Rejim ordusu ve İran destekli yabancı teröristlerden oluşan Esed rejimi güçlerinin 27 Ekim’de Halep’in batı kırsalında yer alan Termanin beldesindeki kampa gerçekleştirdiği top saldırısında bir çocuk hayatını kaybetmiş, en az 10 sivil yaralanmıştı.
Saldırı sonrası ağır yaralanarak ölen çocuğu ve bacağından yaralanan ablasını arabasıyla hastaneye yetiştirmeye çalışan Mahir Salih, o sırada yaşanan telaşı ve yaşananları cep telefonuyla kayda almıştı.
“Rejim güçleri kampa 3 kez bombalı saldırı yaptı”
Başkent Şam’ın Doğu Guta bölgesinden Halep’in batı kırsalına göç eden Salih, Termanin’deki kampa yapılan saldırıyı, gördüğü manzarayı, çocukları hastaneye yetiştirme çabalarını ve hastanede çocukların annesinin yaşadığı ızdırabı anlattı.
Salih, saldırı sırasında kampa yakın olduğunu belirterek rejim güçlerinin kampı 3 kez bombalayarak saldırıyı yaptığını söyledi.
“Çocuklar çığlıklar atıyordu”
Saldırının ardından hemen olay yerine koştuğunu aktaran Salih, “Gördüğüm manzara çok korkunç ve kötüydü. Kadınlar korkarak koşuşturuyor, çocuklar çığlıklar atıyordu.” dedi
Salih, olay yerine vardıklarında yaralanan Betül adlı kız çocuğunu ve erkek kardeşini araca alarak en yakın sağlık merkezine doğru hareket ettiklerini belirterek sözlerine şunları ekledi:
“Kız çocuğu kendi bacağındaki acıyı unutmuş ‘kardeşim öldü mü?’ diye feryat ediyordu. Maalesef erkek çocuk benimle birlikte gelen adamın kucağında şehit olmuştu. Hastanede yaralı kız çocuğunun muhtemelen ameliyatla bacağı kesilmiştir.”
[Fotoğraf: AA]
“Görüntüleri çekmeseydik yaşadıklarımızı kimse bilmeyecekti”
Çocukları hastaneye kaldırırken zor anlar yaşadığını vurgulayan Salih, şöyle devam etti:
“Bir elimle araba kullanıyordum, diğer elimle da telefonumla yaşananları kaydediyordum. Aynı zamanda da hastane yoluna odaklanmaya çalışıyordum. Görüntüleri çekmeseydik yaşadıklarımızı kimse bilmeyecekti. Yetimlerin öldüğünü kimse duymayacaktı. O anlar unutulmaz.”
“Vallahi billahi sana yemek hazırlıyordum”
Hastanede çocuğun ölüm bilgisini aldıktan sonra ailesine haber verdiklerini söyleyen Salih, “Anne yıkılmıştı. Anne ölüm haberini alınca yere çöktü. Hemşireler anneyi sakinleştirmeye çalışıyordu. Anne daha sonra oğluna sarılıp ağlayarak ‘vallahi billahi sana yemek hazırlıyordum’ dedi. O an gözyaşlarına boğulduk.” şeklinde konuştu.
Sığınmacıların büyük bir kısmı korkudan kampı terk etti
Salih, rejim saldırısı sonrası onlarca ailenin sığındığı kampta korkudan neredeyse kimsenin kalmadığını ve ailelerinin başka yerlere göç ettiğinin altını çizdi.
Görüntülerde de kampın sessizliğe büründüğü görüldü.
İdlib’deki durum?
Türkiye, Rusya ve İran, 2017’deki Astana toplantısında Esed rejiminin kontrolünde olmayan alanda 4 “gerginliği azaltma bölgesi” oluşturma karar aldı.
Rejim, İran destekli teröristler ve Rusya, saldırılara devam etti ve 4 bölgeden 3’ünü ele geçirerek İdlib’e yöneldi.
Türkiye, Eylül 2018’de Rusya ile ateşkesi güçlendirmek için ek mutabakata varsa da saldırılar Mayıs 2019’da tekrar şiddetlendi. Türkiye ile Rusya’nın 5 Mart 2020’de sağladığı yeni mutabakatın ardından ateşkes büyük ölçüde korunuyor.
2017-2020 döneminde saldırılardan kaçan yaklaşık 2 milyon sivil Türkiye sınırına yakın bölgelere göç etmek zorunda kaldı.
TRT