Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Suların amiral gemisi: Nükleer enerjili denizaltılar

Avustralya, İngiltere ve ABD’nin oluşturduğu Aukus ittifakı ile gündeme gelen konulardan biri de nükleer enerjili denizaltılar oldu. Peki bu denizaltıların geleneksel olanlardan farkı ne, hangi ülkeler kullanıyor ve savunma gücünü nasıl etkiliyor?

Published

on

Avustralya, İngiltere ve ABD ile yapılan Aukus anlaşması kapsamında en az sekiz tane nükleer enerjili denizaltı inşa etme kararı aldı.

ABD 50 yıl sonra nükleer tahrik teknolojisini, İngiltere dışında bir müttefikle ilk kez paylaşıyor.

Avustralya Başbakanı Scott Morrison’a göre ülkesinin amacı nükleer silah elde etmek değil. Sivil bir nükleer kapasite oluşturmaya da çalışmıyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu da (IAEA) anlaşmanın detaylarının araştıracağını ve nükleer silah anlaşmasının ihlal edilip edilmediğini tespit edeceğini söylüyor.

Ancak 6 ülke, denizaltılarına güç sağlamak için teknolojiyi zaten kullanıyor.

Savunma sanayisinin denizlerdeki amiral gemisine dönüşen bu nükleer güç, ülkeler için daha önemli hale geliyor.

Neden nükleer enerjili denizaltılar?

Nükleer güçle çalışan bir denizaltı, ABD Donanması gövde sınıflandırma sistemine göre “SSN” olarak sınıflandırılıyor. ‘SS’ denizaltına (Submarine) , ‘N’ nükleer (Nuclear) anlamına geliyor.

Balistik füze fırlatabilen nükleer enerjili denizaltılar ise ‘SSBN’ olarak adlandırılıyor.

Geleneksel dizel motorlu denizaltılar, gemiyi su altında tutan ve çok hızlı olmasa da iten pillere sahip. Bu pillerin ömrü birkaç saatten birkaç güne kadar değişebiliyor.

Havadan Bağımsız Tahrik (AIP) denizaltıları, su altında daha uzun süre kalmalarını ve geleneksel gemilerden daha hızlı hareket etmelerini sağlayan ek yakıt hücrelerine sahip. Ancak yakıt pilleri, yalnızca su altında kalma dayanıklılığının gerekli olduğu stratejik zamanlarda kullanılıyor.

Hem geleneksel hem de AIP denizaltıları, pillerini dizel motor kullanarak şarj etmek için yüzeye çıkıyor.

Dizel motor ayrıca gemiyi yüzeyde de hareket ettiriyor. Ancak, AIP’nin yakıt hücreleri denizde değil, yalnızca karadaki istasyonlarda şarj edilebiliyor.

Nükleer denizaltında dikkat çeken özellikler

Bir SSN’nin en büyük avantajı, nükleer güçle çalışan iticilerin, denizaltıya dalmak için neredeyse sonsuz bir kapasite vermesi.

Piller yerine nükleer güçle çalışan bir motor tarafından hareket ettiğinden, mürettebatın ikmalini sağlamak dışında, yüzeye çıkması gerekmiyor.

SSN’ler ayrıca su altında geleneksel denizaltılardan daha hızlı hareket edebiliyorlar.

Bu avantajlar bir araya getirildiğinde, bir donanmanın bu denizaltıları daha hızlı ve daha uzak mesafelere konuşlandırmasını sağlıyor.

Nükleer enerjili denizaltılar daha büyük olduğu için, daha fazla silah, sensör ve mürettebata izin veriyor.

Nükleer denizaltılar geleneksel muadillerinden daha sessiz değil.

Reaktörler soğutmaya ihtiyaç duydukları için sürekli çalışıyorlar. Dizel tekneler ise motorlarını kapatabiliyorlar.

Soğuk savaşla ortaya çıkan güç

Nükleer güçle çalışan denizaltılar üç kategoriye ayrılıyor. Nükleer güçle çalışan hızlı saldırı denizaltıları, (SSN) nükleer güçle çalışan balistik denizaltılar (SSBN) ve nükleer güçle çalışan seyir füzesi denizaltıları (SSGN)

SSN’ler nükleer güçle çalışan en eski denizaltı türü ve bunlardan ilki olan Amerikan yapımı Nautilus, 1954’te ABD tarafından konuşlandırıldı . Bu arada Sovyetler Birliği, 1960’ların sonlarında SSGN’leri devreye soktu.

Standart SSN nükleer denizaltılarından farklı olarak, SSBN’ler balistik füze ve SSGN’ler seyir füzesi ateşleyebiliyor.

Hangi ülkeler nükleer enerjili denizaltına sahip?

Halihazırda nükleer enerjili denizaltına sahip 6 ülke bulunuyor. Toplam sayı ise 129.

Son anlaşma, Avustralya’yı nükleer güçle çalışan denizaltıları satın alan yedinci ülke yapacak.

ABD’de toplam sayısı 68. 14’ü nükleer güçle çalışan balistik füze denizaltısı, diğer 54’sı nükleer güçle çalışan saldırı denizaltısı.

Rusya’da 29 nükleer enerjili denizaltı var. 11’i nükleer güçle çalışan balistik füze denizaltısı, diğer 18’i nükleer güçle çalışan saldırı denizaltısı

Çin’in nükleer enerjili denizaltı sayısı 12. 6’sı nükleer güçle çalışan balistik füze denizaltısı, diğer 6’sı nükleer güçle çalışan saldırı denizaltısı.

İngiltere’deki sayısı ise 11. 4’ü nükleer güçle çalışan balistik füze denizaltısı, diğer 7’si nükleer güçle çalışan saldırı denizaltısı.

Fransa’da nükleer enerjili 8 denizaltı var. 4’ü nükleer güçle çalışan balistik füze denizaltısı, diğer 4’ü nükleer güçle çalışan saldırı denizaltısı.

Hindistan’ın ise Nükleer güçle çalışan 1 balistik füze denizaltısı bulunuyor.      

 

 

Suların amiral gemisi: Nükleer enerjili denizaltılar

Suların amiral gemisi: Nükleer enerjili denizaltılar

Suların amiral gemisi: Nükleer enerjili denizaltılar

Suların amiral gemisi: Nükleer enerjili denizaltılar

Suların amiral gemisi: Nükleer enerjili denizaltılar

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

AB, Suriye’ye yönelik ekonomik yaptırımları kaldırma kararı aldı

Published

on

By

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Suriye’ye yönelik ekonomik yaptırımların kaldırılmasına karar verildiğini bildirdi.

Kallas, Brüksel’de yapılan AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bugün Suriye’ye uyguladığımız ekonomik yaptırımları kaldırma kararı aldık.” mesajını paylaştı.

“Suriye halkının yeni, kapsayıcı ve barışçıl bir Suriye inşa etmesine yardımcı olmak istiyoruz.” ifadesini kullanan Kallas, AB’nin Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğini belirtti.

AB’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları
AB’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları, iç savaşın patlak vermesinin ardından Mayıs 2011’de başladı.

Rejimle bağlantılı, insan hakları ihlallerinden sorumlu tutulan kişilere yönelik seyahat yasakları, mal varlıklarının dondurulması gibi bireysel kısıtlayıcı tedbirler alındı. Beşşar Esed’den bakanlara, rejimin iç çemberinde yer alan kritik isimler listede yer aldı.

Bunların yanı sıra AB, Suriye’ye sektörel yaptırımlar da uyguladı, rejimin finans ağının kalbinde yatan sektörleri hedef aldı. Bu çerçevede ham petrol ve petrol ürünlerinin ithalatı, hem askeri hem sivil amaçlı kullanılabilen malların ve bazı iletişim ekipmanının ihracatı kısıtlandı. Yaptırımlar, belli girişimlerin, altyapı projelerinin finanse edilmesini de kapsadı.

AB, rejimin devrilmesinin ardından, 24 Şubat’ta ise Suriye’ye yönelik bankacılık, enerji ve ulaşım gibi sektörleri hedef alan yaptırımları “askıya almaya” karar verdiğini duyurarak bu konuda ilk adımı atmıştı.

AB yetkilileri, yaptırımların kaldırılmasıyla ilgili kararların “geri döndürülebilir” nitelikte olduğunu, ülkedeki durumun yakından takip edildiğini vurguluyor.

Devamını Oku

Dünya

Türk Devletleri Teşkilatının Gayriresmi Zirvesi, Macaristan’da gerçekleştirilecek… Zirveye TC Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılacak

Published

on

By

Türk Devletleri Teşkilatının Gayriresmi Zirvesi, 21 Mayıs’ta Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenecek. Türkiye İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yarın Macaristan’ı ziyaret edeceğini bildirdi.

Zirve marjında TDT Devlet Başkanları Konseyi Toplantısı’na katılacak olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca katılımcı devlet ve hükümet başkanlarıyla ikili temaslarda bulunacak.Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidanda , Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmi Zirvesi’nde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik edecek ve TDT Gayriresmi Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na katılacak.

TDT ülkelerinin büyük Türk dünyasının birer parçası olduğunun daima hatırda tutulması ve bu bilinçle hareket edilmesi gerektiğinin altını çizen Fidan, Kıbrıs Türklerinin onlarca yıldır maruz bırakıldıkları haksız ve insanlık dışı izolasyonlar karşısında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle dayanışma içinde olmanın TDT’nin ortak sorumluluğu olduğuna inandığını aktaracak.

Fidan, Gayriresmi Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda yapacağı konuşmada, uluslararası sistemin barış, istikrar ve adalet sağlamada zorlandığı bir dönemde, TDT ülkelerinin bölgesel sahiplenme anlayışıyla aralarındaki işbirliğini her geçen gün güçlendirdiğini vurgulayacak.Zirve sonunda, TDT ülkeleri arasındaki işbirliği alanları ve Teşkilatın kurumsal bütünleşmesinin artırılmasına yönelik bir Ortak Bildiri kabul edilmesi ve muhtelif belgelerin imzalanması öngörülüyor.

Devamını Oku

Dünya

Fidan, zirvede Kıbrıs Türk halk için dayanışma çağrısı yapacak

Published

on

By

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenecek Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmi Zirvesi’nde TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik edecek ve TDT Gayriresmi Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na katılacak.

TC Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Fidan, bugün ve yarın TDT Gayriresmi Zirvesi’nde TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’a refakat etmek ve TDT Gayriresmi Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na iştirak etmek için Macaristan’da olacak.

TDT ülkelerinin büyük Türk dünyasının birer parçası olduğunun daima hatırda tutulması ve bu bilinçle hareket edilmesi gerektiğinin altını çizecek Fidan, Kıbrıs Türklerinin onlarca yıldır maruz bırakıldıkları haksız ve insanlık dışı izolasyonlar karşısında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle dayanışma içinde olmanın TDT’nin ortak sorumluluğu olduğuna inandığını aktaracak.

Fidan, yarınki Gayriresmi Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda yapacağı konuşmada, uluslararası sistemin barış, istikrar ve adalet sağlamada zorlandığı bir dönemde, TDT ülkelerinin bölgesel sahiplenme anlayışıyla aralarındaki işbirliğini her geçen gün güçlendirdiğini vurgulayacak.

Fidan, TDT’nin teşkilat kapasitesi ve imkanlarının güçlendirilmesinin yanı sıra ulaştırma, enerji ve sürdürülebilir kalkınma alanlarındaki işbirliğinin artırılmasını hedeflediklerini ifade edecek.

Bakan Fidan, en son 6 Kasım 2024’te, TDT Bişkek Zirvesi öncesinde düzenlenen aynı tarihteki Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na katılmıştı.

– Türk Devletleri Teşkilatı

Azerbaycan’ın Şuşa kentinde 5-6 Temmuz 2024’te düzenlenen TDT Gayriresmi Zirvesi ve 6 Kasım 2024’te Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te yapılan TDT 11. Zirvesi’nde, Türk dünyasındaki dayanışmayı ve işbirliğini derinleştirme kararlılığı dile getirilmişti.

21 Mayıs’taki Budapeşte Zirvesi’nde, Bişkek Zirvesi kararları yönünde atılmakta olan adımların kapsamlı biçimde ele alınması ve dış dünyaya güçlü birlik mesajı verilmesi bekleniyor.

Zirve sonunda, TDT ülkeleri arasındaki işbirliği alanları ve Teşkilatın kurumsal bütünleşmesinin artırılmasına yönelik bir Ortak Bildiri kabul edilmesi ve muhtelif belgelerin imzalanması öngörülüyor.

TDT 12. Zirvesi gelecek aylarda Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenecek.

Devamını Oku

Trending

Reklam