Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

“2022’nin en önemli projesi dijitalleşme”

Published

on

 

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Canaltay, BRT’de yayınlanan “Manşet +” programında önemli açıklamalarda bulundu.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Resmiye Eroğlu Canaltay, bu sabah BRT’de yayınlanan “Maşet +” programına katılarak bakanlığın çalışmaları ve erken genel seçim konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Canaltay, 2021 yılında bakanlıkta başlatılan ancak tamamlanamayan projelerin 2022’de tamamlanmasını hedeflediklerini belirterek bunlardan en önemlisinin dijitalleşme olduğunu söyledi.

Canaltay, göreve geldiği günden bu yanan pratik çözümlere odaklanarak projeler ürettiklerini ve her konuya özel bir ekip oluşturarak sorunları çözme yoluna gittiklerini aktardı.

KKTC’de kullanılan teknolojinin dünyanın çok gerisinde olduğunu belirten Canaltay, dijitalleşme ve fiber-optik altyapının çok önemli olduğunu, bu konuda başlatılan çalışmaların 2022’de sonuçlandırılması için tüm hazırlıkların yapıldığını söyledi.

Canaltay, yurt dışında yaşayan konusunda uzmanlaşmış Kıbrıslı Türklerle, projelere katkı koymaları için birlikte çalıştıklarını belirterek “Yurt dışında yaşayan ve konusunda uzman olan Kıbrıslı Türklerin varlığından kaç kişi haberdar ve bunlardan ne kadar yararlanabiliyoruz?” diyen Canaltay, aynı şekilde ülkedeki üniversitelerde görev yapan bilim adamlarından da gerektiği şekilde yararlanılmadığının altını çizdi.

“TÜM OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN BAŞARILI OLDUK”

Şubat ile Kasım 2021 arasındaki dokuz aylık sürede, tüm bütçenin salgına gittiği, onaylanan projelerin mali kaynağının geç ulaştığı ortamda, tüm olumsuzluklara rağmen başarılı olduklarını belirten Canaltay, “2022’ye kalan projeler hayata geçtiği zaman, özellikle dijitalleşme gerçekleştiğinde ülkenin önü açılacak” dedi.
Dijitalleşme ile birlikte her eve fiber-optik altyapı projesinin bulunduğunu, bunun da İskele’de belirlenen bir pilot bölge ile yer yer hayata geçirilmeye başlandığını belirtti.

Dijitalleşme ile birlikte E-Devlet projesinin de hayata geçirileceğini, sağlıktan ticarete, eğitimden iş kurmaya kadar vatandaşın tüm resmi işlemlerini evinde oturarak gerçekleştirebileceğinin altını çizen Bayındırlık ve Ulaştırma bakanı, “Evinizde oturup tüm devlet dairelerindeki işlerinizi masa başından halledebiliyorsanız bu trafikte, hava kirliliğinde azalmaya neden olur, vakitten ve enerjiden de büyük tasarruf sağlarız” dedi.

YENİ ERCAN İÇİN YENİ HEDEF 2022’NİN YAZ AYLARI

Yeni Ercan Havalimanı’nın büyük olasılıkla 2022’nin yaz aylarında tamamlanacağını da aktaran Canaltay, “Orasının açılmasıyla birlikte ülke ekonomisine büyük katkısı olacak. O konuda da bir ekip kurduk. Her hafta toplantı yapılıp rapor hazırlandı. Eksiklikleri çözmeye çalıştık ve devlet olarak üzerimize düşen önemli görevleri yerine getirdik. Yapımcı şirket pandemi nedeniyle siparişlerini yetiştiremedi. Ancak şimdi siparişleri veriyorlar ve eksikler tamamlıyorlar. Bu konuda çok mağduriyet yaşadık. Sebepleri araştırıp kamuoyu ile paylaşılmalı” şeklinde konuştu.
Bakan Canaltay, bakanlığın 2022’de gerçekleştireceği projeler arasında öncelikli olarak 322km’lik köy yollarının bulunduğunu, 322km’ye ek olarak eksik bırakılan bölgeler için bir 60-70km’lik yol projesinin daha uygulamaya konacağını ve tamamlanacağını söyledi.
Girne Batı Çevre Yolu’nun Alsancak’a kadar olan kısmı için ihaleye çıkılacağını da belirten Canaltay, buna ek olarak kavşak ve çemberlerin aydınlatılması, yol güvenliği ve trafik güvenliği projeleri bulunduğunu söyledi.

“KAMULAŞTIRMA SORUNU ÜLKENİN ÖNÜNÜ TIKIYOR”

Karayolları konusunda kamulaştırma ve ihale yasalarının değişmesi gerektiğinin altını çizen Canaltay sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kamulaştırma ve ihale yasasının değiştirilmesi lazım aksi halde ülkenin önü açılmayacak. Lefke yolu sekiz senedir bitirilemedi. Nedenini anlamakta zorlanıyorum. Lefkoşa Çevre Yolu’nda neden bu kadar beklendi? Çayırova-İskele Yolu, Balalan-Yenierenköy Yolu… yollar yarım kaldığı için yapılan işler eskiyor. Bu nasıl vicdandır anlamakta zorlanıyorum. Niyet ülkeye hizmet olsaydı sorunlar pratik bir şekilde çözülebilirdi.”
Kamulaştırma sorunlarını çözerken konuya anlayışla yaklaşan mal sahiplerine teşekkür eden Canaltay, “insanları konuşarak ikna ettik. Bunca sene bunu yapmak bu kadar zor muydu?” diye sordu.

“BİRLİKTE HAREKET EDERSEK SIKINTILARI AŞABİLİRİZ”

Canaltay, 2021’in pandemi nedeniyle her açıdan zorlu bir yıl olduğunu, Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) tek başına iktidara gelmesiyle, siyasette yakalanacak istikrar ile birlikte halkın bütün olarak hareket etmesi 2022’de öngörülen dezavantajların avantaja dönüştürüleceğini kaydetti.

“Herkes inanır ve birlikte hareket ederse ekonomik sıkıntıları aşabiliriz. İnsanlar çarşıya giderken ne alacağı yerine ne alamayacağını düşünürse bu acı reçetedir. Ancak birlik ve beraberliğimizden alacağımız güç ile hareket edip reformları hayata geçirebilirsek, bu tüm topluma kalkınma olarak geri dönecek ve herkesin mutlu olmasını sağlayacak” diyen Canaltay, ekonomik krize karşı alınacak önlemler bulunduğunu, ancak en etkili önlemin üretim olduğunu vurguladı.

Canaltay şöyle konuştu:
“Bütün dünya üretim konusunda artık ciddiyetle üzerinde dururken, iklim değişikliğini de göz önünde bulunarak üretim politikamıza bir yön vermemiz gerekiyor. Proje üretmemiz gerekiyor. Bunların hepsi uyumlu bir hükümet ile olur. 4 senede 4 hükümetin halka verebileceği şeyler sınırlı. Tek başına hükümet artık ülke için gerekli. Her konuda reform yapmamız lazım. Önce beyinlerimizde reform yapmalıyız. Üretimde ve eğitimde de reformlara ihtiyaç var. Halk olarak bunu talep etmemiz gerekiyor.”

“BOYKOT ÇAĞRISI YAPILMASI ANLAMSIZ”

Seçimler için boykot çağrısı yapılmasını anlamsız bulduğunu, boykot edenlerin söz hakkının olmadığını dile getiren Bakan Canaltay, herkesin, görüşü ne olursa olsun siyasi iradesini sandığa yansıtması gerektiğini vurguladı.
Siyasetin çözüm bulma sanatı olduğunu belirten Canaltay, “Çözüm bulacaksınız, gerektiği yerde ikna edeceksiniz. Ülkeler önemli bir adım atacağında halkını ikna ederek yapar. İşler halkın size olan inancıyla yürür. Halk size inanmazsa hiç bir şey başaramazsınız. Şu anda güvensizlik pompalanıyor. Muhakkak siyasilerin de bunda rolü var” dedi.

Canaltay, yaklaşan seçimlerle ilgili değerlendirmede bulunurken UBP olarak birlik içerisinde ve heyecanla hareket ettiğini ancak pandemi ve ekonomik kriz nedeniyle evden eve dolaşıp kampanya yapılamadığını belirtti.
“Gittiğimiz yerlerde çok iyi karşılanıyoruz. İnsanlarla konuşuyoruz. Ancak sokakta seçim havası ve o heyecanı göremedik” diyen Canaltay, yılbaşından sonra maaş ödemeleri ile birlikte insanların rahatlayacağını ve güven geleceğini, UBP’ye olan güvenin de daha da pekişeceğini aktardı.

“UBP’NİN TEK BAŞINA İKTİDARI İSTİKRAR GETİRECEK”

Bakan Canaltay, UBP’nin tek başına iktidar olmasının ülkeye istikrar getireceğini belirterek, “Ülke için istikrar istiyorsak UBP’nin tek başına iktidara gelmesi lazım. Halk koalisyonlardan bıktı. Ülke 3’lü 5’li koalisyonlarla yönetilemez. Reform ve kalınma planı lazımken, anlaşamayacağım biriyle hareket edersem ne olacak? Halk bundan memnun mu? Her iki yılda bir hükümet değiştirmekten memnun mu? Eminim ki halk bunları sorguluyor. Bir kısım boykot bir kısım başka bir şey söylüyor ama gerçeği halk görecek” dedi.

Canaltay sözlerine şöyle devam etti:

“Tek başına ayakta durabilmek için, gençlerin göç etmemesi için annelerin kaygılarını dindirmek için istikrarlı bir hükümete ihtiyaç vardır. Şımarık çocukluk dönemi ve hayal dünyası bitti. Artık denizin sonundayız. Anavatan ile zor günleri birlikte atlatacağız ancak bundan önce bu reformları yapmamız gerekiyor. ‘Ben oynamam’ deyip sahadan çekilme dönemi bitti. Halka bu doğruları söylememiz lazım. TL kullanmanın dezavantajını avantaja çevirmemiz lazım. Oturup halimize ağlama zamanı değildir. Tüm halkımızın bu konuda karar vererek istikrarlı bir hükümet seçecek konumdadır ve halk bu gerçekleri biliyor.”
Canaltay, seçime katılacak diğer partilere hayal satarak siyaset yapmama çağrısında da bulundu.

“KADINLARIN SİYASETTE OLMASI TOPLUM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”

Kadın adaylar konusunda da değerlendirmede bulunan Canaltay, “Kadınların siyasette olması toplulumuzun ileriye gitmesi açısından çok önemli. Kadınların bazı konulara daha duyarlı yaklaştıklarını görüyoruz Daha pratik çözümler üretebildiklerine inanıyorum. Kadının olduğu yerde bazı şeyler çok daha kolay değişiyor” şeklinde konuştu.
Son olarak 2022 yılı için temennilerini aktaran Canaltay, “2021 umutlarımızın çok yeşerdiği bir dönem oldu mu bilemiyorum. Her yıl bizim için bir tecrübedir. Her yeni yıl da bizim için bir heyecandır. 2022 yılının huzurlu, toplumsal barışın sağlandığı, dünyada barışın hüküm sürdüğü ve en önemlisi, sağlıklı bir yıl olmasını diliyorum. Pandemi bizi bayağı bir yıprattı. Pandeminin olmayacağı ve kısıtlamaların olmadığı özgür bir yıl olmasını diliyorum” dedi.

 

BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Papa 14. Leo İlk konuşmasında “barış” vurgusu yaptı

Published

on

By

Katolik Kilisesi’nin 267. papası olarak seçilen ABD’li Robert Francis Prevost, Papa 14. Leo olarak yaptığı ilk konuşmasında barış vurgusu yaptı.

Konuşmasında Papa Franciscus’u anan Papa Leo, diyaloglarla köprülerin kurulması gerektiğini belirtti.

Uzun yıllar görev yaptığı Peru’ya özel selam gönderen Papa 14. Leo, acı çekenlere yardım eden bir Kilise için birlikte yürüyeceklerini söyledi.

-Katolik Kilisesi’nin ilk ABD’li papası Prevost kimdir?

Dün Katolik Kilisesi’nin 267. papası olarak seçilen Kardinal Robert Francis Prevost, Arjantinli Papa Francesco’dan sonra Amerika kıtasından gelen ikinci, ABD’den ise ilk papa. Prevost’un ailesinin kökenleri ise Fransa, İtalya ve İspanya’ya dayanıyor. Kendisi de aynı zamanda, uzun yıllar görev yaptığı Peru vatandaşlığına sahip.

Katolik Kilisesi’ne bugüne kadar ABD’li bir ismin liderlik etmemesi, bu ülkenin jeopolitik gücünden kaynaklanan bir “tabuyla” açıklanıyordu.

Prevost’un bu göreve gelmesinde ise hem aile geçmişi hem Latin Amerika gibi Katolik nüfusun yüksek olduğu bir bölgeyi iyi tanıması hem de Vatikan hiyerarşisinde üst düzey görevlerde bulunması etkili görülüyor.

Robert Francis Prevost, 14 Eylül 1955’te ABD’nin Chicago kentinde, Fransa ve İtalya kökenli Louis Marius Prevost ile İspanya kökenli Mildred Martínez’in üç çocuğundan biri olarak dünyaya geldi.

Çocukluğu ve gençliği ABD’de geçti; Aziz Augustinus tarikatına bağlı bir ruhban okulunda okudu, Pensilvanya’daki Villanova Üniversitesi’nde matematik ve felsefe eğitimi aldı.

Chicago’daki Katolik İlahiyat Birliği ilahiyat bölümünden mezun olduktan sonra ise 27 yaşında Papalık Aziz Thomas Aquinas Üniversitesi’nde Kilise Hukuku eğitimi görmek üzere Roma’ya geldi.

1985’ten itibaren ise uzun yıllar Peru’da yaşadı, misyonerlik ve başpiskoposluk yaptı. 2015’te Peru vatandaşlığı da aldı.

2015’te, Arjantinli Papa Francesco tarafından Peru’nun Chiclayo piskoposu olarak atandı.

2023’te Papa Francesco tarafından önce başpiskoposluğa, ardından da kardinalliğe getirildi.

Aynı yıl, dünya çapındaki piskopos adaylıklarını inceleyen Vatikan ofisinin başına getirildi ve Latin Amerika Papalık Komisyonu başkanı oldu.

Bu üst düzey görevlerinin, Katolik Kilisesi hiyerarşisinde tanınmasını sağlaması nedeniyle papa seçilmesinde etkili olduğu düşünülüyor.

-Leone adını neden seçti?

Prevost aynı zamanda, 13. yüzyılda kurulan Aziz Augustinus tarikatından da ilk papa.

Vatikan basın ofisi, Prevost’un papalık ismi olarak 14. Leone’yi seçmesini de, bu ismi seçen son papanın “kilisenin modern sosyal doktrinini” başlatan 13. Leone olmasına bir atıf olarak açıkladı.

Basın sözcüsü Matteo Bruni bu seçimi aynı zamanda, “yapay zeka döneminde” insanlara ve işlerine “tesadüfi olmayan bir referans” diye niteledi.

Peru’da başpiskoposluk yaptığı dönemde, Katolik Kilisesi’ndeki cinsel taciz skandallarının yönetilmesiyle ilgili eleştiri de aldı.

Kendisi piskoposluk görevine gelmeden önce iki rahip tarafından cinsel tacize uğradığını söyleyen bir kadın, Prevost’u soruşturmayı kötü yönetmekle ve rahiplerden birinin ayin yapmasını engellememekle suçladı.

Piskoposluk yönetimi ise Prevost’un herhangi bir örtbas etme girişimine karıştığı iddialarını reddetti.

-Papa Francesco ile yakınlık

Papa Francesco’nun 21 Nisan 2025’te ölümünün ardından yapılan analizlerde, yeni papa seçiminde Francesco’nun reform girişimlerine destek verenler ile karşı cephedeki muhafazakarlar arasında bir çatışmadan söz ediliyordu.

Prevost içinse “orta yoldan” bir alternatif yorumları da yapılıyordu.

Prevost, son yıllarda Vatikan’daki görevlerinde Papa Francesco’nun önemli reformlarından birinin de idaresindeydi.

“Devrim” olarak yorumlanan bir adımla, piskopos atamalarından sorumlu ofise üç kadın atandığında yönetimde Prevost vardı.

Vatikan uzmanları, Papa Francesco’nun “Prevost’a güveninin tam olduğunu” söylüyor.

Prevost’un özellikle yoksullar ve göçmenlere yakınlık gösterilmesi gibi konularda Francesco’nun “devamı” niteliğinde olduğu yorumları yapılıyor.

-Yeni Papa, ilk konuşmasına “Barış sizinle olsun” diyerek başladı

Prevost da 8 Mayıs 2025 akşamı Papa 14. Leone olarak yaptığı ilk konuşmasında Papa Francesco’yu andı.

Papa olarak kalabalığa ilk hitabına “Barış sizinle olsun” diyerek başlayan Prevost, “Papa Francesco’ya teşekkürler” dediğinde meydandan alkışlar yükseldi.

Prevost konuşmasında diyalog ve köprüler kurulması, barış mesajları da verdi. İtalyanca başladığı konuşmasına daha sonra İspanyolca birkaç cümle de ekledi.

Yeni Papa, geçen ay selefinin hayatını kaybetmesinden sonra Vatikan’ın yayın organlarına verdiği söyleşide de Francesco’nun göçmenlere, mahkumlara yakınlığını övmüştü.

Provost burada ayrıca, Francesco’nun ABD’de göçmenlerin toplu sınır dışı edilmeleri uygulamasına karşı geçen Şubat’ta yazdığı mektuba da destek verdi.

7 Mayıs’ta başlayan papa seçimi öncesinde toplantılar yapan kardinaller, 6 Mayıs’taki son toplantıda, “Papa Francesco’nun yürüttüğü reformların birçoğunun ileriye taşınması gerektiğini” söylemiş, bunlar arasında istismara karşı mücadele, ekonomik şeffaflık, Vatikan hiyerarşisinin yeniden düzenlenmesi, birliktelik, barışa bağlılık ve çevreye özen gibi başlıkları saymıştı.

“Savaşların, şiddetin ve güçlü kutuplaşmaların yaşandığı bu dönemde, merhamet, birliktelik ve umut sunan manevi bir rehbere ihtiyaç duyulmaktadır” diyen kardinaller tarafından seçilen Prevost’un papalık görevinde bu konulara yaklaşımı da dikkatle izlenecek.

Devamını Oku

Dünya

İsrail, Lübnan’ın güneyinde bir dizi hava saldırısı düzenledi

Published

on

By

İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyindeki Nebatiye vilayetinde bir dizi hava saldırısı düzenledi.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail savaş uçakları, Nebatiye vilayetindeki yerleşim alanlarına yakın bölgeleri bir dizi saldırıyla hedef aldı.

Görgü tanıkları, İsrail savaş uçaklarının bölgedeki uçuşlarının sürdüğüne işaret etti.

Lübnan Başbakanı Selam, İsrail’in ülkesine yönelik saldırılarını durdurmasını istedi
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, İsrail ordusunun ülkesine yönelik devam eden saldırılarının durdurulması talebinde bulundu.

Başbakan Selam, X hesabından yaptığı açıklamada, İsrail’in ateşkes anlaşmasını ihlal eden saldırılara tepki gösterdi.

İsrail’in, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararına yönelik tüm ihlal ve saldırılarının bir an önce durdurulması talebinde bulunan Selam, “İsrail’in işgal ettiği Lübnan topraklarından bir an önce çekilmesi için sarf ettiğimiz çabalarımız durmayacak.” ifadelerini kullandı.

İsrail ile Lübnan arasında 27 Kasım 2024’te yapılan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail ordusu sıklıkla anlaşmayı ihlal ediyor.

Lübnan Enformasyon Bakanı Paul Markus, 17 Nisan’da, 27 Kasım’dan bu yana ateşkes anlaşmasını 2 bin 740 kez ihlal eden İsrail’in bu süre zarfında Lübnan’a düzenlediği saldırılarda 190 kişinin öldüğünü, 485 kişinin yaralandığını bildirmişti.

Devamını Oku

Dünya

Rusya ve Çin, çeşitli alanlarda işbirliği anlaşmaları imzaladı

Published

on

By

Rusya ile Çin arasında uluslararası hukuk, biyolojik güvenlik, dijital ekonomi, bilim, eğitim, sinema ve uzay gibi çeşitli alanlarda işbirliği anlaşmaları imzalandı.

Kremlin Sarayından yapılan açıklamaya göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping başkent Moskova’da görüştü. Dar formatta başlayan görüşmeler, geniş formatta devam etti.

Görüşmelerde, Rusya ile Çin arasında kapsamlı ortaklık ve stratejik ilişkiler, güncel uluslararası ve bölgesel konular ele alındı. Görüşmelerin ardından Putin ile Şi, iki ülke arasındaki yeni anlaşmaların imza törenine katıldı.

Putin ve Şi, Rusya ile Çin arasında kapsamlı ortaklık ve stratejik etkileşimin derinleştirilmesine ilişkin ortak açıklama imzaladı.

İki ülke arasında ayrıca, uluslararası hukuk, biyolojik güvenlik, dijital ekonomi, bilim, eğitim, sinema ve uzay alanlarında işbirliğini içeren 20’den fazla belge imzalandı.

Putin ve Şi, imza töreninde basına açıklamalarda bulundu.

– “İki ülke arasındaki ilişkiler, tarihte en yüksek seviyeye ulaştı”

Başkan Putin, Rusya ile Çin arasındaki ilişkilere değinerek, “İki ülke arasındaki ilişkiler, tarihteki en yüksek seviyeye ulaştı. İlişkilerimiz iç siyasi etkenlere ve mevcut küresel konjonktüre bağlı değil.” dedi.

Rusya ile Çin’in uluslararası ve bölgesel meselelere ilişkin yaklaşımların örtüştüğünü ve birbirine yakın olduğunu belirten Putin, şöyle konuştu:

“Ülkelerimiz, bağımsız dış siyaset izliyor ve daha adil, demokratik ve çok kutuplu dünya düzeninin oluşturulmasından yana. Rusya ve Çin, Birleşmiş Milletler (BM) ve BM Güvenlik Konseyi’nin dünyadaki meselelerde merkezi rol oynamaya devam etmesi gerektiği görüşünü paylaşıyor. Küresel ve bölgesel sorunların BM Şartı, uluslararası hukuk, uluslararası toplumun çıkarları, kültürel ve medeni çeşitliliklerine saygı temelinde çözülmesi gerekiyor.”

Ekonomi ve ticaret alanında da ilişkilerin geliştiğini dile getiren Putin, ikili ticaret hacminin 2024’te rekor seviyesine ulaşarak, 245 milyar dolar olduğunu ifade etti.

İki ülke arasında ödemelerin ulusal para birimlerinde yapıldığına dikkati çeken Putin, Çin ile çeşitli alanlarda ortak projeler yürüttüklerini belirtti.

– “Rusya ile Çin, el ele her türlü zorluğun üstesinden gelecek”

Çin Devlet Başkanı Şi de görüşmeler esnasında önemli belgelere imza attıklarını dile getirerek, “Bu ikili ilişkilerimizi daha da geliştirecek.” ifadesini kullandı.

İyi komşuluk ilişkileri, kapsamlı stratejik ve karşılıklı çıkar sağlayan işbirliğini geliştirmeye devam edeceklerini dile getiren Şi, şunları kaydetti:

“Rusya ile Çin el ele her türlü hava koşuluna dayanacak ve her türlü zorluğun üstesinden gelecek. Uluslararası toplumda istikrar sağlayıcı, olumlu ve ilerici bir güç haline gelen ülkelerimizin yan yana durması, uluslararası ilişkilerde BM merkezli sistemi ve uluslararası hukuka dayalı dünya düzenini kararlı şekilde savunması gerekiyor.”

Devamını Oku

Trending

Reklam