Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 107’nci yıl dönümü nedeniyle Tekke Bahçesi Şehitliği’nde tören düzenlendi

Published

on

 

18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 107’nci yıl dönümü nedeniyle Lefkoşa’da Tekke Bahçesi Şehitliği’nde tören düzenlendi.

Törene, Lefkoşa Kaymakamı Bora Akkuş, askeri yetkililer, bazı siyasi parti, muharip dernek ve kurum temsilcileri katıldı.
Tören, çelenklerin şehitliğe sunulması ile başladı. Saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklal Marşı ile bayraklar göndere çekildi.
Şehitlik Özel Defteri’nin imzalanmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yapıldı.

Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı Gürsel Benan “Geçmişi büyük kahramanlıklar ve fedakarlıklarla dolu yüce Türk ulusunun altın harflerle yazılmış tarihinde şehitlerin ayrı bir yeri ve büyük bir önemi olduğunu” dile getirdi. Benan, şanlı tarihin her sayfasında ve satırlarında aziz şehitlerin canı ve kanı olduğunu vurguladı.

 

Benan, Anadolu’yu yurt bilen Türk ulusunun, Anadolu topraklarını vatan yapabilmek için Malazgirt Savaşı’nda, Çanakkale Savaşı’nda, Kıbrıs’ta ve tüm dünyaya karşı savaştığı ulusal Kurtuluş Savaşı’nda on binlerce şehit verdiğini belirterek, “Anadolu toprakları kanla sulanarak, vatan yapılmıştır” dedi.
1571 yılında Kıbrıs’ın fethinde 70 bin şehit verildiğini ve bugün yaşanılan toprakların kanla ve canla vatan yapıldığını ifade eden Gürsel Benan, yüce Türk ulusunun kopmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk halkının, vatan yapılan toprakları korumak için bir asırdan fazladır özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi ile ulusal davayı en zor koşullara rağmen yürüttüğünün altını çizdi.

Kıbrıs Türk halkının elde ettiği özgürlük ve bağımsızlık sonucu kurulan KKTC’nin temel değerlerinin en üst seviyesini oluşturan tüm şehitlerin önünde bir kez daha ant içen Benan, devletin sonsuza dek yaşatılacağını ve genç kuşakların bu değerlere sahip çıkması için her türlü çabanın gösterileceğini belirtti.
Benan, şehitliklere çiçek alınmamasını da eleştirdi.  Benan “Bugün burada gerçekleştirdiğimiz bu törene şehitlerin kabirlerine karanfil bile alamayacak kadar KKTC’yi fakirleştiren zihniyetleri kınıyorum” ifadesini kullandı.

1.Piyade Alay Komutanlığından Piyade Teğmen Hacı Ömer Şağban da, 107 yıl önce bugün 18 Mart 1915’te, Çanakkale Boğazı’nın denizden geçilemeyeceğinin tüm dünyaya gösterildiği ve deniz zaferinin ilan edildiği gün olduğunu kaydetti. Şağban, bu tarihin 2002 yılından itibaren vatanları için canlarını feda eden şehitleri anmak amacıyla aynı zamanda “Şehitler Günü” olarak kabul edildiğine işaret etti.

 

Tüm yokluk ve imkansızlıklara rağmen bu zaferin Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolda çok önemli bir kilometre taşı olduğunu vurgulayan Şağban, Çanakkale Savaşı’nın, vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığı söz konusu olduğunda Türk milletinin vatanı için hangi zorluklara göğüs gerebileceğinin en güzel örneklerinden biri olduğunu söyledi.

Bu zaferden alınan güçle Kurtuluş Savaşı’nın başlatıldığına dikkat çeken Şağban, işgal altındaki vatan topraklarının kurtarılarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğunu belirtti.

 

Şehitlerin aziz hatırlarının nesilden nesile sonsuza dek yaşatılacağını dile getiren Şağban, “Sizlere söz veriyoruz ki Çanakkaleler sonsuza dek geçilmeyecek, ay yıldızlı al bayrak hiç inmeyecek, dünya var oldukça bu topraklar Türk olmaya devam edecek” vurgusu yaptı.

Lefkoşa Kaymakamı Bora Akkuş ise, Şehitlik Özel Defteri’ne şunları yazdı:
“Aziz Şehitlerimiz,
Birinci Dünya Savaşı’nı seyrinin değişmesine neden olan ve dünyanın en önemli muharebelerinden sayılan Çanakkale Zaferi’nin 107’nci yıl dönümü münasebetiyle buradayız, siz aziz şehitlerimizin huzurundayız.
Çanakkale Zaferi “Çanakkale Geçilmez” destanının büyük bir onur ve gururla yazıldığı, ulus olma bilincinin tohumlarının atıldığı, dünya tarihinde bir benzeri daha olmayan var oluş mücadelesinin destanıdır.

Askeri ve siyasi başarı olmaktan öte inanç, azim ve yiğitlikle örülmüş bir yaradılış tarihidir. Bir milletin bağımsızlığının ve egemenlik aşkının ibret verici kahramanlık destanıdır.
Onun için diyoruz ki; “Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir.” Bizler; Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünde söz veririz. Anadolu’muzun ilelebet Türk vatanı olması ve korunması için canlarını veren şehitlerimizi ve kanlarını döken gazilerimizi hiçbir zaman unutmayacak, vatanımıza ve bayrağımıza onurla sahip çıkacağız.”

 

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Arap ve İslam ülkeleri, İsrail’in saldırılarını kınadı

Published

on

By

Arap ve İslam ülkeleri, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarını kınadı ve bölgesel sükunet ve nükleer silahsızlanma çağrısı yaptı.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin farklı ülkelerden mevkidaşlarıyla gerçekleştirdiği diplomasi trafiğinin ardından 21 Arap ve İslam ülkesinin dışişleri bakanları tarafından ortak yazılı açıklama yapıldı.

Mısır haber ajansı MENA’ya göre, ortak açıklamaya, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Pakistan, Bahreyn, Brunei, Türkiye, Çad, Gambiya, Cezayir, Komorlar, Cibuti, Suudi Arabistan, Sudan, Somali, Irak, Umman, Katar, Kuveyt, Libya, Mısır ve Moritanya imza attı.

Ortak açıklamada, İsrail’in, 13 Haziran’dan bu yana İran’a düzenlediği saldırılar ile uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletlerin ilke ve amaçlarını ihlal eden her türlü eylem kınananarak, devletlerin egemenliğine, toprak bütünlüğüne, iyi komşuluk ilkelerine ve anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesine saygı gösterilmesi gerektiği kaydedildi.

Tüm bölgenin güvenliği ve istikrarı için ciddi sonuçlar doğurabilecek bu gerilimden derin endişe duyulduğu belirtilen açıklamada, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının durması gerektiği, gerginliğin azaltılması ve kapsamlı sükunet sağlanması için de çalışılmasının önemli olduğu vurgulandı.

Açıklamada, nükleer silahlardan ve diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bir Orta Doğu inşasının önemine dikkati çekilerek, bölge ülkelerinin tamamının hızlıca Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na taraf olması gerektiği ifade edildi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından teminat altına alınmış olan nükleer tesislerin hedef alınmaması gerektiği vurgulanan açıklamada, bunun 1949 Cenevre Sözleşmesi uyarınca uluslararası hukukun ve uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali olduğuna işaret edildi.

Açıklamada, İran’ın nükleer programı konusunda sürdürülebilir bir anlaşmaya varmanın tek yolunun mümkün olan en kısa sürede müzakere masasına geri dönmek olduğunun altı çizildi.

Bölgedeki krizleri çözmenin tek yolunun diplomasi, diyalog ve uluslararası hukuk kuralları olduğu ifade edilen açıklamada, mevcut krizin de askeri yollarla çözülemeyeceği vurgulandı.

⁠İsrail’in İran’a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışma
İsrail, 13 Haziran’da İran’ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.

İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı da 224 olarak açıklandı.

İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede 24 kişinin öldüğü, 500’den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı.

Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail’i kınadı.

Devamını Oku

Dünya

İran’dan İsrail halkına “ülkeyi terk etmeleri” çağrısı

Published

on

By

İran Silahlı Kuvvetler Basın Sözcüsü Rıza Seyyad, İsrail halkına seslendiği açıklamasında, İsrail’i terk etmeleri çağrısında bulunarak hayatlarını kurtarmalarının tek yolunun bu olduğunu söyledi.

İran devlet televizyonu, Silahlı Kuvvetler Basın Sözcüsü Seyyad’ın İsrail’in terk edilmesi çağrısı yaptığı açıklamasını yayımladı.

Açıklamasında İsrail halkına seslenen Seyyad, “İşgal altındaki toprakları terk edin, bu, hayatınızı kurtarmanın tek yoludur.” ifadesini kullandı.

İsrail’in saldırılarına “ezici ve pişmanlık verici” bir cevap vermekten başka kendilerine bir seçenek bırakılmadığını belirten Seyyad, “Cesur İran savaşçılarının yıkıcı tepkisinin kapsamı şüphesiz işgal altındaki toprakların tamamını kapsayacaktır.” dedi.

Askeri, güvenlik ve karar alma merkezileri ile İsrailli komutan ve bilim adamlarının ikametgahları başta olmak üzere birçok önemli yerin vurulduğunu kaydeden Seyyad, “İşgal altındaki toprakları terk edin, çünkü gelecekte sizin için kesinlikle yaşanabilir olmayacaklar. Suçlu rejimin sizi canlı kalkan olarak kullanmasına izin vermemeniz gerektiğini vurguluyoruz.” ifadelerini kullandı.

Seyyad ayrıca, sığınaklarda bulunmanın güvelik sağlamayacağı uyarısında bulundu.

– İsrail’in İran’a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışma

İsrail, 13 Haziran’da İran’ın çeşitli kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.

İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda hayatını kaybederken, toplam sivil can kaybı da 224 olarak açıklandı.

İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede ise 24 kişinin öldüğü, 500’den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı.

Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail’i kınadı.

Devamını Oku

Dünya

İsrail, İran devlet televizyonu binasını vurdu

Published

on

By

 İsrail, İran’da sivil yerleşim yerlerine saldırılar düzenleyeceğini açıklamasının ardından İran devlet televizyonu binasını vurdu.

İran Radyo ve Televizyon Kurumu (IRIB) yaptığı açıklamada, başkent Tahran’daki binalarının İsrail tarafından hedef alındığını bildirdi.

Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, saldırının devlet televizyonunda yayınlanan bir program sırasında gerçekleştiği görülüyor.

Kadın spikerin, İsrail’in saldırılarına tepki gösterdiği canlı yayın sürerken düzenlenen saldırı, stüdyoda ciddi tahribata yol açtı.

Görüntülerde, patlama anı ve yayın akışının kesilmesi de yer alıyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam