Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

16 Ekim Dünya Gıda Günü… Gıda Mühendisleri Odası : “Su konusunda tehlike çanları çalıyor”

Published

on

Gıda Mühendisleri Odası yaşamın her alanında en çok ihtiyaç duyduğumuz suyun, kirliliğin, ekosistemin bozulmasının, iklim değişikliğinin etkilerinden zarar gördüğünü vurguladı ve su konusunda tehlike çanlarının çaldığına dikkat çekti.

Atıkların doğaya salınmaması veya sulardaki kirliliği önleme konusunda yasal düzenlemeler yapmanın; atık ve gübreleri değerlendirerek su kaynaklarını koruyacak yatırımları kamu eliyle ve bir an evvel hayata geçirmenin vazgeçilmez adımlar olduğuna işaret eden Oda, ”Ayrıca halkın ve özellikle çocukların suyun verimli kullanılarak israfın en aza indirilmesini sağlayacak şekilde eğitilmesi olmazsa olmazlar arasındadır” dedi.

Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Beste Oymen, 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle mesaj yayımladı.

Bu yılki Dünya Gıda Günü temasının “ Su Hayattır, Su Gıdadır ve Kimseyi Geride Bırakmayın” olarak belirlendiğini kaydeden Oymen, temanın, hükümetleri, özel sektörü, sivil toplumu ve üniversiteleri daha az suyla daha fazla gıda ve tarım ürünlerini üretmenin yollarını araştırmaya, aynı zamanda toprak ve su sistemlerini restore etmeye, suya eşit erişimi sağlamayı ve kimseyi geride bırakmamaya çağrışım yaptığını ifade etti.

Suyun önemine işaret eden Oymen, hızlı nüfus artışı, iklim değişikliği ve kuraklık, sera gazlarındaki artış, tarımda bilinçsiz su kullanımı, gıda israfı, çarpık kentleşme, kuralsız veya kontrolsüz sanayileşme nedeniyle son yıllarda kişi başına düşen tatlı su kaynağının yüzde 20 azaldığını belirtti. Su kaynaklarının azalmasına ilaveten tarımda pestisitlerin bilinçsiz kullanımı, atık suların bilinçsizce su kaynaklarına aktarılması, doğal ya da kimyasal olsun yanlış gübre kullanımı, çevre koruma gerekliliklerine uymayan işletmelerin su kaynaklarının kirlenmesine ve kalitesinin bozulmasına neden olduğunu vurgulayan Oymen şunları ifade etti:
“Bugün, 2,4 milyar insan su sıkıntısı çeken ülkelerde yaşamaktadır. Özellikle kadınlar, göçmenler ve mülteciler başta olmak üzere günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çeken küçük çiftçiler en çok etkilenenlerdir. Yaşamın her alanında en çok ihtiyaç duyduğumuz su, kirliliğin, ekosistemin bozulmasının, iklim değişikliğinin etkilerinden zarar görmektedir. Maalesef su konusunda tehlike çanları çalmaktadır”.

Güvenli suyun, gıda güvencesinin ve gıda güvenliğinin olmazsa olmaz koşullarının en önemlisi olduğuna işaret eden Oyman, “Yeterli ve güvenli suyun olmadığı koşullarda tarımsal üretimin yeterliliğinden, gıda güvenliğinden ve gıda güvencesinden söz edilemez” dedi.

-“Suyu korumak herkesin sorumluluğudur; su güvencesini sağlamak ise devletlerin görevidir”

Suyu korumanın herkesin sorumluluğu olduğunu, su güvencesini sağlamanın ise devletlerin görevi olduğunu kaydeden Oymen, “Doğru su politikaları ile insanların adil biçimde güvenli suya ulaşması sağlanmalıdır. Dolayısıyla su ile ilgili yapılması gerekenler ve çözüm bekleyen sorunlar masaya yatırılarak, gelecek nesillere temiz bir miras olarak bırakmamız gereken su kaynaklarımızı, konu hakkında karar alıcıların gündemine getirip, temiz ve yaşanabilir bir dünya için adım atılmasına katkı sağlamak gerekmektedir. Atıkların doğaya salınmaması veya sulardaki kirliliği önleme konusunda yapılacak olan yasal düzenlemeler, atık ve gübreleri değerlendirerek su kaynaklarını koruyacak yatırımları kamu eliyle ve bir an evvel yapmak önemli ve vazgeçilmez bir adımdır. Ayrıca halkın ve özellikle çocukların suyun verimli kullanılarak israfın en aza indirilmesini sağlayacak şekilde eğitilmesi olmazsa olmazlar arasındadır” ifadelerine yer verdi.

Su yönetimi multidisipliner bir konu olduğunu ve gerekli bilgi paylaşımını sağlayacak yaklaşımın geliştirilmesi gerektiğini belirten Oymen, “Kısa, orta ve uzun vadeli iklim değişikliği senaryoları yapılarak gereken adımlar şimdiden atılmalıdır. Yarın çok geç olabilir. Su yaşamın kaynağıdır. Suyu korumak ve temiz tutmak gelecek nesillere yaşanılabilir bir dünya bırakmak hepimizin ortak sorumluluğudur” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Koop-Sen yarın Koop-Süt ile Zirai Levazım ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor

Published

on

By

Kooperatif Görevlileri Sendikası (Koop-Sen) yarın, Koop-Süt, Zirai Levazım Kooperatifi ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor.

Koop-Sen’den verilen bilgiye göre, çalışanların maaşlarının ödenmediği gerekçesiyle yapılacak süresiz genel greve ek olarak yarın 09.30’da Kooperatif Merkez Bankası Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapılacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürünü ve beraberindeki heyeti kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik ve beraberindeki heyeti kabul ederek, görüştü.

Kabulde yaptığı konuşmada duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, öğretmenlerin, Londra’daki çocukların Türkçe öğrenmesi için yaptığı özverili çalışmaları ve ailelerin ülkelerine bağlılıklarının takdir edildiğini ifade etti.

Dünyanın birçok yerinde ve özellikle Londra’da Kıbrıs Türkleri’nin yaşadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, buradaki insanların çocuklarını kendi okullarına götürmesinin ve Kıbrıs Türk Dernekleri’nin faaliyetlerine katılmalarını sağlamasının, kültür ve geleneklerin bir sonraki nesillere aktarıldığı için kendisi mutlu ettiğini dile getirdi.

Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik de konuşmasında, okulun faaliyetleri hakkında bilgi vererek, verilen destekten dolayı teşekkürlerini sundu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi

Published

on

By

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, geçici öğretmen alımının önü açılması için, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavların bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokulduğunu savundu.

HP’den yapılan açıklamaya göre Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi.

Özersay, Meclis’teki muhalefet ile hükümetin, seçim yasaklarının 60 günden 45 güne indirilmemesi konusunda uzlaştığını belirterek, “Bu iyi bir gelişme çünkü hükümet 60 gün boyunca atama ve benzeri işlemleri yapamayacak” dedi. Özersay, ancak bu durumda okullara alınması gereken yeni öğretmenlerin seçim yasaklarına takılacağını söyledi.

“Belki İlkokullardaki öğretmen atamaları yetişecek ama ortaokul ve liselere alınacak yeni öğretmenler seçim yasaklarına takılacağı için atamaları Kasım ayına kalacak. Tabi hükümet de seçim süreci devam ederken geçici öğretmen alma şansına sahip olacak ve bunu da siyasi bir yatırım olarak kullanacak.” diyen Özersay, eğitim, sağlık ve bazı elzem konularda sınavları önceden ilan edilmiş olan KHK sınavlarının yapılması ve atamalarının da bekletilmemesi konusunda Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nda gerekli değişikliğin yapılabileceğini kaydetti.

“Kırsal kesim arsası dağıtımı gibi seçim yatırımı işlemlerini seçim yasaklarına dahil ediyoruz da ne oluyor?” diye soran Özersay, bu arazilerin seçim yasakları yürürlüğe girmeden dağıtıldığı veya “hak sahipliği belgesi” verilerek umut tacirliği ile seçime yatırım yapıldığını ileri sürdü.

Özersay, “Özetle kırsal kesim arsası ya da hak sahipliği belgesi dağıtımı seçim yasağı tarihi gelmeden ‘halledilirken’, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavlar biraz da bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokuluyor ki geçici öğretmen alımının önü açılsın ve bir başka şekilde seçim yatırımı yapılabilsin. ” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam