Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Çaluda 10 Bin TL, Ünverdi 14 Bin TL ceza aldı

Published

on

 

Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi ile UBP Milletvekili ve dönemin Özel Kalem Müdürü Aytaç Çaluda, Yabancıların Çalışma İzinleri Yasası ve Tüzüğü’ne aykırı davranıştan para cezasına çarptırıldı.

2013 yılında işlendiği tespit edilen suçlardan, dönemin asgari ücreti dikkate alınarak, Çaluda’ya 10 bin TL ve Ünverdi’ye 14 bin TL para cezası verildi. Para cezaları 7 gün içerisinde ödenmezse, Çaluda 2 ay ve Ünverdi ise 3 ay hapis cezasına çarptırılacak.

Kararın okunmasının ardından UBP Milletvekili Aytaç Çaluda, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi ve Avukat Mustafa Asena, Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) açıklamalarda bulundu.

Bugün saat 11.00 sıralarında kararı açıklayan Lefkoşa Kaza Mahkemesi Yargıcı Temay Sağer, Çaluda ve Ünverdi’nin işlediği suçların yasa koyucular tarafından çok ciddi suçlar arasında yer almadığını ve cezasının asgari ücretin 10 katına kadar olduğunu aktardı. Sağer, suçun işlendiği 2013 yılında yürürlükte olan 1,415 TL tutarındaki asgari ücretin dikkate alınacağını da belirtti.

Sağer ayrıca, Çaluda ve Ünverdi aleyhine ağırlaştırıcı ve lehine hafifletici olan hususları da sıraladı.

Sanıklar aleyhine ağırlaştırıcı faktör olarak dikkat çeken unsurların başında, 2013 yılının Mayıs ayı içindeki çeşitli tarihlerde gerçekleşen dava konusu işlemler vasıtasıyla toplam 26 kişiye Yabancıların Çalışma İzinleri Yasası ve Tüzüğü’ne aykırı olarak işlem yapılmış olmasının geldiğini anlatan Sağer, ön izin prosedüründen muaf tutulan bu kişilere doğrudan çalışma izni sağlandığını belirtti.

Sağer, “Dolayısıyla mevzuata aykırı işlemden faydalanan kişilerin sayısını ve işlem sayısını sanıklar aleyhine ağırlaştırıcı bir faktör olarak değerlendiririm” dedi.

Ünverdi ile Çaluda’nın ilgili dönemde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın en üst pozisyonlarını tuttuklarını belirten Sağer, “Bu açıdan sanıkların kendi bakanlıklarının işleyişi ile ilgili suçlara karışmalarını aleyhlerine ağırlaştırıcı bir faktör olarak değerlendirmem gerekmektedir” diyerek, Ünverdi’nin ilgili dönemde milletvekili yani yasama organının bir parçası olmasının, o dönem sadece Özel Kalem Müdürü olarak görev yapan Aytaç Çaluda’ya göre işlenen suçlardaki cezai sorumluluğunu artırdığını da belirtti.

Sağer, “Yine çalışma izin merkezinin kendilerine yönelik iletmiş olduğu itirazlara rağmen sanıkların dava konusu işlemlerde diretmeleri de aleyhlerine ağırlaştırıcı bir diğer faktör olarak değerlendiririm. Son olarak dava konusu işlemlerin Sanık 2 (Şerife Ünverdi) tarafından belirlenen ülkedeki kaçak pozisyondaki yabancı uyruklu kişilerin kayıt altına alınmasına yönelik politikanın bir parçası olması hasebiyle, bu hususu Sanık 2 aleyhine ağırlaştırıcı bir diğer faktör olarak değerlendiririm” ifadelerini kullandı.

Sanıklar aleyhine hafifletici faktörlerden de bahseden Sağer, her iki sanığın da işlediği suçlar dolayısıyla Mahkeme huzurunda avukatları vasıtasıyla özür dilemelerinin ve dava konusu suçlardan menfaat elde etmemiş oluşlarının ise sanıklar aleyhine hafifletici faktörler olarak değerlendirildiğini kaydetti.

Sağer, “ilgili dönemdeki pozisyonları nedeniyle Şerife Ünverdi’ye daha ağır bir ceza verilmesi gerektiği sonucuna varırım” diyerek, Aytaç Çaluda’nın 10 bin TL ve Şerife Ünverdi’nin 14 bin TL para cezasına çarptırıldığını açıkladı. Para cezaları 7 gün içerisinde ödenmezse Aytaç Çaluda 2 ay ve Şerife Ünverdi ise 3 ay hapis cezasına çarptırılacak.

Kararın okunmasının ardından Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) konuşan UBP Milletvekili Aytaç Çaluda, Çalışma ve eski Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi ve Avukat Mustafa Asena, kararı değerlendirdi.

Görevi kötüye kullanma, devleti zarara uğratma gibi ağır suçlar içeren davalardan beraat ettiğini vurgulayan Aytaç Çaluda, “Müdür olarak bulunduğum yerde sırf işlemlerin olması için bir evrağa bir imza attığımdan mahkeme tarafından kusurlu bulundum. Bu yüz kızartıcı veya ağır suç değildir” dedi.

Bazı çevrelerin 9 yıldır bu konuyu gündem yapmasını eleştiren Çaluda, hiçbir menfaat elde etmediklerinin Mahkeme tarafından da belirtildiğini hatırlatarak, mağdur edilen işçileri yasal hale getirdiklerini savundu.

Bu süreçte onur kırıcı haberler yapılarak onurları ile oynandığını söyleyen Çaluda, vicdanının rahat olduğunun altını çizdi.

Mahkemenin kararına saygılı olduğunu vurgulayan Şerife Ünverdi, “Alnım açık, başım dik ve vicdanım çok rahattır. Tüm çabam kaçak işçilerin mağduriyetlerini gidermek ve onları yasal haklarına kavuşturmaktı. Bugün görevde olsam, tüzüğü değiştirir yine onlara yardım etmek için çabalardım” dedi.

UBP Milletveki Aytaç Çaluda’nın Avukatı Mustafa Asena ise, ortada bir yolsuzluk olmadığı ve Çaluda ile Ünverdi’nin kamu görevini kötüye kullanmadıklarının ortaya çıktığını söyledi.

Asena, yapılan işlemlerin sadece usul hatası olduğunun tespit edildiğini de ifade etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam