Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda, 450 Milyon 37 Bin 800 TL olarak öngörülen Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Bütçesi görüşülmeye devam ediyor.
Bütçe üzerine ilk sözü alan CTP Milletvekili Fikri Toros, halkın ve işletmelerin alım gücünün telafi edilmesi ve işsizliğin önlenmesi beklentisinde olduğunu vurgulayarak, Başbakanın bugün açıkladığı 4 maddelik ekonomik paketin bu beklentileri karşılamadığını savundu.
Hellim konusuna değinen Toros, hellimin coğrafi işaret tescilini almasının önemine vurgu yaptı.
Hellimin dünya piyasasındaki değerinin 600 milyon Euro olduğunu ve önümüzdeki 5 yılda 750 milyon Euro’ya çıkacağını söyleyen Toros, bu potansiyelin bir kazanıma dönüştürülmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini kaydetti.
Güney’deki Tarım Bakanlığı’nın bu konuda adanın kuzeyinde bir etkisinin olmasının söz konusu olmadığını söyleyen Toros, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nu bu konuda kamuoyuna yanlış bilgi verdiği gerekçesiyle eleştirdi.
Toros, ürünlerimizin değerinin ve dünya piyasasında yerlerinin artmasının her siyasetçinin önceliği olması gerektiğine de vurgu yaptı.
Toros’un ardından söz alan TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli, kendisinde bütçeyi tartışma isteği kalmadığını ifade ederek, dövizdeki artışı hesaba katmadıkları gerekçesiyle bütçeyi hazırlayanları öngörüden yoksun olarak nitelendirdi.
Tarım konusunda bütün dünyada pandemi nedeniyle önlemler alındığını belirten Angolemli, Kuzey Kıbrıs’ta halkın temel gıdaları ulaşmasının bile zorlaştığını söyleyerek, hükümetin hala önlem almadığını savundu.
Toprak Ürünleri Kurumu’na (TÜK) gereken önemin verilmediğini de öne süren Angolemli, TÜK’ün yaşamasının çok önemli olduğunun altını çizdi.
Pandemi döneminin başında ülkede öğrenci ve turist yokken hayvancıların kuzu ve danalarının satıldığını belirten Angolemli, bugün öğrenci ve turist olmasına rağmen hayvanların hayvancının elinde kaldığını söyledi. “Bu nasıl olur? Demek ki kaçakçılık var” diyen Angolemli, bu sorunun çözülmesi için hayvancının maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini söyledi.
Böyle giderse küçük ve orta boy hayvancılığın biteceğini ifade eden Angolemli, Tarım Bakanını bu konuda Hayvancılar Birliği ile birlikte hareket etmeye çağırdı.
Her tarafta farklı derecelerde kuraklık olduğunu söyleyen Angolemli, kuraklık ödemelerinin doğru yapılabilmesi için bu konuyla ilgilenilmesi gerektiğini vurguladı. Angolemli, kuraklık ödemelerinin Devlet’ten tek kuruş çıkmadan Tarım Sigorta Fonu’ndan karşılandığını da ifade etti.
Meclis Salonu’na o esnada giren Başbakan Faiz Sucuoğlu’na, halkın ekonomik sorunlarına çare bulması gerektiğini söyleyen Angolemli, bu konuda kendilerine destek olmaya hazır olduklarını da belirtti.
ŞAHİNER
CTP Milletvekili Salahi Şahiner de, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Bütçesi üzerine söz alarak, pandemi döneminde diğer ülkelerin üretimi, çiftçiyi ve hayvancıyı desteklemeye yönelik aldığı önlemlerden bahsetti ve “Maalesef bizde öyle olmadı” dedi.
Üretimden çekilen üreticilerin bir daha dönmemek üzere çekildiğini savunan Şahiner, bunun ülke için büyük risk olduğunu kaydetti.
Üretimin sürdürülebilir olması gerektiğini, bunun için de ekonomik akla uygun bir modelin olması gerektiğini anlatan Şahiner, Kuzey Kıbrıs’ın bu noktadan uzak olduğunu savundu.
“Toparlanmamız, kendimize gelmemiz gerekiyor” diyen Şahiner, girdi maliyetlerinin üreticileri üretim sektöründen soğuttuğunu söyledi.
Binlerce ton ürünün tarlada kaldığının gözlemlendiğini kaydeden Şahiner, üretimde planlama gerektiğini belirtti.
Tarım Bakanlığı bünyesinde eksik veya güncel olmayan yasal düzenlemelerin elden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Şahiner, veri altyapısının da yetersiz olduğunu savundu.
Narenciye konusunda sıkıntılı bir yıl yaşanacağı öngörüsünde bulunan Şahiner, bugün narenciye üreticisinin ürününü arayan tek bir tüccar olmadığını öne sürdü.
Su birliklerinde taban fiyatın 80 TL’den fazla olmaması gerektiğini anlatan Şahiner, bu konuya da özen gösterilmesi gerektiğini kaydetti.
Hayvancılık konusuna da değinen Şahiner, hellimin tesciline sıkı sıkıya sarılmak gerektiğini vurguladı.
Hayvancılıkta da girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu söyleyen Şahiner, Güney’den et kaçakçılığı konusuna da gereken önlemler alınarak bir son verilmesi gerektiğini vurguladı.