt dışından hava yolu ile ülkemize gelmiştir. 12 kişi daha önce tespit edilen vakaların temaslılarıdır ve bu süre içinde gözetim altında bulunmaktadırlar. 158 kişi ise yerel vakadır.

52 kişi Lefkoşa, 63 kişi Girne, 27 kişi Gazimağusa, 7 kişi İskele, 5 kişi Güzelyurt, 4 kişi Lefke Bölgesi’ndendir.

Vakaların bölgelere göre dağılımı

Lefkoşa

Lefkoşa Merkez-16/ Alayköy-2/ Gönyeli-5/ K.Kaymaklı-3/ Akıncılar-2/ Taşkınköy-1/ Hamitköy-4 / Surlariçi-2/ Haspolat-1/ Kumsal-1/ Göçmenköy-5/ Köşklüçiftlik-2/ Ortaköy-3/ Metehan-4/ Yenikent-1

Girne

Girne Merkez-27/ Dikmen-1/ Zeytinlik-1/ Alsancak-14 / Esentepe-1/ Karakum-3/ Beylerbeyi-1/ Karaoğlanoğlu-1/ Aşağı Girne-2/ Yukarı Girne-1/ Ozanköy-2/ Kaşgar-1/ Doğanköy-1/ Çatalköy-1/ Lapta-6

Gazimağusa

Gazimağusa Merkez-15/ Maraş-2/ Aslanköy-1/ Tirmen-2/ Yeniboğaziçi-2/ Serdarlı-1/ Çanakkale-2/  Baykal-1/ Akdoğan-1

İskele

İskele Merkez-4/ Bahçeli Köyü-1/ Yenierenköy-2

Güzelyurt

Güzelyurt Merkez-3 / Aydınköy-1/ Bostancı-1

Lefke

Lefke Merkez-3/ Bağlıköy-1

14 Ağustos 2021 Covid-19 genel durumu şöyle;

Bugün Yapılan Test Sayısı: 16.385

Bugün Saptanan Pozitif Vaka Sayısı: 172

Ülke dışından gelen Vaka Sayısı : 2

Karantinada Pozitifleşen Temaslı Vaka Sayısı: 12

Yerel Vaka Sayısı: 158

İyileşip Bugün Taburcu Edilen Hasta Sayısı: 102

Bugün Kaybedilen Hasta:

Yapılan Toplam Test Sayısı: 2.175.031

Toplam Vaka Sayısı: 13.489

İyileşip Toplam Taburcu Edilen Vaka Sayısı: 11.532

Tedavisi Devam Eden Vaka Sayısı: 1915

Pandemi Merkezindeki Hasta Sayısı: 60

Pandemi Otellerinde Takip Edilen Vaka Sayısı: 1725

Tetkikleri Devam Eden Vaka Sayısı: 117

Toplam Kaybedilen Hasta Sayısı: 42

Yoğun Bakımda Yatan Hasta Sayısı: 13

Ülke Genelinde Bugün Yapılan Aşı Miktarı : 803

Güvende Kal uygulamasına bağlı güncel rakamlar

Son 24 Saat İçerisinde Takılan Bileklik Sayısı: 221
Son 24 Saat İçerisinde Takibi Sonlandırılan Bileklik Sayısı: 247

Güvende Kal Genel tablo

Takip Edilen Toplam Bileklik Sayısı: 2772

Takibi Sonlandırılan Toplam Bileklik Sayısı: 35.698

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

AA Analiz. Işıksal: New York Toplantısı, Rum tarafının tutumu nedeniyle kayda değer ilerleme kaydedilmeden sona erdi

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanı Hüseyin Işıksal, 16-17 Temmuz’da Kıbrıs konusunda New York’ta gerçekleşen gayriresmi toplantıda görüşülen konuları ve alınan kararları AA Analiz için kaleme aldı.

Işıksal’ın AA Analiz için kaleme aldığı makalede şu görüşlere yer verildi:

“Genişletilmiş Gayriresmi Cenevre toplantısının devamı niteliğindeki New York Toplantısı, 16-17 Temmuz tarihlerinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Hristodulidis, Yunan Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetritis ve daha alt seviyede katılım gösteren Birleşik Krallık Avrupa ve Kuzey Amerika’dan sorumlu Devlet Bakanı Leo Doherty’nin katılımıyla gerçekleşti.

Toplantı, 16 Temmuz akşamı Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in liderlere BM Genel Merkezi’nde verdiği akşam yemeği ile başladı. Görüşmelerin esasını oluşturan 17 Temmuz Perşembe günü ise ilk olarak tüm heyetler BM Genel Merkezinde Guterres ile ile ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Daha sonra, yaklaşık 2,5 saat süren, liderlerin konuşmalarını yaptığı ve belirli konularda görüş alışverişinde bulundukları gayriresmi Genel Kurul (plenary session) yapıldı. Sonrasında, liderler çalışma yemeğinde görüşmelerini sürdürdü ve heyetlerin yeniden bir araya gelerek uzlaşmaya çalıştıkları sonuç toplantısıyla (plenary second session) görüşmeler sona erdi.

-Uzlaşı imkansız değil

Son zamanlarda Rum tarafının Avrupa Adalet Divanı kararlarını ve temel insan hak ve özgürlüklerini ihlal ederek mülkiyetle ilgili yaratmaya çalıştığı korku siyasetinin gölgesinde gerçekleşen toplantıda, Kıbrıs Türk Tarafı yapıcı bir tutumla iki halkın gündelik sorunlarına pratik çözümler bulma inisiyatifini ortaya koydu. Cumhurbaşkanı Tatar’ın konuşmasında da belirttiği gibi, KKTC bu toplantıyı adada yaşayan her iki halk için ‘birlikte çalışmak, birlikte üretmek ve birlikte ilerlemek’ için bir fırsat olarak değerlendirdi.

Cenevre’de uzlaşma sağlanan altı konu başlığından üçü New York’taki görüşmeler öncesi kısmen tamamlanmıştı. İlk olarak cinsiyet eşitliği gözetilerek, eşit katılımla 32 üyeden oluşan ‘Gençlik Teknik Komitesi’ kuruldu ve komite ilk toplantısını gerçekleştirdi. Benzer şekilde, ‘Çevre Teknik Komitesi,’ iklim değişikliğinin olası olumsuz etkileri üzerinde ortak yapılabilecek eylemlere ilişkin çalışmalarına başladı. ‘Kültürel Miras Teknik Komitesi’ de her iki taraftan 15 mezarlığın restorasyonu konusunda anlaşmaya vardı. New York’ta, ‘mayınsız ada’ vizyonunu savunmaya devam eden KKTC heyetinin ısrarlı duruşu karşısında Rum tarafı bazı teknik detayların tamamlanmasıyla birlikte uzlaşı sağlanabileceğinin sinyalini verdi.

Uzlaşma sağlanamayarak New York’a getirilen konular arasında en önemlisi hiç kuşkusuz sınır kapıları konusuydu. KKTC heyeti, Lefkoşa’daki Metehan kapısındaki trafik yoğunluğunu Haspolat ve Akıncılar da açılacak yeni sınır kapılarıyla hafifletme önerisini bir kez daha ortaya koydu. Buna karşılık Rum tarafının sınır kapısı felsefesine aykırı olarak güneyden güneye transit koridor olan ve aynı zamanda ara bölgede hakimiyet kurma ve toprak kazanama amacı taşıyan Gaziler-Kiracıköy ve Erenköy önerileri ilerleme sağlanmasını engelledi.

KKTC heyeti uzlaşma sağlanması adına Akıncılar ve Haspolat kapısının açılması karşılığında Rum tarafının çok ısrar ettiği Kiracıköy kapısının koridor değil sınır kapısı olarak açılmasına dair esneklik gösterdi ve ara bölge yerine KKTC’den geçilerek tekrar Rum tarafına bağlanacak sınırı kapısı önerisine onay verdi. Böylelikle Kiracıköy ve çevresinde kalan Rumlar için Güney Lefkoşa yolu oldukça kısılacak ve bundan büyük avantaj elde edeceklerdi. Ne yazık ki Hristodulidis ‘kendi halkının’ bu yolun KKTC’den geçeceği bölümlerde ‘güvende hissetmeyeceğini’ iddia ederek üç kapının birden açılmasını engellemiş oldu.

İkinci olarak, ara bölgede güneş enerjisi santrali kurulması girişimi, KKTC heyetinin haklı olarak elektriğin her iki tarafa ayrı ayrı bağlanması talebine karşılık, Kıbrıs Rum tarafının kendini adanın tek egemen gücü görme saplantısı ve dolayısıyla elektriğin direkt olarak kendilerine bağlanması ısrarı nedeniyle sonuçsuz kaldı.

-Propaganda ve realite

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre’de sunduğu mevcut önerilere ek olarak, mikroplastik kirliliğiyle mücadele, küresel ısınmanın olumsuz etkileri için hava kalitesinin izlenmesi, Kıbrıs Adası’nın depreme hazırlık amacıyla sismik haritalanması, kültürel mirasın restore çalışmaları ve kayıp kişilerin bulunması için iki liderin bağış toplaması, adanın tatlı su kaynaklarının ortak yönetimi ve KKTC’ye gelen uyuşturucuların çoğunun Güney’den geldiği gerçeğinden yola çıkarak uyuşturucu kaçakçılığıyla ortak mücadele önerilerini sundu. Bu önerilerden çoğunun ‘kendi egemenlik meselesi’ olduğunu iddia eden Rum tarafı sadece ilk ikisini kabul ederken, karşılığında da KKTC heyeti, Rum liderliğinin sunduğu öneriler arasından sivil toplumun katılımı ile bir danışma kurulunun kurulması ve kültürel eserlerin paylaşımını kabul etti.

Sonuç olarak, Genişletilmiş Gayriresmi New York Toplantısı, Rum tarafının bilindik tutumu nedeniyle herhangi bir kayda değer ilerleme kaydedilmeden sona erdi. Rum liderliğinin amacı diyalog yaparmış gibi görünüp kendi propagandasını yaymak iken, Kıbrıs Türk Tarafı başta yeni sınır kapıları olmak üzere iki halkın gündelik yaşamlarına dokunacak ‘icraatları’ kovaladı. Böylelikle Tatar, samimi ve yapıcı bir tutumla bu toplantının verimli geçmesi için gereken çabayı göstererek, bugünü geleceğe bağlayacak ve iki halk arasındaki güven eksikliğini iş birliği kültürünü geliştirerek çözümleyecek önerilerini bir kez daha sözde değil, pratikte de ortaya koydu.

Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı Tatar, bu çağa ait olmayan hukuksuz ve insanlık dışı izolasyonun artık son bulması gerektiğini bir kez daha Genel Sekreter nezdinde kayıtlara geçirerek önemli bir kazanım elde etti. Bu noktada, doğrudan uçuş, doğrudan ticaret, doğrudan temas, uluslararası spor ve kültürel etkinliklere katılmanın siyasi bir mesele değil, temel insan hakları ile ilgili konular olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Üçüncü olarak, Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını her fırsatta savunan Tatar’ın tüm KKTC vatandaşlarının hiçbir engel olmadan Güney Kıbrıs’a geçebilmesi talebini ve mülkiyet konusunda Rum tarafının hukuksuz ve saldırgan tutumunu gündeme getirerek ve kayıtlara geçirterek önemli bir siyasi hamle yapmıştır.

Ancak hiç kuşkusuz KKTC’nin bu toplantıdaki en büyük kazanımı bir kez daha bu kadar önemli bir platformda temsil edilerek görünürlüğünü artırmış olması ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da konuşmasında belirttiği üzere Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin iki devletli çözüme verdiği tam desteğin ilgili diğer taraflara ilk ağızdan açık bir şekilde bir kez daha iletilmesidir.

-Türkiye-AB ilişkileri Kıbrıs üzerinden şekillenmez

Rum tarafından bakıldığında ise ‘üç cenazeden’ bahsetmek yanlış olmaz. Öncelikle, aynı mart ayındaki gayriresmi Cenevre toplantısında olduğu gibi, bu görüşmeyi sözde ‘özlü müzakerelerin başlamasına’ yönelik bir adım gösterme yanıltması bir kez daha başarısızlığa uğradı ve Rum liderliği hem kendi halkı hem de dünya kamuoyu nezdinde güvenirliğini bir kez daha yitirdi. Görüşme, önceden belirlendiği üzere, sadece sınırlı işbirliği konularıyla sınırlı kalırken, başka hiçbir gündem maddesi olmadı. İkinci olarak, Avrupa Birliği’nin (AB) ve tek yanlı atanmış sözde temsilci Hahn’ın toplantıya davet edilmemesi Rum propaganda makinesi için ağır bir yenilgi oldu. Türk taraflarının defalarca ifade ettiği gibi AB’nin Kıbrıs meselesinde herhangi bir sürece dahil olma olasılığı yoktur. Üçüncü olarak, Türkiye-AB ilişkilerindeki ilerlemenin Rum tarafına taviz vermekten geçtiğini sanan ve buna inanmaya devam etmeyi tercih eden Rum liderliği, iki meselenin birbirinden tamamıyla ayrışmış olduğunu bir kez daha öğrendi.

Özetlemek gerekirse, 61. yılını dolduran Kıbrıs meselesinde, Kıbrıs Türk tarafı 2004 Birleşmiş Milletler Annan Planı da dahil olmak üzere tüm müzakere süreçlerinde iyi niyet ve yapıcı bir duruş sergilemesine rağmen hiçbir sonuca varılamadı. New York toplantısının da en son örnek olarak ispatladığı üzere bunun temel nedeni, uluslararası camia tarafından Rum liderliğine yıllardır otoritesini, egemenliğini ve gücünü aşarak verilen sanal statüdür. Kıbrıs’taki statükonun gardiyanı olan bu sorun düzeltilmediği sürece adada adil ve sürdürülebilir bir çözüm ve iki halkın da faydasına olacak gerçek işbirliği projelerinin gerçekleşmesi pek olası görünmüyor.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Gümrük Çalışanları Sendikası, Girne Turizm Limanı’nda iki saatlik uyarı grevi yaptı

Published

on

By

Gümrük Çalışanları Sendikası, Girne Turizm Limanı’nda bugün iki saatlik uyarı grevi yaptı.  Yolcu salonlarındaki klimaların 2 aydır arızalı olmasından kaynaklanan sorunlar nedeniyle yapılan grev, 10.00-12.00 saatleri gerçekleştirildi.

Güc-Sen Başkanı Ediz Kanatlı, yaklaşık iki aydır devam eden sorun nedeniyle hem çalışanların hem de yolcuların ciddi sıkıntılar yaşadığını belirtti.

Kanatlı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve ilgili taraflara, sorunu iletmelerine rağmen, konuya hassasiyet gösterilmediğini belirtti.

Günlük ortalama 1000 yolcunun işlem gördüğü, Gümrük ve Rüsumat Dairesi personeli, Polis ve Muhaceret memurlarının görev yaptığı salonların, yaz aylarında hava sıcaklıklarının da artmasıyla kullanılamaz hale geldiğini ifade eden Kanatlı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı ve hükümetten sorunu bir an önce çözmelerini talep ettiklerini kaydetti.

Mevcut durumun, Girne Turizm Limanı’na yakışmadığını, sağlıksız ve insani olmayan şartların hem yolcular hem de çalışanları ciddi şekilde etkilediğini dile getiren Kanatlı, bugünkü uyarı grevinin ardından, sorunlara gerekli hassasiyetin gösterilmemesi halinde eylemlerinin artarak devam edeceği uyarısında bulundu.

 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis Başkanı Öztürkler: Erdoğan, KKTC’de yeni dönemin altını çizdi

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC ziyaretinde verdiği mesajların iyi okunması gerektiğini ifade ederek, “egemen eşitlik, iki devletli çözüm ve eşit uluslararası statü” başlıklarının Türkiye tarafından kararlılıkla desteklendiğini kaydetti.

Meclis’ten yapılan açıklamaya göre, Öztürkler, Ada Tv’de  “Günaydın Ada” programında, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı çerçevesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gelen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve üst düzey heyetlerin ziyaretlerine dikkat çekti.

Öztürkler, bu ziyaretlerin Kıbrıs Türk halkına verilen önemin ve desteğin açık göstergesi olduğunu vurguladı.

Bu özel günlerde verilen mesajların tarihe not düşülmesi gereken ifadeler içerdiğine dikkat çeken Öztürkler, özellikle Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurguladığı birlik ve beraberlik temasının Kıbrıs Türk halkı için çok değerli olduğunu ve her zaman Anavatan Türkiye’yi yanlarında gördüğünü söyledi.

Türkiye’nin en üst düzey askeri ve siyasi kadrolarının 19 Temmuz’da KKTC’ye gelmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 Temmuz’da katılımıyla kutlamalara dahil olmasının önemli bir anlam taşıdığını belirten Öztürkler, verilen mesajların iyi okunması gerektiğini söyledi.

Öztürkler, egemen eşitlik, iki devletli çözüm ve eşit uluslararası statü başlıklarının Türkiye tarafından kararlılıkla desteklendiğini, KKTC’nin de bu yeni siyasete tam uyum içinde hareket ettiğini dile getirdi.

Öztürkler, Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının yalnız olmadığını defalarca vurguladığını belirterek, bu söylemin halk için büyük bir güven kaynağı olduğunu ifade etti. Erdoğan’ın yaptığı konuşmalarda bu birlikteliği sıkça dile getirdiğini aktaran Öztürkler, bu tutumun Kıbrıs Türk halkının geçmişte olduğu gibi gelecekte de yalnız yürümeyeceğinin en net göstergesi olduğunu belirtti.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC’den ayrıldıktan sonra da aynı mesajları verdiğine dikkat çeken Öztürkler, Kıbrıs Türk halkının bu yolu yalnız yürümeyeceğini kaydetti.

Konuşmasında Türkiye ile KKTC arasında imzalanan mali ve iktisadi protokollere de değinen Öztürkler, aktarılan ciddi kaynaklarla birlikte yatırımların hız kesmeden devam ettiğini söyledi.

“Asrın projesi” olarak nitelendirilen su temin projesi, modern havaalanı, Cumhurbaşkanlığı ve Meclis yerleşkeleri gibi büyük projelerin tamamlanmasının, devletin kurumsal yapısını güçlendirdiğini vurgulayan Öztürkler, sağlık alanındaki yatırımların da sürdüğünü belirtti.

Meclis Başkanı Öztürkler, Lefkoşa’da yapılacak yeni devlet hastanesinin temelinin atıldığını, Girne ve Güzelyurt’taki hastane projelerinin tamamlanma aşamasına geldiğini aktardı. Öztürkler, ayrıca Pamuklu ve farklı bölgelerdeki sağlık merkezleri ile birlikte dijital dönüşüm hedefi kapsamında fiber optik altyapının güçlendirilmesine yönelik protokollerin de geçtiğimiz hafta imzalandığını hatırlattı.

Öztürkler, tüm bu gelişmelerin Kıbrıs Türk halkının geleceğe güvenle bakabilmesi açısından hayati öneme sahip olduğunu belirterek, halkı umutsuzluğa sürüklemek isteyen söylemlere karşı birlik içinde olunması gerektiğini sözlerine ekledi.

Devamını Oku

Trending

Reklam