Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Uzmanından çocuk ve ergenlerde internet bağımlığına karşı öneriler

Published

on

Uzman Psikolog İpek Uçkan, engelleyici ve yasaklayıcı olmak yerine, çocuklara yaşlarına uygun şekilde internet kullanım alışkanlığı kazandırmanın önemini vurguladı.

Uçkan, aşırı kullanım durumunda anne babaların çocuğun yaşına uygun ortak bir dille tutarlı sınırlar koyarak, ne yapmayacağını söylemek değil, yaşına uygun süre, sıklık ve içerikler sunmalarının daha çözüm odaklı ve faydalı olacağını söyledi.

Uçkan, çocukları internet bağımlılığından korumak için kutu oyunları, kitap okuma saatleri, sohbet saati veya birlikte planlanacak ortak sorumluluklar belirlenmesini önerdi;

ayrıca uyumadan en az bir saat önce teknolojik cihazları kapatmanın da çocuklar için faydalı yaklaşımlar olacağını belirtti.

Uygun bir şekilde çocuk ve ergenin ihtiyaç, istek ve arzularının anlaşılması ve ele alınması ile aşırı kullanım sorununun aşılabileceğini dile getiren Uçkan, bağımlılık söz konusu olduğunda ise bu durumun çok daha ayrıntılı ve uzman eşliğinde değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Uçkan, bağımlılığın kendini sosyal ilişkiden ve ötekiyle diyalogdan kaçınmakla ve ekranla temas kurulmadığında yoksunluk belirtileri göstererek kendini belli ettiğini vurguladı.

Uzman Psikolog İpek Uçkan, Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirinin, çocuk ve ergenlerde internet kullanımı konusundaki sorularını yanıtladı.

İNTERNET KULLANIMININ ZARARLI HALE GELDİĞİ KANISINA NASIL VARILIR?

Çocukta ekran kullanım dışı zamanlarda yoğun huzursuzluk, boş zamanın kaygı yaratmasına bağlı ciddi huzursuzluk, uyku sorunları, tepki kontrol sorunları, akademik zorluklar ve isteksizlik, sosyal iletişim ve ev ve okulda etkileşim sorunları, ekran dışındaki etkinliklere ilgide belirgin gerileme, çok fazla sıkılma, problem çözme becerilerinde artan sorunlar, fiziksel aktiviteden kaçınma gözlemlenmesi halinde sosyal medya- internet kullanımının zararlı noktaya geldiği kanısına varılabileceğini kaydeden Uçkan, şunları ifade etti:

“Ekran deneyimi izole edicidir. Çocuk ekran karşısında çoğunlukla tek yönlü bir ilişki içine girer. Ekran karşısındaki öğrenme deneyimi de çok pasif ve kısa sürelidir. Ekranın çeşitli uyaranlar barındırmasından dolayı yeterince yoğunlaşma sağlanamıyor ve bundan dolayı bilginin sağlıklı bir şekilde işlenemediğini görüyoruz. Sağlıklı bir öğrenme için yüz yüze, olumlu ilişki içerisinde sunulacak eğitime gereksinim vardır.”

“EV İÇİNDE OLUMLU, ORTAK EKRAN DIŞI ZAMANI ARTIRMAK…”

Çocukta ekran kullanımının çok fazla olduğu durumlarda ev içinde olumlu, ortak ekran dışı zamanı artırmak, doğa ile geçirilecek yeşil zamanı desteklemek ve doğada açık havada oyunlara imkan yaratmak gerektiğini kaydeden Uçkan, kutu oyunları, kitap okuma saatleri, sohbet saati veya birlikte planlanacak ortak sorumluluklar belirlenmesini önerdi.

Uçkan, ayrıca uyumadan en az bir saat önce teknolojik cihazları kapatmanın da çocuklar için faydalı yaklaşımlar olacağını vurguladı.

“KOLAY TATMİN OLAMAYAN YAPILARINDAN DOLAYI DİJİTAL OYUNLARIN ANINDA HAZ VE ÖDÜLLENDİRME ÖZELLİĞİ ERGENLER İÇİN UYGUN ORTAM”

Uçkan, ergenlerin çabuk sıkılan, kolay tatmin olamayan, ani ve hızlı değişen yapıları göz önüne alındığında sanal-internet alanıyla dijital oyunların anında haz ve ödüllendirme özelliğinin onlar için uygun bir ortam olduğunu kaydetti. Uçkan, ekran ile çok fazla ve uygunsuz zaman geçirdiği için de duygusal olarak yalnızlaşma, yalnızlık hissinden dolayı yoğun kullanım sorunsalları, sosyal izolasyon, yüz yüze karşılıklı iletişimden uzaklaşma, duygusal ve bilişsel esnekliğe dair ve benlik saygısı ile ilgili zorluklar yaşayabildiklerini ifade etti.

Uçkan, ergenlerin ayrıca dikkat ve odaklanma gibi bilişsel işlevlerde zorluklar, öğrenme ve eğitim hayatında problemler, sosyalleşme zorlukları, duygu yönetimi gibi zorluklarla da sıklıkla karşılaştıklarını anlattı.

Çocukların yaş ve gelişim düzeyine uygun film, dizi, sosyal medya platformlarında ve oyunlarda yaş sınırlarının belirlendiğini dile getiren Uzm Psikolog Uçkan, buna dikkat edilmeyen her durumun çocuk ve ergenlere zarar verici olduğunu vurguladı.

“AŞIRI KULLANIM İLE BAĞIMLILIĞI BİRBİRİNDEN AYIRT ETMEK GEREK”

Çocuklarda ve ergenlerde internet oyun ve sosyal medya kullanımı konusunda aşırı kullanım ile bağımlılığı birbirinden ayırt etmek gerektiğini söyleyen Uçkan, “Nörobiyolojik çalışmalarda beynin ödül merkezini yoğun olarak uyardığı ve hatta madde etkisine çok benzer bir etki yaptığı, bir dönem sonra bağımlılık yarattığını gösteriyor. Teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde bireylerin bir miktar sosyal iletişimden ve yakın ilişkilerden yakınlaştırıcı olma yanılgısı ile uzaklaştırıcı bir işlev de gördüğünü gözlemliyorum” bilgisini verdi.

“ERGENLİKTE HASSAS VE KIRILGAN BİR RUHSAL SÜREÇ İÇERİSİNDE OLDUKLARI UNUTULMAMALI”

Anne, baba ve eğitimcilerin çocukların ergenlik döneminde hassas ve kırılgan bir ruhsal süreç içerisinde olduklarını unutmayarak sağlam durmayı başarmasının önemine dikkat çeken Uçkan, net çerçeve ile onlara destek olmanın bu çalkantılı dönemde geçerken onlara en önemli güç olacağını söyledi.

Herkesin ergenliğe bir şekilde hazırlıksız yakalandığını, çünkü bedensel değişimin çok hızlı ancak buna eşlik eden ruhsal değişimin daha yavaş ilerlediğini ifade eden Uçkan “Aslında ergenin elinde kullanma talimatı olmayan bir beden var. Bu bedeni nasıl kullanacak bilemiyorlar ve bu bedeni yönetecek ruhsal yapı hala ergenlik öncesinden ona eşlik ediyor. Anne baba ve eğitimcilerin mümkün olduğunca çocuk ve ergene düşünmeye alan açması ve açık bir şekilde dinlemesi, anlamaya çalışması çok önemlidir” dedi.

“ERGENLİKTE NELER OLUYOR?.. İSYAN, ŞAŞKINLIK VE KARGAŞA DÖNEMİ”

Ergenlik sürecini gelişmekte olan bireyin en değişken olduğu; isyan, şaşkınlık ve kargaşa dönemi olarak nitelendiren Uçkan, duygu durumları aşırı değişken olduğundan kolaylıkla tatmin olmadıklarını, huzursuzluk duygusu; kendi davranışlarının sorumluluğunu almama, ebeveynlerine meydan okumanın sık gözlemlendiğini belirtti. Uçkan, ergenlerin eğitim süreçlerinde yaşayacakları zorluk ve ayak uyduramama haline hazırlıklı olmak gerektiğini de kaydetti.

“ÇOCUKLUĞUN YAS UĞRAŞI…”

Dürtüsel uyanışın hakim olduğu ergenliğin bir kriz süreci olarak anılmasındaki önemli bir etkenin yetişkin kimliğinin, özellikle de cinsel kimliğin bu evrede oluşması olduğunu vurgulayan Uçkan, ergenlik sürecinde hem kaybedilen çocukluğun yas uğraşı hem de geleceğe dair bir birey olmanın verdiği yoğun kaygının hakim olduğunu dile getirdi.

Okulun yoğun sosyal deneyim ihtiyacı için önemli bir alan olduğunu ifade eden Uçkan, pandemi sürecinde okula gidemeyen ergenlerin sosyal medya/dijital platformlarda eskisinden çok daha fazla ve öngörülemez kültürel gruplara katılmak ve bunları deneyimlemek durumunda kaldıklarını kaydetti.

“PANDEMİ SÜRECİNDE EKRAN KULLANIMI BELİRGİN DÜZEYDE ARTTI”

Uçkan, pandemi sürecinde temel eğitimin evlere taşındığını, ekran kullanımının sosyal iletişim amaçlı ve ödev araştırmalarının dışında da günlük yaşamda belirgin düzeyde arttığını vurguladı.

Günün büyük çoğunluğunu ekran karşısında geçiren çocuğun sınıf ortamında rahatlıkla oturmakta zorlandığına dikkat çeken Uçkan, dikkat ve odaklanma gibi temel becerilerde sorunlar yaşayabileceğine, kas yapısının zayıf kalması ile birçok fiziksel sorunların da ortaya çıktığına yönelik çalışmalar bulunduğunu ifade etti.

Uçkan, “İnternetin hızlı bir ritmi vardır. Bir metin tam olarak hazmedilmeden yeterince yoğunlaşıp anlaşılmadan veya kendinize sıkılacak zaman tanınmadan bir bağlantıdan diğerine hızlıca geçmeniz beklenir. Gerçek hayatta ise öğrenmek çok daha yavaştır. Dijital oyun ve ortamda olduğu gibi anında haz ve ödüllendirme de yoktur” diye konuştu.
Çocuk herhangi bir nesneden ürettiği bir şeyle oyun oynadığında yaratıcılık ve üreticilikten söz edilebildiğini ancak elektronik oyunlarda oyuncunun pasif konumda olduğunu, aktif olanın ise programcı olduğunu belirten Uçkan, oynayanın programcının müsaade ettiği hatta kanalize ettiği yere kadar girebildiğini söyledi; bu karşılıklı ilişkide olunmaması halinin tercih edilir bir durum olmadığını anlattı.

YAŞA GÖRE EKRAN KULLANIMI…

Zeka gelişiminin en hızlı olduğu dönem olan 0-3 yaş arasında çocuğun karşılıklı ilişki içinde duygusal ve bilişsel beslenmeye gereksinimi olduğunu vurgulayan Uçkan, “Ekran kullanımına 3-6 yaş ile birlikte geçilebilir, ancak tamamen kendine ait tabletin zamanı henüz değildir. 6 yaşta televizyon yine yaşına uygun sürelerde ve bir yetişkin eşliğinde izlenilmesi, 6-9 yaştan itibaren ise TV’ye ek olarak yalnız başına yaşına uygun olmak koşulu ile tablette oynayabilmesi, 9-12 yaş ile birlikte bir miktar daha telefonlardaki uygulamalara da fırsat verilebilir” dedi.

“EKRANLA ÇOK KÜÇÜK YAŞTA TANIŞAN ÇOCUKLARDA EKRAN BAĞIMLILIĞI OLASILIĞI YÜKSEK… 12 YAŞTAN ÖNCE SOSYAL MEDYA HESABI KULLANILMAMALI”

Ekranla çok küçük yaşta tanışan çocuklarda ilerleyen dönemlerde ekran bağımlılığı oluşma olasılığının yüksek olduğuna işaret eden Uçkan, bu konuda, Fransız Psikiyatrist Serge Tisseron’un geliştirdiği 3-6-9-12 kuralının kaynak olarak esas alınabileceğini kaydetti ve burada “3 yaş öncesinde çocuk ekrana maruz kalmamalı, 6 yaşa kadar çocuğun kendine ait bir oyun konsolu/elektronik cihazı olmamalı, 9-12 yaşlar arasında çocuklar internete girerken ebeveynleri kontrol etmeli, 12 yaşından önce sosyal medya hesabı kullanmamalıdır” denildiği bilgisini verdi.

Amerikan Pediatri Akademisi’nin ise 3 ila 5 yaş arasındaki çocukların ekran süresinin günde bir saatten fazla zaman olmamasını önerdiğinin altını çizen Uçkan, 6 yaş ve üstü çocuklarda medya süresine ilişkin tutarlı sınırlamalar konulması gerektiğini vurgulayan Akademi’nin 2 yaş altı çocukların teknolojiyi hiç kullanmamalarını önerdiğine dikkat çekti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam