Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

5 örgüt Başbakanlık önünde eylem düzenledi..!

Published

on

Kıbrıs Türk Öğrenci Yurtları Birliği, Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası, Kıbrıs Türk Kamu Araçları İşletmecileri Birliği (KAR-İŞ), Kıbrıs Türk Seyahat Acenteleri Birliği (KITSAB) ile Ercan Havaalanı, Gazimağusa ve Uluslararası Taksiciler Birliği, eğitim sektöründe yaşanan sorunlara çözüm talebiyle Başbakanlık önünde eylem yaptı.

Eylemciler, araçlarıyla kornalar eşliğinde Başbakanlık binasının önüne gelerek, yolu kapattı.

Ardından örgüt temsilcileri tarafından açıklamalarda bulunuldu ve örgütlerin taleplerini içeren bir mektup Başbakan’a iletilmek üzere teslim edildi.

Örgüt yetkilileri, “düzeyli ve uzlaşmacı” bir eylem gerçekleştirdiklerini, esas amaçlarının devlete yardımcı olmak olduğunu ancak bugün gerçekleştirilen eylem neticesinde herhangi bir ilerleme kaydedilmezse, seviyeli ve düzeyli olmayacak şekilde de eylemlerine devam edeceklerini belirttiler.

TULGA: “TURİZMİ KAYBETTİK.. ANCAK ÖĞRENCİ YURTLARINI, EĞİTİMİ KAYBETMEYE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK”

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, eylemde yaptığı konuşmada, ülkede pandemi başlangıcından itibaren yaşanan sıkıntılara çözüm bulma isteğiyle, her gün hükümetin kapısını çaldıklarını, bundan sonra da “yapılması gereken neyse yapacaklarını, hep ayakta olacaklarını” kaydetti.

Tulga, “Bugün yeni bir başlangıçtan başka hiçbir şey değildir” diyerek, her hafta, gerekirse her gün eylemlilikte olacaklarını belirtti ve “Bildiğimiz tek bir şey var. Başarabiliriz. Yapabiliriz. Evet, turizmi kaybettik. Bu sene için yeniden organizasyon yapmaya zaman yetmeyecek. Ancak öğrenci yurtlarını, eğitimi kaybetmeye tahammülümüz yok” ifadelerini kullandı.

Tulga, esnafın artan borçlarına ve yapılan faiz artışına da dikkat çekerek, “Esnaf olup, yatırımcı olup, mikro küçük işletmeci olup, borçlu olmayan var mı ki arkadaşlar? Rakamlar ortada.  Peki çalıştık mı? 15 aydaki iş kaybını bilmeyen mi var? Farkında olmayan var mı?  Peki borçların ikiye katlanmasının amacı ne? Amaç geleceği yok etmek mi? “ dedi.

“BU KÜÇÜCÜK ÜLKEDE EĞİTİMİ BAŞARAMAMANIN MAZERETİ OLUR MU?”

Yapılmaması gerekenlerin yapılmasından dolayı fırsatların kaçırıldığını ve eğitim sektörü ve eğitime bağlı ulaşım, seyahat ve daha birçok sektörünün dibe vurduğunu öne süren Tulga, “Bu küçücük ülkede eğitimi başaramamanın mazereti olur mu?” dedi.

Yüz yüze eğitimin tekrardan başlayabilmesi için taleplerinden biri olan aşılama çalışmalarının hızlandırılmasını isteyen dile getiren Tulga, “Aşılar nerede? Unuttuk değil mi? Olabilir mi öyle bir şey? Aşı neredeyse gündemden çıktı. Yeniden endişeler başladı. Biz neyi yönetiyoruz?” dedi.

KANBER: “İŞ BİLMEZLİK ÜZERINDEN ALINAN KARARLAR SONUCUNDA ESNAFIN ZARARLARINI KİMİN KARŞILAYACAĞINI ÖĞRENMEK İSTİYORUZ”

KTEZO Başkanı Mahmut Kanber de, söz olarak,  16 aydır söylenenlerin sonuna geldiklerini, şu anda “sonun başlangıcında” olduklarını, artık her sektör için bir planlama yapılmasının şart olduğunu dile getirdi.

Kanber, yükseköğrenimin bir an önce açılması yönünde karar üretilmesi için sorumluluk alınmasını beklediklerini kaydetti.

“Birlikte mücadele edebilmek ve ülkeyi yönetenlere katkı koymak isteğiyle, iyi niyetle, hükümet yetkililerinin kapısını sürekli olarak çaldıklarını, ancak çözümün kaynak talep etmediği durumlarda bile, alınan tek cevabın ‘Kaynak yok’ olduğunu” ileri süren Kanber, “İş bilmezlik üzerinden alınan kararlar sonucunda esnafın zararlarını kimin karşılayacağını öğrenmek istiyoruz” dedi.

Kanber, Türkiye’de dar gelirli kişilere konaklama desteği sağlayan KYK’ların (Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü)  Kıbrıs’ın kuzeyinde özel sektörün rakibi olarak çalıştığının görüldüğünü ve bu rekabetin hali hazırda ekonomik sıkıntı çeken yurt işletmecilerine sıkıntı yaratacağını da ekledi.

ONURLU: “YAZ DÖNEMİ İÇİN KAYBETMİŞ OLDUĞUMUZ TURİZMİN ARDINDAN, YÜKSEKÖĞRENİMİ DE KAYBETME LÜKSÜMÜZ YOKTUR”

Kıbrıs Türk Öğrenci Yurtları Birliği Başkanı Hakan Onurlu, hazırlanan ortak basın açıklamasını okudu.

Onurlu, “ekonomisi zayıf ve dışa bağımlı, hizmete dayalı bir ülke olunmasından dolayı pandeminin açmış olduğu yaraların kapanamaz hale geldiğini” savunarak, “Hiçbir zaman geç değildir. Gün itibari ile ivedilikle alınacak doğru kararlar ve yapılacak düzgün hamleler yaralara merhem olacaktır” dedi.

14 Mart 2020 tarihinden itibaren geçen 15 ay içerisinde sadece borç biriktirdiklerini ileri süren Onurlu, “KKTC ekonomisine yön veren ve ayakta tutan yükseköğretim ve turizm sektörüdür. Yaz dönemi için kaybetmiş olduğumuz turizmin ardından, yükseköğrenimi de kaybetme lüksümüz yoktur” ifadelerini kullandı.

Aşılma sürecinin hızlı ve doğru yönetilmesinin önemine de değinen Onurlu, şöyle konuştu:

“Aşılama sürecinin uzaması turizmi bu sezon da kaybetmemize neden olmuştur. Bakanlar Kurulu’nun almış olduğu yüz yüze eğitim kararına rağmen, zamanında ve doğru tedbirler alınamadığı için yükseköğretimin bahar dönemini de kaybettik. 2021-2022 eğitim dönemini de kaybedemeyiz. Bu ülkenin toptan iflası demek olur. Ne öğrenci yurdu kalır, ne seyahat acentesi, ne taşımacısı, ne marketi ne de berberi. Kısaca ülkemizin yaklaşık yüzde 25 nüfusunu oluşturan ve tüm KKTC halkını, direkt ve/veya dolaylı olarak etkileyen öğrencimizi kaybetme lüksümüz yoktur”

SOYŞEN: “1 AĞUSTOS İTİBARIYLA ÖĞRENCİLERİN ÇİFT PCR İLE KARANTİNASIZ GİRİŞİ SAĞLANMALIDIR.”

Kıbrıs Türk Öğrenci Yurtları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Soyşen de, KKTC’de bulunan mevuct öğrenci sayısının 30 bin civarında olduğunu, 12 bin civarının KKTC vatandaşı olduğunu, yurtdışından gelen yaklaşık 50-60 bin civarında öğrencinin ise şu anda adada bulunmadığını söyleyerek, bu öğrencilerin adaya gelmesi için bir çalışma başlatılmadığını savundu.

Soyşen, 15 Haziran’dan itibaren öğrencilerin üniversite seçimlerini yapmaya başlayacağını, diğer ülkelerde yüzyüze eğitimin başlamasından dolayı, KKTC’deki öğrenci sayısının düşeceğini dile getirerek, “1 Ağustos itibarıyla öğrencilerin çift PCR ile karantinasız girişi sağlanmalıdır. Aksi takdirde öğrenciler gelmeyecektir” dedi.

Soyşen, ekonomik çarkın dönebilmesi için başta yükseköğretim sektörünün gelmesi gerektiğini belirtti ve “KKTC kumarhane adası mı eğitim adası mı olmalı? Eğitim adası olmalıdır” ifadesini kullandı.

TALEPLER

Örgütlerin hükümetten talepleri şu şekilde:

“Kapandığımız mart ayını baz alarak tüm kamu alacakları, banka ve diğer borların uzun vadeli ve faiz desteğiyle yeniden yapılanması,

Vakıflar İdaresi, üniversite ve devlete ait kiralamalarda iş kaybı dikkate alınarak faizsiz ve indirimli olarak ödenebilirliğin sağlanması, özel mülkler üzerinden yapılan kiralamalarda ise yine iş kaybı dikkate alınarak STG kiralarda sabit kur, TL kiralamalarda ise indirim,

Aşılamanın en hızlı biçimde toplumsal bağışıklığı sağlayacak şekilde tamamlanması, bu alanda çabaların hızlandırılması,

20 Haziran’a kadar yüz yüze eğitim ile ilgili kararın alınması ve bu karara müteakip, tüm üniversitelerin kesin ve net olarak uyacağı bir şekil alması,

Tarifeli seferlerin planlanması ve makul fiyatlarda ulaşım sağlanması,

1 Ağustos itibarıyla öğrencilerin çift PCR ile karantinasız giriş yapabilmesi,

15 Eylül itibarıyla yüz yüze eğitimin başlaması”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği: Çocuk anne-babalar konusunda şeffaflık şarttır

Published

on

By

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), “Çocuk anne-babalar konusunda şeffaflığın şart olduğunu, gerçeklerden kaçmanın çözüm olmadığını” kaydetti.

KTTB Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, çocuk anne-babalara ilişkin daha önce yapmış olduğu açıklamanın ardından “paylaşılan verilerin gerçeği yansıtmadığı” yönünde açıklamalar geldiği kaydedildi.

Çocuk anne-babalar hakkındaki KTTB açıklamasının, Devlet İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan 2023 İstatistik Yıllığı’na dayandığı vurgulanan açıklamada, verilerin gerçek dışı olduğu iddialarının kamuoyunu yanıltıcı nitelikte olduğu ve sorunu göz ardı ettiği belirtildi.

Bu verilerin gerçeği yansıtmadığına yönelik açıklamaların somut deliller ile veya bilimsel veriye dayandırılıp kanıtlarıyla paylaşılması gerektiği ifade edilen açıklamada, bu tür konularda gerçeklerin saklanılması veya çarpıtılmasının “kabul edilemez” olduğu vurgulandı.

Erken yaşta ebeveynliğin hem fiziksel hem de psikolojik açıdan ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiği, hem ebeveyn olan çocukların hem de çocuk ebeveynden doğan çocukların eğitim, sağlık ve sosyal hayatta geri kalmasına neden olduğu kaydedilen açıklamada, şunlar ifade edildi:

“Bu sorunun çözümü, gerçek verilere dayanarak etkin politikalar geliştirilmesini gerektirmektedir. Sosyal hizmetler bu çocuklar için ebeveynlere ulaşıp her türlü sosyal desteği sağlamakla yükümlüdür.

Verileri yaş aralıklarına indirgeyerek küçümseyen, ortada bir sorun olduğunu görmeyi reddeden tüm devlet kurumlarımızı bir an önce harekete geçmek için davet eder, çocuklarımızın geleceğini güvence altına almak için yapılması gerekenlere önemli yön vereceğini düşündüğümüz eksik olan noktaları demografik ve sosyo-kültürel veriler ile desteklemeleri gerektiğini hatırlatmak isteriz.”

– “Devlet kurumları bilimsel verilerle çalışmalı”

Açıklamada, aynı verilerde, 2023 yılında 14-19 yaş arası 18, 2022 yılında ise 16 evlilik yapıldığının, bu yaş grubunda iki yılda 102 çocuğun anne-baba olduğunun görüldüğü kaydedilerek, bu durumun çocuk istismarı şüphesi doğurduğu da belirtildi; Sosyal Hizmetler Dairesi’nin bu çocuklara ulaşması talep edildi.

Devlet kurumlarının bilimsel verilerle çalışması ve şeffaflık ilkesine bağlı kalması gerektiğinin altı çizilen açıklamada, KTTB’nin toplum huzurunu ve sağlığını tehdit eden bu gibi durumların takipçisi olacağı belirtildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

KTÖS: Asgari ücret yetersiz

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), hükümetin duyurduğu asgari ücret artışının, “çalışanların yaşam koşullarını iyileştirmekten uzak, tamamen yetersiz” olduğunu kaydetti.

KTÖS, bu yüzden asgari ücret komisyonuna resmi itirazda bulunacaklarını ifade etti.

KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, yazılı açıklamasında, son dört aylık hayat pahalılığının yüzde 11,12 olarak gerçekleşirken, asgari ücrete yapılan yüzde 7,5’lik artışın, emekçilerin alım gücünü daha da düşüreceğini belirtti.

Yıllık yüzde 53,29’luk enflasyon karşısında bu artışın, çalışanların yoksulluğunu derinleştirmekten başka bir işe yaramayacağını ifade eden Maviş, hükümet ile iş veren tarafını eleştirdi, belirlenen bu ücretin, işçilerin alın terini hiçe saydığını, yoksulluğu derinleştirdiğini savundu.

Açlık sınırının 27 bin 567 TL’ye ulaştığı bir dönemde, belirlenen asgari ücretin temmuz ayına kadar temel gıda, barınma, sağlık ve eğitim gibi en temel ihtiyaçları bile karşılamayacağını ifade eden Maviş, şöyle devam etti:

“Asgari ücretle geçinen ailelerin büyük çoğunluğu çocuklarını kamu okullarına göndermektedir. Devletin eğitime bütçe ayırmadığı bir ortamda, okulların eksikliklerinin yükü yine velilerin omuzlarına yüklenmektedir. Eğitim materyalleri, okul giderleri ve ulaşım masrafları, yetersiz ücret artışının en büyük mağdurlarının çocuklar olacağını göstermektedir.

Bu yüzden asgari ücret komisyonuna resmi itirazda bulunacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz. Hayat pahalılığı oranı ve refah payı dikkate alınmadan yapılan bu artışı kabul etmiyoruz. Çalışanların alım gücünü koruyacak ve insanca yaşam koşullarını sağlayacak bir ücret düzenlemesi acilen yapılmalıdır.”

Maviş, taleplerini ise şöyle sıraladı:

“Hayat pahalılığı ve refah payı oranı dikkate alınarak adil bir asgari ücret belirlenmelidir. Çalışanlar arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Dolaylı vergiler düşürülmeli, temel ihtiyaçlar herkes için ulaşılabilir hale getirilmelidir. Ekonomik krizin faturası emekçilere kesilmemeli, adil bir gelir dağılımı sağlanmalıdır. Ya İnsanca Bir Yaşam Ya Da Mücadele.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Erken yaş gebeliklerine karşı ortak mücadele: GİKAD, KISAD ve Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu harekete geçiyor

Published

on

By

Erken yaşta gebelikler, hem genç annelerin hem de doğan çocukların sağlığı üzerinde ciddi riskler oluşturan önemli bir toplumsal sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu soruna dikkat çekmek ve çözüm üretmek amacıyla Girişimci Kadınları Derneği (GİKAD), Kadın Sağlığı Derneği (KISAD) ve Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu bir araya gelerek ortak bir basın açıklaması yaptı.

Devlet İstatistik Enstitüsü’nün 2023 verilerine göre, 14-19 yaş arası 61 bireyin anne olduğu ülkemizde, bu durumun toplumun geneline yayılan etkilerine dikkat çekildi.

Açıklamada, çocuk yaşta gebeliklerin gençlerin sağlığı, eğitimi ve geleceği üzerinde olumsuz etkiler yarattığı, aileler için ise ekonomik ve sosyal zorluklara neden olduğu vurgulandı.

Bu sorunun çözümü için sivil toplum örgütleri olarak proaktif bir rol üstlendiklerini belirten kurumlar, öncelikli hedeflerini şu şekilde sıraladı:

Risk Haritaları Oluşturulacak: Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve üniversitelerle iş birliği yapılarak riskli ergen ve çocukların belirlenmesi planlanıyor.Farkındalık Kampanyaları Düzenlenecek: Gençlere yönelik cinsel sağlık ve üreme sağlığı konularında medya üzerinden bilinçlendirici çalışmalar yapılacak.Eğitim ve Destek Programları: Okul temelli seminerler ve ailelere yönelik bilgilendirme oturumları düzenlenerek toplumun geneline yayılacak bir eğitim modeli oluşturulacak.Sağlık Hizmetlerine Erişim Kolaylaşacak: Kamu ve özel sağlık kuruluşlarıyla iş birliği yapılarak gençlerin hizmet alımı artırılacak.Destek Hatları Aktif Hale Gelecek: Sosyal Hizmetler Dairesi’nin destek hatlarıyla iş birliği yapılacak ve gençlerin sorunlarına çözüm üretilmesi sağlanacak.

Toplum sağlığı için erken yaş gebeliklerin önlenmesinin kritik bir adım olduğunu belirten sivil toplum örgütleri, kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya davet etti. Gençlerin sadece fiziksel değil, duygusal ve sosyal gelişimlerinin de desteklenmesi gerektiğine vurgu yapılarak, sorunun çözümü için toplumun tüm kesimlerinin iş birliği yapması gerektiği ifade edildi.

Sivil toplumun önderliğinde başlatılan bu hareket, toplumsal farkındalık yaratmayı ve gelecekte daha güçlü bir toplum inşa etmeyi hedefliyor.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam