Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Published

on

Başbakan Ünal Üstel, Türkiye ile KKTC arasında gönül ve kardeşlik bağı olduğunu belirterek, “Bu ilişki tarihten, kardeşlikten ve ortak milli hedeflerden beslenen bir birlikteliktir ve kimse bu bağları bozamaz, koparamaz.” dedi.

Başbakan Üstel, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki görüşmesinin ardından konuştu.

Ankara’da bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirten Üstel, “Bu topraklara her geldiğimizde bir kez daha görüyoruz ki Türkiye ile KKTC arasındaki bağ, yalnızca diplomatik bağ değil, bir gönül ve kardeşlik bağıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler, sıradan iki devletin ilişkisi değildir.” diye konuştu.

“Bu bağlar, ortak bir tarihe, sarsılmaz bir kardeşliğe ve güçlü bir gelecek vizyonuna dayanır.” diyen Üstel, “Bizler tek milletin kardeş iki devletiyiz. Zaman zaman bu ilişkileri sadece finansal bir işbirliği gibi göstermeye çalışanlar olabilir. Oysa bizim ilişkimiz finansal değil, yaşamsaldır. Bu ilişki tarihten, kardeşlikten ve ortak milli hedeflerden beslenen bir birlikteliktir ve kimse bu bağları bozamaz, koparamaz.” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine ve Türkiye’nin desteğine değinen Üstel, birkaç gün sonra Cumhuriyet’in kuruluşunun yıl dönümünü kutlayacaklarını dile getirdi.

“GÜÇLÜ TÜRKİYE, GÜÇLÜ KKTC DEMEK”

Üstel, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde her geçen gün daha da güçlendiğini, bölgede ve dünyada küresel aktör haline geldiğini vurgulayarak, “Bizler çok iyi biliyoruz ki güçlü Türkiye demek, güçlü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti demektir. Büyüyen ekonomisi, gelişen teknolojisi, üretimi, yerli sanayisi ve dünya ile yarışan milli savunma kabiliyetiyle Türkiye, Kıbrıs Türk halkı için büyük bir şanstır, güvendir ve gelecek umududur.” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ile yaptıkları verimli görüşmelerde, KKTC halkının refahına, huzuruna, güvenliğine ve ülkesinin kalkınmasına yönelik son derece önemli konuları ele aldıklarını aktaran Üstel, en önemli konu başlıklarından birinin KKTC’deki iç güvenlik meseleleri olduğunu söyledi.

Üstel, Türkiye ile yürürlükte olan güvenlik işbirliği anlaşmaları çerçevesinde KKTC’nin iç güvenliğini daha da güçlendirmek için ülkeye girişler konusunda ek tedbirler alınması ve etkin denetim mekanizmalarının uygulanması yönünde işbirliğini artırmaya kararlı olduklarını bildirdi.

İki ülkenin işbirliğiyle vatandaşların güvenliğini ve huzurunu bozacak hiçbir girişime izin verilmeyeceğinin altını çizen Üstel, görüşmelerde devam eden ve yeni başlayacak projeleri de gözden geçirme fırsatı bulduklarını belirtti.

“HEDEFİMİZ, ALTYAPISI GÜÇLÜ VE REFAH SEVİYESİ YÜKSEK BİR KKTC”

Üstel, hastaneler, yol projeleri, dijital dönüşüm, eğitim, tarım, hayvancılık, sanayi ve iş dünyası dahil her alanda projeleri ayrıntılı biçimde ele aldıklarını kaydederek, “Hedefimiz açıktır. Altyapısı güçlü, sürdürülebilir bir ekonomik yapıya sahip, refah seviyesi yükselmiş, vatandaşlarımızın huzur ve güven içinde yaşadığı bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti inşa etmektir.” dedi.

Halkın önceliklerine göre projelerin şekillendiğini ve Türkiye’nin kaynak, bilgi ve deneyim sağladığını aktaran Üstel, her yatırım ve projenin KKTC halkına doğrudan etki ettiğini, ülkeyi daha güçlü, üretken ve müreffeh bir geleceğe taşıdığını söyledi.

Üstel, son 4 yılda imzalanan her protokolde uygulanma oranının yüzde 90’ları bulduğuna dikkati çekerek, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde istikrarla çalışan bir hükümet, Türkiye’de ise işi yarım bırakmayan, her detayı yakından takip eden bir hükümet ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz vardı. Bu vesileyle gösterdiği ilgi, samimiyet ve katkıları için Sayın Yılmaz’a bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.” ifadelerini kullandı.

Bugün yapılan görüşmelerde siyasi istikrarın önemini bir kez daha vurguladıklarını kaydeden Üstel, istikrarın reformlar, projeler ve kalkınma için en temel şart olduğunu dile getirdi.

Üstel, “Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının yıl dönümünde bir kez daha rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz. Bizim dünümüz birdir, geleceğimiz de birdir. Biz biriz, diriyiz ve birlikte güçlü bir milletiz. 2026, projelerin tamamlandığı, ekonominin ayağa kalktığı, halkın refah seviyesine, son 5 yılın en yüksek seviyelerine ulaştığı bir yıl olacaktır.” diye konuştu.

 

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Başbakan Ünal Üstel ve hükümet ortaklarıyla bir araya geldiklerini açıkladı.

Yılmaz tarafından yapılan paylaşımın tamamı şu şekilde:

“KKTC Başbakanı Sayın Ünal Üstel ve hükümet ortaklarıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirdiğimiz görüşmede; 2025 İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması kapsamındaki projeleri, KKTC’de istikrarı güçlendirecek reform alanlarını ve Kıbrıs Türkü’nün ekonomik-sosyal refahını artırmaya yönelik ortak çalışmalarımızı ele aldık.

Kıbrıs Türkü’nün hürriyetini, hukukunu ve refahını gözetmeye devam edeceğiz.

Bu vesileyle, birkaç gün sonra kuruluşunun 42. Yılını idrak edeceğimiz KKTC’nin ebedi olmasını diliyor; Kıbrıs Türkü kardeşlerimize selam ve muhabbetlerimi iletiyorum.

Sayın Başbakan ve hükümet ortaklarının ülkemize gerçekleştirdikleri bu ziyaretin hayırlı sonuçlara vesile olmasını diliyorum”

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı, ara bölgedeki çiftçilik faaliyetlerini kullanılarak temas hattı ihlalinde bulunan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bir kez daha ara bölgede avantaj sağlama ve tansiyonu yükseltmeye çalıştığını belirterek, BM Barış Gücü’ne görevini etkin bir şekilde yapma çağrısında bulundu.

Ara bölgede tarımsal faaliyetin hangi koşullarda gerçekleştirilebileceğinin 1988’de varılan mutabakatta belirlendiğine işaret edilen açıklamada, Rum tarafının statükoyu bozan, provokatif eylemlerine karşı gerekli tedbirlerin alınacağı kaydedildi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, 8 Kasım Cumartesi sabahı üç Rum vatandaşının tarım faaliyeti yaptıkları esnada temas hattı ihlalinde bulunup, KKTC topraklarına geçtiklerinin tespit edildiği ifade edildi. Bunun üzerine güvenlik güçlerinin söz konusu bölgeye araçla intikal ettiği, korna ve düdükle gereken ikazları yaptığı belirtilen açıklamada, akabinde Rum çiftçilerin ara bölgeye geçtiği, olayın devamında BM’nin de bölgeye geldiği, yapılan görüşmeler sonucunda Rum çiftçilerin bölgeden ayrıldığı kaydedildi.

“ARA BÖLGEDE TARIM FAALİYETİ YAPABİLECEK ALANLAR AÇIKÇA BELİRLENDİ”

“Ara bölgede tarımsal faaliyetin hangi koşullarda gerçekleştirilebileceği 1988 yılında BM Barış Gücü ve makamlarımız arasında varılmış olan mutabakat çerçevesinde belirlenmiştir” denilen açıklamada, bu mutabakat ile gerek Türk gerek Rum çiftçilerin ara bölgede tarım faaliyeti yapabilecekleri alanların açıkça belirlendiği ifade edildi.

Açıklamada, söz konusu mutabakattaki amacın, ara bölgenin mümkün olduğunca sivil amaçlar için kullanımını sağlamak, aynı zamanda taraflar arasında çıkması muhtemel ihtilafların da önünü almak olduğuna dikkat çekildi.

“KABUL EDİLEMEZ”

“Ancak, daha önceden de aşina olduğumuz bir şekilde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bir kez daha ara bölgedeki çiftçilik faaliyetlerini kullanmak suretiyle planlı olarak ara bölgede avantaj sağlamaya ve tansiyonu yükseltmeye çalışmaktadır” denilen açıklamada, bu durumun kabul edilemez olduğu vurgulandı.

BM BARIŞ GÜCÜ VE GÜNEY KIBRIS RUM YÖNETİMİ’NE ÇAĞRI

Bakanlık açıklamasında, BM Barış Gücü, “bu tarz keyfi uygulamalara izin vermemeye, görevini etkin bir şekilde yapmaya ve taraf olduğu 1988 yılında varılmış olan mutabakata riayet etmeye” davet edildi.

KKTC’nin mevcut mutabakat çerçevesinde hareket etmeye devam edeceği belirtilen açıklamada, Rum tarafının statükoyu bozan, provokatif eylemlerine karşı gerekli tedbirlerin alınacağı kaydedildi.

Açıklamada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ise, “provokasyon siyasetini terk etmeye ve ada genelindeki barış ortamına zarar verecek hareketlerden kaçınmaya” davet edildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş sendika adına yaptığı yazılı açıklamada, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası’na (KTOEÖS) dayanışma belirtti.

Maviş, demokratik hakların kısıtlanmasına karşı sessiz kalmayacaklarını vurgulayarak, “Öğretmenlerin sendikal mücadelesine yönelik baskılara karşı dayanışma göstermek her zamankinden daha önemlidir,” dedi. Maviş, Eğitim Bakanlığının sorunları diyalog yerine yasak, erteleme ve disiplin soruşturması yoluyla çözmeye çalıştığını belirterek, “Bakanlık, ‘nasıl ceza veririm, öğretmeni nasıl baskı altına alırım’ anlayışıyla hareket ediyor,” ifadelerini kullandı.

Daha önce 22 öğretmene uydurma gerekçelerle dava açıldığını hatırlatan Maviş, “Sorunlar diyalogla, saygıyla, tevazuyla, rehberlikle ve ortak akılla çözülür; yasaklarla ve cezalarla değil,” dedi. Öğretmenler Yasası’nın disiplin hükümlerinin rehberlik amacıyla var olduğunu vurgulayan Maviş, Bakanlığın bunu siyasi bir baskı aracına dönüştürme çabasını eğitim yönetiminin başarısızlığının göstergesi olarak nitelendirdi.

Maviş, KTOEÖS’ün grev yasağına karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğunu belirterek, sendikanın hukuku yapıcı bir araç olarak kullanmasının önemine dikkat çekti. Buna karşın Eğitim Bakanlığının aynı süreçte öğretmenlere disiplin soruşturması başlatmasının demokrasi açısından ciddi bir handikap olduğunu söyledi.

Eğitim Bakanı’nın, konteynerlerde eğitim gören öğrencilerden kalabalık sınıflara, bütçe yetersizliğinden okullardaki şiddet kültürüne kadar birçok temel soruna çözüm aramak yerine öğretmenleri hedef aldığını ifade eden Maviş:

“Beslenme ve barınma sorunu yaşayan çocuklara, malzeme ve teknoloji yetersizliklerine, özel eğitim ve rehberlik eksikliğine, bina güvenliği ve eşitsizliklere çözüm üretmek yerine; bu gerçekleri dile getiren öğretmenleri soruşturmak ve sendika temsilcilerini hedef göstermek doğru bir anlayış değildir,” dedi.

Son olarak Maviş, KTÖS’ün KTOEÖS’ün haklı ve meşru eylemine dayanışma gösterdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Baskıcı zihniyet meşruiyetini yitirmiştir. Biz öğretmenler, Atatürk ilke ve inkılaplarından vazgeçmediğimiz gibi, demokratik haklarımızı savunmaktan da asla vazgeçmeyeceğiz.”

 

Devamını Oku

Trending

Reklam