Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Geleceğini, emeğini ve birikimlerini bize emanet edenlerle 62. yılımızı kutluyoruz”

Published

on

Koopbank 62. kuruluş yıl dönümünü kutluyor. 9 Eylül 1959 tarihinde 196 Türk kooperatifinin ortaklığıyla kurulan banka, bugün ülkemiz bankacılık sektörünün en tepesindeki finansal kuruluş olma özelliğini sürdürüyor.

Koopbank Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Ataman, Koopbank’ın 62. kuruluş yıl dönümü nedeni ile yaptığı açıklamada, 9 Eylül 1959’da tek şube ile kurulan bankanın ülke geneline yaygın 20 şubesi, gerek mevduat ve kredi hacmi gerekse bilanço büyüklüğü sıralamasındaki konumu ile ülkenin en büyük finansal kuruluşu olduğunu kaydetti.

Koopbank’ın bankacılık sektörünün tek başına beşte birini temsil ettiğine dikkat çeken Ataman, 11 milyar Türk Lirasını aşan bilanço büyüklüğü, 600 milyon Türk Lirasına yaklaşan öz kaynakları ile bankanın KKTC ekonomisi içindeki önemi ve toplum nezdindeki yerinin net bir şekilde ortada olduğunu belirtti. 125 bini aşan ve çoğu kooperatif gönüllüsü sadık bir müşteri portföyüne sahip olduklarını belirten Genel Müdür Ataman, bankanın kurulduğu ilk günden itibaren halkıyla birlikte bu topraklara sahip çıkan, geleceği birlikte büyüten bir aileyi temsil ettiği söyledi.

“KENDİ KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZİ VE İSTİKRARLI İŞ ANLAYIŞIMIZI KORUYARAK BU GÜNLERE GELDİK”
Bankanın 62 yıllık tarihine bakıldığında, onun gelişim sürecinin Kıbrıs’ın gelişimi ile paralellik gösterdiğine vurgu yapan Ataman, Koopbank’ın bir bakıma ülkenin tarihi dönemeçlerinin tümüne tanıklık etmiş bir banka olduğuna işaret etti. Genel Müdür Ataman, Koopbank’ın toplumun kalkınmasına kooperatifler aracılığıyla ve onlarla birlikte yön vermek misyonuyla kurulduğunu, 62 yıllık süre içerisinde kendi kültürel değerlerini, iş yapma tarzını, ekonomik misyonunu ve istikrarlı iş anlayışını koruyarak çok ciddi noktalara ulaştığını ifade etti. Toplum nezdinde Koopbank’ın bir güveni temsil ettiğini ve bunun bir rastlantı olmadığına dikkat çeken Ataman, ülkedeki mevduatın beşte birine karşılık gelen 10 milyar Türk Lirasının Koopbank’a emanet edilmiş olmasının bankaya duyulan güvenin en büyük kanıtı olduğunu sözlerine ekledi.

“ZOR ANDA DA YANINDA OLMAK BİZİM TEMEL ERDEMİMİZ”
Ülkenin son bir buçuk senedir gerek pandemi nedeniyle gerekse ekonomik olarak zorlu bir dönemden geçtiğine dikkat çeken Ataman, “Ne ticari hedeflerimiz, ne de kârlılık isteğimiz ülkemizin ve onun insanının menfaatlerinin üzerinde olamaz, yıllardır içinde yoğrulduğumuz kooperatif kültürü bizlere bunu aşılamıştır” dedi. Koopbank’ın şimdiye kadar tüm imkânlarını, kaynaklarını, tecrübelerini ve birikimlerini hep ülkenin ekonomisinin yararına kullandığı söyleyen Ataman, “Bizim yaklaşımımız toplumun sadece refahını paylaşmak değil, zorluklarını da paylaşmaktır. Bütün öz kaynağını bu ülkeden kazanmış bir kurum olarak bu ülkeye olan borcumuzu, sorumluluklarımızı iyi biliyoruz. Eğer bu bankanın gücüne ihtiyaç olacaksa, o da zor günler içindir, bizim temel erdemimiz budur” dedi. Pandemi süreci gibi zor dönemlerde sergilenen yaklaşımların kimin bu ülkeye ne kadar taahhüdünün olduğunu ortaya çıkardığını belirten Ataman, “ödeme gayreti içinde olduğunu hissettiğimiz, bir başka deyişle iyi niyetli tüm müşterilerimiz bizden ne destek istemişlerse tüm imkânlarımızı seferber ederek yerine getirdik, tüm kesimlere yasa gücündeki kararnamelerin çok ötesinde kolaylıklar sağladık ve buna devam ediyoruz” dedi.

“KAMU KREDİLERİNİN GERİ ÖDENMESİNDE İSTİKRAR SAĞLANDI”
2021’nin ilk yarısındaki finansal veriler üzerinden değerlendirme de yapan Ataman, temel bütün kalemlerde, büyüme, kârlılık, aktif kalitesinin korunması ve sermaye yönetimi açısından belirlemiş oldukları hedeflerle tutarlı sonuçlar elde ettiklerini belirtti. Genel Müdür Ataman, yıllardır süregeldiği şekilde sağlıklı bir sermaye yeterlilik rasyosunu da koruduklarını kaydetti.
Pandeminin etkisi ile kredilerin geri dönüşü ve yeni kredi kullandırmada daralmanın bu özel dönemde normal karşılanması gerektiğine işaret eden Ataman, ekonominin çarklarının istenilen şekilde dönmeye başlamasının birçok sektörde 2022’nin ilk çeyreğini bulabileceğini ve bu süre zarfında hep beraber bu sıkıntıları paylaşarak aşmak zorunda olduklarını, gerek avantajlı krediler gerekse yapılandırmalarla piyasayı desteklemeyi sürdüreceklerini dile getirdi.

Yıllardır öncelikli hedefleri olan kamunun bankaya olan borçlarının ödenmesi konusunda artık net bir istikrarın sağlandığına dikkat çeken Ataman, “Son iki yıl içinde devletimiz 370 milyon Türk Lirası ödeme yaptı, daha da önemlisi ödemeler artık bir takvime bağlandı. Kamu borçlarına yapılacak olan her tahsilat sonuçta bu toplumun daha ileriye doğru gelişmesi için yatırıma dönüşecek, halka ihtiyaçlarını çok daha uygun maliyetli krediler ile sağlamak yönünde önemli bir destek olacaktır. Kazancımız ülkemizin kazancınadır” şeklinde konuştu.

“FİNANSAL TEKNOLOJİLER ALANINDA KILAVUZLUK ROLÜMÜZÜ SÜRDÜRÜYORUZ”
Genel Müdür Kemal Ataman, Koopbank’ın dijitalleşmeyle ilgili çalışmaları hakkında da bilgi verdi. Küresel ekonomideki bilinen tüm değerleri değiştirecek şekilde dünyanın hızla dijitalleştiği, özellikle pandemi döneminde teknolojik uygulamaların öne çıkarak önem kazandığına dikkat çeken Ataman, Koopbank’ın sektördeki kılavuz rolünü bu alanda da sürdürdüğünü söyledi. Mobil cüzdan uygulaması ‘HEPi’ ile ülkede yepyeni bir ödeme yöntemini hizmete sunduklarını ifade eden Ataman, yüz yüze eğitimin önümüzdeki günlerde başlaması ile “Öğrenci Dostu Ada” projesi kapsamında binlerce öğrenciye ‘HEPi Student’ mobil cüzdan uygulamasını ve öğrenci banka kartı olan ‘Ada Kart’ı çok yakında sunacaklarını belirtti.

Pandeminin internet üzerinden hizmetlerin satın alınmasına olumlu yönde bir etkisinin olduğunu ifade eden Genel Müdür Kemal Ataman, Koopbank’ın sanal POS hizmet altyapısını da gelişen ihtiyaçlar çerçevesinde yenilediğini ve bugün kamuda vergi, araç kayıt, sağlık, gümrük gibi alanların yanında belediye ve elektrik fatura ödemelerinde, eğitim sektöründe ve diğer birçok faaliyet alanında internet üzerinden güvenli bir ödeme platformu sunduklarını belirtti. Geçtiğimiz ay içerisinde temel bankacılık yazılımlarını tamamen yenilendiklerini de kaydeden Ataman, “Bankaya yepyeni bir çehre kazandırdık, bir nevi bir milat gerçekleşti. Bu önemli adım hizmet kalitemizi yükseltme anlamındaki hedeflerimize ulaşmak için önemli bir noktaydı. Bunu sıkıntısız başardık” dedi. Yıl bitmeden mobil teknolojiler konusunda bir takım başka yenilikleri de müşterilerine sunacaklarını belirten Ataman, “Her ne kadar yüz yüze hizmet anlayışı özellikle hatırı sayılır bir müşteri kesimimiz için halen vazgeçilmez olsa da, pandemi ile bu anlayışta da kaymalar oldu. Hizmetlerimizi şube dışına herkesin kullanabileceği şekilde öne çıkarmak başlıca hedefimiz oldu” dedi.

“KOOPERATİFLERİ REKABETE KARŞI KORUMA BİZİM TAAHHÜDÜMÜZ”
Tüm dünyada kooperatifçiliğin yükselen bir değer olduğunu, ülkemizde de bir devlet politikası olarak kooperatifçiliğin destekleneceği yönündeki planların sık sık açıklandığını belirten Ataman, “Biz Koopbank olarak kooperatiflere karşı üzerimize düşen görevi eksiksiz yerine getirmek için büyük gayret sarf ediyoruz. Geleneksel olarak yıllardır onlara verdiğimiz hizmetlerin yanında hiçbir karşılık beklemeden finansal teknolojiler alanında da kapsamlı bir hizmet ve destek sunuyoruz. Bugüne kadar kart ve ATM’ler ile internet bankacılığı üzerine yoğunlaşmıştık, artık kapsamı daha da genişletiyoruz” dedi. Genel Müdür Ataman, bugüne kadar birçok kooperatifin dışarıdan aldığı çeşitli hizmetleri artık direkt Koopbank üzerinden alarak büyük tasarruf sağladığını, yakında da yeni dijital servisler üzerinden kooperatiflere verilecek hizmetler ile kooperatiflerin bugüne kadar yapılandan farklı olarak artık direkt kendi kullandıkları yazılımlar içinden fatura ödeme, kredi kartı tahsilatı, kooperatifler arası havale ile EÖS ve EFT hizmetlerini kendi müşterilerine sunabileceklerini söyledi. Toplumun önemli bir parçası olan kooperatiflerin sürdürülebilirliği için onları bu tür hizmetlerden yararlandırmanın misyonları gereği olduğunu belirten Ataman, önümüzdeki dönemde çıtayı bir kademe daha yükselterek kooperatiflere veri merkezi hizmetini de sunmayı planladıklarını sözlerine ekledi.

“HER ALANDA TOPLUMA HİZMET ETMEK MİSYONUMUZUN BİR PARÇASI“
Koopbank’ın bankacılık faaliyetlerinin yanı sıra kültür, sanat ve spora da büyük katkı sağladığını belirten Genel Müdür Kemal Ataman, özellikle spor kulüpleri olan Koop Spor ile her yaşta gence spor imkânı tanıyan bir yapıyı barındırdıklarını ve ülke basketboluna çeşitli seviyelerde altı takım ile renk katarak büyük başarılara imza attıklarını belirtti. Ataman, son beş senedir faaliyete geçirdikleri basketbol akademisi ile çocukları ve gençleri sporun içine çekmekte ciddi bir gayret gösterdiklerini ve bunda da başarı elde ettiklerini sözlerine ekledi. İlkokul çağındaki çocuklara yönelik düzenledikleri geleneksel kompozisyon yarışması ile de çocukların hayallerinin paylaşılmasına ortak olmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti.

Banka olarak toplumun ihtiyaçlarına da hiçbir zaman duyarsız kalmadıklarını belirten Ataman, yaşanan pandemi nedeniyle özellikle hibe ve yardım bütçesinin artırılarak ihtiyaçlı ailelerin çocuklarına uzaktan eğitim için tablet alınmasını ve çeşitli gereksinimlerinin karşılanmasını sağladıklarını söyledi. Bu yıl içinde ülkeye yeşil alan kazandırmak adına bir orman alanı oluşturma projelerinin hayata geçtiğini de belirten Ataman, Lefkoşa yeni çevre yolu üzerinde büyük bir alanı Koopbank Ormanı olarak Orman Dairesinin işbirliği ile tesis ettiklerini ve bu alana her yıl banka çalışanları ve emeklileri ile fidan dikimi yapacaklarını sözlerine ekledi.

Ülkeye değer katan kadınların yaşam öykülerinin kayıt altına alınması, geçmişin geleceğe taşınması, yeni kuşaklara ilham vermesi ve toplumsal hafızaya katkı koyması amacıyla Kadın Öyküleri Derneği tarafından yürütülen değerli bir projeye sponsor olduklarını belirten Ataman, Lefke Bölgesinde kurulan kadın kooperatifi 4K’nın destekçisi Perihan Aziz’in hayatının belgeselleştirilmesine katkı koymaktan mutluluk duyduklarını ifade etti.

“SAHİP OLDUĞUMUZ DEĞERLERİN KORUNMASI VE DAHA İYİ NOKTALARA GETİRİLMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Koopbank’ın 62 yıldır bu topraklara sahip çıkarak, halkı ile birlikte çalışıp, üreten büyük bir aile olduğunu vurgulayan Genel Müdür Ataman, şubeleri ve tüm ülkeyi saran kooperatif ağı ile her kesime, her bireye ve sektöre en üst seviyede hizmet sunulmasında görev alan, bankayı bugünlere taşıyan kooperatifçilere, bankanın geçmişteki ve bugünkü çalışanlarına ve Koopbank’a üretimini, birikimini, emeğini ve hayallerini emanet eden herkese teşekkür etti. Ataman, içinden geçilen zorlu pandemi sürecinde varını yoğunu ortaya koyarak hizmetlerini esirgemeyen tüm sağlık çalışanlarına da minnettar olduklarını sözlerine ekledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

11 İnönülü şehit düzenlenen törenle anıldı

Published

on

By

İnönü şehitleri düzenlenen törenle anıldı.

1958-1963 ve 1974 yıllarında şehit edilen 11 İnönülü için düzenlenen tören protokol sırasına göre şehitler anıtına çelenklerin konmasıyla başladı.

Ardından saygı duruşunda bulunuldu ve 3 el saygı atışı yapılarak, İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Törende Öykü Zort “ Bu Vatan Kimin?” isimli şiiri okudu.

Mesarya Belediye Başkanı Ahmet Latif törende yaptığı konuşmada, milli mücadele yıllarında İnönü köyünün 11 evladını toprağa verdiğini anımsatarak, şehitleri rahmetle andı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, 1974’ten önce ekmeğini kazanmak için işine giderken bir çok Kıbrıslı Türk’ün şehit edildiğini hatırlatarak, Rumların Kıbrıs Türkünü yok etmek için sistematik saldırılarda bulundu anlattı.

Kıbrıs Türk halkının kahramanca ülkesini ve halkını savunduğunu dile getiren Tatar, “1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve sonrasında Anavatan Türkiye’nin desteğiyle KKTC olarak dünyada haklı yerimizi alırken tüm bunları şehitlerimize borçluyuz” dedi.

Tatar, “Kıbrıs Türk halkının en az Rumlar kadar bu topraklarda hakkı vardır. Devletimizin kabul görmesi, egemenliğimizin tanınması gerekiyor, ancak o zaman adil kalıcı bir çözüm olur” dedi.
New York’ta da bu gerçekleri paylaşacağını ifade eden Tatar, bu kadar bedel ödeyen bir halkın egemenlik ve tanınma hakkı olduğunu söyledi.

Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve devlet olduğunu vurgulayan Tatar, bir anlaşma olacaksa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin o anlaşmanın bir parçası olacağını söyledi.

Tören duaların okunmasıyla sona erdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRKSOY’un 32. kuruluş yıl dönümünü kutladı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRKSOY’un 32’nci kuruluşu yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Cumhurbaşkanı Tatar yazılı mesajında şu ifadeleri kullandı:

“Kıbrıs Türk Halkı için Türksoy teşkilatı büyük önem taşımaktadır. Kültürden sanata, edebiyata, tarihe, müziğe, farklı gelenekleri, örf ve âdetleri bir çatı altında toplayan TÜRKSOY’un 1993 yılından beri yaptığı çalışmaları buradan bir kez daha hürmetle selamlarım.

Türk Devletleri arasında 32 yıl önce kardeş halkların ortak iradesiyle temelleri atılan Türksoy, geçen zaman içinde Türk Dünyası’nın kültürel buluşma köprüsü olmuştur.

TÜRKSOY teşkilatının KKTC’ye gösterdiği ilgi alaka sonucunda, KKTC haksız bir şekilde maruz kaldığı birtakım engellemeleri kültür ve sanat alanında aşmıştır. TÜRKSOY’un bizlere açtığı kapı ve köprüler vasıtasıyla Kıbrıs Türk Halkının kültürü, sanatı, müziği, edebiyatı, örf ve âdetleri dünyaya ulaşmıştır. Çeşitli ülke ve şehirlerde, kültür ve sanatın farklı dallarında yapılan etkinliklerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin temsilcilerine kültür ve sanatlarını paylaşma fırsatı verilmiştir. Bu bakımdan da TÜRKSOY’a teşekkürlerimi iletiyorum.

KKTC ve TÜRKSOY iş birliği çerçevesinde bundan sonraki süreçte de Kıbrıs Türk Halkının kültür ve sanat insanlarının Türk Dünyası mümtaz şahsiyetleri arasında anılması ve ilan edilmesi bizler için de bir ilham kaynağı olacaktır. Dolayısıyla şimdiden sizlerin yapacağı çalışmalar için bir kez daha teşekkür diyorum.

Türk Halkları arasındaki kardeşlik bağları büyük önem taşımaktadır. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan’ın KKTC Halkı için aynı soydan gelen, aynı milletin evlatları olduğunu, gönül birliği, gelenek ve görenek, ortak kültür, ortak tarih ve ortak dil temelinde hiçbir farklılığının bulunmamaktadır.

Bu duygu ve düşüncelerle Türk halklarının ortak kültürel mirasını yaşatma, tanıtma ve gelecek kuşaklara aktarma idealiyle kurulan Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY’un 32. kuruluş yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Özcenk’ten DAÜ-SEN’e çağrı

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı Dr. Erdal Özcenk, sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılan asılsız açıklamaların zarar verici bulduğunu vurgulayarak, DAÜ Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) yönetimini kamuoyu üzerinden değil, üniversitenin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan, yapıcı ve sorumlu bir iletişime davet etti.

“DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir” vurgusu yapan Özcenk, “Üniversitemizde alınan tüm kararlar, ilgili akademik-idari kurullarda tartışılarak, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından oylanmakta ve ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulmaktadır. Bu kurumsal süreçler, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapı içinde yürütülmektedir” dedi.

Erdal Özcenk’in açıklaması aynen şöyle:

“1979 yılında kurulan ve 1986’da devlet üniversitesi statüsünü kazanan Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin değil, bölgenin en köklü ve saygın yükseköğretim kurumlarından biridir. Uluslararası düzeyde akredite olmuş programları, seçkin akademik kadrosu ve çok kültürlü öğrenci yapısıyla DAÜ, bugüne kadar on binlerce mezun vermiş ve KKTC’nin dünyaya açılan bilimsel yüzü olmuştur.

DAÜ’nün varlığı ve başarısı, başta Gazimağusa olmak üzere ülke genelinde ciddi bir ekonomik ve sosyal katkı yaratmaktadır. Binlerce öğrencinin ve personelin oluşturduğu bu büyük yapı, yerel esnaftan konaklama sektörüne, ulaşımdan hizmet sektörüne kadar geniş bir yelpazede KKTC ekonomisine doğrudan katkı sağlamaktadır. Üniversitemiz aynı zamanda ülkemizin tanıtımına, uluslararası platformda bilinirliğine ve itibarına da büyük değer katmaktadır.

Ancak bölgemizin içinde bulunduğu hassas coğrafi konum (özellikle Ortadoğu’daki süregelen savaşlar) ülkemize olan öğrenci başvurularını olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde, yükseköğretimin itibarı daha da önem kazanmışken, köklü ve güvenilir yapısıyla DAÜ’nün varlığı çok daha kritik bir hal almıştır.

Dünyadaki 193 ülkenin tamamında devlet üniversiteleri bulunmakta ve bu üniversiteler, ülkelerinin bilimsel gelişimi, gençliğin eğitimi ve toplumsal ilerleme açısından vazgeçilmez yapılardır. KKTC hükümetlerinin de DAÜ’ye bugüne kadar verdiği katkı ve desteğin değerli olduğunu özellikle belirtmek isterim. Üniversitemizin yaşaması ve eğitim kalitesinin daha da artırılması için gereken her türlü desteğin bundan sonra da verileceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

Bu süreçte, DAÜ-SEN Başkanı tarafından sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılan açıklamaları son derece talihsiz ve kurumumuza zarar verici bulduğumu vurgulamak isterim. Öğrenci kayıtlarının devam ettiği, üniversitemizin geleceği açısından hayati öneme sahip bu dönemde yapılan asılsız ve temelsiz açıklamalar, kurum aidiyeti ve sorumluluk duygusuyla bağdaşmamaktadır.

DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir. Üniversitemize ilişkin görüş ve eleştirilerin, kurumun kendi içindeki platformlarda, akademik teamüller ve karşılıklı saygı çerçevesinde ifade edilmesi gerektiğini hatırlatmak isterim. KKTC’deki tüm siyasi görüşlerin de DAÜ’nün kurumsal yapısına zarar verebilecek yaklaşımlardan uzak durmaları ortak sorumluluğumuzdur.

Üniversitemizde alınan tüm kararlar, ilgili akademik-idari kurullarda tartışılarak, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından oylanmakta ve ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulmaktadır. Bu kurumsal süreçler, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapı içinde yürütülmektedir.

DAÜ-SEN yönetimini, kamuoyu üzerinden değil, üniversitemizin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan, yapıcı ve sorumlu bir iletişime davet ediyorum. Kurumun geleceğini birlikte konuşmak ve geliştirmek, hepimizin ortak görevidir.”

TAK

Devamını Oku

Trending

Reklam