Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Adapass 20 Ağustos’tan Sonra Zorunlu”

Published

on

Sağlık Bakanı Ünal Üstel, koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında ülke genelinde yapılan taramaların artırılması ve aşılamaya hız verilmesi yanı sıra vakalarda görülen artıştan dolayı kapanma ya da daha sıkı tedbirleri uygulamaya koymak yerine, hem işvereni hem de müşterileri “güvence altına almak” için “AdaPass” sistemini ülke içinde uygulamaya koyma kararı aldıklarını açıkladı.

Üstel, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin perşembe günü aldığı yeni kararlar uyarınca, salgınla mücadele kapsamında, Bakanlık tarafından belirlenen işletmelerin 20 Ağustos Cuma gününe kadar sisteme kayıt yaptırması gerektiğini belirterek, bu tarihten sonra bu işletmelere girişte AdaPass uygulamasının “zorunlu” hale geleceğini ve uygulamayı yerine getirmeyen işletmelere para ve kapatma cezası uygulayacaklarını kaydetti.

Üstel, “bulaşmanın en çok görüldüğü” mekanlar dikkat alınarak belirlenen bu işletmelerde kişilerin aşı belgesi üzerindeki QR kodunun sistemden okutularak, gerekli aşı belgesi ve PCR testleri yeterli olanların mekanlara girişine izin verileceğini ve bu uygulama ile bulaşmanın önünü almayı hedeflediklerini de söyledi.

Yarından itibaren aşılanmanın 12 yaş ve üzerine indirileceğini ve 12-18 yaş grubunun Yakın Doğu Üniversitesi’nin beş merkezinde aşılanmaya başlanacağını belirten Bakan Üstel, 3. doz aşılamada ise yarından itibaren ülke genelindeki 38 aşı merkezinde randevusuz olarak 55 yaş ve üzerinin aşılanmasına geçileceğini açıkladı.

Sağlık Bakanı Üstel, yurtdışına seyahat edecek öğrencilerin ve insanların aşı sertifikası ve PCR testlerinden kaynaklanan mağduriyetlerinin giderilmesi için İki Toplumlu Sağlık Komitesi’ne bazı önerilerde bulunduklarını, önümüzdeki günlerde bu konuda bir yanıt almayı beklediklerini de söyledi.

Bakanlığın 1 Ocak-8 Ağustos tarihleri arasındaki dönemi kapsayan verilerine göre, Acil Durum Hastanesi’nde tedavi gören toplam pozitif hasta sayısı 9 bin. Bunların 5 bin 800’ü erkek, 3 bin 200’ü ise kadın. Ülke dağılımına göre, vakaların 4 bin 928’i KKTC, 3 bini Türkiye Cumhuriyeti ve geriye kalan bin 72 kişi ise üçüncü ülke vatandaşı. Otelde kalan hasta sayısı ise 8 bin 200. Vakanın yaş aralıklarına göre dağılımı ise şöyle: 18-35 Yaş Aralığı: 2 bin 800, 36-65 Yaş Aralığı: 6 bin, 66-85 Yaş Aralığı: 200.

Sağlık Bakanı Ünal Üstel, koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele, ülkede uygulanan aşılanma programındaki son durum, pandemide yüz yüze eğitime yönelik tedbirler, AdaPass sisteminin ülke içi uygulamaya konulması, yurt dışına öğrenim gören öğrenciler ile yurt dışına seyahat eden insanların aşı sertifikaları ve PCR testlerinde yaşanan sıkıntıların aşılmasına yönelik girişimler, AdaPass’ın AB “Dijital Covid Aşı Sertifika” sistemine entegrasyonu ile Kovid-19 dışındaki hastaların ilaç tedarikinde yaşanan sıkıntılar konusunda Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) açıklamalarda bulundu.

“İNSANLAR PANDEMİ YOKMUŞ GİBİ HAREKET EDİYOR”

Son zamanlarda ülkede Kovid-19 vakalarında görülen artış ışığında tedbirlerin sıkılaştırılmasının gündemde olup olmadığına ilişkin bir soruyu yanıtında Bakan Üstel, çarşamba günü vaka sayısının 182 olarak açıklandığını ancak son bir haftadır günlük vaka sayısının ortalama 140 civarında seyrettiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

“Biliyorsunuz 20 Temmuz ve Kurban Bayramı geçti. Her ne kadar da biz insanları ‘pandemi kurallarına uyun’ diye uyardıysak da çoğu kişi bunu ihlal etmiştir. Özellikle gençlerimiz eğlence yerlerinde ve düğünlerin olduğu merkezler ile buna benzer bir takım yerlerde insanlar hâlâ pandemi kurallarıyla yaşamaya dikkat etmiyorlar. Kendilerine göre haklıdırlar çünkü uzun süredir devam eden pandeminin getirdiği sıkıntılarla birlikte hem sosyal hem de ekonomik sıkıntılar yaşanmaktadır… Her ne kadar da vakalar çıkıyor olsa bile insanlar pandemi yokmuş gibi hareket ediyor.”

“VAKA SAYILARINDA GÖZLEMLENEN ARTIŞ TARAMALARIN ARTIRILMASINDAN DOLAYIDIR”

Bakan Üstel, vakalarda gözlemlenen artışın Kovid-19 taramalarının artırılmasından kaynaklandığını belirterek, şöyle konuştu:

“Geçmişte günde 3 bin- 4 bin civarlarında test yapılarak günde 50-60 vaka bulunurken, biz şu an günde ortalama 20 bin civarında test yapıyoruz ve ortalama 140 civarında vaka buluyoruz. Bunu 6 aylık bir periyotta toplandığınızda ne kadar fark olduğunu ve vaka sayısının artmadığını görebilirsiniz. Yani yapılan taramalarla vaka sayılarının yükselmiş olduğunu görürsünüz.”

Üstel, 20 Temmuz ve Kurban Bayramı’nın getirdiklerinin ve özellikle insanların pandemi kurallarına uymamalarının da gözlemlenen bu artışta bir etken olduğunu kaydetti.

HASTANEYE YATIŞLARDA BÜYÜK ARTIŞ YOK

Üstel, vakalarda artış yaşanırken hastaneye yatışlarda “büyük bir artışın” olmadığını, hastaneye yatışların şu an 60 civarında seyrettiğini, ancak bu vakaların “ağır vaka” olmadıklarını söyledi. Üstel, şu an Pandemi Hastanesi’nde tedavi gören 60 hastanın 20’sinin aşılı, 40’ının ise aşısız olduğuna işaret ederek, “O yüzden biz insanlarımızı aşı olmaya yöneltiyoruz. Ne kadar çok aşı yaparsak, vakaları da o kadar aza indirgeyeceğimizi ve pozitif olsa bile semptomlarını daha rahat geçireceğini görüyoruz. O nedenle aşılamaya hız verdik” diye konuştu.

“BELLİRLENEN İŞLETMELERDE ADAPASS UYGULAMASI CUMA GÜNÜ UYGULAMAYA GİRECEK”

Bakan Üstel, Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında aşılamaya hız vermelerinin yanı sıra vakalarda görülen artıştan dolayı kapanma ya da daha sıkı tedbirleri uygulamaya koymak yerine, hem işvereni hem de müşterileri “güvence altına almak” için AdaPass siteminin ülke içinde uygulamaya koyma kararı aldıklarını söyledi.

ADAPASS ZORUNLU

Üstel, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin perşembe günü aldığı yeni kararlar uyarınca, salgınla mücadele kapsamında, Bakanlık tarafından belirlenen işletmelerin 20 Ağustos Cuma gününe kadar sisteme kayıt yaptırması gerektiğini belirterek, bu tarihten itibaren söz konusu bu işletmelerde AdaPass uygulamasının “zorunlu” hale geleceğini kaydetti.

“AdaPass” sisteminin uygulamaya gireceği işletmelerin, bulaşmanın en çok görüldüğü yerler dikkate alınarak belirlendiğini belirten Üstel, “Bulaşın en çok görüldüğü bu işletmelerin 20 Ağustos’a kadar sisteme kayıt olmasını istedik ki o mekanlara girişlerde kontrol daha kolay olsun. Bir bara ya da işletmeye girerken, QR kodunu sistemde okutulmasıyla, kişilerin aşı ve test durumları daha kolay bir şekilde kontrol edilebilecektir” dedi. Ada Pass sistemine kayıt esnasında bir takım teknik sıkıntılar yaşandığını da ifade eden Üstel, bu sıkıntıların giderilmesine yardımcı olmak için bakanlık bünyesinde 7-8 kişiden oluşan özel bir birim oluşturduklarını söyledi.

Bakan, bulaşmanın en çok görüldüğü belirlenen işletmelere girişte kişilerin aşı belgesi üzerindeki QR kodunun sistemden okutularak, gerekli aşı belgesi ve PCR testleri yeterli olanların mekanlara girişine izin verilmesiyle bu mekanlarda bulaşmanın önünü alabilmeyi hedeflediklerini de kaydetti.

“ADA PASS UYGULAMASINI YERİNE GETİRMEYEN İŞLETMELERE PARA VE KAPATMA CEZASI UYGULANACAK”

Sağlık Bakanı, bakanlık tarafından belirlenen işletmelere, sisteme kayıt olmaları için 20 Ağustos’a kadar bir süre tanıdıklarına işaret ederek, bu tarihten sonra sıkı denetimler başlatılacağını, AdaPass uygulamasını yerine getirmediği tespit edilen işletmelere önce para cezası ve ardından da kapatma cezası uygulayacaklarını söyledi.

“Bu kurallara uymayan işletmelere bu cezaları vermekte kararlıyız” diyen Bakan, belediye, ilçe emniyet kurulları ve Bakanlık ekipleri tarafından zaman zaman yapılacak denetimlerle “ülkenin geleceği ve ülkemizi kapatmama adına herkesin bu kurallara uymasını sağlayacağız, bu işletmeleri daha güvenli bir hale getireceğiz” dedi.

Ada Pass sisteminin ülke içinde uygulamaya girmesiyle sisteme kayıt yaptırmamış kişilerin kaydolmasının da teşvik edileceğini belirten Üstel, “Örneğin gençler, bir eğlence merkezine girerken QR kodunu okutarak girebileceği için sisteme kaydolacaktır ve bu bize daha rahat bir denetim yapma olanağı tanıyacaktır” diye konuştu.

Üstel, AdaPass sistemini bulaşmanın en çok görüldüğü eğlence mekanları, casionolar, oteller, bet ofisleri gibi işletmeler için zorunlu olacağını ancak arzu eden küçük işletmelerin de AdaPass sisteminin uygulayabileceklerini de söyledi.

“ÜLKENİN DAHA İYİYE GÖTÜRÜLMESİ HEDEFİYLE ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ”

Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin perşembe günü AdaPass’ı ülke içinde yayma kararı yanı sıra, ilk ve orta dereceli okullarda yüz yüze eğitimin Eylül’de başlaması için gerekli tedbirleri açıklandığına da işaret eden Üstel, ülkenin daha iyiye götürülmesi hedefiyle tüm bu çalışmaları yaptıklarını, tedbirler aldıklarını söyledi. Üstel, “Öncelikle insanımızın sağlığı ve sağlıkla birlikte ekonomiyi de paralel götürme düşüncesindeyiz” dedi.

“1. DOZ AŞI OLAN KİŞİ SAYISI HER GEÇEN GÜN AZALMAKTA… BULAŞIN EN ÇOK GÖRÜLDÜĞÜ 18-40 YAŞ GRUBUNDA AŞILANMA ORANI DÜŞÜK”

Üstel, ülkede uygulanan aşılamada birinci doz aşı olan kişi sayısının “her geçen gün azalmakta” olduğunu belirterek, “özellikle bulaşmanın en çok görüldüğü 18-40 yaş grubunda aşılanma oranın düşük olduğunu ve bu oranı yükseltmek için özellikle eğlence merkezlerine gidenlere yönelik bazı yaptırımlar ve teşvikler uygulayarak, bu kişilerin aşılarını yaptırarak bu mekanlara daha rahat bir şekilde girebilmelerini sağlamaya çalıştıklarını” söyledi.

“YARINDAN İTİBAREN 12 YAŞ VE ÜZERİNDE OLANLARIN AŞILAMASINA BAŞLANACAK”

Bakan Üstel, cuma günü itibarıyla ülkede 174 bin 354 kişiye birinci doz, 170 bin 917 kişiye ise ikinci doz aşı uygulandığını, ülke nüfusunun yüzde 46’sına birinci doz, yüzde 45’ine ise her iki doz aşı yapıldığını söyledi. Bakan, toplumun yüzde 50’sinin hala aşılanmamış olduğuna ancak yarından (pazartesinden) itibaren aşılanmanın 12 yaş ve üzerine indirileceğini ve 12-18 yaş grubunun aşılanmasıyla toplumdaki aşılanma oranının yüzde 10-20 artabileceğini kaydetti.

“Yaş sınırını 12 yaşa düşürüyoruz ve 12-18 yaş arasını aşılamaya başlayacağız ki burada toplumun yaklaşık yüzde 10-20’sine tekabül eden bir kesim vardır, çünkü 12-18 yaş arası yaklaşık 25 bin gencimiz var” diyen Üstel, 12-18 yaş grubunun yarından itibaren Yakın Doğu Üniversitesi’nin beş farklı merkezinde aşılanmasına başlanacağını açıkladı.

Eylül’de yüz yüze eğitime başlamayı hedeflediklerini yineleyen Üstel, “Okula gidecek, üniversiteye gidecek öğrencilerimizi de aşılamak ve en azından yaşanacak herhangi bir olumsuzluğun önüne geçmek istiyoruz” şeklinde konuştu.

“TOPLUMUN YÜZDE 10’LUK KESİMİ AŞILANMAYA KARŞI”

Bakan Üstel, toplumun yaklaşık yüzde 10’luk bir kesiminin aşılanmaya karşı olduğunu belirterek, “Aşılanma bağışıklığı artırıyor, bu hastalığa yakalanmanız durumunda hastalığı daha rahat atlatmasına yardımcı oluyor ve ülkenin önünü açmak için de en büyük ilacımız aşıdır. Aşı karşıtı olanların tüm bunları değerlendirdikten sonra aşı olacaklarına inanıyorum” diyerek aşı tereddüdü olan kişilere aşılanmaları yönünde çağrıda bulundu.

“YARINDAN İTİBAREN 3. DOZ AŞILAMADA 55 YAŞ VE ÜZERİNE İNECEĞİZ”

Bakan Üstel, ülkede iki doz Kovid-19 aşısı olan kişilere bir doz hatırlatma (RAPEL) aşısının uygulamasına ve kriterlerine ilişkin bir soru üzerine, ülkede birçok kişinin birinci ve ikinci doz aşılarını mart ayında olduğuna işaret ederek, “İki doz aşı olup en az 4 ayını ve en fazla 6 aynı dolduran kişilere 3. doz aşı uygulanmaya başladığını” söyledi.

Sağlık Bakanı Üstel, 3. dozun öncelikli olarak en çok risk taşıyan sağlık çalışanlarına yapıldığını, ardından kronik hastalar ile 70 ve 65 yaşa uygulandığını belirterek, yarından itibaren 3. doz aşı uygulamasında 55 yaş ve üzerine inileceğini açıkladı.

Üstel, 3. doz aşı olmak isteyen 55 yaş ve üzeri kişilerin, ülke genelinde faaliyet gösteren 38 aşı merkezine yarından itibaren “randevusuz” müracaat edip kayıtlarını yaptırarak, aşılarını olabileceklerini söyledi.

“ELİMİZDE BOL MİKTARDA AŞI VAR, KEŞKE ELİMİZDEKİ AŞILARI BİTİREBİLSEK”

Üstel, ülkede bol miktarda aşı bulunduğunu, aşı tedarikinde bir sıkıntı olmadığını, Türkiye Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile haziran ayında Ankara’da yaptıkları görüşmede mutabık kaldıkları program kapsamında Türkiye’den ülkeye her hafta aşı gönderildiğini anlatarak, “Elimizde bol miktarda aşı vardır, virüsün varyantlarına karşı etkili farklı marka aşılar da mevcuttur. Aşıda marka çok önemli değildir, hangi aşıyı bulursanız o aşıyı yapın. Keşke elimizdeki aşıları bitirebilsek ve yenisini getirebilsek” diye konuştu.

“YURT DIŞINDAN GELECEK ÖĞRENCİLER İÇİN AŞI AYIRDIK. 40 BİN ÖĞRENCİNİN GELMESİNİ TEMMENİ EDİYORUZ”

Bakan Üstel, Eylül’de yüz yüze eğitimin başlaması konusunda kararlı olduklarını belirterek, Eğitim Bakanlığı ile istişare içinde, Dünya Sağlık Örgütü’nün tavsiyelerini de dikkate alarak, yüz yüze eğitimin başlaması kapsamında alınacak tedbirler konusunu ele aldıklarını ve bir kılavuz hazırlayacaklarını ve bu kılavuz kapsamında yüz yüze eğitimin Eylül’de başlayacağını söyledi.

Bu doğrultuda yürütülen hazırlıklar kapsamında, özellikle ortaöğretime gidecek 12-18 yaş grubunun aşılanmasına pazartesi başlanacağını yineleyen Üstel, yükseköğretimde ise üniversiteler ile istişarelerde bulunarak, yükseköğretim için yurtdışından gelecek aşılanmamış öğrenciler için aşı ayırdıklarını ve bu öğrencilere üniversite kampüslerinde aşılama yapılacağını açıkladı. Üstel, yükseköğretim için yurt dışından yaklaşık 40 bin öğrencinin gelmesini temenni ettiklerini belirterek, bu miktarda bir aşının onlar için ayrıldığını kaydetti.

“YURT DIŞINDA OKUYAN ÖĞRENCİLERİN VE YURT DIŞINA SEYAHAT EDECEK İNSANLARIN MAĞDURİYETLERİNİN GİDERİLMESİ İÇİN BAZI ÖNERİLER YAPTIK”

Yurt dışında eğitim gören ve KKTC’de aşı olan öğrencilerin, güvenli ve daha rahat seyahat edebilmelerine olanak tanıyan AB’nin dijital aşı sertifikası “Green-Pass”a erişimi ve seyahatlerinde KKTC’de yapılan PCR testlerinin kabulü konusunda yaşadıkları sıkıntıların giderilmesine yönelik yapılan girişimlere ilişkin bir soruyu yanıtında Üstel, şöyle konuştu:

“Burada siyasi bir politika güdülmektedir. Bugüne kadar PCR ya da antijen testler yapıldığı zaman, Güney’e geçen insanlarımız hem geziyor, hem de alışveriş yapıyor. Seyahat etmek istedikleri zamanda bu PCR ve antijen testleri ile istedikleri ülkeye de seyahat edebiliyordu ve gittiği ülkede aşı kartımızı da göstererek, ülkenin kriterlerine göre muameleye tabi tutuluyordu. Ancak bir haftadan beridir PCR ve antijen testimiz Güney’de gezerken kabul ediliyor ama havayoluyla, uçakla seyahat edecekseniz kabul edilmiyor. Bize göre bu kendilerinin ürettiği siyasi bir karardır. Biz, AdaPass’ı, onlar da SafePass’ı oluşturdu. SafePass ile insanlar Kuzey’e geçiyor, AdaPass ile insanlar Güney’e geçiyor. QR okutup bunu kabul ediyor ama yurt dışına seyahatte bunu engelliyor. Siyasi bir kararla, hem öğrencilerimize hem de seyahat edecek insanlara problem yaratıyorlar.”

Sağlık Bakanı Üstel, yurt dışına seyahat edecek öğrencilerin ve insanların mağduriyetlerinin giderilmesi için İki Toplumlu Sağlık Komitesi’ne bazı öneriler yaptıklarını, ilerleyen günlerde bu konuda bir yanıt almayı beklediklerini söyledi.

“ADAPASS SİSTEMİNİN TÜRKİYE’YE ENTEGRE OLMASI İÇİN MALİYE BAKANLIĞI’NI BEKLİYORUZ”

AdaPass sisteminin Türkiye’deki dijital aşı sertifikası sistemine entegrasyonuna ilişkin yürütülen çalışmalarla ilgili olarak Üstel, “Biz, bir buçuk ay önce Anavatan Türkiye’ye ziyarette bulunduğumuz zaman teknik komite ile bunları da konuştuk ve o zamandan beri çalışmalarımızı yaptık, altyapımızı hazır ederek, AdaPass’ı oluşturduk. 1 Temmuz’dan beri AdaPass’ın Türkiye’ye entegre olması için Maliye Bakanlığı’nı bekliyoruz. Bir meblağ ödenecek, bunun ödemesini bekliyoruz” dedi.

Üstel, “Bizim hedefimiz; Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin HES kodu ile entegre olmak ve buradan Türkiye’ye ve Türkiye’den buraya gelecek insanlarımızın bu kodu okutarak, seyahatlerini kolaylaştırmak ve ülkeye geldiklerinde de AdaPass sisteminin ülke içinde uygulamaya konmasıyla işletmelerde QR kodunu okutarak daha rahat hizmet almalarını sağlamaktır. O nedenle bütün bunları hızlandırdık” şeklinde konuştu.

“MALİYE BAKANLIĞI KAYNAK AKTARIRSA İLAÇ TEDARİKİNDE YAŞANAN BÜYÜK SIKINTILAR GİDERİLECEKTİR”

Sağlık Bakanı Üstel, ülkede bazı ilaçların tedarikinde yaşanan sıkıntılara ilişkin bir soruyu yanıtında, başta kanser hastalarının ilaçları olmak üzere ülkede tüm ilaçların tedarikinde sıkıntılar olduğunu söyledi. Üstel, ilaç tedarikindeki sıkıntının bütçe eksikliğinden kaynaklandığını, Maliye Bakanlığı’ndan bütçe talep ettiklerini ancak şu ana kadar Sağlık Bakanlığı’na bir bütçe aktarımı olmadığını ifade etti.

“İlaçta ‘para yok’ mazeret değildir” diyen Üstel, Sağlık Bakanlığı’nın kendi iç kaynaklarını gözden geçirerek ve bazı projelerini iptal ederek, kanser hastalarının acil olan ilaçlarının tedariki için bir meblağ ayırdıklarını, ancak bunun yeterli olmadığını, Maliye Bakanlığı’ndan bütçe aktarımını beklediklerini söyledi. Üstel, “Maliye Bakanlığı bir kaynak bulursa ve bize aktarırsa o kaynakla İlaç ve Eczacılık Dairesi’nde yaşanan büyük ilaç sıkıntıları da giderilmiş olacaktır” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, BRT’de yayınlanan ‘Manşet+’ programına konuk oldu.

Tatar, 5 yıllık Cumhurbaşkanlığı sürecini değerlendirerek, yeni bir siyaset ortaya koyduklarını, geçmişte Annan Planı ve Crans Montana’da yaşananlardan federasyon meselesinin kapanması gerektiğini, Kıbrıslı Rumların sıfır asker sıfır garanti ısrarının bitmeyeceğinin anlaşıldığını söyledi.

Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlük hakkının elinden alınması ve adadan çekilmesi planı oyununu bozan bir adım olan yeni paradigma ile artık belli bir noktaya gelindiğini anlatarak, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da uluslararası alanda bunu defalarca ifade ettiğini anımsattı.

Tatar, Kıbrıs Türkü’nün bu topraklarda asırladır yaşayan adanın asli unsurlarından biri olduğunu kaydederek, Kıbrıs Türk tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de kurucu ortağı ve adada hak sahibi olduğunu, ancak bunların kabulü ile bir ilerleme kaydedilebileceğini belirtti.

Enterkonnekte sistemi ile elektrik getirilmesi konusunu da değerlendiren Tatar, elektrikte enterkonnekte için tek yolun bunun Türkiye üzerinden yapılması olduğunu kaydetti. Tatar, “Bu ada için, sürdürülebilir bir enerji için tek yoldur” dedi.

Yeni geçiş kapıları konusunu da değerlendiren Tatar, bu konuda defalarca girişimde bulunduğunu hem Haspolat hem de Akıncılar’da kapı açılması adına girişim yaptığını anımsattı. Tatar, “Karşı taraf Erenköy’den geçmek, Kiracıköy’den geçmek istiyor. Bu ada ara bölgeden toprak istemek anlamına geliyor. Biz ara bölgede onlara yol kullandıramayız, aksi taktirde ileride toprak talebinde bulunacaklar. Metehan’da sıkıntı oluyor çünkü bizde 3 şerit varken, karşı taraf hala tek şeritte çalışmaya devam ediyor” dedi.

Güney Kıbrıs’ın silahlanması ve bölgede yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Tatar, “Önce Bosna’da, sonra Irak, Suriye, Ukrayna, Gazze’de başladı çatışmalar. Dünya 2000’li yıllara kadar barışı gördü, sonra çatışma kültürü artarak sürüyor. Ukrayna da bir milyon insan ölmüş. Şimdi de madenlerine çökmüşler. Önce silah verip savaştırdılar, şimdi de verdiklerine karşılık arazi ve madenlere çöktüler” dedi.

Tatar, “Güney Kıbrıs artık teslim oldu. İngiliz Üsleri’nin her türlü askeri donanımı var, ABD var, Fransa var, artık İsrail de var” şeklinde konuştu.

Karma evlilik konusunda ise çocuklar ve gençler arasında ayrımcılık yapılmasının doğru olmadığını çok kez dile getirdiğini söyleyen Tatar, bunun Avrupa Birliği’nin değil, Rum yetiminin kararı olduğunu, burada doğan çocuklara işgalci gibi bakılmasının yanlış olduğunu kaydetti.

Gelecek hafta New York’a bir ziyaret gerçekleştireceğini de vurgulayan Tatar, New York’ta Genel Sekreter Antonio Guterres ile görüşeceğini, heyetler arası görüşmeler yapılacağını ve Rum lider Nikos Hristodulidis ile 3’lü görüşme gerçekleştireceğini söyledi.

Tatar, 3’lü görüşmede de projeleri, komiteleri, enterkonnekte konusunu, kültürel miras, mayınların temizlenmesi, yangın, deprem dahil tüm unsuları yine dile getireceğini anlatarak, “Ortak zemin olması için çalışıyorum ama iki halk arasında ilişkilerin gelişmesine Güney Kıbrıs hiç yardımcı olmuyor. Tutuklamalar var, Rum bizi mallar konusunda muhatap almak istemiyor devlet olarak. Bu iş Taşınmaz Mal Komisyonu ile çözümlenecek. Takas yöntemi bu işi kökten çözen bir yoldur ama bu da olamıyor” dedi.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin hazırlayacağı raporu da değerlendiren Tatar, Holguin’in kendi çabasını görüp takdir ettiğini, Güney Kıbrıs’ın inatla yeni kapı açmak istemediğinin farkında olduğunu, yeni oluşturulan Gençlik Komitesi’nin toplantılarını başarı olarak gördüğünü, teknik komitelerin tümünün iyi çalıştığının bilincinde olduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: BRT Haber

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Polis Basın Subaylığı’ndan alınan bilgiye göre, 18 Eylül 2025 tarihinde saat 08:15 sıralarında İskele – Ercan Anayolu üzerinde ölümle neticelenen bir trafik kazası meydana geldi.

Polisin verdiği bilgiye göre Edmund Jonathan Cooke (E-64) yönetimindeki NH 396 plakalı araç, Ercan istikametine doğru seyrederken Cihangir’de Karavezirler Petrol önlerinde, önünde aynı istikamete giden Hasan Altıparmak (E-57) yönetimindeki EF 127 plakalı aracı dikkatsizce geçmeye çalıştı. Bu sırada karşı istikametten gelen İbrahim Gökgedik (E-58) yönetimindeki YG 445 plakalı araçla yüz yüze çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle NH 396 plakalı araç kontrolden çıkarak EF 127 plakalı aracın ön kısmına çarptıktan sonra yolun solundan çıkarak tarla içerisine savruldu.

Kaza sonucu ağır yaralanan NH 396 plakalı araç sürücüsü Edmund Jonathan Cooke kaldırıldığı Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi.

Kazadan etkilenen diğer kişiler ise NH 396 plakalı araçta yolcu olarak bulunan Anna Steel (K-71) ile YG 445 plakalı araçta yolcu olarak bulunan Serdar Hozhyyyev (E-36) ve Shekh Ramjan (E-38). Yaralılar Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınmış olup tedavileri halen devam ediyor.

Polis kazayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü açıkladı.

 

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, bir grup ekonomistle bir araya geldi ve Cumhurbaşkanlığı vizyonunu paylaştı. Cumhurbaşkanlığı makamının ekonomiyle olan ilişkisini açıkça ortaya koyan Erhürman’a, Genel Sekreter Erkut Şahali ve bazı milletvekilleri de eşlik etti. Tufan Erhürman, “Tanınmamış bir devlete sahibiz ve bütün dış ilişkilerimizi Cumhurbaşkanı üzerinden yürütmek zorundayız. Ekonomimizin önemli bir kısmı da bu dış ilişkiler üzerinden belirleniyor. Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği ile kurulan ilişkiler üzerinden şekilleniyor. Bunun dışında ekonominin en önde gelen gelir kaynakları olan turizm ve yükseköğretim de dışarıdan gelen gelirle öne çıkıyor. Yani hem ekonomimizin hem de gelişme imkânlarının dışarıyla doğrudan ilişkisi vardır” dedi.

“Bütün dış ilişkilerimizi Cumhurbaşkanlığı üzerinden yürütmek zorundayız”

Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, geçtiğimiz haftalarda da bir grup ekonomistle bir araya geldiğini hatırlattı ve “Geçen toplantının ardından basında yapılan yorumlarda ortaya çıkan bir soru işaretini gidermek istiyorum. Soru işareti şudur: “Bizde Cumhurbaşkanının ekonomiyle ne alakası var?” sorusu belirleyici bir soru haline geldi. “Bu bir genel seçim değil. Buradan başbakan ya da maliye bakanı çıkmayacak” denildi. Cumhurbaşkanlığının ekonomiyle, maliyeyle ilgisi nedir? Tanınmamış bir devlete sahibiz ve bütün dış ilişkilerimizi Cumhurbaşkanı üzerinden yürütmek zorundayız. Ekonomimizin önemli bir kısmı da bu dış ilişkiler üzerinden belirleniyor. Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği ile kurulan ilişkiler üzerinden şekilleniyor. Bunun dışında ekonominin en önde gelen gelir kaynakları olan turizm ve yükseköğretim de dışarıdan gelen gelirle öne çıkıyor. Yani hem ekonomimizin hem de gelişme imkânlarının dışarıyla doğrudan ilişkisi vardır” diye konuştu.

“Doğrudan Ticaret Tüzüğü konusunda ısrarcı olması gereken makam Cumhurbaşkanlığıdır”

“AB ile ilişkilerde üç tüzük vardı: Yeşil Hat Tüzüğü, Mali Yardım Tüzüğü ve Doğrudan Ticaret Tüzüğü. 2004 referandumlarına girerken bu üç tüzük bir tür “taahhüt” niteliği taşıyordu. Yeşil Hat Tüzüğü ile Mali Yardım Tüzüğü yürürlüğe girdi; ancak Rumlar AB üyesi olduktan sonra Doğrudan Ticaret Tüzüğü veto konusu haline geldi ve yürürlüğe girmedi. Mali Yardım Tüzüğü ise çok kısa süre önce Hristodulidis’in girişimiyle adeta devre dışı kalma noktasına geldi, son anda direkten döndü” diyen Erhürman, Mali Yardım Tüzüğü’nün devamlılığını sağlamanın ve sağlanan gelirin doğru alanlara kaydırılması için uğraş vermenin, yetki olarak Cumhurbaşkanlığında toplandığına dikkat çekti. Tufan Erhürman, “Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde yapılan çalışmalar bize gösteriyor ki, KKTC’nin ihracatının ithalatı karşılama oranı yalnızca yüzde 6’dır. Bu çok düşük bir oran. Ada ekonomilerinde bu oran yüzde 35-40 civarındadır. Yüzde 6’lık ihracatın yüzde 72’si Türkiye Cumhuriyeti’ne, yüzde 10’u Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden Güney’e gerçekleşiyor. Kalan kısmı ise diğer ülkelere. Yani Yeşil Hat Tüzüğü yalnızca yüzde 10’larda kalmasına rağmen, ihracatta ikinci sırada. Yeşil Hat Tüzüğü’nde bir türlü halledilemeyen sorunlar olduğu gibi, aniden ortaya çıkan sorunlar da var. Doğrudan Ticaret Tüzüğü konusunda ısrarcı olması gereken makam da yine Cumhurbaşkanlığıdır” dedi.

“Hep birlikte üreteceğiz”

Türkiye Cumhuriyeti ile ekonomik ve mali konularda verimli bir iletişim sağlanabilmesi için meselelerin doğrudan Cumhurbaşkanı düzeyinde kurulması gerektiğini söyleyen Erhürman, Türkiye Cumhuriyeti’nin sisteminden dolayı bir mütekabiliyet ilkesi gereği söz konusu meselelerdeki iletişimin böyle olabileceğini kaydetti. Tufan Erhürman, “O nedenle Türkiye Cumhuriyeti ile söz konusu ilişkiler açısından da Cumhurbaşkanlığı makamının son derece önemli olduğunu düşünüyorum” dedi. Ekonominin merkezinde olan konulardan biri de Taşınmaz Mal meselesi olduğuna dikkat çeken Erhürman, sıkıntılı bir noktaya doğru ilerlendiğini belirtti. Taşınmaz Mal Komisyonu’nun 2005’te Cumhurbaşkanlığında hazırlandığının altını çizen Erhürman, bu meseleyi de Cumhurbaşkanlığının ele alması gerektiğini ifade etti. “Çalışmanın, emeğin karşılığını bulduğu, herkesin insan onuruna yaraşır bir yaşam süreceği bir ülke için gece gündüz demeden çalışacağız” diyen Erhürman, bu ülkenin üreticisinin, girişimcisinin, sanayicisinin, turizmcisinin, esnafının, içerideki ve dışarıdaki eşitsiz ve adil olmayan uygulama ve düzenlemelerle ezilmesine, itilmesine, kakılmasına engel olacaklarının altını çizdi. Tufan Erhürman, “Ayaklarımız üzerinde duracak, hep birlikte üretecek, pastayı hep birlikte büyütecek, hep birlikte, adil biçimde paylaşacağız” diye konuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam