Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar: Türkiye’nin acısı bizim de acımızdır

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye’de birçok can kaybına neden olan orman yangınlarıyla ilgili üzüntüsünü dile getirerek, “Türkiye’nin acısı bizim de acımızdır” dedi.

Tatar, CNN Türk canlı yayınına katılarak Kıbrıs Sorunu ve Doğu Akdeniz’de yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi ve gündeme dair soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre Tatar, burada Anavatan Türkiye’ye geçmiş olsun dileklerinde bulundu, yangında hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diledi ve yangınla ilgili KKTC olarak nasıl yardımda bulunulabileceği hususunun dünkü Bakanlar Kurulu toplantısında ele alındığına dikkat çekti.

“EZBER BOZDUK”

Maraş açılımıyla ezber bozulduğuna dikkat çeken Tatar, Cumhurbaşkanı olarak göreve gelmesiyle egemen eşit iki devletin siyasi eşitliğine dayalı bir çözüm vizyonunun masaya geldiğini belirtti.

Tatar, Maraş açılımıyla ilgili talebin KKTC’den geldiğini ifade ederek bu konunda Türkiye’nin gösterdiği destekten duyduğu mutluluğu vurguladı.

Tatar, Maraş açılımıyla yüzde 3.5’lik bir alanın uluslararası hukuka uygun bir şekilde açıldığını, mülkiyet sahiplerinin Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurabileceğini söyledi ve Maraş açılımında özel mülkiyete dokunulmadığını anımsattı.

“İLANİHAYE ONLARI BEKLEYECEK DEĞİLİZ”

Maraş’ın bütünlüklü bir çözüm sonrası iade edileceği anlayışının Rum tarafının uzlaşmaz tavrı nedeniyle artık yitirildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “İlanihaye onları bekleyecek değiliz. Maraş, iki devletli bir çözümün boyutu olarak açılmıştır” dedi.

Tatar, Maraş’ın barındırdığı ekonomik potansiyele değinerek bunun KKTC ekonomisine yapacağı katkının altını çizdi.

“İHA VE SİHA’LARIN GEÇİTKALE’DE KONUŞLANMASININ STRATEJİK AVANTAJLARI…”

Geçitkale Havaalanı’nın İHA ve SİHA’ların kullanımına açıldığını belirten Tatar, Geçitkale Havaalanı’nda İHA ve SİHA’ların konuşlanmasının stratejik ve askeri avantajlarına dikkat çekerek bunu KKTC ve Türkiye’nin güvenliği için ne denli önemli olduğunu ifade etti.

“BARIŞ GÜCÜ YAŞANANLARA SEYİRCİ KALDI”

Kıbrıs sorunun tarihiyle ilgili çarpıcı örnekler vererek, toplumsal mücadele yıllarında Kıbrıs Türkü’nün Anavatan Türkiye’nin de desteğiyle verdiği direnişe değinen Tatar, soykırım yıllarında Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü askerinin yaşananlara seyirci kaldığının altını çizdi.

Tatar, Kıbrıs Türkü’ne yönelik yapılan soykırımlara Barış Gücü yanında dünyanın da seyirci kaldığını belirtti.

“TÜRK ASKERİ KIBRIS’TAKİ BARIŞIN YEGANE TEMİNATIDIR”

Türk askerinin adada bulunmasıyla adada barışın tesis edildiğini ifade eden Tatar, Türk askerinin adadaki barışın yegâne teminatı olduğunu vurgulayarak, Türk askerinin çekildiği gün Kıbrıs’ta çatışmaların başlayacağını kaydetti.

BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılmasıyla ilgili bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Tatar, BM Barış Gücü’nün adadaki varlığının göstermelik olduğuna dikkat çekti.

Tatar, BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılmasıyla ilgili KKTC’nin onayının alınmamasını da eleştirdi.

Türkiye’nin üyesi olmadığı bir AB’de, federal bir Kıbrıs’ın yer alması durumunda Kıbrıs Türkü’nün güvenliğinin tehlikeye atılacağını, böylesi bir antlaşmayla hedeflenenin Türkiye’yi Kıbrıs’tan uzaklaştırmak olduğunu belirten Tatar, Kıbrıs Türk halkının güvenliği için Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünün ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti.

Tatar, federasyonla hedeflenenin Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama olması ve azınlık durumuna düşmesinin hedeflendiğinin altını çizdi ve Cenevre’de gerçekleşen 5+BM formundaki gayriresmî toplantıda, egemen eşit iki devletin siyasi eşitliğine dayalı çözüm vizyonunun BM yetkililerine de anlatıldığına dikkat çekti.

DOĞU AKDENİZ’DEKİ GELİŞMELER… “EN AZ RUMLAR KADAR SÖZ SAHİBİYİZ”

Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler sayesinde KKTC’nin statüsü yükseldiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin egemen bir devlet olarak bölgedeki doğal kaynaklarla ilgili faaliyetlerde en az Kıbrıslı Rumlar kadar söz sahibi olduğunu dile getirdi.

“KKTC VE TÜRKYE’NİN BERABERLİĞİNİN YARATTIĞI AVANTAJ…”

Tatar, Mavi Vatan’la ilgili KKTC ve Türkiye’nin birlikte hareket etmesinin yarattığı avantajların altını çizerek Mavi Vatan’dan hava sahasına kadar her alanda KKTC ve Türkiye’nin birlikte hareket etmesinin zorunluluğunu vurguladı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, fiberoptik dönüşüm protokolü hakkında düzenlediği basın toplantısında, yapılan eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, projenin ülkenin dijital geleceği açısından hayati bir öneme sahip olduğunu söyledi.

Arıklı, “Fiber dönüşüm protokolü, tartışmaların ötesinde bir ihtiyaçtır. Bu adımın geciktiği her gün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dijital dünyadan biraz daha kopmaktadır. Hedefimiz çağdaş, güvenli ve güçlü bir haberleşme altyapısına sahip, verisini kendi yöneten bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti inşa etmektir. Bu hedef, kişisel veya kurumsal kaygıların üzerinde bir milli meseledir” dedi.

“Egemenliği zayıflatmıyor, güçlendiriyor”

Bakan Arıklı, projenin iletişim egemenliğini zayıflatmadığını, tam tersine güçlendirdiğini vurguladı. “Proje tamamlandığında, ülkemiz dışa bağımlı, eski ve güvenlik riski taşıyan bakır altyapıdan kurtulmuş olacak” diyen Arıklı, mevcut altyapıda bulunan yaklaşık 15 ila 30 milyon dolar değerindeki bakır tellerin de ülke ekonomisine kazandırılacağını belirtti.

“Evden eve fiber projesi tamamlandığında, bakır teller çıkarılıp Emlak ve Malzeme Ofisi Müdürlüğü vasıtasıyla satılacak ve elde edilen gelir Telefon Dairesi’nin ihtiyaçlarında kullanılacak” ifadelerini kullandı.

“Tüm mülkiyet devlette olacak”

Arıklı, Türk Telekom’un projede yalnızca teknik destek vereceğini ve yatırım ortağı olarak yer alacağını söyledi.
“Kurulacak altyapının tüm mülkiyeti ve denetimi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti ve kurumlarına ait olacaktır. Egemenliğin devri değil, teknik kapasite artışı söz konusudur. Bu protokol, iki kardeş devlet arasında imzalanan stratejik bir teknik iş birliği anlaşmasıdır” dedi.

“Rekabet ortamı artacak, kazanan vatandaş olacak”

Arıklı, fiberoptik sistemle birlikte ülkede gerçek bir rekabet ortamı oluşacağını, internet servis sağlayıcılarının hizmet kalitesini artıracağını ve maliyetlerin düşeceğini ifade etti.
“Yeni altyapı, internet servis sağlayıcılarının rekabet gücünü artıracak, hizmet kalitesini yükseltecek ve maliyetleri düşürecektir. Tüm ulusal internet servis sağlayıcıları eşit koşullarda Türk Telekom’un kuracağı fiberoptik sistemden yararlanacak. Sonuçta kazanan vatandaş olacaktır” dedi.

BTHK’nın fiyatlandırmayı denetleyeceğini belirten Arıklı, “Saniyede 100 Mb internet için Türk Telekom’a en fazla ayda 18 dolar ödenecek. Avrupa’da bu rakam ortalama 25 ile 30 Euro arasındadır” diye konuştu.

“Türk Telekom ticari değil, stratejik ortak”

Arıklı, Türk Telekom’un projede hizmet sağlayıcı değil, stratejik ortak olduğunu söyledi:
“Türk Telekom, Türkiye Cumhuriyeti’nin güzide bir kurumudur. Bu yatırım ticari değil, stratejik bir adımdır. 2002 yılından beri devletin Türk Telekom’a 48 milyon dolarlık borcu bulunmasına rağmen, şirket bugüne kadar tek bir talepte bulunmamıştır. Bu da, projenin ticari değil, kardeşlik temelli olduğunun göstergesidir.”

“Bilişim Adası hedefi”

Bakan Arıklı, Kuzey Kıbrıs’ın 2030 yılına kadar “Bilişim Adası” olma hedefiyle ilerlediğini belirterek, “Türkiye’nin desteğiyle tamamlanacak bu altyapı, ülkemizin bilişim sektöründe önemli bir oyuncu olmasının önünü açacak. Brezilya yılda 253 milyar dolar bilişim geliri elde ediyor. Biz de kendi altyapımızı tamamladıktan sonra teşviklerle bu yönde ilerleyeceğiz” dedi.

Telefon Dairesi’nin eski gücüne kavuşacağını belirten Arıklı, “Şu anda 100 bin olan sabit hat abone sayısı 70 bine düştü. Yeni teknolojiyle birlikte Telefon Dairesi yeniden güçlü bir yapıya kavuşacak, daha kaliteli ve uygun hizmet sunabilecek” ifadelerini kullandı.

“Proje geleceğimize yatırımdır”

Bakan Arıklı, projeye ideolojik yaklaşıldığını, bazı kesimlerin bilgi sahibi olmadan karşı çıktığını belirterek, “Bu stratejik ve hayati öneme sahip projenin değersizleştirilmesi, hatta ihanet olarak nitelendirilmesi son derece üzücü ve kırıcıdır. Lütfen bu projeye halkımız sahip çıksın. Bu proje Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceğidir” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), 31 Ekim itibarıyla dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 34 bin 887 TL olarak hesaplandığını açıkladı.

Kıbrıs İşçi ve Emekçi Sendikaları Federasyonu (KİEF) ve Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan açıklamasında, raporun Sağlık Bakanlığı’na bağlı Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi’nden alınan beslenme kalıbı ile İstatistik Kurumu’nun gönderdiği fiyat ortalamalarına dayanarak hazırlandığını belirtti.

Bengihan, sağlıklı beslenme için zorunlu gıda harcamaları tutarlarını şu şekilde açıkladı:

“Yetişkin kadın: günlük 300,94 TL – aylık 9 bin 28,20 TL, Yetişkin erkek: günlük 314,05 TL – aylık 9 bin 421,50 TL, 15-19 yaş çocuk: günlük 330,80 TL – aylık 9 bin 924 TL, 4-6 yaş çocuk: günlük 217,12 TL – aylık 6 bin 513,60 TL, toplam günlük bin 162,91 TL – aylık 34 bin 887 TL “

Bengihan, İstatistik Kurumunun açıkladığı enflasyon oranlarına değinerek, Ekim ayında enflasyonun yüzde 1,09; Temmuz–Ekim dönemini kapsayan dört aylık hayat pahalılığı oranının ise yüzde 16,01 olarak gerçekleştiğini hatırlattı.

Bengihan, bu oranların hesaplanmasında kullanılan tüketici fiyatları endeksi sepetinin güncelliğini yitirdiğini ve açıklanan oranların gerçek hayat pahalılığını yansıtmadığını savundu.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkan Yardımcısı Turan Büyükyılmaz, mecliste yaşanan nisap sorununa ilişkin CTP’ye ağır eleştirilerde bulundu.

Büyükyılmaz, KIBRIS Tv’de yayınlanan Kıbrıs’ta Sabah programına katıldı, Eda Alisinanoğlu’nun sorularını yanıtladı.
Meclis’te pazartesi ve Salı günler yaşanan nisap sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Büyükyılmaz, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne eleştirilerde bulundu.

“Bu bir fırsat kaçakçılığıydı” diyen Büyükyılmaz, bunun hoş olmadığını söyledi. Salı günü hükümetin eksikliklerini ifade ettikleri muhalefetin günü olduğuna vurgu yapan Büyükyılmaz, bunu yapmak yerine CTP’nin meclisi kilitlemeyi tercih ettiğini söyledi.

“Bugün bu hükümet vardır, yarın CTP’nin olacağı bir hükümet söz konusu olabilecektir, bu duruşla ayni sorunlar onları da bekliyor olabilecektir” diyen Büyükyılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

“2018 yılında kurulan dörtlü hükümet çok defalar nisap sorunları yaşadı ve bizim YDP olarak bir çok defa nisaba destek verdiğimizi ben çok iyi biliyorum. Bu şekilde meclisi kilitlemek çok sağlıklı değil. Görünüyor ki cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında Tufan Erhürman’ın aldığı yüzde 62,3 oyu CTP sahipleniyor. Bir erken genel seçime gidilirse buradan zaferle ayrılacaklarını düşünüyorlar. Oysa bu oylar onların değildir.”
CTP’nin bu ülkede alabileceği oyun belli olduğunu savunan Büyükyılmaz, zaman zaman halkın UBP ve ortaklarını cezalandırdığını anımsattı. CTP’nin hükümetten gitmesi sonrasında büyük başarısızlığı neticesinde 12 milletvekiline gerilediğini hatırlatan Büyükyılmaz, “Hükümette olan partiler, ilk seçimde bunun bedelini ödüyor. Bu düşünceden yola çıkan CTP erken seçime gitmek istiyor. UBP ise 2027’ye kadar işleri toparlayıp seçime gitme noktasında duruyor.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam