İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği (İSG-BİR), “Turizm ve Konaklama Tesisleri’nde İSG Yönetimi” eğitimi düzenledi.

Birlikten yapılan açıklamaya göre, 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kapsamında salı günü Girne The Arkın Colony Otel’de yapılan eğitimde sektördeki risklere dikkat çekildi ve çözüm yolları ele alındı.

Etkinliğe İSG uzmanları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı kamu yetkilileri, Çalışma Dairesi Müdürü, amirleri ve müfettişleri, İtfaiye Müdürlüğü, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı Bölge Müdürlüğü, Girne İtfaiye Şube Amirliği ve sektör temsilcileri katıldı.

İSG-BİR Başkanı Erkay Özgör, yaptığı konuşmada, iş sağlığı ve güvenliğinin yalnızca bir mevzuat gereği değil, bir yaşam hakkı ve kültür olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

“İSG-BİR olarak hedefimiz; iş kazalarının yaşanmadığı, meslek hastalıklarının önlendiği, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamlarının sürdürüldüğü bir gelecek inşa etmektir. Bugünkü eğitimimizde yalnızca bilgiler aktarılmadı, aynı zamanda sektörel iş birliğinin temelleri de güçlendirildi.”

Özgör ayrıca, İSG-BİR’in inşaat ruhsatları ve iş yeri yenileme süreçlerinde İSG uzatma zorunluluğu ve belge kontrolü konusundaki beyanının dikkate alınarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile imar izni veren yerel belediyeler arasında bir İSG toplantısının düzenlenmiş olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Toplantının yerel düzeyde İSG bilincinin yaygınlaşması açısından kritik bir adım olduğunu vurgulayan Özgör, tüm paydaşlara teşekkür etti.

Çalışma Dairesi Müdürü Sezgi Çobanoğlu Ballı ise, turizm sektöründe yerinde denetimlerle iş sağlığı ve güvenliği mevzuatlarının uygulanıp uygulanmadığını Daire müfettişleri ile kontrol edildiğini, ilerleyen süreçte diğer sektörler için de aynı denetimlerin hızla yapılacağını belirtti.

Ballı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak iş sağlığı ve güvenliğine önem verdiklerini, bu doğrultuda her türlü farkındalık girişimlerini yapacaklarını kaydetti.

Konuşmasının ardından Ballı, İSG-BİR’e iş sağlığı ve güvenliği alanında yaptıkları özverili çalışmalardan dolayı teşekkür plaketi takdim etti.

Üç oturumda yapılan eğitimin birinci oturumda Girne İtfaiyesi’nden İtfaiye Çavuşu Mustafa Savaşır, turizm tesislerinde yangın ve acil durum planlamalarına ilişkin bilgiler aktardı. İkinci oturumda İSG Uzmanı Umut Kurşun, turizm sektöründe İSG organizasyonunun nasıl kurulması gerektiği üzerine sunum yaptı. Üçüncü oturumda ise, teknik altyapıya odaklanarak, Emir Taşçıoğlu tarafından bakım, onarım ve teknik işler çerçevesinde iş güvenliği riskleri ele alındı.

Program sonunda soru-cevap ve değerlendirme bölümü ile katılımcıların görüşleri alındı, katılımcılara eğitim belgeleri takdim edildi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Nikos Hristodulidis’i masada “uzlaşı” deyip, adada Kıbrıs Türk halkını köşeye sıkıştırmaya çalışmak ve iki yüzlü bir siyaset izlemekle eleştirdi.

Hristodulidis’in izlediği politikalara ilişkin Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Rum lider Nikos Hristodulidis’in söylemlerini hayretle izliyorum. Cenevre’de BM Genel Sekreteri’nin huzurunda verdiği sözleri, adaya döner dönmez unuttu” dedi.

Tatar “Hristodulidis şimdi çıkıp basının karşısında ‘elimizde anahtar var, stratejimiz var’ diyor. Peki, o anahtar hangi kapıyı açıyor? O anahtar, Kıbrıs Türk Halkının temel insan haklarının gasp edildiği, haksız ve hukuksuz izolasyonların sürdüğü kapıyı açıyor. Ancak Kıbrıs Türk halkı artık o kapıdan geçmeyecek çünkü Kıbrıs Türk Halkı, kapının eşiğinde kandırılarak bekletilmekten bıktı, aynı oyun defa defa üzerimizde oynandı. Zaman başkalarını memnun etme zamanı değil, zaman Halkımızın iradesini ileriye taşıma zamanıdır” ifadelerini kullandı.

– “Cenevre’de BM Genel Sekreteri’nin huzurunda verdiği sözleri, adaya döner dönmez unuttu”

Hristodulidis’in, Cenevre’ye giderken ‘müzakereleri kaldığı yerden başlatacak 5 maddelik öneriyle gidiyorum’ diyerek kendi halkını büyük beklentilerle manipüle ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Peki, orada ne sundu? 20 Ocak’ta ‘paket’ diye duyurduğu, sözde 8 maddeyi yeniden okudu. Ardından Genel Sekreter’in Yardımcısı DiCarlo’nun önerisini çalmaya da teşebbüs etti. Geçtiğimiz Pazartesi gününden itibaren söylediklerine, sızdırdıklarına baktığımda görüyorum ki, çok ciddi bir sorunla karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.

Hristodulidis’in genel tutumunun uzlaşıdan, çözümden yana olan bir liderin tavrı olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar “Masada ‘uzlaşı’ deyip, adada ‘Kıbrıs Türk halkını daha fazla nasıl baskı altına alırım’ güdüsüyle hareket etmek, diplomasi değil, maskeli bir oyundur. Kıbrıs Türk Halkı bu oyunu defalarca izledi. Crans Montana’da da aynı senaryoyu oynadılar. Masada söylediklerini adaya döner dönmez unutan bir liderle karşı karşıyayız” dedi.

Tatar değerlendirmesini şu sözlerle sürdürdü:

“Rum lider, ‘Kıbrıs Türk tarafı çözümü reddediyor’ diyerek uluslararası kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor. Gerçek ise bambaşka. Kıbrıs Türk Halkı, müzakere yoluyla bulunacak bir uzlaşıya taraftır. Ancak egemenliğinden, devletinden vazgeçip Rum’u ikna çabası içine girerek, karşı tarafın istediği tek egemenliğe dayalı bir uzlaşı müzakeresine girmeyecektir.

Hristodulidis’in hedefi, Kıbrıs Türk Halkını Rum egemenliği altına almaktır. Bu, çözüm arayışı değil, dayatma siyasetidir. Hristodulidis, Crans Montana’dan bu yana değişen tek bir söylem geliştirmemekle kalmayıp tek hedefi kendisini mağdur gösterip, Kıbrıs Türk Halkını kendince baskı altında tutmaktır. Ama bilsin ki, Kıbrıs Türk Halkı bu oyuna gelmeyecektir.

Hristodulidis’in algı operasyonlarına paralel söylemler geliştiren adayların varlığı, seçim sürecinde dikkatle izlenmelidir. “Seçilirsem Rum tarafının beklentilerini karşılayacağım” izlenimi veren bu adayların halkımıza nasıl bir gelecek vadettiğini sorgulamak zorundayız. Rum liderin baskıcı siyasetini Kıbrıs Türk halkının egemenlik talebine bağlama cüretinde bulunanlar emin olsunlar, karşılarında haklarını talep eden halkımızı bulacaklar.”

“Rum liderin tükenmiş federasyon ısrarı, Kıbrıs Türk Halkını Rum egemenliği altına almayı amaçlayan bir oyundan ibarettir” diyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının iradesini ve haklarını, Rum liderin belirleyeceği bir çerçeveye sıkıştırmanın, çözüm değil teslimiyet olduğunu kaydetti. Tatar, “Kıbrıs Türk halkı, eğer karşı tarafta da uzlaşı iradesi varsa kendi devletini, egemenliğini ve iradesini koruyarak müzakere masasında yerini alacaktır. Bu Halk, Rum tarafının tahakküm teşebbüslerine teslim olmayacak kadar güçlüdür” ifadelerini kullandı.

– Hristodulidis masada ‘uzlaşı’ diyor”, adaya döndüğünde halkımızı köşeye sıkıştırmaya çalışıyor

Rum lider Hristodulidis’in iddialarının sadece Kıbrıs Türk tarafını hedef almadığını, aynı zamanda kendi halkını da yanıltma çabasının bir uzantısını teşkil ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Masada ‘uzlaşı’ deyip, adada ‘Kıbrıs Türk Halkını köşeye sıkıştıracağım’ demek, iki yüzlü bir siyasetin göstergesidir” vurgusunda bulundu.

Cumhurbaşkanı Tatar sözlerini şöyle noktaladı:

“Kıbrıs Türk halkı olarak biz, çözümden yana duruşumuzu her fırsatta ortaya koyduk. Ancak bu çözüm, Rum’un belirlediği çerçeveye sığdırılacak bir teslimiyet modeli değil, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüz temelinde, iki devletli bir çözümdür. Bizi izolasyonla sindirme politikası güdenlere cevabımız nettir: Kıbrıs Türk halkı, haklarından ve egemenliğinden asla vazgeçmeyecektir. Çünkü bu halk, Rum iradesine teslim olmayacak kadar onurlu, dirayetli ve güçlüdür.”

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Kadın Örgütü, 1 Haziran Dünya Çocuk Günü kapsamında gerçekleştireceği festival için Çocuk Meclisi oluşturdu.

CTP Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre, 1 Haziran Dünya Çocuk Günü kapsamında bu yıl ilk kez kurulan Çocuk Meclisi’nin, festival programının oluşturulmasında aktif rol aldığı belirtildi.

Tüm ilçelerden farklı yaş ve okul gruplarından temsilcilerin katılımıyla oluşturulan mecliste yer alan çocuklar, CTP Kadın Örgütü ile gerçekleştirdikleri toplantıda kendi taleplerini, sevdikleri etkinlikleri ve topluma iletmek istedikleri mesajları dile getirdi.

Toplantı sonucunda, yaratıcı drama atölyelerinden sokak oyunlarına, müzik ve dans etkinliklerinden bilim ve teknoloji deney alanlarına kadar birçok renkli ve eğitici etkinlik belirlenirken, festival süresince, çocuk hakları, çevre bilinci ve eşitlik gibi konular çocukların diliyle ele alınacak.

CTP Kadın Örgütü Başkanı Doğuş Derya yaptığı açıklamada “Çocukların katılımı ve fikirleriyle şekillenecek bu özel günde, onların hayal gücünü ve ihtiyaçlarını yansıtan etkinliklerle dolu bir program hazırlamak için ilk defa bir Çocuk Meclisi kurduk” dedi.

CTP Kadın Örgütü Çocuk Hakları Sekreteri Hatice Düzgün ise, “Bu özel günde çocuklara sadece bayramlarını değil, söz hakkını da vererek geleceğe daha umutla bakıyoruz” diye konuştu.

“Çocuklar konuşursa, dünya güzelleşir” anlayışıyla hareket ettiklerini belirten Düzgün, tüm basın mensuplarını ve halkı, 1 Haziran saat 17.00’de Kızılbaş Parkı’nda düzenlenecek etkinlikte çocuklarla buluşmaya davet etti.