Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Katalonya’nın bağımsızlık talebi: İspanyol hükümeti masaya oturdu

İspanya’da azınlık sol koalisyon hükümeti ile Katalonya özerk yönetim hükümeti Katalonya’nın bağımsızlık talebine siyasi çözüm bulmak için müzakerelere başladı.

Published

on

Katalonya’da bağımsızlık yanlısı iki siyasi partinin koalisyonundan oluşan özerk yönetim hükümetinin talebiyle “diyalog masası” adıyla başlayan müzakerelerin ilkine İspanya’daki merkezi hükümetten Başbakan Pedro Sanchez ve 4 bakan katılırken, Katalonya tarafında ise koalisyonun ortaklarından sadece biri masada yer aldı.

Katalonya yerel hükümetinde, koalisyonun büyük ortağı Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC), Katalonya Özerk Hükümet Başkanı Pere Aragones ve 2 bakan toplantıda hazır bulunurken koalisyonun küçük ortağı Katalonya İçin Birlik Partisi (Junts) masaya oturmadı.

Toplantı öncesinde 2 saatlik görüşme

Junts’un toplantıya katılmama gerekçesi, 22 Haziran’da getirilen af ile serbest kalan tutuklu Katalan siyasetçilerden 2’sinin görüşmelere katılmasıyla ilgili talebinin kabul edilmemesi oldu.

Barselona’da yapılan toplantı öncesinde Başbakan Sanchez, Katalonya Özerk Hükümet Başkanı Aragones ile 2 saatlik görüşme yaptı.

“Yakınlaşmak için diyalog en iyi yol”

Sanchez, diyalog masasının ilk görüşmesinden sonra ortak basın toplantısında konuştu.

“Katalonya sorununun çözümüne ilişkin bizim ve Katalonya’daki yerel hükümetin görüşleri arasında radikal farklılık var. Bunun altını çizmek istiyorum. Diğer yandan, yakınlaşmak için diyaloğun en iyi yol olduğuna ikna olmuş durumdayız. Katalonya sorunu, dün başlayıp yarın çözülecek bir sorun değil. Bu yüzden görüşmeler aceleye getirmeden, ara verilmeden ve bitiş tarihi konulmadan devam edecek.”

Katalonya’daki sosyal ve siyasi havanın 1 yıl öncesine oranla çok daha iyi olduğunu vurgulayan Sanchez, “İki taraf da diyalog ve anlaşmaya dayalı bir çözüm bulma arzusunda. Katalonya’nın, kayıp 10 yılını geri kazanmasını istiyoruz. Katalonya ve İspanya daha iyi bir geleceğe layık” şeklinde konuştu.

Koronavirüsle mücadelede fikir birliği

Sanchez, Katalonya’nın bağımsızlık talebiyle ilgili mevcut büyük görüş farklılıklarına rağmen COVID-19 salgınının aşılması, adil bir ekonomik kalkınma ve Avrupa fonlarının en iyi şekilde kullanılması konularında benzer fikirleri olduklarını söyledi.

Katalonya Özerk Hükümeti’nin, “diyalog masasından Katalonya’da bağımsızlık referandumu yapılması

“Zamana ve sabırlı olmaya ihtiyacımız var”

Katalonya Başkanı Aragones de merkezi hükümet ile çok farklı pozisyonda olmalarına rağmen henüz müzakerelerin başlangıcında olduklarını ve karşılıklı güven inşa etmeye çalıştıklarını ifade etti.

“Zamana ve sabırlı olmaya ihtiyacımız var. Katalonya vatandaşlarının onay verdiği, siyasi bir çözüm gerektiren siyasi bir krizle karşı karşıyayız. Savunduğumuz referandum, Katalonya’nın bağımsızlığı.” diyen Aragones, “Katalonya’nın referandumla belirlenmesi gereken bağımsızlığı ve uluslararası toplum tarafından tanınması, meşru ve rasyonel bir süreç olmalıdır. Demokrasi, siyasi anlaşmazlıkları çözmenin en meşru yöntemidir. Katalonya’da hiç kimse tamamen demokratik olmayan bir çözüm hayal etmiyor.”

Aragones, “bazen ileri bazen de geri adımların atılacağı, zor ve karışık bir süreci içerecek” müzakerelerde, önceliklerinin “genel af ve kendi geleceğine karar verme hakkı (referandum)” olacağını vurguladı.

Katalonya’daki süreç

Katalonya’da bağımsızlık yanlısı siyasi girişimler, 2012’de başlamış ve dönemin Katalonya Özerk Hükümet Başkanı Artur Mas’ın öncülüğünde 9 Kasım 2014’te yasa dışı ilk bağımsızlık yanlısı halk oylaması yapılmıştı.

Ardından 12 Ocak 2016-28 Ekim 2017’de Katalonya Özerk Hükümet Başkanı olarak görev yapan, halihazırda Avrupa parlamenteri olan ve İspanya’da hakkında yakalama ve tutuklama emri bulunan Carles Puigdemont’un liderliğinde 1 Ekim 2017’de, Anayasa Mahkemesinin iptal kararına rağmen yasa dışı bağımsızlık referandumu gerçekleşmişti.

Katalonya özerk yönetim parlamentosu da 27 Ekim 2017’de “açıklanması ertelenen, tek taraflı bağımsızlık deklarasyonunu” kabul etmiş ve aynı gün İspanya Senatosunda alınan ve Anayasa’nın 155. maddesinin uygulandığı kararla, Katalonya’nın özerk hakları geçici olarak merkezi hükümete devredilmişti.

22 Haziran 2021’de kısmi af çıkarmıştı

Bu gelişmelerin ardından İspanya mahkemelerinden kaçan Puigdemont ve 6 eski Katalan siyasetçi ülkeyi terk ederken, diğer eski Katalan özerk yönetim hükümeti üyeleri ve iki sivil toplum örgütü temsilcisi, 2 Kasım 2017’de tedbiri kararla tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Yüksek Mahkemede tutuklu yargılanan eski Katalonya özerk yönetim hükümeti üyeleri ve sivil toplum örgütü temsilcilerinden 9’u, devlete karşı ayaklanma, kamu parasını kötüye kullanma ve devletin kurumlarına itaatsizlik suçlarından Ekim 2019’da açıklanan kararla 9 ila 13 yıl hapis cezası almıştı.

İspanya’da Ocak 2020’den itibaren iktidarda olan sol koalisyon hükümeti de, Katalonya sorununa çözüm amacıyla tutuklu 9 Katalan siyasetçi hakkında 22 Haziran 2021’de kısmi af çıkarmıştı.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Limasol’daki yangının dumanları Lübnan kıyılarına kadar ulaştı… Kundaklama iddiaları var

Published

on

By

Limasol’un dağlık bölgelerinde çarşamba günü çıkan ve dün kontrol altına alınabilen orman yangınında, 125 kilometrekarelik alan kül oldu, 14 köy ciddi şekilde etkilendi. Uydu görüntülerinde, yangının sebep olduğu dumanların Lübnan sahillerine kadar ulaştığı görüldü. Basına, kundaklama iddiaları da yansımaya başladı.

-“İlk hasar tespiti…”

Fileleftheros’a göre yangının kontrol altına alınmasından sonra hasar tespitine başlandı. İlk belirlemelere göre 2 kişi yangından kaçmaya çalışırken araçları içerisinde yanarak can verdi. Vücutlarında yanıklar oluşan ya da dumandan etkilenen 7 kişi halen hastanede tedavi görüyor, 70 civarında kişi ise ayakta tedavi ve taburcu oldu. Yangında toplam 191 konut zarar gördü. 93 konut ve 120 araç tamamen yandı, 31 bina ağır hasar gördü. 28 köydeki bağ ve ekinler hasar gördü.

-“Kundaklama şüphesi…

Alithia’ya göre yangının Ay. Amvrosio’daki evinin avlusuna kadar ulaştığı bir kadın, çarşamba günü tarlalar içerisinde gizlenen siyah giyimli, yüzünü maskeyle gizleyen ve sırt çantası bulunan bir kişi görüldüğünü, söz konusu kişinin fark edildiğini anlayınca kaçtığını, kısa süre sonra da yangın çıktığını açıkladı. Bir yayın organına konuşan kadın bu durumun tesadüf olmadığını belirterek, çarşamba gecesi komşu bölgelerin alevlerle kaplandığını ve evlerin boşaltıldığını söyledi.

Yangının etkili olduğu bölgelerde, tahliye edilen evlerin yağmalandığı bilgisini de veren gazete, bu durum Adalet Bakanı Harçiotis’e sorulduğunda “polisin bilgisi var, araştırıyor” cevabı alındığını kaydetti.

Fileleftheros “Malia” (Bağlarbaşı) köyündeki köprünün altındaki çöp alanında iki noktada yangın çıktığının görüldüğünü, bunun kundaklama olup olmadığının henüz bilinmediğini ancak bölge sakinlerinin, son 15 gün içerisinde aynı noktada 3 yangın çıktığına dikkat çektiklerini yazdı.

-“Yardım kampanyaları yasa dışı…”

Haravgi ve Alithia Rum Gönüllülük Koordinasyon Konseyi’nin, bu günlerde kişi veya gruplar tarafından yangından zarar görenlere yardım amaçlı ilan edilen bütün bağış kampanyalarının yasa dışı olduğunu açıklayarak kişileri dikkatli olmaya çağırdığını yazdı.

Devamını Oku

Dünya

İngiltere Başbakanı Starmer, Gazzeli çocukları ülkede tedavi etmek istediklerini açıkladı

Published

on

By

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, acil tıbbi desteğe ihtiyacı olan Gazzeli çocukları bölgeden tahliye edip İngiltere’de tedavilerini yapmak için çabaları hızlandıracaklarını bildirdi.

Starmer, Gazze’deki duruma ilişkin açıklamasında, bölgeden gelen görüntülerin İngiltere’de halkı derinden etkilediğini, açlık ve çile görüntülerinin dehşet verici olduğunu söyledi.

“Bebekler ve çocuklar için gönderilen yardımların girişinin engellenmesi kabul edilemez.” diyen Starmer, esirlerin varlığının da kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Starmer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüzlerce sivil yardım ararken öldürüldü, çocuklar su doldururken öldürüldü. Bu bir insani felakettir ve sona ermelidir. Gazze’ye milyonlarca sterlinlik yardım yaptık. Bu yıl 40 milyon sterlinlik ekstra yardım açıkladık ancak bu yardımlar içeri (Gazze’ye) giremiyor. Şimdi Gazze’de acil tıbbi desteğe ihtiyaç duyan çocukları tahliye etmek ve tedavilerini İngiltere’de yapmak için çabalarımızı hızlandırıyoruz.”

İsrail’in başka ülkelerin Gazze’ye havadan yardım bırakmasına izin vereceği haberini değerlendiren Starmer, “Çok geç alınmış bir karar ancak bu yolla yardımları Gazze’ye sokabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” dedi.

Starmer, Ürdün makamlarıyla İngiliz yardımlarını Gazze’ye sokmak için çalıştıklarını dile getirdi.

Yakın müttefiklerle bölgede barışa giden bir yol için çalıştığının altını çizen Starmer, bu yolla ateşkesi kalıcı barışa dönüştürmenin somut adımlarının atılacağını ifade etti.

Starmer, Filistin devletini tanıma kararına değinerek, “Filistin devletinin tanınması bu adımlardan biri olmalı. Ancak bu, iki devletli bir çözümün ve Filistinliler ile İsrailliler için kalıcı bir güvenlikle sonuçlanacak daha geniş bir planın parçası olmalı.” dedi.

Tanımanın nihai hedef olduğunu vurgulayan Starmer, İngiltere’nin gerçek, anlamlı ve pratik çözümlerle uluslararası hareketleri arkasında topladığını belirtti.

Buna örnek olarak Ukrayna için Gönüllüler Koalisyonunun kurulmasını gösteren Starmer, “Orta Doğu’da da olması gereken, acıları şimdi ve uzun vadede sona erdirecek bir planın arkasında yeni bir uluslararası koalisyon kurmak.” diye konuştu.

Devamını Oku

Dünya

Trump, Fransa’nın Filistin’i tanıma kararını “önemi yok” diye yorumladı

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump, Fransa’nın Filistin Devleti’ni tanıma kararını, “(Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron) Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” ifadesiyle değerlendirdi.

ABD Başkanı Trump, İskoçya ziyareti için Beyaz Saray’dan ayrılırken basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Trump, bir soru üzerine, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Filistin’i tanıma kararına ilişkin, “Macron farklı bir adam. Fena biri değil. Takım oyuncusu sayılır. Ama açıklamasının hiçbir önemi yok. Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” yorumunu yaptı.

Öte yandan ABD Başkanı Trump, resmi ziyaret için gittiği İskoçya’ya indikten sonra havalimanında basın mensuplarının konuyla ilgili sorusunu yanıtladı.

Trump, “Bu onun kararı, benim kararım değil. Ben ABD’nin tarafındayım, Fransa’nın değil.” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, dün, ülkesinin Filistin Devleti’ni tanımasına karar verdiklerini ve eylülde resmi bir açıklama yapacağını bildirmişti.

İrlanda, Norveç ve İspanya da 28 Mayıs 2024’te Filistin’i resmen tanıdığını duyurmuştu.

-ABD’li senatörlerden Trump’a “Gazze’de ateşkes için Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısı

Öte yandan ABD Senatosunun önde gelen 6 Demokrat ismi, Başkan Donald Trump’a, “Gazze’de ateşkes için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısında bulundu.

ABD Senatosunun farklı komitelerinde başkan yardımcısı veya kıdemli üye olarak görev yapan 6 Demokrat senatör, Trump’a Gazze konusunda bir mektup gönderdi.

Mektupta, Senato İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı Mark Warner, Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Kıdemli Üyesi Jack Reed, Senato Yargı Komitesi Kıdemli Üyesi Dick Durbin, Senato Dış İlişkiler Komitesi Kıdemli Üyesi Jeanne Shaheen, Savunma Bütçesi Üst Düzey Üyesi Chris Coons ve Brian Schatz’ın imzası yer aldı.

Demokrat senatörler, mektupta, Trump yönetimine İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “Gazze’deki savaşta derhal rota değişikliği yapması” için baskı yapması çağrısında bulundu.

Mektupta şu ifadelere yer verildi:

“Gazze’deki insani koşullar korkunç ve vicdansız bir noktadadır. Bu hafta, Mercy Corps, Sınır Tanımayan Doktorlar, Save the Children ve Oxfam dahil olmak üzere 100’den fazla STK, Gazze’de yayılan kitlesel açlık konusunda uyarıda bulundu. Başbakan Netanyahu’nun insani yardımı neredeyse 3 aydır engellemesinin ardından, nüfusun dörtte üçü acil veya felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıya.”

İsrail’in saldırılarının bölgedeki sivilleri tehlikeye attığına dikkati çekilen mektupta, “Trump yönetiminden, sahip olduğu nüfuzunu kullanarak Başbakan Netanyahu’ya şu hususlarda baskı yapmasını talep ediyoruz: İsrail ile Hamas arasında, rehinelerin mümkün olan en kısa sürede serbest bırakılmasını öngören bir ateşkes anlaşması yapılması. Yeterli miktarda insani yardım ve etkili dağıtım için güvenilir mekanizmalar sağlayan insani yardımın artırılması.” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam