Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

2022 Mali̇ Yılı Yasa Tasarısı Mecli̇s Genel Kurulu’nda görüşülüyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda 53 milyon 727 bin 600 TL’lik Cumhuriyet Meclisi bütçesi oy çokluğuyla kabul edildi.

Toplantıda Meclis bütçesinin ardından sırasıyla Başbakanlık, Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombdusman) Hukuk Dairesi, Sayıştay Başkanlığı, Başbakan Yardımcılığı, Turizm ve Çevre Bakanlığı bütçeleri de görüşülerek onaylandı.

ŞAHALİ

Bütçe üzerine söz alan CTP Milletvekili Erkut Şahali, ülkedeki siyasette bu dönem yaşandığı kadar erozyon yaşanmadığını kaydederek, bunun son bulması temennisini dile getirdi.

Demokrasinin tam teşekküllü biçimde çalışacağı bir düzenin Kıbrıs Türk halkının hakkı olduğunu belirten Şahali, ülkede yaşananların halkın hakkı olmadığını söyledi.

Şahali, 2022 yılı Cumhuriyet Meclisi bütçesinin hayırlı amaçlarla kullanılmasını istedi. Daha sonra bütçe oylanarak, oy çokluğuyla kabul edildi.

BAŞBAKANLIK BÜTÇESİ OY ÇOKLUĞUYLA KABUL EDİLDİ

Ardından 97 milyon 249 bin TL’lik Başbakanlık bütçesi görüşülmeye başlandı.

ÖZERSAY

Bütçe üzerine söz alan HP Genel Başkanı Kudret Özersay, seçim nedeniyle sınırlı hedefler söz konusu olmasına rağmen sorunların aciliyetinin ortada olduğunu ifade ederek, Başbakan’ın hafta sonu çeşitli örgütleri davet ederek, toplantı yaptığını kaydetti. Özersay, toplantıda kararlar üretilip, üretilmediğini sordu.

SUCUOĞLU

Yerinden söz alan Başbakan Faiz Sucuoğlu da, Cumartesi toplantı yaptıklarını belirterek, Merkez Bankası ile görüşüldüğünü, Bankalar Birliği ile de görüşme yapılacağını ve 2-3 gün içerisinde açılımların paylaşılacağını kaydetti. Sucuoğlu, Çarşamba veya en geç Perşembe günü bilgiyi net olarak, madde madde halkla paylaşacaklarını söyledi.

Özersay’ın “Özellikle, asgari ücretlilerle ilgili olarak da bunun Mart’a kalmamasıyla ilgili düşünce olup olmadığını” sorması üzerine Başbakan Sucuoğlu, “Şu anda o gündem değil” yanıtını verdi.

Başbakanlık bütçesi üzerindeki görüşmelerin tamamlanması sonrasında bütçe, oylamaya sunuldu ve oy çokluğuyla kabul edildi.

YÜKSEK YÖNETİM DENETÇİSİ OY BİRLİĞİYLE KABUL EDİLDİ

Daha sonra 4 milyon 670 bin 900 TL’lik Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) bütçesi oy birliğiyle kabul edildi.

HUKUK DAİRESİ VE SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI BÜTÇESİ OY ÇOKLUĞUYLA KABUL EDİLDİ

Ardından 28 milyon 788 bin 800 TL’lik Hukuk Dairesi bütçesi oy çokluğuyla kabul edildi.

15 milyon 559 bin 500 TL’lik Sayıştay Başkanlığı bütçesi de Meclis’ten oy çokluğuyla geçti.

BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI, TURİZM VE ÇEVRE BAKANLIĞI BÜTÇESİ OY ÇOKLUĞUYLA KABUL EDİLDİ

Meclis Genel Kurulu’nda daha sonra 139 milyon 649 bin 300 TL’lik Başbakan Yardımcılığı, Turizm ve Çevre Bakanlığı bütçesi görüşüldü.

ÖZERSAY

Bütçe üzerine söz alan HP Genel Başkanı Özersay, turizmde, seçim tarihine kadar bir şey yapılmayacaksa çok ciddi bir kayıpla karşılaşılacağını belirterek, kaybetme lüksünün olmadığını dile getirdi.

Kısa vadede turizm bağlamında neler yapılmasının düşünüldüğünün açıklanmasını isteyen Özersay, Ercan Havaalanı’nda yaşanan kaotik ortama dikkat çekti.

Özersay, yurt dışından ülkeye gelecek turistlerle ilgili olarak bürokratik işlemleri nasıl azaltılmasının düşünüldüğünü de sordu.

TOROS

CTP Milletvekili Fikri Toros da, turizmin ülkenin lokomotif sektörü olduğunu vurgulayarak, sektörde yüzde 20-22 doluluk oranları olduğunu belirtti.

16 ay boyunca turizmin kapatıldığını ifade eden Toros, belirsizliğin sürdüğünü söyledi. Turizmi yeniden şekillendirirken nelerin yapılması gerektiğini soran Toros, ülkenin tarım ürünleriyle, akro turizmin tanıtılması gerektiğini söyledi. Kısa ve orta vadede yapılması gerekenlere işaret eden Toros, ulaşım olmayan ülkelerde turizmin kalkınmasının beklenemeyeceğini söyledi. Toros, ulaşım sorunu çözülmezse, Türkiye ile ekonomik, ticari tüm protokollerde bu ele alınmazsa, turizm sektörünün kalkındırılamayacağını bildirdi.

Stratejik Planı’nın önemine dikkat çeken Toros, çevrenin tamamen ihmal edildiğini savundu.

ATAKAN

HP Milletvekili Tolga Atakan, dijital pazarlamanın önemine dikkat çekerek, sadece sosyal medya fenomenleriyle sosyal mecralarda yürümek yerine Güney Kıbrıs’ın, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu konuda neler yaptığının takip edilmesinin önemine vurgu yaptı. Atakan, bakanlığın sosyal medya sayfasından yapılan paylaşımlardan örnekler verdi.

Atakan, 2022 bütçesinde çevre anlamında ne olduğunu da sordu.

ÇELER

TDP Milletvekili Zeki Çeler, çevre adına bir devlet politikası olmadığını dile getirerek, her gelen bakanın kendince bir şeyler yapmaya çalıştığını kaydetti.

Naylon poşet uygulamasına işaret eden Çeler, denetimin önemini belirtti.

Arabadan dışarı plastik su şişesi ve sigara izmariti atmanın cezasının şu anda 50 bin TL’nin üzerinde olduğuna dikkat çeken Çeler, bunu basında hiçbir manşette görmediğini söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti’nden gönderilen suyun oradaki insanlardan kesilerek, gönderildiğini ifade eden Çeler, TC’nin de kuraklıkla karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, çevre bilincinin artırılmasının önemine dikkat çekti.

Butik otelciliğe önem verilmesi gerektiğini ifade eden Çeler, “İnşallah kapanmaya gitmeyiz” diyerek, 300’e varan vaka sayısıyla dünyada koyu kırmızı seviyesi gelindiğine dikkat çekti. Yurt dışından gelen turistlerin KKTC’den dönüşte karantinaya alınabileceğini dile getiren Çeler, acil önlemler alınması gerektiğini söyledi.

Güneyde 40 bin testte 300 vaka, kuzeyde 20 bin testte 300’e yakın vaka çıktığını işaret eden Çeler, “Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az” dedi.

ROGERS

HP Milletvekili Jale Refik Rogers, sürdürülebilir kelimesinin anlamına dikkat çekerek, ülkede sürdürülebilirlik açısından tehlike çanlarının çaldığını söyledi.

Çarpık yapılaşma sonucunda Akdeniz’in incisi Girne’nin içerisine girilemez durumda olduğunu ifade eden Rogers, dünyada yaşanan gelişmelere dikkat çekti.

“Çevre Dairesi’nin tabelası var kendisi yok” diyen Rogers, turistlerin sadece otelde kalmak için değil ülkelerin doğal güzelliklerini, kültürel mirasları görmek için geldiğini belirtti.

Rogers, Turizm Bakanına, Çevre Bakanı olduğunu da hatırlattı.

ŞAHALİ

CTP Milletvekili Erkut Şahali ise, “Sayın Bakan siz Turizm Bakanlığı yapmaktan Çevre Bakanlığı yapamıyorsunuz” dedi.

Şahali, “bilerek isteyerek” iflas ettirilen Mağusa Belediyesi’nin borcu nedeniyle arıtma tesisinin çalıştırılamadığını ileri sürerek, Mağusa’yı çevre felaketinde koruyacak hangi hamlenin yapıldığını sordu.

Güngör çöplüğüyle ilgili ne yapıldığı sorusunu soran Şahali, “Şömineli Ev” ile ilgili müze çalışması devam ederken, ticari işletmeye dönüştürmekte ısrarlı olup olunmadığı sorularını da sordu.

ATAOĞLU

Başbakan Yardımcısı, Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da eleştirileri yanıtladı. Ataoğlu, olumlu eleştirileri ve önerileri dikkate alarak, en iyisini yapmaya çalıştıklarını kaydetti.

Türk Lirası’nın değer kaybettiği, dövizin değer kazandığı dönemde lehlerine çevirebilecekleri sektörün turizm olabileceğini ifade eden Ataoğlu, bakanlık olarak havalimanında çalışmaları başlattıklarını kaydetti. Özellikle turizm personelinin yolcularla ilgileneceğini dile getiren Ataoğlu, personelin de eksiklikleri tespit ederek, kendilerine ileteceğini söyledi.

Tanıtım konusunda da önerileri dikkat alacaklarını belirten Ataoğlu, gastronomiyle ilgili de adımların söz konusu olduğunu söyledi.

Çevreyle ilgili DAÜ ile protokolün yanı sıra önümüzdeki yıl çevre dersinin müfredata girmesi için çalıştıklarını ifade eden Ataoğlu, amaçlarının 5 Haziran Çevre Günü’nü sembolik olarak kutlamak olduğunu kaydetti.

GÜNGÖR ÇÖPLÜĞÜ BELEDİYELER BİRLİĞİ’NE…

Ataoğlu, Güngör çöplüğünün Belediyeler Birliği’nin kontrolüne verileceğini de kaydetti. Kış turizm modelinin sadece otellerde konaklamak ve otobüslerle gezdirilmek üzerine kurulduğunu dile getiren Ataoğlu, “Şömineli Ev”in yansıtıldığı şekilde “meyhane havasında” olmayacağını vurguladı ve St. Hilarion ile St. Barnabas örneklerini verdi.

Görüşmenin tamamlanmasının sonrasında Başbakan Yardımcılığı, Turizm ve Çevre Bakanlığı bütçesi oy çokluğuyla kabul edildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İran ile Avrupa, İstanbul’daki müzakere sonrası görüşmelerin sürdürülmesi konusunda anlaştı

Published

on

By

İran ile 2015’teki nükleer anlaşmanın tarafları İngiltere, Fransa ve Almanya arasında İstanbul’da yapılan görüşme sona ererken tarafların meselenin çözümü için yeniden bir araya gelinmesi konusunda mutabakata vardığı bildirildi.

İran ile E3 olarak adlandırılan nükleer anlaşmanın Avrupalı tarafları arasında İstanbul’daki nükleer görüşmede İran’ı temsil eden Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Garibabadi, görüşmenin sonucuna ilişkin X hesabından açıklama yaptı.

İstanbul’da Avrupalı temsilcilerle ciddi, açık ve detaylı görüşme gerçekleştirdiklerini aktaran Garibabadi, “Yaptırımların kaldırılması ve nükleer meseleyle ilgili son gelişmeler ele alındı ve incelendi.” ifadelerini kullandı.

Garibabadi, bazı Avrupa ülkelerinin İsrail’in İran’a saldırılarında Tel Aviv’i destekleyen tutumlarını da görüşmede gündeme getirdiklerini ve bu tutumu eleştirdiklerini belirtti.

Garibabadi, şunları kaydetti:

“Sözde snapback mekanizması dahil olmak üzere ilkesel duruşlarımızı açıkladık. Her iki taraf da toplantıya belirli fikirlerle geldi ve bu fikirlerin çeşitli yönleri incelendi. Bu konudaki istişarelerin devam etmesi konusunda mutabakata varıldı.”

İran nükleer dosyasına dair belirsizliklerin ve gerilimlerin giderek tırmandığı bir dönemde İran ile 2015’teki nükleer anlaşmanın tarafları İngiltere, Fransa ve Almanya arasında İstanbul’da nükleer konuda görüşme yapılmıştı.

– İsrail’in saldırıları sonrası müzakere süreci kesilmişti

İran ile ABD müzakere süreci devam ederken İsrail, 13 Haziran’da İran’a saldırı başlatmış ve hem ABD hem de Avrupa ile müzakere süreci kesilmişti.

İran, 2015’te imzalanan nükleer anlaşmayla kaldırılan Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının geri getirilmesini sağlayabilecek “tetik mekanizması (snapback)” adı verilen maddenin, Avrupa ülkeleri tarafından işletilmesinden endişe ediyor. Söz konusu mekanizmanın süresi 18 Ekim’de sona eriyor. İran’ın nükleer programıyla ilgili çözüm üretilemezse Avrupa ülkelerinin bu tarihten önce mekanizmayı işletebileceği öngörülüyor.

– 2015’teki nükleer anlaşma ve “tetik mekanizması”

İran ile BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi ve Almanya arasında 14 Temmuz 2015’te yaptırımların kaldırılması karşılığında İran’ın nükleer faaliyetlerinin sınırlandırıldığı bir anlaşma imzalanmıştı. ABD, 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilmiş ve İran’a yaptırımları geri getirmişti. İran, Avrupa ülkelerinden ABD’nin yaptırımlarını telafi edecek önlemler almasını istemiş ancak Avrupalılar, ABD’nin eylemine karşı çıksa da bu konuda adım atamamıştı.

İran, bunun üzerine bir yıl sonra anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmaya başlamış ve daha sonraki süreçte yüksek düzeyli uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yönelmişti.

İngiltere, Fransa ve Almanya ise ABD’nin tek taraflı çekilmesinden sonra uygulanmayan nükleer anlaşmada yer verilen ve “snapback” olarak adlandırılan, İran’a anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle BM yaptırımlarını yeniden getirme imkanına sahip maddeyi işletme tehdidinde bulunuyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ise Avrupalı tarafların, “anlaşmanın temellerini ihlal ettikleri” ve “anlaşmadaki katılımcı rollerini kaybettikleri” için mekanizmayı harekete geçirebilecek hukuki dayanağa sahip olmadığını ifade etmişti.

Taraflar, daha sonra İstanbul’da 25 Temmuz’da nükleer konuyu görüşmek üzere bir araya geleceklerini bildirmişti.

Devamını Oku

Dünya

Limasol yangını… Logginos: “Bugün durum çok daha iyi”

Published

on

By

Limasol bölgesine bağlı köylerde çıkan yangının büyük ölçüde kontrol altına alındığı, sınırlandırıldığı belirtildi.

“Sigmalive” haber sitesine göre İtfaiye Birimi İtfaiye Şefi Nikos Logginos yaptığı açıklamada dün akşam yangına ilişkin bazı canlanmaların yaşandığını ancak bugün, durumun çok daha iyi olduğunu ifade etti.

Yangının, bugün tamamen kontrol altına alınması konusunda iyimser olup olmadığı şeklindeki soru üzerine Logginos, yangının sınırlandırıldığını, alanın ne olduğunu bildiklerini bununla birlikte teyakkuzda olmaları ayrıca ileriki günlerde de dinamiklerin bölgede olması gerektiğine dikkati çekti.

Yunanistan’dan gelen 26 “orman komandosu” ile ilgili soru üzerine Logginos, Yunanistan’dan gelen ekibin, yangınların canlanması olaylarına yardımcı olacaklarını, bu kişilerin özel eğitimli olduğunu söyledi.

-Yanan alan

“Sigmalive” bir başka haberinde ise ilgili bir merkezin uydu verilerini baz alarak yaptığı ilk analize göre, Limasol yangının geride yaklaşık 125 kilometre karelik yanmış alan bıraktığını belirtti.

-Köyler elektriksiz

“Sigmalive” haber sitesi aynı haberi içerisinde Rum Elektrik Kurumu’nun (AİK) dağlık yangın bölgelerindeki 7 köye elektrik sağlama çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.

AİK Basın Sözcüsü Dimitris Nathanail, yangında zarar gören 58 elektrik direğinin tamir edildiğini bununla birlikte tam olarak hasarın tespiti için de sayımın devam ettiğini ifade etti.

Devamını Oku

Dünya

İran ile Avrupa ülkeleri, nükleer faaliyetlere ilişkin görüşmeler için yeniden İstanbul’da bir araya geldi

Published

on

By

İran ile İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki nükleer faaliyetlere ilişkin görüşmeler için heyetler, İran’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda ikinci kez bir araya geldi.

Heyetleri taşıyan araçlar, İran’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na giriş yaptı.

Görüşmeler, basına kapalı gerçekleştiriliyor.

Dışişleri bakan yardımcıları düzeyindeki görüşmelere İran’ı temsilen dışişleri bakan yardımcıları Mecid Tahtrevançi ile Kazım Garibabadi katılıyor.

İran, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın Avrupalı taraflarının talebi üzerine yeni tur görüşmelerini gerçekleştirmeyi kabul etmişti.

İran ile anlaşmanın Avrupa’daki tarafları olarak bilinen İngiltere, Fransa ve Almanya’dan oluşan E3 grubu, 16 Mayıs’ta İstanbul’da dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde bir araya gelmişti. Taraflar, ABD ile İran arasında süren dolaylı müzakerelere paralel olarak temasların sürdürülmesi konusunda mutabık kalmıştı.

– İsrail’in saldırıları sonrası müzakere süreci kesilmişti

İran ile ABD müzakere süreci devam ederken İsrail, 13 Haziran’da İran’a saldırı başlatmış ve hem ABD hem de Avrupa ile müzakere süreci kesilmişti.

İran, 2015’te imzalanan nükleer anlaşmayla kaldırılan Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının geri getirilmesini sağlayabilecek “tetik mekanizması (snapback)” adı verilen maddenin, Avrupa ülkeleri tarafından işletilmesinden endişe ediyor. Söz konusu mekanizmanın süresi 18 Ekim’de sona eriyor. İran’ın nükleer programıyla ilgili çözüm üretilemezse Avrupa ülkelerinin bu tarihten önce mekanizmayı işletebileceği öngörülüyor.

– 2015’teki nükleer anlaşma ve “tetik mekanizması”

İran ile BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi ve Almanya arasında 14 Temmuz 2015’te yaptırımların kaldırılması karşılığında İran’ın nükleer faaliyetlerinin sınırlandırıldığı bir anlaşma imzalanmıştı. ABD, 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilmiş ve İran’a yaptırımları geri getirmişti. İran, Avrupa ülkelerinden ABD’nin yaptırımlarını telafi edecek önlemler almasını istemiş ancak Avrupalılar, ABD’nin eylemine karşı çıksa da bu konuda adım atamamıştı.

İran, bunun üzerine bir yıl sonra anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmaya başlamış ve daha sonraki süreçte yüksek düzeyli uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yönelmişti.

İngiltere, Fransa ve Almanya ise ABD’nin tek taraflı çekilmesinden sonra uygulanmayan nükleer anlaşmada yer verilen ve “snapback” olarak adlandırılan, İran’a anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle BM yaptırımlarını yeniden getirme imkanına sahip maddeyi işletme tehdidinde bulunuyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ise Avrupalı tarafların, “anlaşmanın temellerini ihlal ettikleri” ve “anlaşmadaki katılımcı rollerini kaybettikleri” için mekanizmayı harekete geçirebilecek hukuki dayanağa sahip olmadığını ifade etmişti.

Devamını Oku

Trending

Reklam