Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

2022 Mali̇ Yılı Yasa Tasarısı Mecli̇s Genel Kurulu’nda görüşülüyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda 53 milyon 727 bin 600 TL’lik Cumhuriyet Meclisi bütçesi oy çokluğuyla kabul edildi.

Toplantıda Meclis bütçesinin ardından sırasıyla Başbakanlık, Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombdusman) Hukuk Dairesi, Sayıştay Başkanlığı, Başbakan Yardımcılığı, Turizm ve Çevre Bakanlığı bütçeleri de görüşülerek onaylandı.

ŞAHALİ

Bütçe üzerine söz alan CTP Milletvekili Erkut Şahali, ülkedeki siyasette bu dönem yaşandığı kadar erozyon yaşanmadığını kaydederek, bunun son bulması temennisini dile getirdi.

Demokrasinin tam teşekküllü biçimde çalışacağı bir düzenin Kıbrıs Türk halkının hakkı olduğunu belirten Şahali, ülkede yaşananların halkın hakkı olmadığını söyledi.

Şahali, 2022 yılı Cumhuriyet Meclisi bütçesinin hayırlı amaçlarla kullanılmasını istedi. Daha sonra bütçe oylanarak, oy çokluğuyla kabul edildi.

BAŞBAKANLIK BÜTÇESİ OY ÇOKLUĞUYLA KABUL EDİLDİ

Ardından 97 milyon 249 bin TL’lik Başbakanlık bütçesi görüşülmeye başlandı.

ÖZERSAY

Bütçe üzerine söz alan HP Genel Başkanı Kudret Özersay, seçim nedeniyle sınırlı hedefler söz konusu olmasına rağmen sorunların aciliyetinin ortada olduğunu ifade ederek, Başbakan’ın hafta sonu çeşitli örgütleri davet ederek, toplantı yaptığını kaydetti. Özersay, toplantıda kararlar üretilip, üretilmediğini sordu.

SUCUOĞLU

Yerinden söz alan Başbakan Faiz Sucuoğlu da, Cumartesi toplantı yaptıklarını belirterek, Merkez Bankası ile görüşüldüğünü, Bankalar Birliği ile de görüşme yapılacağını ve 2-3 gün içerisinde açılımların paylaşılacağını kaydetti. Sucuoğlu, Çarşamba veya en geç Perşembe günü bilgiyi net olarak, madde madde halkla paylaşacaklarını söyledi.

Özersay’ın “Özellikle, asgari ücretlilerle ilgili olarak da bunun Mart’a kalmamasıyla ilgili düşünce olup olmadığını” sorması üzerine Başbakan Sucuoğlu, “Şu anda o gündem değil” yanıtını verdi.

Başbakanlık bütçesi üzerindeki görüşmelerin tamamlanması sonrasında bütçe, oylamaya sunuldu ve oy çokluğuyla kabul edildi.

YÜKSEK YÖNETİM DENETÇİSİ OY BİRLİĞİYLE KABUL EDİLDİ

Daha sonra 4 milyon 670 bin 900 TL’lik Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) bütçesi oy birliğiyle kabul edildi.

HUKUK DAİRESİ VE SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI BÜTÇESİ OY ÇOKLUĞUYLA KABUL EDİLDİ

Ardından 28 milyon 788 bin 800 TL’lik Hukuk Dairesi bütçesi oy çokluğuyla kabul edildi.

15 milyon 559 bin 500 TL’lik Sayıştay Başkanlığı bütçesi de Meclis’ten oy çokluğuyla geçti.

BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI, TURİZM VE ÇEVRE BAKANLIĞI BÜTÇESİ OY ÇOKLUĞUYLA KABUL EDİLDİ

Meclis Genel Kurulu’nda daha sonra 139 milyon 649 bin 300 TL’lik Başbakan Yardımcılığı, Turizm ve Çevre Bakanlığı bütçesi görüşüldü.

ÖZERSAY

Bütçe üzerine söz alan HP Genel Başkanı Özersay, turizmde, seçim tarihine kadar bir şey yapılmayacaksa çok ciddi bir kayıpla karşılaşılacağını belirterek, kaybetme lüksünün olmadığını dile getirdi.

Kısa vadede turizm bağlamında neler yapılmasının düşünüldüğünün açıklanmasını isteyen Özersay, Ercan Havaalanı’nda yaşanan kaotik ortama dikkat çekti.

Özersay, yurt dışından ülkeye gelecek turistlerle ilgili olarak bürokratik işlemleri nasıl azaltılmasının düşünüldüğünü de sordu.

TOROS

CTP Milletvekili Fikri Toros da, turizmin ülkenin lokomotif sektörü olduğunu vurgulayarak, sektörde yüzde 20-22 doluluk oranları olduğunu belirtti.

16 ay boyunca turizmin kapatıldığını ifade eden Toros, belirsizliğin sürdüğünü söyledi. Turizmi yeniden şekillendirirken nelerin yapılması gerektiğini soran Toros, ülkenin tarım ürünleriyle, akro turizmin tanıtılması gerektiğini söyledi. Kısa ve orta vadede yapılması gerekenlere işaret eden Toros, ulaşım olmayan ülkelerde turizmin kalkınmasının beklenemeyeceğini söyledi. Toros, ulaşım sorunu çözülmezse, Türkiye ile ekonomik, ticari tüm protokollerde bu ele alınmazsa, turizm sektörünün kalkındırılamayacağını bildirdi.

Stratejik Planı’nın önemine dikkat çeken Toros, çevrenin tamamen ihmal edildiğini savundu.

ATAKAN

HP Milletvekili Tolga Atakan, dijital pazarlamanın önemine dikkat çekerek, sadece sosyal medya fenomenleriyle sosyal mecralarda yürümek yerine Güney Kıbrıs’ın, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu konuda neler yaptığının takip edilmesinin önemine vurgu yaptı. Atakan, bakanlığın sosyal medya sayfasından yapılan paylaşımlardan örnekler verdi.

Atakan, 2022 bütçesinde çevre anlamında ne olduğunu da sordu.

ÇELER

TDP Milletvekili Zeki Çeler, çevre adına bir devlet politikası olmadığını dile getirerek, her gelen bakanın kendince bir şeyler yapmaya çalıştığını kaydetti.

Naylon poşet uygulamasına işaret eden Çeler, denetimin önemini belirtti.

Arabadan dışarı plastik su şişesi ve sigara izmariti atmanın cezasının şu anda 50 bin TL’nin üzerinde olduğuna dikkat çeken Çeler, bunu basında hiçbir manşette görmediğini söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti’nden gönderilen suyun oradaki insanlardan kesilerek, gönderildiğini ifade eden Çeler, TC’nin de kuraklıkla karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, çevre bilincinin artırılmasının önemine dikkat çekti.

Butik otelciliğe önem verilmesi gerektiğini ifade eden Çeler, “İnşallah kapanmaya gitmeyiz” diyerek, 300’e varan vaka sayısıyla dünyada koyu kırmızı seviyesi gelindiğine dikkat çekti. Yurt dışından gelen turistlerin KKTC’den dönüşte karantinaya alınabileceğini dile getiren Çeler, acil önlemler alınması gerektiğini söyledi.

Güneyde 40 bin testte 300 vaka, kuzeyde 20 bin testte 300’e yakın vaka çıktığını işaret eden Çeler, “Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az” dedi.

ROGERS

HP Milletvekili Jale Refik Rogers, sürdürülebilir kelimesinin anlamına dikkat çekerek, ülkede sürdürülebilirlik açısından tehlike çanlarının çaldığını söyledi.

Çarpık yapılaşma sonucunda Akdeniz’in incisi Girne’nin içerisine girilemez durumda olduğunu ifade eden Rogers, dünyada yaşanan gelişmelere dikkat çekti.

“Çevre Dairesi’nin tabelası var kendisi yok” diyen Rogers, turistlerin sadece otelde kalmak için değil ülkelerin doğal güzelliklerini, kültürel mirasları görmek için geldiğini belirtti.

Rogers, Turizm Bakanına, Çevre Bakanı olduğunu da hatırlattı.

ŞAHALİ

CTP Milletvekili Erkut Şahali ise, “Sayın Bakan siz Turizm Bakanlığı yapmaktan Çevre Bakanlığı yapamıyorsunuz” dedi.

Şahali, “bilerek isteyerek” iflas ettirilen Mağusa Belediyesi’nin borcu nedeniyle arıtma tesisinin çalıştırılamadığını ileri sürerek, Mağusa’yı çevre felaketinde koruyacak hangi hamlenin yapıldığını sordu.

Güngör çöplüğüyle ilgili ne yapıldığı sorusunu soran Şahali, “Şömineli Ev” ile ilgili müze çalışması devam ederken, ticari işletmeye dönüştürmekte ısrarlı olup olunmadığı sorularını da sordu.

ATAOĞLU

Başbakan Yardımcısı, Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da eleştirileri yanıtladı. Ataoğlu, olumlu eleştirileri ve önerileri dikkate alarak, en iyisini yapmaya çalıştıklarını kaydetti.

Türk Lirası’nın değer kaybettiği, dövizin değer kazandığı dönemde lehlerine çevirebilecekleri sektörün turizm olabileceğini ifade eden Ataoğlu, bakanlık olarak havalimanında çalışmaları başlattıklarını kaydetti. Özellikle turizm personelinin yolcularla ilgileneceğini dile getiren Ataoğlu, personelin de eksiklikleri tespit ederek, kendilerine ileteceğini söyledi.

Tanıtım konusunda da önerileri dikkat alacaklarını belirten Ataoğlu, gastronomiyle ilgili de adımların söz konusu olduğunu söyledi.

Çevreyle ilgili DAÜ ile protokolün yanı sıra önümüzdeki yıl çevre dersinin müfredata girmesi için çalıştıklarını ifade eden Ataoğlu, amaçlarının 5 Haziran Çevre Günü’nü sembolik olarak kutlamak olduğunu kaydetti.

GÜNGÖR ÇÖPLÜĞÜ BELEDİYELER BİRLİĞİ’NE…

Ataoğlu, Güngör çöplüğünün Belediyeler Birliği’nin kontrolüne verileceğini de kaydetti. Kış turizm modelinin sadece otellerde konaklamak ve otobüslerle gezdirilmek üzerine kurulduğunu dile getiren Ataoğlu, “Şömineli Ev”in yansıtıldığı şekilde “meyhane havasında” olmayacağını vurguladı ve St. Hilarion ile St. Barnabas örneklerini verdi.

Görüşmenin tamamlanmasının sonrasında Başbakan Yardımcılığı, Turizm ve Çevre Bakanlığı bütçesi oy çokluğuyla kabul edildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İngiltere Başbakanı Starmer, Gazzeli çocukları ülkede tedavi etmek istediklerini açıkladı

Published

on

By

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, acil tıbbi desteğe ihtiyacı olan Gazzeli çocukları bölgeden tahliye edip İngiltere’de tedavilerini yapmak için çabaları hızlandıracaklarını bildirdi.

Starmer, Gazze’deki duruma ilişkin açıklamasında, bölgeden gelen görüntülerin İngiltere’de halkı derinden etkilediğini, açlık ve çile görüntülerinin dehşet verici olduğunu söyledi.

“Bebekler ve çocuklar için gönderilen yardımların girişinin engellenmesi kabul edilemez.” diyen Starmer, esirlerin varlığının da kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Starmer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüzlerce sivil yardım ararken öldürüldü, çocuklar su doldururken öldürüldü. Bu bir insani felakettir ve sona ermelidir. Gazze’ye milyonlarca sterlinlik yardım yaptık. Bu yıl 40 milyon sterlinlik ekstra yardım açıkladık ancak bu yardımlar içeri (Gazze’ye) giremiyor. Şimdi Gazze’de acil tıbbi desteğe ihtiyaç duyan çocukları tahliye etmek ve tedavilerini İngiltere’de yapmak için çabalarımızı hızlandırıyoruz.”

İsrail’in başka ülkelerin Gazze’ye havadan yardım bırakmasına izin vereceği haberini değerlendiren Starmer, “Çok geç alınmış bir karar ancak bu yolla yardımları Gazze’ye sokabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” dedi.

Starmer, Ürdün makamlarıyla İngiliz yardımlarını Gazze’ye sokmak için çalıştıklarını dile getirdi.

Yakın müttefiklerle bölgede barışa giden bir yol için çalıştığının altını çizen Starmer, bu yolla ateşkesi kalıcı barışa dönüştürmenin somut adımlarının atılacağını ifade etti.

Starmer, Filistin devletini tanıma kararına değinerek, “Filistin devletinin tanınması bu adımlardan biri olmalı. Ancak bu, iki devletli bir çözümün ve Filistinliler ile İsrailliler için kalıcı bir güvenlikle sonuçlanacak daha geniş bir planın parçası olmalı.” dedi.

Tanımanın nihai hedef olduğunu vurgulayan Starmer, İngiltere’nin gerçek, anlamlı ve pratik çözümlerle uluslararası hareketleri arkasında topladığını belirtti.

Buna örnek olarak Ukrayna için Gönüllüler Koalisyonunun kurulmasını gösteren Starmer, “Orta Doğu’da da olması gereken, acıları şimdi ve uzun vadede sona erdirecek bir planın arkasında yeni bir uluslararası koalisyon kurmak.” diye konuştu.

Devamını Oku

Dünya

Trump, Fransa’nın Filistin’i tanıma kararını “önemi yok” diye yorumladı

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump, Fransa’nın Filistin Devleti’ni tanıma kararını, “(Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron) Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” ifadesiyle değerlendirdi.

ABD Başkanı Trump, İskoçya ziyareti için Beyaz Saray’dan ayrılırken basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Trump, bir soru üzerine, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Filistin’i tanıma kararına ilişkin, “Macron farklı bir adam. Fena biri değil. Takım oyuncusu sayılır. Ama açıklamasının hiçbir önemi yok. Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” yorumunu yaptı.

Öte yandan ABD Başkanı Trump, resmi ziyaret için gittiği İskoçya’ya indikten sonra havalimanında basın mensuplarının konuyla ilgili sorusunu yanıtladı.

Trump, “Bu onun kararı, benim kararım değil. Ben ABD’nin tarafındayım, Fransa’nın değil.” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, dün, ülkesinin Filistin Devleti’ni tanımasına karar verdiklerini ve eylülde resmi bir açıklama yapacağını bildirmişti.

İrlanda, Norveç ve İspanya da 28 Mayıs 2024’te Filistin’i resmen tanıdığını duyurmuştu.

-ABD’li senatörlerden Trump’a “Gazze’de ateşkes için Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısı

Öte yandan ABD Senatosunun önde gelen 6 Demokrat ismi, Başkan Donald Trump’a, “Gazze’de ateşkes için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısında bulundu.

ABD Senatosunun farklı komitelerinde başkan yardımcısı veya kıdemli üye olarak görev yapan 6 Demokrat senatör, Trump’a Gazze konusunda bir mektup gönderdi.

Mektupta, Senato İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı Mark Warner, Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Kıdemli Üyesi Jack Reed, Senato Yargı Komitesi Kıdemli Üyesi Dick Durbin, Senato Dış İlişkiler Komitesi Kıdemli Üyesi Jeanne Shaheen, Savunma Bütçesi Üst Düzey Üyesi Chris Coons ve Brian Schatz’ın imzası yer aldı.

Demokrat senatörler, mektupta, Trump yönetimine İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “Gazze’deki savaşta derhal rota değişikliği yapması” için baskı yapması çağrısında bulundu.

Mektupta şu ifadelere yer verildi:

“Gazze’deki insani koşullar korkunç ve vicdansız bir noktadadır. Bu hafta, Mercy Corps, Sınır Tanımayan Doktorlar, Save the Children ve Oxfam dahil olmak üzere 100’den fazla STK, Gazze’de yayılan kitlesel açlık konusunda uyarıda bulundu. Başbakan Netanyahu’nun insani yardımı neredeyse 3 aydır engellemesinin ardından, nüfusun dörtte üçü acil veya felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıya.”

İsrail’in saldırılarının bölgedeki sivilleri tehlikeye attığına dikkati çekilen mektupta, “Trump yönetiminden, sahip olduğu nüfuzunu kullanarak Başbakan Netanyahu’ya şu hususlarda baskı yapmasını talep ediyoruz: İsrail ile Hamas arasında, rehinelerin mümkün olan en kısa sürede serbest bırakılmasını öngören bir ateşkes anlaşması yapılması. Yeterli miktarda insani yardım ve etkili dağıtım için güvenilir mekanizmalar sağlayan insani yardımın artırılması.” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Dünya

İsrail’in Gazze’ye saldırılarında 44 Filistinli öldü, 250’den fazla kişi yaralandı

Published

on

By

İsrail ordusunun dün sabah saatlerinden bu yana Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda aralarında yardım bekleyen sivillerin de bulunduğu 44 Filistinli hayatını kaybetti, 250’den fazla kişi yaralandı.

Sağlık kaynakları ve görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail savaş uçakları ve topçu birlikleri gece saatlerinden itibaren Gazze’nin kuzeyinden güneyine kadar birçok noktayı hedef aldı.

Saldırılarda, sivillerin ve yerinden edilmiş kişilerin sığındığı çadırlar, barınma merkezleri ve yardım dağıtım noktaları hedef alındı.

İsrail’in son saldırılarında Gazze’nin çeşitli bölgelerinde 16’sı insani yardım bekleyenlerden olmak üzere en az 44 Filistinli hayatını kaybetti, 250’den fazlası yaralandı.

İsrail’in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı kuşatması altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor.

Başta çocuklar olmak üzere, Gazze Şeridi’nde açlık nedeniyle ölümler artıyor. Yerel ve uluslararası çevreler, İsrail’in “açlığı ve susuzluğu silah olarak” kullandığını belirtiyor.

-Husiler: İsrail’de 4 noktayı füze ve İHA’larla hedef aldık

Öte yandan Yemen’deki İran destekli Husiler, İsrail’in güneyinde balistik füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) 4 kritik noktayı hedef aldıklarını açıkladı.

Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri, yaptığı açıklamada, İsrail’in güneyinde “hassas bir hedefe” balistik füze ile saldırı düzenlediklerini ve Ben Gurion Havalimanı dahil olmak üzere 3 başka kritik noktayı İHA’larla hedef aldıklarını belirtti.

Bu saldırının, “İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde Filistinlilere karşı işlediği soykırım suçlarına bir yanıt” olduğuna dikkati çeken Seri, “Gazze’ye yönelik saldırılar durdurulup abluka kaldırılana kadar İsrail’e saldırıların devam edeceğini” vurguladı.

İsrail ordusu cuma akşamı yaptığı açıklamada, Yemen’den atılan bir balistik füzenin hava savunma sistemleri tarafından engellendiğini bildirmişti.

Açıklamada, saldırı nedeniyle ülkenin güneyindeki Necef bölgesinde ve Ölü Deniz yakınlarındaki yasa dışı yerleşim yerlerinde sirenlerin çaldığı aktarılmıştı.

Yemen’deki İran destekli Husiler, ateşkes anlaşmasını bozarak Gazze Şeridi’ne şiddetli saldırılarını tekrar başlatan İsrail’i zaman zaman balistik füzelerle hedef alıyor.

-İsrail’in açlığa mahkum ettiği Gazze’de bir bebek daha açlıktan hayatını kaybetti

İsrail’in uyguladığı abluka ve yardım engelleri nedeniyle kıtlığın pençesine düşen Gazze Şeridi’nde bir bebek daha açlıktan öldü.

Sağlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, henüz birkaç aylık olan Filistinli bebek Zeynep Ebu Halib, cuma akşamı Han Yunus’taki Nasır Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.

Zeynep, uzun süredir yetersiz beslenme nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşadı, İsrail’in devam eden ablukası nedeniyle kendisine gerekli tıbbi ve besleyici destek sağlanamadı.

Vücudu iyice zayıflayan Zeynep bebek, son günlerinde açlığa karşı verdiği savaşı kaybetti.

Zeynep’in ölümünden kısa süre önce çekilen bir fotoğrafı, Gazze’deki insani felaketi gözler önüne serdi. Kaburgaları sayılan, derisi kemiklerine yapışmış haldeki Zeynep’in bu görüntüsü Gazze’de çocukların nasıl hızla ölümün eşiğine sürüklendiğini özetler nitelikte.

İsrail’in insani yardımları engellemesiyle derinleşen kıtlık nedeniyle, özellikle bebekler ve çocuklar arasında can kayıpları her geçen gün artıyor.

Filistin Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Munir El-Berş, dün yaptığı açıklamada, sadece son 24 saatte 2’si çocuk olmak üzere 9 kişinin açlıktan yaşamını yitirdiğini belirtmişti.

Böylece 7 Ekim 2023’ten bu yana açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 83’ü çocuk en az 122’ye yükseldi.

Bakanlık ayrıca, şu ana kadar 26 bin 677 yetersiz beslenme vakasının resmi kayıtlara geçtiğini, 5 yaş altındaki 260 binden fazla çocuğun acilen gıdaya ihtiyaç duyduğunu duyurmuştu.

Birleşmiş Milletler ve çeşitli yerel kuruluşlar, insani yardımın İsrail tarafından engellenmesinin Gazze’de çocuklar arasında toplu ölümlere yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Bölgedeki sağlık sisteminin çökme noktasına geldiği, ilaç ve tıbbi ekipman eksikliği nedeniyle hastanelerin işlevsiz hale geldiği bildiriliyor.

Gazze’deki Hükümet Basın Ofisi de son günlerde yaptığı açıklamada, “Gazze ölümün eşiğinde” uyarısında bulunarak uluslararası topluma acil müdahale çağrısında bulunmuştu.

-UNRWA: Gazze’deki toplu kıtlık “planlı ve sistematik”

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), İsrail’in abluka ve saldırıları altındaki Gazze Şeridi’nde yaşanan toplu kıtlığın “planlı ve sistematik” olduğunu belirtti.

UNRWA’dan yapılan açıklamada, “Gazze Şeridi’nde toplu kıtlık, planlı ve sistematik bir şekilde dayatılıyor. Açlıktan bedenleri eriyen çocuklar, bugün bir kez daha hayatlarını kaybetti.” ifadelerine yer verildi.

ABD-İsrail güdümlü sözde “Gazze İnsani Yardım Vakfı”nın dağıtım sisteminin, insani krizi çözmek yerine askeri ve siyasi hedeflere hizmet ettiği vurgulanan açıklamada, söz konusu sistemin “insani krizi çözmeye yönelik değil, daha fazla can kaybına yol açan acımasız bir uygulama” olduğu belirtildi.

Açıklamada, İsrail’in, bu sistem aracılığıyla Gazze dışından ya da içinden gelen tüm insani yardımların girişine tam kontrol uyguladığı vurgulandı.

Gazze’de, 27 Mayıs’tan bu yana “Gazze İnsani Yardım Vakfı” kontrolündeki yardım dağıtım noktalarında sistematik saldırılar sonucunda 1083 Filistinli ölmüş, 7 bin 275 kişi de yaralanmıştı.

İsrail’in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı kuşatması altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor.

Başta çocuklar olmak üzere, Gazze Şeridi’nde açlık nedeniyle ölümler artıyor. Yerel ve uluslararası çevreler, İsrail’in “açlığı ve susuzluğu silah olarak” kullandığını belirtiyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam