Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Yemen hükümetinden BM’ye çağrı

Yemen hükümeti, 2018 yılında İran destekli Husilerin Siyasi Konsey Başkanı Salih es-Sammad’ı öldürmekle suçlanan 9 kişi hakkında verilen idam cezasının infazının durdurulması için Birleşmiş Milletlere (BM) ve uluslararası camiaya çağrıda bulundu.

Published

on

Yemen’de, Husilere ait SABA haber ajansının, Suudi Arabistan’ın öncülüğünü yaptığı koalisyon güçlerine bağlı bir hücrenin üyesi olmak ve Sammad’a yönelik suikasta karışmakla suçlanan 9 kişi hakkındaki idam kararının bugün infaz edileceğini duyurmasının ardından, Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani yazılı açıklama yaptı.

İryani, “Husilerin, Hudeyde kenti sakinlerinden 9 kişiyi, düzmece suçlamalarla ve şekli bir yargılamaya tabi tuttuktan sonra idam etmeye hazırlandığını” ifade etti.

Husilerin, söz konusu kişiler hakkındaki idam kararının, “kasten öldürme” suçundan verildiğini ve terör örgütleri DEAŞ ile El-Kaide’nin işlediği infazlardan farklı olmadığını kaydeden İryani, uluslararası camiayı ve BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg’i, “Husi darbesi karşıtlarının tasfiyesine kapı açan bu suçun” işlenmesine engel olmaya çağırdı.

Öte yandan, Cenevre merkezli İnsan Hakları ve Özgürlükleri Örgütü (SAM), Yemen İnsan Hakları İhlallerini İzleme Koalisyonu, Yemen İnsan Hakları Örgütü Rights Radar, Hak ve Özgürlükleri Savunma Derneği, Amerikan Adalet Merkezi ve Kaçırılanların Anneleri Birliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, Husilerin 9 kişi hakkındaki idam kararı kınandı.

Açıklamada, Husilerin, sanıklara kendilerini savunma hakkı vermediği, savunmalarını dinlemekten kaçındığı ve onları adil yargılamadığı belirtildi.

Husilerin siyasi kadrosu içinde önde gelen isimlerden olan Sammad, koalisyon güçlerinin, 19 Nisan 2018’de, Hudeyde’de düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybetmişti.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İngiltere-AB Zirvesi’nin ardından ortak açıklama yapıldı

Published

on

By

İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen İngiltere-AB Zirvesi’nin ardından yapılan ortak açıklamada, bu zirvenin yeni stratejik ortaklığın ilk adımı olduğu ve küresel jeopolitik zorluklara karşı işbirliğinin artırılacağı bildirildi.

Ortak açıklamada, İngiltere ve AB’nin, “yeni stratejik ortaklık kurma” kararı alarak, işbirliğinin küresel jeopolitik zorluklarla uyumlu olarak güçlendirileceği belirtildi.

Açıklamada, “Gelişen ve karmaşıklaşan küresel jeopolitik ortam karşısında ortak değerlerimizi ve daha derin işbirliğine olan bağlılığımızı teyit ederek, İngiltere ve AB arasında yeni stratejik ortaklık üzerinde mutabık kaldık.” ifadesi kullanıldı.

Güvenlik, savunma, ekonomi ve iklim değişikliği gibi konularda işbirliğini artırmaya yönelik de adımlar atılacağı kaydedilen açıklamada, liderlerin, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi temel ilkelere sadık kalarak ortak güvenlik ve ekonomi stratejisi geliştirme kararı aldığı vurgulandı.

Orta Doğu’daki son gelişmelere dair durumun da ele alındığı kaydedilen açıklamada, “Gazze’de derhal ve kalıcı ateşkes sağlanması, tüm rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze’ye insani yardım akışının engellenmemesi yönündeki kararlılığımızı ifade ettik. İki devletli çözüme dayalı kalıcı ve sürdürülebilir bir barış arayışının önemini vurguladık.” denildi.

Açıklamada, düzensiz göçe de değinilerek, bunun ortak zorluk olduğu, kaynak ve transit ülkelerle çalışılarak ve tüm güzergah boyunca bir yaklaşım benimsenerek ele alınması gerektiği konusunda mutabık olunduğu belirtildi.

– İran, Suriye ve Lübnan’a da değinildi

Açıklamada, İran’ın nükleer programının tehlikeli şekilde genişlemesinin yanı sıra bölgedeki ve Avrupa topraklarındaki davranışları konusunda derin endişelerin sürdüğü aktarılarak, şunlar kaydedildi:

“İran’ın yabancı uyruklu kişileri haksız yere tutuklamasını kınıyoruz ve İran’ı, rehine diplomasisi uygulamayı durdurmaya çağırıyoruz. Bölgesel istikrarı sürdürmeye ve İran’ın nükleer programı için müzakere edilmiş çözüm sağlama konusunda kararlılığımızı sürdürüyoruz.”

Açıklamada, Suriye ve Lübnan’a ilişkin de “Suriye halkına, barışçıl, kapsayıcı ve istikrarlı bir siyasi geleceğe yönelik çabalarında destek verdiğimizi belirttik. Lübnan’ın istikrar, yeniden inşa ve reform gündemi doğrultusunda attığı adımlara desteğimizi yineledik.” ifadeleri kullanıldı.

Bu zirvenin, “yeni stratejik ortaklığın ilk adımı” olduğu vurgulanan açıklamada, İngiltere-AB ilişkilerini güçlendirmek üzere yıllık zirvelerin düzenlemesine karar verildiği bildirildi.

Devamını Oku

Dünya

Türkiye-ABD Suriye Çalışma Grubu toplantısı yarın Washington’da düzenlenecek

Published

on

By

Türkiye-ABD Suriye Çalışma Grubu toplantısının yarın ABD’nin Washington kentinde düzenlenmesi planlanıyor.

TC Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre toplantı, Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz ile ABD’li mevkidaşı Christopher Landau’nun eş başkanlıklarında kurumlar arası formatta gerçekleştirilecek.

Toplantıda, Türkiye ve ABD’nin Suriye politikalarındaki önceliklerinin üzerinde durulması, Suriye’de güvenlik ve istikrarın tesis edilmesine dönük işbirliği imkanlarının ele alınması öngörülüyor.

DEAŞ’la ve diğer terör örgütleriyle mücadelenin toplantının gündeminde yer alacak konuların başında gelmesi beklenirken, bu çerçevede, Türkiye tarafından son dönemde DEAŞ’la mücadele bağlamında Suriye yönetimine verilen destek ve öncülük edilen bölgesel çabalar ele alınacak.

Toplantıda, Suriye’nin kuzeydoğusundaki kamplar kapsamında işbirliği imkanlarının değerlendirilmesi, ayrıca ABD tarafının, Suriye’deki askeri birliklerinin konsolidasyonuna ilişkin yürütülen süreç hakkında bilgi vermesi bekleniyor.

ABD ile Suriye arasında liderler düzeyinde doğrudan angajmanın başlatılmasının ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılacağını açıklamasının hemen ardından tertiplenmesi açısından toplantı büyük önem taşıyor.

Bu çerçevede, toplantıda Suriye’ye yönelik ABD yaptırımlarının kaldırılması bağlamında izlenecek süreç ve takvimin de ele alınması planlanıyor.

Türkiye Bakan Yardımcısı Yılmaz’ın, görüşmeler kapsamında, Türkiye’nin, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunması suretiyle, Suriye’de güvenlik ve istikrarın sağlanması amacıyla siyasi ve ekonomik konular ile güvenlik alanında ABD’yle çok boyutlu eş güdüme verdiği önemi vurgulaması bekleniyor.

Yılmaz’ın, Suriye’nin içinden geçmekte olduğu tarihi sürecin, ülkenin tüm terör unsurlarından arındırılmasıyla sonuçlanması yönünde Türkiye’nin beklentisini paylaşması öngörülüyor.

Devamını Oku

Dünya

Portekiz’de sağ ittifak seçimleri kazandı, aşırı sağ yükseldi, sol parti çöktü

Published

on

By

Portekiz’de yapılan erken genel seçimin resmi olmayan sonuçlarına göre mevcut durumda azınlık hükümeti ile iktidarda olan iki sağ partinin ittifakından oluşan Demokratik İttifak (AD) birinci parti çıktı.

İçişleri Bakanlığının yüzde 98’i açılan sandıklara göre verdiği sonuçlarda AD, 14 ay önce yapılan son seçimlere kıyasla yüzde 28,85 olan oy oranını yüzde 32’ye kadar çıkardı.

Portekiz’de 230 sandalyeli Meclis’te tek başına iktidara gelecek çoğunluğu (116) yakalayamayan AD’nin son seçimlerde 80 olan milletvekili sayısını 90’ın üzerine çıkarması bekleniyor.

Sosyal Demokrat Parti (PSD) ve Hristiyan Demokratların (PP-CDS) ittifakından oluşan AD’ye liderlik eden, PSD’nin Genel Başkanı ve görevdeki Başbakan Luis Montenegro’nun gelecek günlerde Cumhurbaşkanı Marcelo Rebelo de Sousa’dan hükümeti kurma görevini alması ve ilk seçenek olarak yine bir azınlık hükümeti kurmayı denemesi öngörülüyor.

Montenegro’nun aile şirketiyle bağlantılı yolsuzluk iddialarından Meclis’te 11 Mart’ta güvenoyu alamayan hükümetin düşmesiyle erken seçime gidilirken, Portekizlilerin buna rağmen sağcı lidere desteğini artırdığı görüldü.

– Sol çöktü, aşırı sağ yükseldi

Portekiz’deki seçimlerin öne çıkan diğer başlıkları ise sol görüşlü Sosyalist Parti’nin (PS) düşüşe devam etmesi ve PS’ye çok yakın oy oranı alarak, iktidar alternatifleri arasına girmeye başlayan aşırı sağcı Chega’nın yükselişini sürdürmesi oldu.

Ülkede 2015-2022 arasında iktidarda olan, son 1,5 yıldır Pedro Nuno Santos’un liderliğini yaptığı PS, büyük bir çöküş yaşadı.

PS’nin son seçimlerde yüzde 28 oy oranı yüzde 23’e gerilerken, 78 olan milletvekili sayısı da 50-55 aralığına kadar düştü.

Şu anda Avrupa Birliği Konseyi Başkanı olan Antonio Costa’nın liderliği zamanında PS, 2022’deki seçimlerde 120 milletvekili çıkarmıştı.

– Aşırı sağcı Chega lideri Ventura: “Chega, Portekiz’de 50 yıllık iki partili sistemi öldürdü”

Portekiz’de 48 yıl süren diktatörlük döneminin sona erdiği 25 Nisan 1974’teki Karanfil Devrimi’nin ardından ülke demokrasi tarihinde ilk kez, aşırı sağcı bir siyasi parti ülkeyi yönetmeye aday bir siyasi güç haline geldi.

Sadece 6 yıllık bir siyasi geçmişi olan Chega, 2024’te büyük bir yükselişe geçerek yüzde 18’e çıkardığı oy oranını bu seçimlerde daha da artırdı.

Chega, yüzde 22-23 aralığında oy alırken, teknik eşitlik yakaladığı PS’ye çok yakın oranda yer aldı.

“Sistemi değiştirdik. Chega bugün Portekiz’de 50 yıllık iki partili sistemi öldürdü. Tarihi zafer elde ettik.” diyen aşırı sağcı Chega’nın lideri Andre Ventura, Portekiz’de “istikrarlı ve saygın bir hükümet için mücadele edeceğini” söyledi.

Chega ile PS arasındaki milletvekili sayısının birbirine çok yakın çıkması beklenirken, yurt dışından gelen oylar da dikkate alındığında PS’nin Chega’dan 1-2 daha fazla milletvekili çıkarma olasılığı halen bulunuyor.

AD’nin lideri ve Başbakan Luis Montenegro’nun aile şirketiyle bağlantılı olarak hakkında çıkan yolsuzluk iddialarından Meclis’te güvenoyu alamaması sonucu 11 Mart’ta hükümetin düşmesi sonucu erken seçim kararı alınmıştı.

Portekiz, Bulgaristan’ın ardından son 10 yılda en fazla genel seçime giden ikinci Avrupa Birliği (AB) ülkesi olarak dikkati çekiyor.

Portekizlilerin çözüm bekleyen öncelikli sorunları, diğer AB ülkelerine oranla düşük asgari ücret ve emekli maaşları, konut krizi ve sağlık başta olmak üzere kamusal hizmetlerdeki eksikliklerin yarattığı sosyal zorluklar olarak sıralanıyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam