Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“3. Ulusal İnşaat Mühendisliği Sempozyumu” Girne’de başladı

Published

on

İnşaat Mühendisleri Odasının bu yıl üçüncüsünü düzenlediği “Ulusal İnşaat Mühendisliği Sempozyumu” Girne Acapulco Otel’de yapılıyor.
Sempozyumun açılışında konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Abdullah Ekinci, sempozyumun özellikle inşaat sektöründe daha güvenli binalar inşa edilebilmesi için katılımcılara katkı sağlayacağını belirtti.

Mimarlar Odası Başkanı Onur Olguner de, sempozyumda ele alınacak konuların yapı güvenliği açısından önem taşıdığına işaret etti.

Kıbrıs Türk Taşeronlar Birliği Başkanı Osman Amca ise, binalardaki yapı güvenliğinin büyük önem arz ettiğini dile getirerek, sektördeki herkesin ve denetim yapan kurumların yapı denetim yasasına uyması gerektiğini söyledi.

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Başkanı Seran Aysal da, deprem gerçeğinin yanı sıra ülkede önemli alt yapı sorunları yaşandığını belirtti ve inşaat sektöründe bilimsellikten taviz verilmemesi gerektiğini kaydetti.

Avrupa Mühendisler Konseyi Başkanı Andreas Bradner ise, inşaat sektöründe yapım teknikleri ve kullanılan malzeme çeşitliliğinde son yıllarda yaşanan gelişmelerin daha kaliteli bina ve yapılar inşa edilmesine olanak sağladığını söyledi.

Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı da imar projesi kapsamında binalarla ilgili yapılan çalışmaları aktardı.

Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği Başkanı Mahmut Özçınar da, “ülkemizin kaynaklarını planlı ve doğru şekilde kullanılma ve gelecek nesillere daha güzel bir ülke bırakmak hepimizin üzerine düşen görevdir” dedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Sekreteri Asım Akansoy ise, iki toplumlu deprem sempozyumu yapılması yönünde öneride bulundu.

Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisler Odası’nın sunduğu öneri ve görüşlerin önemine değindi.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu da, ekonomiyi kayıt altına alabilmek amacıyla bakanlığın yapmış olduğu çalışmalara değindi.
Elektronik etiket uygulamasının da 1 Şubat 2025 tarihinde Hizmete gireceğini anımsatan Amcaoğlu, uygulamanın, ürünleri anında kontrol edebilme ve fiyatlarını görebilme imkanı sağlanacağını anlattı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise, konuşmasında CTP genel Sekreteri Akansoy’un, deprem sempozyumu yapılması yönündeki önerisine cevap verdi.

Tatar, “her zaman rum tarafıyla eşitlik temelinde görüşmeye hazırım, deprem konusunda da bir teknik komitenin oluşturulması ile kuzeyinde ve güneyinde olası bir depremde nelerin olabileceğini nasıl birbirimize yardımcı olabileceğimizi görüşebiliriz. Biz asla Kıbrıs cumhuriyeti’nin şemsiyesi altında gidip de orada bu konuda tartışmayız bazıları bunları yapabilir ama biz yapamayız çünkü devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk devletidir egemen bir devlettir. Bu egemen Kıbrıs Türk devleti elbette her konuda muhatapları ile konuşur görüşür tartışır siyaset geliştirir ve her türlü işbirliğine girebilir” dedi.

6 Şubat depreminin ardından deprem konusunda hassasiyetin arttığını kaydeden Tatar, Kıbrıs adasında da deprem riski bulunduğuna dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı, olası bir deprem felaketine hazırlıklı olmak için bina güvenliğinin önemli olduğunu belirterek, yapılacak binaların kalitesi ve inşaat sırasındaki denetimlerin bu açıdan önem taşıdığını söyledi.

Bu konuda gerekli yasal mevzuatların yürürlükte olduğunu, uygulamada ve denetleme konusunda kurumlara ve kişilere büyük görevler düştüğünü kaydeden Tatar, “bugün yaptığımız binalarda, gelecekte çocuklarımız yaşayacak. Vicdanen bu konuda daha dikkatli ve duyarlı davranmalıyız” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

11 İnönülü şehit düzenlenen törenle anıldı

Published

on

By

İnönü şehitleri düzenlenen törenle anıldı.

1958-1963 ve 1974 yıllarında şehit edilen 11 İnönülü için düzenlenen tören protokol sırasına göre şehitler anıtına çelenklerin konmasıyla başladı.

Ardından saygı duruşunda bulunuldu ve 3 el saygı atışı yapılarak, İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Törende Öykü Zort “ Bu Vatan Kimin?” isimli şiiri okudu.

Mesarya Belediye Başkanı Ahmet Latif törende yaptığı konuşmada, milli mücadele yıllarında İnönü köyünün 11 evladını toprağa verdiğini anımsatarak, şehitleri rahmetle andı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, 1974’ten önce ekmeğini kazanmak için işine giderken bir çok Kıbrıslı Türk’ün şehit edildiğini hatırlatarak, Rumların Kıbrıs Türkünü yok etmek için sistematik saldırılarda bulundu anlattı.

Kıbrıs Türk halkının kahramanca ülkesini ve halkını savunduğunu dile getiren Tatar, “1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve sonrasında Anavatan Türkiye’nin desteğiyle KKTC olarak dünyada haklı yerimizi alırken tüm bunları şehitlerimize borçluyuz” dedi.

Tatar, “Kıbrıs Türk halkının en az Rumlar kadar bu topraklarda hakkı vardır. Devletimizin kabul görmesi, egemenliğimizin tanınması gerekiyor, ancak o zaman adil kalıcı bir çözüm olur” dedi.
New York’ta da bu gerçekleri paylaşacağını ifade eden Tatar, bu kadar bedel ödeyen bir halkın egemenlik ve tanınma hakkı olduğunu söyledi.

Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve devlet olduğunu vurgulayan Tatar, bir anlaşma olacaksa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin o anlaşmanın bir parçası olacağını söyledi.

Tören duaların okunmasıyla sona erdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRKSOY’un 32. kuruluş yıl dönümünü kutladı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRKSOY’un 32’nci kuruluşu yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Cumhurbaşkanı Tatar yazılı mesajında şu ifadeleri kullandı:

“Kıbrıs Türk Halkı için Türksoy teşkilatı büyük önem taşımaktadır. Kültürden sanata, edebiyata, tarihe, müziğe, farklı gelenekleri, örf ve âdetleri bir çatı altında toplayan TÜRKSOY’un 1993 yılından beri yaptığı çalışmaları buradan bir kez daha hürmetle selamlarım.

Türk Devletleri arasında 32 yıl önce kardeş halkların ortak iradesiyle temelleri atılan Türksoy, geçen zaman içinde Türk Dünyası’nın kültürel buluşma köprüsü olmuştur.

TÜRKSOY teşkilatının KKTC’ye gösterdiği ilgi alaka sonucunda, KKTC haksız bir şekilde maruz kaldığı birtakım engellemeleri kültür ve sanat alanında aşmıştır. TÜRKSOY’un bizlere açtığı kapı ve köprüler vasıtasıyla Kıbrıs Türk Halkının kültürü, sanatı, müziği, edebiyatı, örf ve âdetleri dünyaya ulaşmıştır. Çeşitli ülke ve şehirlerde, kültür ve sanatın farklı dallarında yapılan etkinliklerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin temsilcilerine kültür ve sanatlarını paylaşma fırsatı verilmiştir. Bu bakımdan da TÜRKSOY’a teşekkürlerimi iletiyorum.

KKTC ve TÜRKSOY iş birliği çerçevesinde bundan sonraki süreçte de Kıbrıs Türk Halkının kültür ve sanat insanlarının Türk Dünyası mümtaz şahsiyetleri arasında anılması ve ilan edilmesi bizler için de bir ilham kaynağı olacaktır. Dolayısıyla şimdiden sizlerin yapacağı çalışmalar için bir kez daha teşekkür diyorum.

Türk Halkları arasındaki kardeşlik bağları büyük önem taşımaktadır. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan’ın KKTC Halkı için aynı soydan gelen, aynı milletin evlatları olduğunu, gönül birliği, gelenek ve görenek, ortak kültür, ortak tarih ve ortak dil temelinde hiçbir farklılığının bulunmamaktadır.

Bu duygu ve düşüncelerle Türk halklarının ortak kültürel mirasını yaşatma, tanıtma ve gelecek kuşaklara aktarma idealiyle kurulan Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY’un 32. kuruluş yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Özcenk’ten DAÜ-SEN’e çağrı

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı Dr. Erdal Özcenk, sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılan asılsız açıklamaların zarar verici bulduğunu vurgulayarak, DAÜ Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) yönetimini kamuoyu üzerinden değil, üniversitenin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan, yapıcı ve sorumlu bir iletişime davet etti.

“DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir” vurgusu yapan Özcenk, “Üniversitemizde alınan tüm kararlar, ilgili akademik-idari kurullarda tartışılarak, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından oylanmakta ve ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulmaktadır. Bu kurumsal süreçler, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapı içinde yürütülmektedir” dedi.

Erdal Özcenk’in açıklaması aynen şöyle:

“1979 yılında kurulan ve 1986’da devlet üniversitesi statüsünü kazanan Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin değil, bölgenin en köklü ve saygın yükseköğretim kurumlarından biridir. Uluslararası düzeyde akredite olmuş programları, seçkin akademik kadrosu ve çok kültürlü öğrenci yapısıyla DAÜ, bugüne kadar on binlerce mezun vermiş ve KKTC’nin dünyaya açılan bilimsel yüzü olmuştur.

DAÜ’nün varlığı ve başarısı, başta Gazimağusa olmak üzere ülke genelinde ciddi bir ekonomik ve sosyal katkı yaratmaktadır. Binlerce öğrencinin ve personelin oluşturduğu bu büyük yapı, yerel esnaftan konaklama sektörüne, ulaşımdan hizmet sektörüne kadar geniş bir yelpazede KKTC ekonomisine doğrudan katkı sağlamaktadır. Üniversitemiz aynı zamanda ülkemizin tanıtımına, uluslararası platformda bilinirliğine ve itibarına da büyük değer katmaktadır.

Ancak bölgemizin içinde bulunduğu hassas coğrafi konum (özellikle Ortadoğu’daki süregelen savaşlar) ülkemize olan öğrenci başvurularını olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde, yükseköğretimin itibarı daha da önem kazanmışken, köklü ve güvenilir yapısıyla DAÜ’nün varlığı çok daha kritik bir hal almıştır.

Dünyadaki 193 ülkenin tamamında devlet üniversiteleri bulunmakta ve bu üniversiteler, ülkelerinin bilimsel gelişimi, gençliğin eğitimi ve toplumsal ilerleme açısından vazgeçilmez yapılardır. KKTC hükümetlerinin de DAÜ’ye bugüne kadar verdiği katkı ve desteğin değerli olduğunu özellikle belirtmek isterim. Üniversitemizin yaşaması ve eğitim kalitesinin daha da artırılması için gereken her türlü desteğin bundan sonra da verileceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

Bu süreçte, DAÜ-SEN Başkanı tarafından sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılan açıklamaları son derece talihsiz ve kurumumuza zarar verici bulduğumu vurgulamak isterim. Öğrenci kayıtlarının devam ettiği, üniversitemizin geleceği açısından hayati öneme sahip bu dönemde yapılan asılsız ve temelsiz açıklamalar, kurum aidiyeti ve sorumluluk duygusuyla bağdaşmamaktadır.

DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir. Üniversitemize ilişkin görüş ve eleştirilerin, kurumun kendi içindeki platformlarda, akademik teamüller ve karşılıklı saygı çerçevesinde ifade edilmesi gerektiğini hatırlatmak isterim. KKTC’deki tüm siyasi görüşlerin de DAÜ’nün kurumsal yapısına zarar verebilecek yaklaşımlardan uzak durmaları ortak sorumluluğumuzdur.

Üniversitemizde alınan tüm kararlar, ilgili akademik-idari kurullarda tartışılarak, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından oylanmakta ve ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulmaktadır. Bu kurumsal süreçler, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapı içinde yürütülmektedir.

DAÜ-SEN yönetimini, kamuoyu üzerinden değil, üniversitemizin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan, yapıcı ve sorumlu bir iletişime davet ediyorum. Kurumun geleceğini birlikte konuşmak ve geliştirmek, hepimizin ortak görevidir.”

TAK

Devamını Oku

Trending

Reklam