Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Hamaney’den “aşı tedariki” vurgusu

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, COVID-19 salgınının ülkenin en önemli sorunu olduğunu ve aşılama hızının artırılması için yerli veya ithal aşıların en kısa sürede tedarik edilmesi gerektiğini belirtti.

Published

on

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, devlet televizyonundan canlı yayınlanan konuşmasında, İran’da yeniden tırmanışa geçen COVID-19 salgınına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Salgının kontrol altına alınmasının ülkenin en önemli meselesi olduğunu vurgulayan Hamaney, yetkililere “vaka ve can kayıplarını azaltacak tedbirleri bir an önce hayata geçirmeleri” çağrısında bulundu.

“İthalatın artırılması” vurgusu

Hamaney, aşılama sürecinin ağır ilerlediği ülkede, aşı tedarikinin hızlandırılması için üretim ve ithalatın artırılmasını istedi.

Daha önceki bir konuşmasında ABD ve İngiliz menşeli aşıların ülkeye girişini yasaklayan Hamaney, “Aşılar, ister ithal ister yerli üretim olsun, büyük bir çabayla ve mümkün olan her şekilde tedarik edilmeli ve halkın kullanımına sunulmalıdır.” ifadelerini kullandı.

336 şehir “kırmızı” kategoride

Hamaney, 8 Ocak’ta yaptığı bir konuşmasında ABD ve İngiliz menşeli aşıların “güvenilir olmadığı” gerekçesiyle ülkeye girişini yasaklamıştı. Kararın ardından ABD’de yaşayan İranlıların satın alarak ülkeye göndermek istediği 150 bin doz Pfizer-Biontech aşısının sevkiyatı iptal edilmişti.

İran’da 9 Ağustos’ta 588 can kaybı ve 40 bin 808 yeni vaka ile salgının başladığı 19 Şubat 2020’den bu yana kaydedilen en yüksek günlük vaka ve can kaybına ulaşılmıştı.

Sağlık Bakanlığı, ülkedeki 336 şehrin yüksek riskli olarak adlandırılan “kırmızı” kategoride olduğunu duyurmuştu.

Aşılama sürecinin ağır işlediği yaklaşık 83 milyon nüfusa sahip İran’da, şu ana kadar toplam 17 milyon 294 bin 797 doz aşı uygulandığı açıklanmıştı.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Larnaka Havalimanı’nda şüpheli bir yolcu yüzünden alarm verildi

Published

on

By

Moldova’dan gelen ve içerisinde şüpheli bir yolcu bulunduğu bilgisi bulunan bir uçak yüzünden Larnaka Havalimanı’nda alarm verildiği haber verildi.

“Sigmalive”de yer alan habere göre, Moldova’dan Larnaka Havalimanı’na iniş yapan bir uçağın, içerisinde terörle bağlantısı olduğu düşünülen şüpheli bir yolcu olduğu bilgisi yüzünden özel bir alana alındığı, ve şüphelinin ise polis tarafından sorguya alındığı belirtildi.

Habere göre, Rum Ulaştırma Bakanı Aleksis Vafeadis de Kıbrıs (Rum) Haber Ajansı KİPE’ye yaptığı açıklamada, Moldova’dan Larnaka Havalimanı’na seyahat eden bir uçağın, inişinin ardından özel bir alana alındığını ifade etti.

Vafeadis, polisin havalimanında bulunduğunu ve uçakta araştırma yapıldığını söyledi.

Hermes şirketinden yapılan açıklamada ise, havalimanının normal şekilde çalışmaya devam ettiği belirtildi.

“Philenews”de yer alan haberde ise, Moldova’dan Larnaka Havalimanı’na inen ve içerisinde şüpheli bir yolcu olduğuna dair bilgiler yüzünden kontrol amaçlı özel bir alana alınan uçak yüzünden Larnaka Havalimanı’nda kırmızı alarm durumuna geçildiği belirtildi.

Haberde, Moldova makamlarının uçağın Larnaka Havalimanı’na inişine az bir süre kala uçakta şüpheli hareketler sergileyen bir kişi olduğuna dair bilgi verilmesi üzerine alarm durumuna geçildiği ve uçaktan uzaklaştırılan yolcunun sorgulanmasının sürdüğü kaydedildi.

Devamını Oku

Dünya

Fidan:ABD’nin yeni girişimine büyük önem atfetmekteyiz

Published

on

By

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD’nin Rusya-Ukrayna barışı konusundaki yeni girişimine sonuç odaklı yaklaşım olarak büyük önem verdiklerini belirterek, “Son günlerde Amerika’yla Rusya arasında yapılan görüşmelerde gündeme gelen güvenlik garantileri ve diğer konular bizim de yakından takip ettiğimiz konular. Prensip itibarıyla Türkiye, barışa katkıda bulunacak her türlü adımı atmaya hazırdır.” dedi.

Bakan Fidan, Ankara’yı ziyaret eden Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Rusya-Ukrayna Savaşı 4. yılına girerken ABD tarafından savaşın müzakereler yoluyla sona erdirilmesini hedefleyen girişim başlatıldığını hatırlatan Fidan, “Bu durum bizim savaşın başından beri izlediğimiz politikayla örtüşmekte. ABD’nin yeni girişimine sonuç odaklı bir yaklaşım olarak büyük önem atfetmekteyiz. Çözüme iki tarafın da katılacağı müzakerelerde ulaşılabileceğine inanıyoruz. Bu çerçevede barışın görüşmeler yoluyla tesisi için her türlü desteği sağlamaya hazırız. Daha önce olduğu gibi görüşmelere ev sahipliği yapmaya da hazırız.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna’daki savaşın durması konusunda büyük hassasiyet gösterdiğini kaydeden Fidan, Türkiye’nin başlangıçtan itibaren Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sona ermesi için elinden geleni yaptığını vurguladı.
Bugün mevkidaşı ile Suriye’deki gelişmeleri de ele aldıklarını kaydeden Fidan, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin muhafaza edilmesi gerektiğine inancımız tamdır. Ayrılıkçı hareketlerin önünün kesilmesi gerektiği konusunda benzer görüşlere sahibiz.” diye konuştu. Fidan, “Diğer taraftan terör örgütlerinin Suriye’de yuvalanmasına müsamaha gösterilmesi söz konusu dahi olamaz.” dedi.

– “Biz her iki komşumuzun da barış, huzur ve refah içinde yaşamasını arzu ediyoruz”
Fidan, bugün Rusya-Ukrayna Savaşı’nın 3’üncü yıl dönümü olduğuna dikkati çekerek, “Biz her iki komşumuzun da barış, huzur ve refah içinde yaşamasını arzu ediyoruz. Savaşın neden olduğu can kaybı ve yıkımın bir an evvel sona ermesini istiyoruz.” diye konuştu.
Savaşın küresel güney başta olmak üzere farklı coğrafyaları olumsuz etkilediğini kaydeden Fidan, çok boyutlu bu krizin kalıcı bir çözüme kavuşmasını temenni etti.
Fidan, Türkiye’nin, savaşın ilk gününden beri sorunun diplomasi yoluyla çözülmesini ve kalıcı barışın sağlanmasını desteklediğini vurgulayarak, “Çatışmaların başlamasından kısa bir süre sonra, tarafları İstanbul’da barış masası etrafında ilk kez bir araya getirmiştik. Karadeniz Tahıl Girişimi’ni başarıyla hayata geçirdik. Daha sonra da tarafları barışa ulaştıracak diplomatik çabalarımızı sürdürdük.” şeklinde konuştu.

– Suriye
Bölgede huzur ortamının tesis edilebileceğine inandıklarını dile getiren Fidan, “Suriye’de son 3 ayda yaşananlar bu bakımdan umut vericidir. Suriye halkı 60 yıllık zulüm rejimine son verdi. Şimdi de komşularıyla barış içinde yaşayan istikrarlı ve müreffeh bir ülke kurmak istiyor. Biz Türkiye olarak bu süreçte de Suriye halkının yanında olacağız.” ifadelerini kullandı.
– “(İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu’nun savaşı tekrar başlatma ihtimali karşısında derin endişe duyuyoruz. Yeni bir soykırıma asla izin verilmemelidir”
Gazze’de ateşkesin kalıcı hale gelmesi ve müteakip aşamalarının hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen Fidan, “(İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu’nun savaşı tekrar başlatma ihtimali karşısında derin endişe duyuyoruz. Yeni bir soykırıma asla izin verilmemelidir.” diye konuştu.
Fidan, İsrail’in Batı Şeria’yı hedef alan eylemlerine son vermesi gerektiği uyarısında bulunarak, Filistinlilerin kendi topraklarından zorla göç ettirilmesine yönelik adımları “kabul edilemez” olarak nitelendirdi ve bu doğrultudaki girişimlerin başarısızlığa mahkum olduğunu vurguladı.
Bölge ülkelerinin bu konuda ortak duruş sergilediğini ifade eden Fidan, Filistinlilerin tehcirine karşı durma konusunda Rusya’nın da aynı görüşte olmasını memnuniyetle karşıladı.
Fidan, “Filistin’de, Lübnan’da ve Suriye’de süregelen İsrail saldırganlığının sonlandırılması için uluslararası toplumun kararlı bir duruş sergilemesi şarttır.” şeklinde konuşarak, Orta Doğu’da kalıcı barış ve güvenliğin ancak bu şekilde tesis edilebileceğini söyledi.

– Rusya-ABD görüşmeleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın savaşın durması konusunda “büyük bir hassasiyet gösterdiğini” vurgulayan Fidan, Türkiye’nin bu noktada savaşın başlangıcından itibaren elinden geleni yaptığını belirtti.
Fidan, ABD ile Rusya arasındaki görüşmelere değinerek, burada gündeme gelen güvenlik garantileri ve diğer konuların Ankara’nın da yakından takibinde olduğunu söyledi.
“Prensip itibariyle, Türkiye barışa katkıda bulunacak her türlü adımı atmaya hazırdır.” ifadesini kullanan Fidan, nasıl bir manzara ortaya çıkacağı ve neye ihtiyaç duyulacağı hususunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra kararı vereceğine işaret etti.

– Türkiye’nin BRICS politikası
Fidan, Türkiye’nin “egemen bir ülke” olduğunun ve uluslararası ekonomik işbirliğine büyük önem verdiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
“Günümüz dünyasında, ekonomik işbirliğini sağlam temellere oturtturmamış ülkelerin, hem ekonomik krizlere dayanıklı olması hem de mevcut kalkınma hedeflerine ulaşması pek olası gözükmüyor. Onun için Türkiye başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere ekonomik işbirliği alanlarına büyük önem vermektedir.”
Türkiye ile AB’nin “uzun yıllara dayanan bir üyelik macerası” olduğuna dikkati çeken Fidan, “Ama son yıllarda açıkça ifade edilmese de Avrupa Birliği’nin artık kimlik politikalarından dolayı, büyük bir Müslüman ülkeyi kendi içine alma konusunda yaşadığı rahatsızlıktan dolayı, üyelik müzakereleri bir noktada donmuş durumda.” dedi.
Fidan, bu gerçekler ışığında Türkiye’nin Avrupa ülkeleriyle dengeli ithalat-ihracat ticaret ilişkisini devam ettirdiğini kaydederek, “Fakat diğer küresel ekonomik işbirliği platformlarına da çok yakından bakıyoruz. Cumhurbaşkanımızın bu konuda oldukça geniş bir vizyonu var.” diye konuştu.
Bu platformlardan birisinin de BRICS olduğunu ve burayla ilgilenildiğini vurgulayan Fidan, “İlgimizi de açıkça gösterdik. Ama anladığımız kadarıyla da BRICS de kendi kurumsallaşmasını bir noktaya taşıma adına, yeni üye alımını an itibariyle dondurmuş durumda. Başka bir klasman, ortaklık diye gündeme getirmiş durumda. Yani üyelik teklifi bize gelmedi.” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Dünya

İngiltere, Rusya’ya “2022’den bu yana en büyük yaptırım paketini” açıkladı

Published

on

By

Rusya-Ukrayna Savaşı üçüncü yılını geride bırakırken İngiltere, Rusya’ya yönelik “2022’den bu yana en büyük yaptırım paketi” kararı aldığını duyurdu.

İngiltere Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, yeni yaptırımların, Rusya’nın savaş ekonomisini destekleyen finansal kaynakları, Kremlin yanlısı oligarkları ve Rus ordusunun tedarik zincirlerini hedef aldığı ifade edildi.

Açıklamada, Rusya’ya yönelik 100’den fazla yeni yaptırımın, bu ülkenin askeri gücünü zayıflatmayı ve Ukrayna’yı barışa en güçlü konuma ulaştırmayı amaçladığı belirtildi.

Açıklamada, yaptırımlar kapsamında, Rus ordusuna elektronik ve çift kullanımlı (askeri ve sivil amaçlı) malzeme sağlayan üçüncü ülkelerdeki şirketler, Kuzey Kore’den Rusya’ya asker gönderdiği iddia edilen üst düzey isimler ve Avrupa teknolojisini Rusya’ya aktardığı öne sürülen 13 Rus kuruluşun yer aldığı kaydedildi.

Yaptırımların, Rusya’nın en önemli finansal kaynağı olan enerji gelirlerini de hedef aldığına işaret edilen açıklamada, İngiltere’nin, Rus petrolünü taşıyan 40 gemilik gölge filoyu daha yaptırım listesine ekleyerek toplam 133 Rus petrol tankerini yaptırımla karşı karşıya bıraktığına dikkati çekildi.

Kremlin’e yakınlığıyla bilinen 14 oligarkın da yaptırım kapsamına alındığı ifade edilen açıklamada, bunlar arasında, yaklaşık 2,2 milyar sterlinlik servetiyle Rusya’nın en zengin iş insanlarından Roman Trotsenko’nun da bulunduğu belirtildi.

Ayrıca, ilk kez yeni yetkiler kullanılarak, Rusya’nın savaş ekonomisini destekleyen yabancı finans kuruluşlarının da yaptırımlara dahil edildiği bilgisine yer verilen açıklamada, bu kapsamda, Kırgızistan merkezli OJSC Keremet Bank’ın yaptırım listesine alındığı bildirildi.

– “Ukrayna’ya sırtımızı dönemeyiz ve dönmeyeceğiz”

İngiltere’nin Ukrayna’yı desteklemeye devam edeceğinin altı çizilen açıklamada, yaptırımların Rusya’nın savaş kapasitesini zayıflatmayı ve Avrupa’nın güvenliğini artırmayı amaçladığı vurgulandı.

Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, “Son 3 yılın en büyük yaptırım paketiyle Ukrayna’ya olan bağlılığımızı vurguluyoruz. Kesilen her askeri tedarik hattı, bloke edilen her ruble ve (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in saldırganlığının açığa çıkmasını sağlayan her unsur, adil ve kalıcı barışa, İngiltere’de güvenlik ve refaha doğru atılmış bir adımdır.” ifadelerini kullandı.

Kalıcı barışın ancak güçle elde edilebileceğini vurgulayan Lammy, “İşte bu nedenle Ukrayna’yı mümkün olan en güçlü konuma getirmeye odaklanmış durumdayız. Dünya, Putin’in tam ölçekli işgalinin dördüncü yılına girdiği korkunç dönüm noktasına işaret ederken, ortak güvenliğimiz için verdikleri mücadelede Ukrayna’ya sırtımızı dönemeyiz ve dönmeyeceğiz.” değerlendirmesine yer verdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam