Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Ülkede en iyi özelliklere sahip incirler belirlendi

Published

on

Kuzey Kıbrıs genelinde, 7 yıl süren çalışma sonucu en iyi özelliklere sahip iki iri, iki de reçellik (küçük) incir çeşidi belirlendi.

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü ile Türkiye Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü iş birliğinde yapılan çalışmada, kara incir ve beyaz lob incir çeşidinin en iyi niteliklere sahip incir çeşitleri olduğu değerlendirildi.

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü, iki iri, iki de küçük boy incir için Türkiye’de tescile başvuracak. Tescile gidilerek hem Kıbrıs’a özgü en nitelikli çeşitler muhafaza altına alınmış olacak, hem de üreticilere TAE tarafından çeşidi belli, sertifikalı fidan sunulabilecek.

2014’TE BAŞLAYAN PROJEDE TÜM KÖYLERDEKİ İNCİRLER TARANDI

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği tarafından finanse edilen 2014’te başlayan “KKTC’de İncir Seleksiyonu, Muhafazası ve Değerlendirilme Projesi”nde tüm köyler gezilerek incir ağaçlarının meyve iriliği, ağaç verimliliği erkencilik/geççilik gibi özellikleri kaydedildi. Taramada, yüksek kaliteye sahip reçel ve macun yapımına uygun küçük ölçekli çeşitler ve ihracata uygun iri ölçekli çeşitlerden en yüksek puan alanlar belirlendi.

Öne çıkan çeşitlerden çeltikler alınarak Türkmenköy’deki TAE çiftliklerinde takip için koleksiyon parseli oluşturuldu.

ALTUN: “ZÜMRÜTKÖY’DE BİR İNCİR AĞACINDAN 300 KG ÜRÜN ALINDI”

Ziraat Yüksek Mühendisi Berna Kamçı Altun, TAK muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada 1.1 milyon tonluk incir üretiminin 300 bin tonunun Türkiye’de yapıldığına dikkat çekerek, KKTC’de incir üretiminin 2012-2017 arasında 275 ton ile 171 ton arasında geliştiğini ifade etti.

Çalışmalarında siyah incir ve bardak incirin öne çıktığını kaydeden Altun, Zümrütköy’de bir üreticinin bir tek kara incir ağacından 300 kilo ürün aldığını, bunun yılda 5 bin TL’ye mukabil olduğunu ifade etti.

Kuzey Kıbrıs’ta incir seleksiyonu alanında bugüne kadar hiçbir çalışma yapılmadığını da belirten Altun, bazı çeşitlerden Aralık’a kadar ürün toplanabilmesinin ve ağaç başına alınan verimin yüksek olmasının büyük bir avantaj sağladığını da vurguladı.

Altun, ilk iki yıllık taramada ülke genelinde 106 genotipi takibe aldıklarını, en üst özellikleri gösteren 10 iri, 10 da küçük genotipten koleksiyon parseli oluşturduklarını anlattı.

Berna Kamçı Altun, aralık ayında hasat edilen beyaz bardak inciri ve 5 ay meyve veren kara incirin şu an itibariyle öne çıkan iki çeşit olduğunu, kum incirinin de seleksiyon parselinde bulunduğunu; küçük boylu incirlerden ise özellikle Girne bölgesinde bulunan kış inciri ve kurtlanmama özelliğine sahip Andolina çeşidinin öne çıktığını kaydetti.

Kıbrıs’ta çok sayıda incir parselinin bulunmadığını da belirten Altun, incir bahçesi kurmak isteyenlerin toprak analizi yapması gerektiğini, incirin çok kireçli torağı sevmediğini de göz önünde bulundurması gerektiğini, su kalitesinin de verim açısından önemli olduğu ifade etti.

KARACA: “ŞUBAT’TA TESCİLE BAŞVURULACAK”

TAE Müdürü Cem Karaca, öne çıkan incir çeşitlerinin Türkiye’de tescili için başvuru yapma noktasına gelindiğini, 2022 Şubat’ta iki iri, iki de küçük çeşit için tescile başvuracaklarını açıkladı.

Çalışma sayesinde iyi özelliklere sahip incir çeşitlerinin muhafaza altına alındığını belirten Karaca, bu çalışmalara çok uzun yıllar önce başlanmış olması gerektiğini söyledi.

İncir bahçesi sayısının son yıllarda arttığını kaydeden Karaca, ancak TAE tarafından üretilen 5 bin fidanın küçük bir bölümünün parsel kurulmasına gittiğini ifade etti.

Karaca, “Taramalarda mayıstan aralığa kadar, beş ay ürün veren incir ağacı tipleri tespit edildi, bu çeşitler Türkmenköy istasyonumuzda muhafaza altına almıştır” dedi.

Ticari değeri yüksek olan bu çeşitlerden yeni bahçeler kurulabilmesi için fidan üretimini arttırdıklarını ifade eden Karaca, incir plantasyonu konusunda TAE uzmanlarından bilgi alınabileceğini kaydetti.

BALCI

Türkiye Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Tohum Tescil ve Sertifikasyon Merkezinden Orhan Balcı da, başvuru yapıldıktan sonra çiçek ve hasat dönemi olmak üzere iki kez değerlendirme yapılıp çeşidin özellik belgesinin çıkartılacağını anlattı.

Balcı, çeşit tescillendikten sonra etiketli ve sertifikalı fidan üretiminin yapılabileceğini, bunun en önemli getirisinin de tek tip ürün üretilebilmesi, üreticiye çeşidi belli ürün sunulmasına imkan tanıması olduğunu belirtti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Elektronik etiketle ilgili genelge yayınlandı

Published

on

By

1 Şubat 2025 itibarıyla uygulamaya geçmesi hedeflenen elektronik etiketle ilgili genelge yayınlandı.

Ekonomi ve Enerji Bakanlığı tarafından hazırlanan genelgede, elektronik raf etiketinde ürünün adının, barkodunun, satış fiyatının, son fiyat değişiklik tarihinin ve ürünün menşeinin yazılması gerektiği belirtildi.

Genelde, elektronik raf etiket sisteminde olması gerekenlerle ilgili teknik detaylar da yer alıyor.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, geçtiğimiz haftalarda konuyla ilgili açıklama yaparak, elektronik etiket teknolojisinin yürürlüğe girmesi için hazırlıkların tamamlandığını belirtmişti.

Amcaoğlu, elektronik etiketle yıllık yaklaşık 2,5 milyar dolarlık ithalatın karşılığındaki perakende satış piyasasının denetimini sağlamayı hedeflediklerini duyurmuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

İsias Davası… Duruşma’ya 17.30’a kadar ara verildi; Kısa kararın gece yarısından sonra açıklanması planlanıyor

Published

on

By

İsias Davası duruşmasında Mahkeme Başkanı kısa kararın Türkiye saatiyle sabah 02.30-3.00 gibi açıklamayı planladığını açıkladı.

Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden altıncı duruşmada aile avukatlarının dinlenmesinin ardından 17.30’a (Kıbrıs saatiyle 16.30) kadar ara verildi.

Ara ardından, sanıklar ve sanık avukatlarının dinlenmesine devam edilecek.

Mahkeme Başkanı, savunmanın dinlenilmesinin tahmin edildiği şekilde ilerlediği takdirde, duruşmanın gece 10.30 gibi bitirilmesini, sonrasında verilecek 3-4 saatlik aranın ardından ise kısa kararın açıklanacağını kaydetti.

Ara öncesinde duruşma aile avukatlarının dinlenmesiyle devam etti.

– “Hepsinin olası kasttan yargılanması lazım”

Avukat Tan Okay, 1993 yılında inşa edilen bina hakkında ayrıntılı bilgi verdi.

Bilirkişi raporuna değinen Okay, iddia makamının “Ahmet Bozkurt ve ailesi de orada kalıyordu ve depreme yakalanabilirdi.” tezinden yola çıkılırsa hiçbir davadan olası kast kararının çıkarılamayacağını söyledi. Okay, “Cezayı en üst seviyeden verip, indirim yapmamanız gerekiyor. Hepsinin olası kasttan yargılanması lazım.” dedi.

– “Hukukun uygulanmasını istiyoruz”

Avukat Abdulvahap Deveci ise hukukun uygulanmasını, sanıkların olası kasttan yargılanmasını istedi.
Sanıkların sadece üzgün olduklarını, en ufak bir pişmanlıkları olmadığını söyleyen Deveci, sanıkların en büyük şanssızlığının ise “yan binada ölüler olmaması “ olduğunu söyledi; “yan binada ölü olmadığı için özür dileriz.” dedi.
Sanıkların bir diğer büyük şansızlığının karşı tarafta KKTC devleti olması olduğuna işaret eden Deveci, karşı taraf Türkiye’den olsaydı bu davanın çoktan kapanıp, unutulup gideceğini kaydetti.

– “Binada hiçbir güçlendirme yapılmadı”
Avukat Emrah Genç de, binanın usulsüzlüklerine dikkat çekti, sanıkların binada hiçbir güçlendirme yapmadıklarını söyledi.
Genç, deprem anında kaydedilmiş bir ses kaydı dinleterek, bu ses kaydı yapan iki kişinin kurtarıldığını ancak kan kaybından ve enkaz altında çok uzun süre kaldıklarından hayatlarını kaybettiklerini ifade etti.
“Bu insanlar çocuklarını ararken Ahmet Bozkurt’un kasasını alıp kaçmayı planladığını” söyleyen Genç, mahkeme heyetinin bu kararı verirken vicdana göre hareket edeceğine emin olduğunu kaydetti. “Olası kast” talep ettiklerini ve “davada kravat taktı.” diye bir indirim olmamasını istediklerini belirten Genç, olası kast dışında bir karar çıkarsa bir üst mahkemeye başvuracaklarını söyledi.

– “Olası kast… Bunu gelecek nesillere borçluyuz”
Avukat Fatih Turan, başka bir depremde bu salonlarda buluşmamak için olası kasttan yargılanma çağrısında bulundu, “Bunu bundan sonraki nesillere borç olarak görüyoruz. Kıbrıs bir neslini kaybetti. Bu gelecek nesillere boynunuzun borcu.” dedi.

– “Usulüne uygun çivi bile çakmadılar”
Avukat Füsun Özdoğdu da, memlekette deprem davalarında toplumun vicdanını rahatlatan bir karar olmadığını kaydetti. Sadece Adana’da apartman müteahhidi Hasan Alpargün’e 62 kez ağırlaştırılmış müebbet verildiğine işaret eden Özdoğdu, sanıkların bu binanın yıkılmaması için hiçbir önlem almadığını belirtti. Avukat Özdoğdu, “Sahte bina inşa edip, usulüne uygun çivi bile çakmadılar.” diyerek, olası kasttan hüküm giymelerini talep etti.

– “Bir özeleştiri göremedik”
Avukat Mehmet Eren Turan, bilirkişi raporu ışığında binanın kusurlarına dikkat çekti. Bir suçun birden fazla faili varsa birlikte değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Turan, kamu görevlilerinin davasıyla bu davanın birleştirilmesi gerektiğini belirtti.
Turan, “Statik projenin uygun olduğunu söyleyip, 20 sene sonra belgelerin sahte olduğunu söyleyemezsiniz. Her biri kasten yapılmış eylemler. Üç ayrı deprem yönetmeliği görmüş binayı otele çevirmeniz mümkün değildir. ”dedi.
Kasten yapılan eylemler sonucu 6 Şubat’ta İsias’ın yıkıldığını, sanıkların artık bilinçli taksir sorumluluğunun tartışılmasının mümkün olmadığını söyleyen Turan, “Otelde bir iyileştirme ve kuvvetlendirme yapıldığına dair bir savunma işitmedik. Bilirkişi raporunu bertaraf eden savunmaların haricinde bir özeleştiri görmedik. Dolayısıyla olası kasttan cezalandırılmaları gerek.” dedi.

Diğer avukatlar da sanıkların olası kasttan ceza almalarını talep etti. Avukatlar, savcılık mütalaasına katılmadıklarını ifade ederek, 72 canın yaşamını yitirmesiyle ilgili verilecek kararda, bilinçli taksirle hüküm verilecekse bile en üst sınırdan cezalandırma olması gerektiğini kaydetti.

Aile avukatlarının dinlenmesinin ardından yargılamaya 17.30’a kadar ara verildi. Ara ardından sanıklar ve avukatların dinlenilmesiyle devam edilecek. Mahkeme Başkanı sabahın ilk saatlerinde kısa kararı açıklamayı planladığını duyurdu.

Devamını Oku

Kıbrıs

KSTU davası 15 Ocak’a ertelendi

Published

on

By

Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi (KSTU) soruşturması kapsamında yargılanan okulun genel sekreteri ve hissedarlarından S.G, ile okulun uluslararası ofis sorumlusu A.S., ve asistan B.Ö., bugün yeniden Lefkoşa’da Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı. Mahkeme, 15 Ocak’a ertelendi.

Sanıklar aleyhinde, “Sahtekarlıkla Para Temini”, “Dolandırıcılık”, “Sahte Belge Düzenleme ve Tedavüle Sürme”, “Hesaplarda Hile ve Sahtekarlık Yapma”, “Suç Geliri Aklama”, “Sahte Banka Ödeme Emrini Tahrik”, “Müstahdem Tarafından Sirkat” suçlamaları bulunuyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam