Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Anastasiadis’in BM’deki konuşmasını değerlendirdi

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis’in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na hitaben yaptığı konuşmayı değerlendirdi. Tatar’ın açıklaması şöyle; ” Devam eden 76.

Published

on

Cumhurbaşkanı Tatar, Anastasiadis’in BM’deki konuşmasını değerlendirdi

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis’in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na hitaben yaptığı konuşmayı değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Anastasiadis’in BM’deki konuşmasını değerlendirdi

Tatar’ın açıklaması şöyle;

” Devam eden 76. BM Genel Kurulu oturumlarında konuşmasını yapan  Rum Lider Anastasiadis,son derece saldırgan bir üslupla Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’ye karşı bilinen iddia ve suçlamalarını tekrarlamıştır. Tamamen çarpıtmaya dayalı bu iddiaları yapan Anastasiadis gasp ettiği sözde Kıbrıs Cumhuriyeti sıfatını siyasi bir silah olarak kullanmakta olduğu gerçeğini unutturmaya çalışmıştır. Kıbrıs Türk halkının temsil ve konuşma hakkından mahrum bırakıldığı böyle bir ortamı tek yanlı olarak istismar eden Rum lider, bu sahte ünvan arkasına saklanarak 1963’ten beri Rum tarafının oynadığı bu oyunu dünya sahnesinde bir kez daha sergilemekten çekinmemiştir. 
 
Her türlü tarihi, hukuki ve siyasi dayanaktan yoksun olan bu suçlama ve iddiaları teker teker yanıtlamaya gerek duymuyorum. Ancak, Kıbrıs meselesinin çıkış noktası, bugüne kadar bir uzlaşı bulunamamasının temel nedeni ve bugün gelinen noktayla ilgili gerçekleri vurgulamakta yarar görmekteyim. Anastasiadis, Kıbrıs sorununun kök nedeninin Kıbrıs Rum tarafının Yunanistan’la işbirliği içerisinde Ada’yı Yunanistan’a ilhak etme, yani ENOSİS olduğunu unutturmaya çalışıyor ve Türkiye’nin 1974’te Ada’ya gelişiyle ilgili iddialarda bulunuyor. 1963-1974 arası Kıbrıs Türk halkına karşı uyguladıkları etnik temizlik kampanyasını, bu kampanya esnasında uyguladıkları mezalim ve insan hakları ihlallerini ve Kıbrıs Türk halkının kurucu ortağı olduğu ortaklık Cumhuriyeti’nden silah zoruyla nasıl dışladıklarını tarihin sayfalarına gömmek istiyor. Halbuki, bugün tek yanlı olarak işgal ettiği makamı kullanarak konuşma yaptığı Birleşmiş Milletler örgütünün kayıtlarında bu gerçekler bütün çıplaklığıyla ortada durmaktadır. Ada’da 1964’ten bu yana bir BM Barış Gücü’nün varlığı dahi sorunun 1974’te başlamadığı ve köklerinin 1963 Rum-Yunan saldırılarında olduğunu göstermektedir. 
 
Anastasiadis’in şunu anlaması lazımdır: 1974 Türk Barış Harekatı, bizim için bir kurtuluş, Kıbrıs Adası için de sürdürülebilir bir barış anlamına gelmektedir. Rum lider, 1963’te kendi elleriyle yıktıkları Kıbrıs ortaklık Cumhuriyeti’ne geri dönüşü savunarak tarihin akışını geri çeviremez. Bunu söyleyerek, bütün kapsamlı BM girişimlerini reddetmekle uzlaşmazlığını kanıtlayan ve statükoyu kökleştirmeye çalışan tarafın Kıbrıs Rum tarafı olduğu gerçeğini gizleyemez. Bu tür sicili olan bir tarafın kendi yaptıklarından başkalarını sorumlu tutmaya çalışması büyük bir aymazlık ve pişkinlik örneğidir. Sözde bağlılık ilan ettikleri BM parametrelerini yine kendileri tüketmiştir. 
 
İşte 2004 yılında %76 gibi büyük bir çoğunlukla reddettikleri Kıbrıs Sorununun Kapsamlı Çözüm Planı (Annan Planı); işte 2017 yılında Crans-Montana’da sergiledikleri uzlaşmaz tutum nedeniyle nihai şekilde başarısızlığa uğrayan federal çözüm çabaları! 
 
Aynı başarısızlıkları tekrarlamakla farklı sonuçlar elde edemeyeceğimize göre Kıbrıs’ta yeni bir sayfa açmanın zamanı gelmiştir. BM Genel Sekreteri’nin de bu konudaki tavsiyesine uyarak Kıbrıs Türk tarafı olarak biz, geçtiğimiz Nisan ayında Cenevre’de tam da bunu yaptık. Baştan beri var olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüzün kabulü ve yeniden teyidi zemininde görüşmelere başlayabileceğimizi söyledik. Adadaki iki egemen ve bağımsız Devlet arasında işbirliğine hazır olduğumuzu vurguladık. Kıbrıs’ın yakın tarihinde olup bitenler ve görüşmeler sürecinin seyri içerisinde Rum tarafının federal zeminde uzlaşı olanaklarını heba etmesi ışığında adada gerçekçi ve sürdürülebilir bir uzlaşıya varmanın tek yolu budur. 
Biz, karşı tarafın laflarına değil eylem ve uygulamalarına bakarız. Anastasiadis şunu iyi bilmelidir, lafla peynir gemisi yürümez. Gasp ve işgal ettikleri Kıbrıs sandalyesini BM’de kullanarak sahnelediği bu ucuz propaganda oyununda sorgulanması gereken ne Türkiye ne de biziz; bizatihi Anastasiadis’in kendisidir: 
Gerçek bir etnik temizlik planı olan ve 1963’te ada çapında yürürlüğe konan Akritas Planı’nın mimarları kimlerdir? 
Bu plan uyarınca, yüzlerce Kıbrıs Türkü’nü katledip on binlercesini göçmen durumuna düşüren ve 11 yıl süreyle onlara her türlü mezalimi uygulayan kimdir? 
1963-64 saldırılarında Kıbrıs Türkleri ortağı oldukları devletin tüm organlarından silah zoruyla dışlayan ve ortaklık devletini tamamen bir Rum devletine dönüştüren taraf kimdir?
1974 darbesini yapan, insanları katleden ve adayı bir kan gölüne çeviren kimdir?
 Görüşmeler sürecinde diğerleri yanında 1985 ve 1986 tarihli Perez de Cueller anlaşma taslaklarını; 1992 Ghali Fikirler Dizisini; 1994’te BM tarafından sunulan Güven Yaratıcı Önlemler Paketini; 2004’te Annan Planı’nı reddeden ve 2017’de Crans Montana’da tüm federal uzlaşı olanaklarını ortadan kaldıran taraf kimdir?
Uluslararası alanda Kıbrıs Türk Halkına karşı insanlık dışı izolasyon ve kısıtlamalar uygulayan, Amerikan Ortodoks Başpiskoposu’na 20 Eylül Pazartesi günü New York’ta Türkevi açılışına katıldı diye saldıran; tüm Türklerin ve ulusal kahramanı ve dünyanın da kabul ettiği büyük asker ve Devlet Adamı Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili sayfanın ders kitaplarından yırtılıp atılması ve sonuçta kitapların toplatılması talimatını veren bir eğitim sisteminin sahibi kimdir?
Bu ortada duran ve cevap bekleyen soruların sadece bir bölümdür. Ancak biz, tümünün yanıtlarını biliyoruz: tek cümleyle Kıbrıs Rum tarafıdır. 
 
Hukukta temel bir kural vardır; adalete gelenler temiz ellerle gelmelidir. Anastasiadis uluslararası hukuktan dem vuracağına önce kendi tarafının siciline bakmalıdır! Baştan beri hukukun üstünlüğü ilkesi ve adaleti Kıbrıs Rum tarafı çiğnemeseydi, Kıbrıs’ta bunu takip eden olaylar gerçekleşmezdi. 
 
Kıbrıs Rum tarafının gasp ve işgal sonucu elde ettiği bir sıfatı kullanarak Kıbrıslı Türklerin gaybubetinde aldırdığı bir takım kararların arkasına saklanarak yaptığı tüm girişimler ve söylediği sözlerin Kıbrıs Türklerinin eşit söz hakkı ve adadaki varlığına bir tecavüz addederiz. 
Bizim yeni politikamız, BM Anayasası’nda ifade bulan halkların eşitliği ve kendi kaderini tayin hakkından olduğu kadar Kıbrıs adasında baştan beri var olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüzden kaynaklanmaktadır. Uluslararası toplumun gerçekçi ve sürdürülebilir bir uzlaşının temelini teşkil edecek bu politikamıza açık fikirlilikle yaklaşmasını bekliyoruz.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Sibel Tatar inisiyatifinde başlayan “Hedef Sıfır Atık” Projesi’ne uluslararası ödül

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar inisiyatifinde Tatlısu’da hayata geçirilen “Hedef Sıfır Atık” projesi, Cittaslow’a üye 59 ülkeden 339 belediye arasında düzenlenen Chiocciola Orange Yarışması’nda ödüle layık görüldü.

Tatlısu Belediyesi Başkanı Hayri Orçan ve heyeti ödülü 21 Haziran’da Güney Kore’nin Wando şehrinde yapılan Cittaslow Uluslararası Genel Kurulu’nda aldı.

Konuyla ilgili bugün Tatlısu Belediyesi’nde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya Sibel Tatar da katıldı.

-Sibel Tatar: “Tatlısu projesi ile sıfır atığın mümkün olduğunu gösterdik”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Tatlısu Belediyesi’nin kazandığı ödül dolayısıyla Belediye Başkanı Hayri Orçan ve Tatlısu halkını tebrik etti.

Projeye 2021 Kasım ayında başladıklarını hatırlatan Sibel Tatar, o dönemde hedeflerinin sıfır atık olduğunu ve projeyle bunun başarılabileceğini göstermek istediklerini söyledi. Tatlısu’nun pilot bölge olarak seçildiğini ifade eden Sibel Tatar, projenin başarılı şekilde sürdürülmesinden ve alınan ödülden dolayı mutlu olduklarını belirtti.

Projenin amacının Kuzey Kıbrıs’ı temiz tutmak olduğunu vurgulayan Sibel Tatar, bunun sadece yönetimlerin değil, halkın da sahiplenmesiyle mümkün olabileceğini kaydetti. Tatlısu’nun bu projeyi başarıyla hayata geçirerek tüm belediyelerin de bunu gerçekleştirebileceğini gösterdiğini dile getiren Sibel Tatar, 2026 yılına kadar birkaç belediyenin daha bu projeyi örnek alarak uygulamaya koymasını umduğunu söyledi.

– “Tüm belediyelere destek vermeye hazırız”

Sibel Tatar bu çerçevede tüm belediyelere destek vermeye hazır olduklarını belirtti. Projede kullanılan cam kırma makinesinin tüm Kuzey Kıbrıs’a yetecek kapasitede olduğunu belirten Sibel Tatar, diğer belediyelerin de Tatlısu Belediyesi ile iş birliği yapabileceğini ifade etti. Sibel Tatar geri dönüşümde toplamanın önemli olduğunu, toplama işi tamamlandıktan sonra geri dönüşümün iş birliğiyle gerçekleştirilebileceğini kaydetti.

Projeyi devam ettiren Orçan’a ve Tatlısu halkına teşekkür eden Tatar, projenin diğer bölgelerde de hayata geçirilmesi için İçişleri Bakanlığı’na ve tüm yerel yönetimlere çağrıda bulundu.

Evsel atıklarla ilgili çalışmanın da kısa süre içinde tamamlanacağını kaydeden Sibel Tatar, projenin bir bütün olarak her bölgeye örnek olacak düzeye geldiğini ifade ederek, emeği geçen herkese teşekkür etti.

-Orçan: “Proje yüzde 76 oranında başarıya ulaştı”

Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan, sıfır atık projesinde yüzde 76 başarı oranına ulaştıklarını açıkladı.

Başkan Orçan, projenin Dünya Cittaslow Belediyeler Birliği tarafından birincilik ödülüne layık görüldüğünü, 59 ülkeden 339 belediyenin başvurduğu yarışmada Tatlısu Belediyesi’nin ödül aldığını açıkladı. Belgeyi Kore’de düzenlenen Genel Kurul toplantısında aldıklarını ve burada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtımının da yapıldığını belirten Orçan, tüm engellemelere rağmen Kuzey Kıbrıs’ın belgelendirildiğini söyledi.

Bu başarının hem Tatlısu Belediyesi hem de Kıbrıs Türk belediyeciliği açısından önemli olduğunu vurgulayan Orçan, projenin diğer belediyelere de örnek olmasını ve tüm Kuzey Kıbrıs’a yayılmasını temenni ettiğini dile getirdi.

Orçan, 2021 yılının kendileri için bir milat olduğunu belirterek, o gün başlatılan projenin bugün geldiği noktada önemli bir başarı yakaladığını söyledi. Gelecek nesillere bırakılacak en önemli mirasın çevre ve doğa olduğunun bilinciyle hareket ettiklerini dile getiren Orçan, o gün kendilerine cesaret veren ve heyecanlarını tekrar yaşamalarına sebep olan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar’a, projeyi destekleyen TİKA’ya ve projenin yürütülmesine katkı sağlayan personele teşekkür etti.

Hayata geçirilen sıfır atık projesinin yüzde 76 başarı oranına ulaştığını kaydeden Orçan, Avrupa’daki birçok gelişmiş ülkenin bu oranlara ancak 10 yılda ulaşabildiğini, kendilerinin ise 3 yıl içinde bu başarıyı yakaladığını söyledi.

Projede bir noktadan sonra TİKA ile iş birliği yaptıklarını ve makine desteği aldıklarını belirten Orçan, TİKA’dan alınan presleme makineleri sayesinde atıkların ayrıştırılarak yurt dışına ihraç edilebilecek noktaya geldiğini anlattı.

Orçan, projenin özünün çağdaş ülkelerde uygulanan sistemler gibi vatandaşın çöplerini ayrıştırmasına dayandığını kaydederek, Tatlısu halkının bilinçli olduğunu, projenin kısa sürede başarıya ulaşmasında bölge halkının büyük katkısı olduğunu dile getirdi.

Projenin artık kendi kendini idame ettiren bir hale geldiğini ifade eden Orçan, projenin eksik ayağının mutfak atıkları olduğunu ve bu konuda da yeni bir tesisin devreye alınacağını duyurdu. Orçan, bu tesisin sokak hayvanlarını beslemek için mama üreteceğini, ayrıca yeşil atıkları kompost yaparak gübreye dönüştüreceklerini söyledi.

-TİKA Koordinatörü Özcan: “Projeye dahil olmaktan büyük mutluluk duyduk”

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Lefkoşa Koordinatörü Havva Pınar Özcan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için ilk olan bu projeyi başlattığı ve en iyi şekilde sürdürdüğü için Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar’a teşekkür etti.

Tatlısu Belediye Başkanı’nın projeyle kendilerine geldiğinde çok heyecanlandıklarını dile getiren Özcan, TİKA olarak her yıl en az bir katı atık yönetimi, israfın önlenmesi, sıfır atık, geri dönüşüm ve enerji yönetimi projesi yapmayı hedeflediklerini söyledi. Bu projeye dahil olmaktan mutlu olduklarını belirten Özcan, bu projenin tüm adaya örnek olduğunu belirtti.

-Özden: “Tatlısu’yu pilot bölge seçtik, halkın sahiplenmesi en büyük mutluluk”

Cumhurbaşkanlığı Turizm ve Çevre Komitesi Başkanı Prof. Dr. Özge Özden de basın toplantısında, projeye Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar’ın önderliğinde başladıklarını söyledi. Komitedeki meslektaşı Prof. Dr. Salih Gücel ile birlikte çalıştıklarını belirten ve hedefin sıfır atık olduğunu dile getiren Özden, hangi belediyede projeyi uygulayacaklarını konuşurken ortak fikirlerinin Tatlısu olduğunu kaydetti. Özden, Tatlısu’nun küçük, turizm odaklı, dağı ve deniziyle güzel bir köy olduğunu ve diğer belediyelere örnek olması için pilot bölge seçildiğini ifade etti. Daha sonra Tatlısu Belediye Başkanı ile bir toplantı yaptıklarını aktaran Özden, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde ilk finansmanın sağlandığını ve gerekli atık toplama üniteleri ile ekipmanların temin edildiğini belirtti. Özellikle cam kırma makinesinin bölge için önemli olduğunu vurgulayan Özden, eğitim kısmında halk ve ilkokullara yönelik eğitimler gerçekleştirdiklerini kaydetti. Projeye büyük bir ümitle başladıklarını dile getiren Özden, halkın projeyi sahiplenmesinin kendilerini çok mutlu ettiğini söyledi.

Halkın atıklarını toplama ünitelerine getirmesinin projeye katkı sağladığını belirten Özden, belediyenin geri dönüşümde özellikle katı atıklarda büyük bir başarı elde ettiğini ifade etti. Aldıkları ödülden dolayı gurur duyduklarını belirten Özden, projenin devam etmesinin ve TİKA’dan da destek alarak sürdürülebilir bir projeye dönüşmesinin kendileri için çok kıymetli olduğunu söyledi.

-“Örnek alan belediyeler var”

Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Cam atıkları ile ilgili soruya cevaben Orçan, Tatlısu Belediyesi’nde toplanan camların değerlendirildiğini, cam atıklarının ekonomik olarak çok dikkate alınmadığını, karton ve plastiğin bazı şirketler tarafından toplandığını ancak bunun da düzenli olmadığını söyledi. Orçan, karton ve plastik atıkların ayrıştırılmış şekilde getirilmesi halinde Tatlısu Belediyesi’nin bunları preslemeye ve daha yüksek katma değere ulaştırmaya hazır olduğunu ifade etti.

İki belediyenin projeyi örnek alarak çalışmalara başladığını belirten Tatar, Lapta Belediyesi’nin Karşıyaka bölgesinde, Gönyeli-Alayköy Belediyesi’nin ise bir sokakta bu çalışmaları başlattığını, Gazimağusa Belediyesi’nin de bir çalışma planladığını söyledi. Orçan, “Bunlar umut verici gelişmeler. Bunun hızla yayılmasını temenni ediyorum.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

EZ-KOOP, Londra’da Kıbrıs Türk Kültür Festivali’nde kültürel ve sanayi ihraç ürünleriyle yerini aldı

Published

on

By

Esnaf, Zanaatkâr ve Üreticiler Pazarlama Kooperatifi (EZKOOP) ile Büyükkonuk Zeytin Üreticileri Tarım Kooperatifi (Zeytin-Koop), Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası’nın (KTEZO) desteği ve katılımıyla Londra’da sekizincisi düzenlenen Kıbrıs Türk Kültür Festivali’nde yer aldı.

KTEZO’dan yapılan açıklamaya göre, ambalajlı halde ve uluslararası standardı sağlanmış zeytin ve harup ürünlerini tanıtım ve tadımının yapıldığı festivalde, stantlarının ilgiyle karşılandığı kaydedildi.

İngiltere’de gıda dağıtımı yapan tedarikçilerin de ilgisini çektiği stanttaki ürünler için yeni sezonda başlamak üzere bağlantılar kurulduğunun belirtildiği açıklamada, EZKOOP’un birkaç yıl öncesine kadar İngiltere’ye girişte gümrük vergisini ödeyerek “zeytinyağı, çakıstes” gibi ürünlerin ihracatını gerçekleştirdiği ve bu ürünlerin raflarda yer almasını sağladığı kaydedildi.

– Aytaç

EZ-KOOP Genel Sekreteri Ersun Aytaç, işlenmiş gıda ürünlerinde İngiltere’de gümrük girişinde ortalama yüzde 16 olan gümrük vergisinin bir şekilde karşılanması gerektiğini söyledi.

“Pekmez, harup unu, harup yemişi, zeytinyağı, çakıstes ve hatta yerli tohum buğday unu” gibi kültürel sanayi ürünlerinin rahatlıkla ihraç edilebileceğini belirten Aytaç, Kıbrıslı Türklerin ve Rumların yoğunlukla yaşadığı İngiltere’de Kıbrıs ürünlerine aşina büyük topluluk olduğunu ifade etti.

Aytaç, 1994 ABAD kararlarının sonucu olarak uygulanan gümrük vergilerinin karşılanması halinde Kıbrıs Türk üreticisinin doğrudan satış yapabileceği ve önünün açılabileceğini vurguladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Boğaz-Ağırdağ kavşağında yol çizgileri boyanacak

Published

on

By

Karayolları Dairesi, bu geceden itibaren Boğaz-Ağırdağ kavşağında yol çizgilerinin boyanacağını duyurarak, söz konusu güzergahı kullanacak sürücüleri dikkatli olması için uyardı.

Daireden yapılan yazılı açıklamaya göre, sinyalizasyon çalışmaları kapsamında bu gece saat 22.00’den itibaren Boğaz-Ağırdağ Kavşağı’nda yol çizgilerini boyama çalışması başlatılacak ve ikinci bir duyuruya kadar devam edecek.

Karayolları Dairesi’nin açıklamasında sürücülerin can ve mal güvenliği açısından dikkatli ve yavaş seyretmeleri, trafik işaret ve işaretçilerine uyması istendi.

Devamını Oku

Trending

Reklam