Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Published

on

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, yazılı bir açıklamada bulundu.

“Hayal değil hakikat kazanacak”

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın onurlu mücadelesinin, Rum tarafının yıllardır devam eden uzlaşmaz tutumu ve uluslararası toplumun çifte standardına rağmen kararlılıkla sürmekte olduğunu kaydetti.

“Bugün artık çok net biçimde ortaya çıkmıştır ki; Kıbrıs meselesinin çözümü daha önce defalarca denenmiş, fakat Rum tarafının gelmiş geçmiş tüm liderleri tarafından ortaya konan maksimalist yaklaşımları nedeniyle tüketilmiş federasyon modeli üzerine bina edilemez.” vurgusunda bulunan Tatar, federasyon zemininin, yarım asrı aşan uzun bir süre boyunca sayısız defa masaya konulduğunu, her defasında Kıbrıs Türk Halkının çözüm iradesini gösterdiği, ama Rum tarafının bu iradeyi istismar ederek, Kıbrıs Türk Halkı’na uygulanan haksız ve hukuksuz izolasyonun devam etmesiyle birlikte kendi konforlu statüsünden vazgeçmediğinin altını çizdi.

“Federasyon defteri bir daha açılmamak üzere kapanmıştır”

Tatar, “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’in 80. Genel Kurulu’nda yaptığı tarihi konuşmada bir kez daha açıkça vurguladığı gibi, federasyon defteri bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Kıbrıs Türk Halkı, Ada’nın eşit sahibidir. Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü kabul edilmeden, yani Kıbrıs Türklerinin hakları ve varlığı tanınmadan, Ada’da kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma yapılması mümkün değildir.” dedi

Rum tarafının, bugüne kadar devam eden çözümsüzlükten güç alan ve uluslararası toplumun kendisine sağladığı tek taraflı imtiyazlarla konforlu bir statüye kavuştuğunu belirten Tatar, sözlerine açıklamasına devam etti:

“Bu statüyü Kıbrıs Türk tarafı ile paylaşmak istemediği için yarım asırdır yürütülen tüm müzakereler sonuçsuz kalmıştır. Rum liderliği, federasyon adı altında aslında Kıbrıs Türklerini azınlık statüsüne indirgeme ve egemenliği tekeline alma niyetinden hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Bu gerçeği kimse göz ardı edemez. Böylesine açık bir tablo ortadayken, federasyon modeli üzerinden Kıbrıs’ta bir çözüm olabileceğini ileri sürmek, halkımıza boş hayaller pazarlama gayretinden başka bir şey değildir. Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin adayı, federasyon temelinde bir anlaşmanın mümkün olduğunu iddia ederek aslında halkımızı kandırmaya çalışmaktadır.”

“Rum’un Halkımızı oyalama siyaseti”

Ersin Tatar, Rum tarafının verilen onca tavize rağmen defalarca reddettiği, Anavatan Türkiye’nin artık çözüm yolu olarak görmediğini kararlılıkla vurguladığı bir modeli yeniden gündeme taşımanın sadece Rum’un Kıbrıs Türk Halkını oyalama siyasetinin bir parçası olabileceğini dile getirdi.
Ersin Tatar sözlerine şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk Halkı artık kendi yolunu çizmiş, kendi geleceğine sahip çıkmıştır. Bizim yolumuz, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyit edilmesi ve iki ayrı devletin iyi komşuluk ilişkileri içinde yan yana barış ve iş birliği içinde yaşayabileceği bir çözüm vizyonudur. Bu vizyon, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, Ada’nın tamamında kalıcı barış ve istikrarın anahtarıdır. Çünkü sahadaki gerçekleri esas almak, çözüme giden tek yoldur.”

Uluslar arası topluma çağrı

Tatar, uluslararası topluma bir kez daha çağrıda bulunduğu açıklamasına şöyle devam etti:
“Yarım asırdır Kıbrıs Türk Halkına uygulanan haksız ve hukuksuz izolasyona artık son veriniz. Kıbrıs Türklerini yok sayan, haklarını gasp eden bu adaletsizlik sürdürülemez. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığı ve halkımızın iradesi, inkâr edilemeyecek kadar güçlüdür. Egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün teyit edildiği anda hem Ada’da hem de bölgemizde yeni bir barış ve iş birliği dönemi başlayacaktır.

Halkımıza da buradan açıkça sesleniyorum: Bugün ihtiyacımız olan şey, hayale değil hakikate dayalı bir siyaset anlayışıdır. Halkımızı boş vaatlerle oyalayan, federasyon masalıyla yaşamlarımızı donduran yaklaşımlara itibar etmeyiniz. Bizim davamız, halkımızın onurunu, eşitliğini ve egemenliğini koruma davasıdır. Bu davadan asla geri adım atmayacağız.”

“Kapanmış defterleri açmak isteyenlere de Halkımız cevabını sandıkta verecektir”

Açıklamasının sonunda Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü teyit edilmedikçe, Ada’da herhangi bir kalıcı anlaşma mümkün olmadığının altını bir kez daha çizdi. Tatar, “Bu, sadece bizim görüşümüz değil, bizzat tarihi tecrübelerin ortaya koyduğu gerçektir. Kapanmış defterleri açmak isteyenlere de Halkımız cevabını sandıkta verecektir. Biz, “Sağlam Devlet, Saygın Gelecek” anlayışıyla görevimizi sürdürdük bundan sonra da sürdüreceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi’nde iki devleti çözüm kararının çıkmasına değinen Tatar şöyle konuştu:

“İki Devletli Çözüm Siyasetinin adamızda kalıcı bir barış ve istikrar için tek çözüm olduğunun kararını aldı. Çünkü son beş yıldır her yerde savunduğumuz ve arkasında dimdik durduğumuz yeni politika bu olduğu için karar aldı.

Anavatan Türkiye’nin Büyük Millet Meclisi, iktidarıyla, muhalefetiyle, İki Devletli Çözüm Siyasetine tam destek verdiği için aldı. Türkiye Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan İki Devletli Çözümün artık Kıbrıs’ta tek çözüm yolu olduğunu dünyaya defalarca ilan ettiği için aldı. CTP ve onun adayı ise Cumhuriyet Meclisi’nden arkalarına bile bakmadan kaçtılar. Kıbrıs Türk Halkının siyasi iradesinin tecelli ettiği yerden sen nasıl kaçıyorsun? Reddettiklerini kimse görmesin diye oylamaya bile katılmadılar.”

“Kendi siyasi görüşlerinin arkasında bile duramayanlar, Kıbrıs Türk Halkının, Lefkoşalıların iradesinin arkasında durabilir mi” diyen Tatar, Rum tarafının nasıl müzakere masalarından kaçtıysa, Kıbrıs Türk Halkını eşiti olarak kabul etmekten, gasp ettikleri haklarımızı vermekten kaçtıysa CTP ve adayının da kaçtığını vurguladı. Tatar konuşmasının devamında, “Çünkü bunların ruh ikizi, bunların siyaset ikizi Rum milliyetçisi, komünist AKEL’di. Bunlar zoru gördü mü kaçarlar. Bu kadar açık söylüyorum” diye konuştu.

CTP’nin adayı Erhürman’ın seçim öncesi Türkiye ile de görüşeceğini ve seçilirse ilk ziyaretini Türkiye’ye yapacağını söylediğine işaret eden Tatar, “Türkiye kabul etmeden bir anlaşma olmaz diyor. Hani bir söz vardır: e günaydın derler. Bugüne kadar aklınız neredeydi? Neler dediniz bugüne kadar Anavatan Türkiye için biz bilmiyor muyuz? CTP’nin adayı Türkiye’yi vesayetçi olarak suçlamadı mı? Türkiye’nin vesayeti kalkmadan ekonomimiz düzelmez demedi mi? Bunların gazetesinde Türkiye’ye tıpkı Rum’un yaptığı gibi işgalci denmedi mi?

“Bunları duyan da Kıbrıs Türkü’nün haklarını gasp edenin, Kıbrıs Türkü’ne izolasyon ve ambargoları koyanın Rum kesimi değil Türkiye olduğunu sanır” diyen Tatar, Kıbrıs Türkü’nü, devletini KKTC’yi dünyada tek tanıyan, halkın sesini her platformda dünyaya duyuran Anavatanı bile suçlu ilan ettiklerini ve anavatana vefasızlık yaptığını kaydetti.

“Sınır kapısı açılmasını mayınların temizlenmesini bile ret ediyorlar”

1963’ten bu yana Kıbrıs Türklerinin, Halkın her kesimi üzerinde izolasyon ve ambargoları uygulayanların bırakın ambargoları kaldırılmasını mevcut sınır kapılarından geçişleri bile zorlaştırdığına dikkat çeken Tatar, “Metehan’daki sıkışıklık dinsin diye iki taraf arasında ticaret artsın, geçişler kolaylaşsın diye Haspolat kapısını hemen açalım dedik. Peki ne oldu? Bunu da reddettiler. Ara bölgedeki mayınların temizlemesini bile kabul etmediler. İşte bunların zihniyeti budur kardeşlerim” dedi.

Rum tarafının mevcut statükonun, mevcut durumun değişmesini asla istemediğini belirten Tatar, “Rum’un rahatı yerinde. Rum, Kıbrıs Türkü’nü, Lefkoşalı kardeşlerimizi eşiti olarak görmüyor. Adamızın zenginliğini ve iktidarı sizlerle paylaşmak istemiyor” dedi.

Peki Rum tarafının taviz ve toprakların dörtte birini istediğini dile getiren Tatar, “Yerleşik diye tanımladığı 1974 sonrası adamıza gelmiş, bu toprakları vatan bilmiş kardeşlerimizi adadan göndereceğiz diyor. Türkiye’nin garantörlüğü kalksın, Kıbrıs Türkü’nün huzuru ve güvenliği için burada bulunan Türk Ordusu adayı tamamen terk etsin istiyor. Ve bu zihniyet hiç değişmedi. Bu zihniyet değişmeden Kıbrıs Türk Halkının kabul edeceği bir çözümün olması mümkün mü? Federasyon dedikleri tüketilmiş, son kullanma tarihi çoktan geçmiş model budur kardeşlerim.

“Denktaş yerine gelirsek ambargoları kaldıracağız dediler başaramadılar”

Erhürman’ın destekleyenleri geçmişte göreve geldiğini ancak Kıbrıs sorununu çözemediğini ve ambargoları kaldıramadığını belirten Tatar, “Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş görüşmeci olduğu sürece Kıbrıs meselesi çözülemez dediler. Annan Planında geriye çekildi, Türk tarafı evet Rum tarafı hayır demesine rağmen Kıbrıs Türküne haksızlık yapılma devam edildi. Ambargolar kalkmadı. Talat, çözemeyince kendimi Sarayönünde asayım mı dedi” ifadelerini kullandı.

Tufan Erhürman’ın Kıbrıs Rum tarafının keyfi ve ırkçı uygulamaları nedeniyle karma evliliklerden dolayı hakları gasp edilen vatandaşları kandırmaya çalışarak oy avcılığı yaptığını belirten Tatar, “Cumhurbaşkanı görevine aday olan kişi Rum pasaportu vermeyi taahhüt ediyor. Bu seçim dönemine yalan şampiyonu olarak geçmiştir. Bu insanlarımız bu ırkçı Rum yönetimini önce Rum mahkemelerine vermiştir. Bu mahkemelerden çıkan olumsuz kararı da Rum yüksek mahkemesine götürmüştür. Rum yüksek mahkemesi bu insan hakları ihlalini görmezden gelerek reddetmiştir. Konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine çözülecektir” dedi.

Bu gerçekler ortadayken sen Rum’dan ne alacaksın? Diye soran Tatar, “Senin kendi milletvekillerin dahi bunun propaganda olduğunu söylerken insanlarımızı neden kandırmaya çalışıyorsun. Sen zamanında sayın Talat’ın hukuk ekibinde olan biriydin. Bu konuyu gündeme dahi getirmediniz. Şimdi kalktın tam seçim öncesi manipülasyonla duygu sömürüsüyle insanları kandırıp oy alacağını düşünüyorsun. ” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel, cumhurbaşkanlığı seçimine bir  gün kala yaptığı açıklamada, UBP seçmenine ve tüm Kıbrıs Türk halkına seslendi.

Üstel, seçimlerin bir kader oylaması olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Bu seçimde oy kullanmak, devlete, egemenliğe, cumhuriyete ve geleceğe sahip çıkma sorumluluğudur. Her UBP’linin görevi sandığa gitmek ve devlete sahip çıkmaktır. Biz de bunu yapacağız. Kararımız nettir. Kararımız iki devlettir. Oyumuz Ersin Tatar’dır.”

“BİZ BU TOPRAKLARA OLAN BORCUMUZU DİRENEREK ÖDEDİK”

Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca ağır bedeller ödeyerek özgürlüğünü kazandığını belirten Üstel, şöyle devam etti:

“Sevgili kardeşlerim, değerli büyüklerim, kıymetli evlatlarım; Biz bu topraklarda özgürce yaşamak için çok ağır bedeller ödedik. Gün geldi, şehit düştük, can verdik. Gün geldi, evsiz kaldık, göç ettik ama diz çökmedik. Biz bu topraklara olan borcumuzu direnerek ödedik.”

“BU DEVLETİ BİZ KURDUK”

Üstel, Ulusal Birlik Partisi’nin bu mücadelenin siyasal omurgası olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

“Biz Ulusal Birlik Partisiyiz. Bu devleti biz kurduk. Bu devlete sahip çıkmaya yemin ettik. O yemin hâlâ yüreğimizdedir. O yemin hâlâ bu partiye can veren ruhtur.”

“ŞİMDİ BİRLİK OLMA ZAMANIDIR”

Birlik ve bütünlük çağrısı yapan Üstel, kişisel hesapların bir kenara bırakılması gerektiğini belirtti:

“Bizim kişisel beklentilerimiz, Kıbrıs Türkü’nün kaderi karşısında bir damla bile değildir. O yüzden şimdi kırgınlıkları, dargınlıkları bir kenara bırakma zamanıdır. Şimdi bir olma zamanıdır. Şimdi birlik olma zamanıdır. Şimdi yeminimize sahip çıkma zamanıdır. Şimdi oyumuzu kullanma ve oyunları bozma zamanıdır.”

“BU SEÇİM, BİR DÖNÜM NOKTASIDIR”

Seçimin sadece bir siyasi yarış değil, devletin geleceğini belirleyecek bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Üstel, şu ifadeleri kullandı:

“Bu seçim, bir dönüm noktasıdır. Bu seçim, dünle gelecek arasında bir seçimdir. Bu seçim, partimize, davamıza sahip çıkma seçimidir. Bu seçim, birlikte kurduğumuz devlete, cumhuriyete ve uğruna can verdiğimiz bu vatana sahip çıkma seçimidir. Bu seçim, egemenliğimize, bağımsızlığımıza, özgürlüğümüze, bayrağımıza, toprağımıza ve Anavatan Türkiye ile olan bağlarımıza sahip çıkma seçimidir.”

“BİZİM OYUMUZ İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMEDİR”

Üstel, UBP’nin vizyonunun net olduğunu belirterek şöyle dedi:

“Bizim oyumuz iki devletli çözümedir. Bizim oyumuz egemenliğedir. Bizim oyumuz düne değil, geleceğedir. Bizim oyumuz Ersin Tatar’adır. Ve bizim oyumuz, Türkiye ile omuz omuza yürümeyedir.”

“ZAFERİMİZ ŞİMDİDEN KUTLU OLSUN”

Seçimlerde sandığa gitmenin devlet bilinciyle eşdeğer olduğunu vurgulayan Üstel, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

“O yüzden sandığa gideceğiz. Oyumuzu kullanacağız. Vereceğimiz her oy, Ulusal Birlik Partisi’nin onurudur. Seçimler demokrasinin bayramıdır. Ve bu bayram, halkımızın bayramı olacaktır. Zaferimiz şimdiden kutlu olsun.”

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 19 Ekim 2025 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimi ile ilgili duyuru yayımladı.

YSK’dan yapılan açıklamada, oy verme süresinin saat 08.00’de başlayıp 18.00’de sona ereceği bildirildi.

5/1976 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın 104. maddesi uyarınca, 19 Ekim 2025 Pazar günü saat 19.00’a kadar radyo, televizyon ve her türlü yayın organı tarafından seçim ve sonuçları ile ilgili haber, tahmin ve yorum yapılmasının yasak olduğu hatırlatıldı.

Açıklamada ayrıca, seçim günü sandık alanları içerisinde veya civarında herhangi bir kişi tarafından aday ya da siyasi parti ambleminin veya işaretinin taşınmasının yasak olduğu vurgulandı.

YSK, aday veya siyasi partilerin propagandasını çağrıştıran herhangi bir renk, giysi, emtia veya maske kullanılmasının da yasak olduğunu bildirdi.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesinde propaganda süresinin yarın saat 18.00’de sona ereceğini hatırlattı.

Kurul, yasağa uymayanlar hakkında toplatma, kapatma ve erişim engelleme dahil her türlü yasal tedbirin uygulanacağı uyarısında bulundu.

YSK’nın 17 numaralı duyurusunda, 5/1976 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın 65(2) ve 68(1) maddeleri uyarınca, siyasal partiler ile bağımsız adayların yürüttüğü propaganda faaliyetlerinin belirtilen tarih ve saatte biteceği belirtildi.

Duyuruda, yarın saat 18.00’den sonra propaganda ve propaganda niteliğindeki yayınların yapılmasının yasak olduğu vurgulanarak, yasağın sosyal medya ve internet ortamını da kapsadığı, haber sitelerindeki banner ve benzeri içeriklerin bu saatten itibaren kaldırılması gerektiği hatırlatıldı.

YSK açıklamasında ayrıca, Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın 187’nci maddesine atıfta bulunularak, oy verme gününden önceki gün saat 18.00’den sonra ve oy verme gününde genel veya halka açık yerlerde seçim propagandası yapan, bu amaçla yayınlarda bulunan, seçimin düzenini bozabilecek veya oy verme serbestliğini etkileyebilecek nitelikte söz, yazı ya da başka yollarla propaganda yapan veya asılsız söylenti yayan kişilerin, altı aya kadar hapis cezasına çarptırılabileceği ifade edildi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam