Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

İran’dan yaptırımlara tepki

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, ABD yaptırımlarını bir tür savaşa benzetirken, ülkesinin başta komşular olmak üzere dünya ile geniş kapsamlı ekonomik ve siyasi iş birliği ve yakınlaşma arayışında olduğunu söyledi.

Published

on

Reisi, New York’taki Birleşmiş Milletler 76. Genel Kuruluna video mesaj yöntemiyle hitap etti.

Küresel barış ve güvenliğin yalnızca adaletin sağlanmasına bağlı olduğunu ve adaletin de yalnızca dünyadaki tüm ulusların haklarının korunmasıyla sağlanabileceğini belirten Reisi, “Ulusların haklarının ihlali her şeyden önce dünya barışını ve güvenliğini tehlikeye atar” dedi.

Afganistan ve Orta Doğu bölgesindeki gelişmelerin “ABD’nin hegemonik zihniyetini ve Batı kimliğini dayatma projesinin başarısız olduğunu gösterdiğini” ifade eden Reisi, “Hegemonyanın sonucu; kan dökülmesi, istikrarsızlık ve nihayetinde de yenilgi ve kaçıştır. Bugün ABD; Irak ve Afganistan’dan çıkmadı ancak çıkarıldı. Bu işgallerin bedelini Filistin ve Suriye’den Yemen ve Afganistan’a kadar mazlum milletler, diğer taraftan da Amerikan vergi mükellefleri ödüyor” diye konuştu.

“Artık ABD’nin hegemonya düzeninin geçerliliği yoktur”

ABD’nin küresel “hegemonya düzeninin” geçerliliğini yitirdiğini söyleyen Reisi, “Bu yıl, 2 sahne tarihe geçti. İlki, 6 Ocak’ta ABD Kongresinin halk tarafından saldırıya uğraması ve ikincisi de Afgan halkının ABD uçaklarından atılmasıydı. Başkentten Kabil’e dünyaya net bir mesaj gönderildi. Artık ABD’nin hegemonya düzeninin geçerliliği yoktur” ifadelerini kullandı.

ABD yaptırımlarına işaret eden Reisi, “Bugün yaptırımlar ABD’nin uluslara karşı savaşının yeni bir yöntemidir. İran halkına yönelik yaptırımlar nükleer program ve hatta İslam Devrimi sırasında başlamadı. Bu yaptırımlar 1951’de petrol endüstrisinin millileştirilmesiyle başladı ve İran tarafından seçilen hükümete karşı Amerikalılar ve İngilizler tarafından bir askeri darbeye yol açtı. Koronavirüs salgını sürecindeki yaptırımlar ve özellikle ilaç yaptırımları ise insanlığa karşı suçtur. ABD’nin özellikle insani konulardaki yasa dışı yaptırımlarının devam etmesini kınıyor, insanlığa karşı işlenen bu organize suçun kayıt altına alınmasını talep ediyorum” şeklinde konuştu.

“Nükleer silahların savunma doktrinimizde ve caydırıcılık politikamızda yeri yok”

Ülkesinin nükleer programına ve nükleer anlaşmanın taraflarıyla Viyana’da yapılan görüşmelere dair de değerlendirmelerde bulunan Reisi, şöyle konuştu:

“Haklarımızdan başka bir şey istemiyoruz. Uluslararası hukukun uygulanmasını talep ediyoruz. Tüm taraflar nükleer anlaşmaya ve uygulamada BM kararına bağlı kalmalıdır. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının 15 raporu, İran’ın taahhütlerine bağlılığını teyit ediyor. Buna karşılık, ABD yaptırımları kaldırma taahhüdünü yerine getirmedi, anlaşmayı ihlal etti,

BM Güvenlik Konseyinden çekildi ve halkıma çok daha fazla yaptırım uyguladı. ABD umutsuzluğa düşeceğimizi düşündü fakat direnişimiz işe yaradı ve her zaman da işe yarayacaktır. Biz, ABD hükümetinin vaatlerine inanmıyoruz. İran, yalnızca nihai sonucu tüm zalimce yaptırımların kaldırılması olacak görüşmeleri faydalı buluyor.”

Reisi, ülke lideri Ayetullah Ali Hamaney’in nükleer silahlara ilişkin fetvasını hatırlatarak, “Nükleer silahların savunma doktrinimizde ve caydırıcılık politikamızda yeri yok ve nükleer silahların üretimini ve stoklanmasını liderin dini fetvasına göre yasak kabul ediyoruz.” dedi.

Afganistan’da kapsayıcı hükümet vurgusu

Konuşmasında Afganistan’daki gelişmelere de yer veren Reisi, Taliban yönetimine kapsayıcı hükümet kurma çağrısını yineleyerek, “Afganistan’da tüm etnik kökenlerin etkin katılımına sahip kapsayıcı bir hükümet ortaya çıkmadığı takdirde bu ülkede barış ve istikrar sağlanamaz ve işgalin başarısızlığa uğraması gibi vesayet sistemi de başarısızlığa mahkumdur” değerlendirmesinde bulundu.

İran’ın, kararlılıkla halkının tüm hak ve çıkarlarını savunurken, dünya ile geniş ekonomik ve siyasi iş birliği ve yakınlaşma arayışında olduğunu belirten Reisi, “Başta komşular olmak üzere tüm dünya ile etkin bir ilişki arayışındayım ve onların ellerini samimiyetle sıkıyorum” dedi.​​​​​​​

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Limasol’daki yangının dumanları Lübnan kıyılarına kadar ulaştı… Kundaklama iddiaları var

Published

on

By

Limasol’un dağlık bölgelerinde çarşamba günü çıkan ve dün kontrol altına alınabilen orman yangınında, 125 kilometrekarelik alan kül oldu, 14 köy ciddi şekilde etkilendi. Uydu görüntülerinde, yangının sebep olduğu dumanların Lübnan sahillerine kadar ulaştığı görüldü. Basına, kundaklama iddiaları da yansımaya başladı.

-“İlk hasar tespiti…”

Fileleftheros’a göre yangının kontrol altına alınmasından sonra hasar tespitine başlandı. İlk belirlemelere göre 2 kişi yangından kaçmaya çalışırken araçları içerisinde yanarak can verdi. Vücutlarında yanıklar oluşan ya da dumandan etkilenen 7 kişi halen hastanede tedavi görüyor, 70 civarında kişi ise ayakta tedavi ve taburcu oldu. Yangında toplam 191 konut zarar gördü. 93 konut ve 120 araç tamamen yandı, 31 bina ağır hasar gördü. 28 köydeki bağ ve ekinler hasar gördü.

-“Kundaklama şüphesi…

Alithia’ya göre yangının Ay. Amvrosio’daki evinin avlusuna kadar ulaştığı bir kadın, çarşamba günü tarlalar içerisinde gizlenen siyah giyimli, yüzünü maskeyle gizleyen ve sırt çantası bulunan bir kişi görüldüğünü, söz konusu kişinin fark edildiğini anlayınca kaçtığını, kısa süre sonra da yangın çıktığını açıkladı. Bir yayın organına konuşan kadın bu durumun tesadüf olmadığını belirterek, çarşamba gecesi komşu bölgelerin alevlerle kaplandığını ve evlerin boşaltıldığını söyledi.

Yangının etkili olduğu bölgelerde, tahliye edilen evlerin yağmalandığı bilgisini de veren gazete, bu durum Adalet Bakanı Harçiotis’e sorulduğunda “polisin bilgisi var, araştırıyor” cevabı alındığını kaydetti.

Fileleftheros “Malia” (Bağlarbaşı) köyündeki köprünün altındaki çöp alanında iki noktada yangın çıktığının görüldüğünü, bunun kundaklama olup olmadığının henüz bilinmediğini ancak bölge sakinlerinin, son 15 gün içerisinde aynı noktada 3 yangın çıktığına dikkat çektiklerini yazdı.

-“Yardım kampanyaları yasa dışı…”

Haravgi ve Alithia Rum Gönüllülük Koordinasyon Konseyi’nin, bu günlerde kişi veya gruplar tarafından yangından zarar görenlere yardım amaçlı ilan edilen bütün bağış kampanyalarının yasa dışı olduğunu açıklayarak kişileri dikkatli olmaya çağırdığını yazdı.

Devamını Oku

Dünya

İngiltere Başbakanı Starmer, Gazzeli çocukları ülkede tedavi etmek istediklerini açıkladı

Published

on

By

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, acil tıbbi desteğe ihtiyacı olan Gazzeli çocukları bölgeden tahliye edip İngiltere’de tedavilerini yapmak için çabaları hızlandıracaklarını bildirdi.

Starmer, Gazze’deki duruma ilişkin açıklamasında, bölgeden gelen görüntülerin İngiltere’de halkı derinden etkilediğini, açlık ve çile görüntülerinin dehşet verici olduğunu söyledi.

“Bebekler ve çocuklar için gönderilen yardımların girişinin engellenmesi kabul edilemez.” diyen Starmer, esirlerin varlığının da kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Starmer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüzlerce sivil yardım ararken öldürüldü, çocuklar su doldururken öldürüldü. Bu bir insani felakettir ve sona ermelidir. Gazze’ye milyonlarca sterlinlik yardım yaptık. Bu yıl 40 milyon sterlinlik ekstra yardım açıkladık ancak bu yardımlar içeri (Gazze’ye) giremiyor. Şimdi Gazze’de acil tıbbi desteğe ihtiyaç duyan çocukları tahliye etmek ve tedavilerini İngiltere’de yapmak için çabalarımızı hızlandırıyoruz.”

İsrail’in başka ülkelerin Gazze’ye havadan yardım bırakmasına izin vereceği haberini değerlendiren Starmer, “Çok geç alınmış bir karar ancak bu yolla yardımları Gazze’ye sokabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” dedi.

Starmer, Ürdün makamlarıyla İngiliz yardımlarını Gazze’ye sokmak için çalıştıklarını dile getirdi.

Yakın müttefiklerle bölgede barışa giden bir yol için çalıştığının altını çizen Starmer, bu yolla ateşkesi kalıcı barışa dönüştürmenin somut adımlarının atılacağını ifade etti.

Starmer, Filistin devletini tanıma kararına değinerek, “Filistin devletinin tanınması bu adımlardan biri olmalı. Ancak bu, iki devletli bir çözümün ve Filistinliler ile İsrailliler için kalıcı bir güvenlikle sonuçlanacak daha geniş bir planın parçası olmalı.” dedi.

Tanımanın nihai hedef olduğunu vurgulayan Starmer, İngiltere’nin gerçek, anlamlı ve pratik çözümlerle uluslararası hareketleri arkasında topladığını belirtti.

Buna örnek olarak Ukrayna için Gönüllüler Koalisyonunun kurulmasını gösteren Starmer, “Orta Doğu’da da olması gereken, acıları şimdi ve uzun vadede sona erdirecek bir planın arkasında yeni bir uluslararası koalisyon kurmak.” diye konuştu.

Devamını Oku

Dünya

Trump, Fransa’nın Filistin’i tanıma kararını “önemi yok” diye yorumladı

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump, Fransa’nın Filistin Devleti’ni tanıma kararını, “(Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron) Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” ifadesiyle değerlendirdi.

ABD Başkanı Trump, İskoçya ziyareti için Beyaz Saray’dan ayrılırken basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Trump, bir soru üzerine, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Filistin’i tanıma kararına ilişkin, “Macron farklı bir adam. Fena biri değil. Takım oyuncusu sayılır. Ama açıklamasının hiçbir önemi yok. Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” yorumunu yaptı.

Öte yandan ABD Başkanı Trump, resmi ziyaret için gittiği İskoçya’ya indikten sonra havalimanında basın mensuplarının konuyla ilgili sorusunu yanıtladı.

Trump, “Bu onun kararı, benim kararım değil. Ben ABD’nin tarafındayım, Fransa’nın değil.” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, dün, ülkesinin Filistin Devleti’ni tanımasına karar verdiklerini ve eylülde resmi bir açıklama yapacağını bildirmişti.

İrlanda, Norveç ve İspanya da 28 Mayıs 2024’te Filistin’i resmen tanıdığını duyurmuştu.

-ABD’li senatörlerden Trump’a “Gazze’de ateşkes için Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısı

Öte yandan ABD Senatosunun önde gelen 6 Demokrat ismi, Başkan Donald Trump’a, “Gazze’de ateşkes için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısında bulundu.

ABD Senatosunun farklı komitelerinde başkan yardımcısı veya kıdemli üye olarak görev yapan 6 Demokrat senatör, Trump’a Gazze konusunda bir mektup gönderdi.

Mektupta, Senato İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı Mark Warner, Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Kıdemli Üyesi Jack Reed, Senato Yargı Komitesi Kıdemli Üyesi Dick Durbin, Senato Dış İlişkiler Komitesi Kıdemli Üyesi Jeanne Shaheen, Savunma Bütçesi Üst Düzey Üyesi Chris Coons ve Brian Schatz’ın imzası yer aldı.

Demokrat senatörler, mektupta, Trump yönetimine İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “Gazze’deki savaşta derhal rota değişikliği yapması” için baskı yapması çağrısında bulundu.

Mektupta şu ifadelere yer verildi:

“Gazze’deki insani koşullar korkunç ve vicdansız bir noktadadır. Bu hafta, Mercy Corps, Sınır Tanımayan Doktorlar, Save the Children ve Oxfam dahil olmak üzere 100’den fazla STK, Gazze’de yayılan kitlesel açlık konusunda uyarıda bulundu. Başbakan Netanyahu’nun insani yardımı neredeyse 3 aydır engellemesinin ardından, nüfusun dörtte üçü acil veya felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıya.”

İsrail’in saldırılarının bölgedeki sivilleri tehlikeye attığına dikkati çekilen mektupta, “Trump yönetiminden, sahip olduğu nüfuzunu kullanarak Başbakan Netanyahu’ya şu hususlarda baskı yapmasını talep ediyoruz: İsrail ile Hamas arasında, rehinelerin mümkün olan en kısa sürede serbest bırakılmasını öngören bir ateşkes anlaşması yapılması. Yeterli miktarda insani yardım ve etkili dağıtım için güvenilir mekanizmalar sağlayan insani yardımın artırılması.” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam