Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Oygar: Yoğun bakım kapasitesi ve hemşire sayısı artırılıyor

Published

on

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi Başkanı Doç. Dr. Deren Oygar, Lefkoşa Acil Durum Hastanesi’ndeki (Pandemi Hastanesi) 24 yataklı yoğun bakım servisinin kapasitesinin artırılması ve hastanede görev hemşire sayısının artırılması için gerekli adımların atıldığını açıkladı.

Sağlık Bakanı Müsteşarı Oygar, Pandemi Hastanesi’ndeki 24 yataklı yoğun bakım servisinin kapasitesinin artırılmasına için hastanenin 12 acil müşahede yatağının yoğun bakım servisi olarak hizmet vermesi için hazır hale getirildiğini söyledi.

Dün Sağlık Bakanlığı’nda ilgili birimlerinin katılımıyla genişletilmiş bir toplantı yaparak, şu anda ülkede koronavirüs (Kovid-19) salgınının “peak” yaptığı (en yüksek değere ulaştığı) bir dönemde sağlık personelinin en iyi şekilde nasıl yeniden organize edilebileceği konusunu ele aldıklarını belirten Deren Oygar, Pandemi Hastanesi’nde görev yapan 75 hemşireye ek olarak, diğer servislerden 8 hemşirenin de buraya sevk edilmesiyle hemşire sayısının 83’e çıkarılacağını bildirdi.

Artan vaka sayıları karşısında herkese düşen sorumluluklara işaret eden Oygar, “Hem toplumun hem kendi sağlımızı ve çocuklarımızın sağlığını korumak ve sağlık sisteminin çökmemesi için her birey kendine düşen görevi, sorumluluğu yapmak durumunda. Yapmadığımız sürece sadece sağlık çalışanlarının bu yükü görevi götürmesini bekleyemeyiz.” diye konuştu.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Oygar, salgınla mücadeledeki son durumla ilgili TAK’a açıklama yaptı, soruları yanıtladı.

“YOĞUN BAKIM SERVİSİNİN KAPASİTESİ 36’YA ÇIKACAK KONUMA GETİRİLDİ”

Sağlık Bakanı Müsteşarı Oygar, 100 yatak kapasiteli Lefkoşa Acil Durum Hastanesi’nin (Pandemi Hastanesi) 24 yataklı yoğun bakım servisine, 12 acil müşahede yatağının da ilave edilerek servisinin kapasitesinin 36’ya çıkarılabilecek konuma getirildiğini söyleyerek şöyle konuştu:

“Pandemi Hastanesinin A, B ve C blokları olmak üzere 100’e yakın yatak kapasitesi var. Buna ilaveten, 8-9 ay önce, Psikiyatri Hastanesi’nin kullanılmayan bir kolu da düzenlenerek 40 yataklı bir servis de açılmıştı. Normal servis olarak toplamda 140 yatak kapasitesi bulunuyor. Yoğum bakım servisi 24 yatak kapasiteli. Ayrıyeten hastanede acil müşahede yatağı olarak planlanan ancak yoğun bakıma da çevrilebilen 12 yataklı yataklı bölüm, monitör ve vantilatörleriyle birlikte, hazır hale getirildi.”

“GENİŞLETİLMİŞ TOPLANTINDA PERSONELİN YENİDEN ORGANİZASYONU ELE ALINDI”

“Pandemi Hastanesi’nde görev yapan personelle ilgili bazı sıkıntılarımız var” diyen Sağlık Bakanı Müsteşarı Oygar, Pandemi Hastanesi’nin birkaç ay önce, ilk olarak 16 ve sonra yine 16 hemşirenin alımıyla ve zaman zaman da, hasta yoğunluğuna bakılarak gerek Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi gerekse diğer hastanelerde görev yapan hemşirelerle desteklendiğini kaydetti.

Oygar, dün, Sağlık Bakanlığı’nda Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, Enfeksiyon Kontrol Komitesi, Pandemi Hastanesi’nde çalışan hekimler, sorumlu hemşireler, Yataklı Tedavi Kurumlar Dairesi, Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi müdürlerinin katımıyla genişletilmiş bir toplantı yaparak, şu anda salgının “peak” yaptığı bir dönemde personeli en iyi şekilde nasıl yeniden organize edebilecekleri konusunu ele aldıklarını belirtti.

Oygar, “Toplantıda, yeniden bir organizasyon yaparak, Pandemi Hastanesi’nde 24 yataklı yoğun bakım ünitesine ilaveten hizmete girecek olan 12 yataklı bölümün açılabilmesi için diğer hastanelerden 8 hemşireyi burada görevlendirdik. Hemşirelerin 6’sı bugün, diğer 2’si de yarın göreve başlayacak” dedi.

Oygar, bu toplantıları haftalık olarak yaparak, gerekli olması halinde yeniden organizasyon yaparak, başka hemşirelerin de Pandemi Hastanesi’nde görevlendireceklerini de vurguladı.

“KOVİD-19’DAN HAYATINI KAYBEDENLERİN YÜZDE 70’İ AŞISIZ”

Müsteşar Oygar, Sağlık Bakanlığı’nın pandemide hastane yatışlarına ilişkin son üç ayın ortalama verilerine göre, hastaların yüzde 55’inin aşsız, yaklaşık yüzde 40’ının da çift doz aşı olup hatırlatma (3.doz) aşısını olmayan kişilerden oluştuğunu söyledi.

Oygar, aynı dönem içinde, yoğun bakımda tedavi gören hastaların yüzde 51’inin aşısız, yüzde 45’inin ise çift doz aşı olup, 3’üncü doz hatırlatma aşısını olmayan kişilerin oluşturduğunu kaydetti. Oygar, ülkede Kovid-19’dan hayatını kaybeden kişilerin yüzde 70’inin aşısız, yüzde 27’sinin de hatırlatma dozunu yaptırmayan kişiler olduğunu belirtti.

“AŞI OLUN, MASKE, SOSYAL MESAFE VE HİJYEN KURALLARINA UYUN”

Koronavirüs ile mücadelede aşılanmanın önemine işaret ederek, vatandaşlara aşı olmaları çağrısını yineleyen, Oygar, yoğun bakımda tedavi gören kişilerin ağırlıklı olarak 65 yaş üzeri ve kronik rahatsızlıkları bulunan kişiler olduğuna ve özellikle bu kişilerin hatırlatma aşılarını da olmalarının önemli olduğuna dikkat çekti.

Oygar, aşılanmanın yanı sıra maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyulmasının da önemli olduğuna işaret ederek, “Özellikle kış aylarında kapalı alanlarda olacağımız bugünlerde bu kurallara uyulması önemlidir” diye konuştu.

“SAĞLIK SİSTEMİNİN ÇÖKMEMESİ İÇİN HER BİREY KENDİNE DÜŞEN GÖREVİ YAPMALI”

Oygar, ülkede son zamanlarda vakalarda yaşanan artışa ilişkin olarak, “Virüslerin doğal döngüsü nedeniyle zaman zaman peak yapma özellikleri bulunuyor. Özellikle kış aylarında peak yapmaları bekleniyor ve tüm dünyada virüs peak’e doğru doğal bir seyri var. Bizim ülkemizde de böyle. İkinci olarak da kış aylarında kapalı ortamlarda daha çok vakit geçirdiğimiz için virüsü insanların bir birlerine ulaştırmaları artıyor” diye konuştu.

Hem virüsün doğal seyri hem de kış aylarında kapalı ortamlarda bulaşma ihtimalinin artmasından dolayı vakalarda artış eğilimi olduğuna işaret eden Oygar, buna karşı alınacak önlemlere ilişkin şunları söyledi:

“Tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de artık aşılanmanın artması gerekiyor ki bulaşma azalsın… Biz rakamları görüyoruz, virüsün kendi doğal peak yapma eğilimi var, kış aylarındayız ama ülkemiz için, sağlık sisteminin daha da sıkıntıya girip çökmemesi için -sonuçta sağlık sisteminin belli bir kapasitesi var-bunu zorlamamak için mutallaka aşılanmalı ve aşının hatırlatma dozlarını tamamlamalıyız. Ve kurallara uymamız gerekir. Bulaşmayı azaltmak için kurallara uymakta önemli. Aşının yanında özellikle bu kış aylarında kaplı ortamlarda maskeye, sosyal mesafeye ve hijyene önem vermeliyiz. Bir araya toplanıp da maskesiz toplantılara, bir dur dememiz gerekiyor. Hem toplumun hem kendi sağlımızı ve çocuklarımızın sağlığını korumak ve sağlık sisteminin çökmemesi için her birey kendine düşen görevi, sorumluluğu yapmak durumunda. Yapmadığımız sürece sadece sağlık çalışanlarının bu yükü görevi götürmesini bekleyemeyiz.”

“BELEDİYELER DENETİMLERİ ARTIRACAK”

Sağlık Bakanı Müsteşarı Oygar, dün yapılan genişletilmiş toplantıda, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi tarafından alınan kararların denetlenmesi konusunun da ele alındığını ifade ederek, bu konuda, belediyelerin dün itibarıyla denetimleri artıracaklarına dair Bakanlığa bilgi verdiğini söyledi.

Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin, uluslararası bilimsel kılavuzları ve dünyadaki gelişmeleri takip ederek, Enfeksiyon Komitesi’ndeki uzmanların görüşleri ve ülkede salgınla ilgili istatistik verilerin ışığında kararlar aldığına işaret eden Oygar, “Biz tüm bunları günlük olarak her gün takip ediyoruz. Bulaşmanın nerede fazla olduğuna bakarak bir takım kararlar alıyoruz, kısıtlamalara gidiyoruz” dedi.

“SALGIN ŞU ANDA YAYILMIŞ DURUMUNDADIUR”

Şu anda ülkede bulaşmanın en çok nerede olduğuna ilişkin bir tespitlerinin olup olmadığının sorulması üzerine Oygar, eskiden cluster (kümeler) şeklinde bulaşma görüldüğünü ancak şu anda Dünya Sağlık Örgütü tarafından “spread” (yayılmış) denilen bir bulaşmanın söz konusu olduğunu ve bu nedenle de “bulaşmanın” belli bir yerde olduğunu söylemenin mümkün olamayacağını belirtti.

Oygar, ülkede şu anda salgının yayılmış durumda olduğunu ifade ederek, “O nedenle toplumun hep birlikte, özellikle kapalı alanlarda maske, mesafe kurallarına uyarak ve aşılanarak virüsle mücadele etmemiz gerekiyor. Çoğu kapalı alanlara aşısız girilmesin diye kararımız var. Bu bir önlemdir. Aşısız kişilerin marketler gibi ihtiyaç olan yerlere girişinde de son 72 saatte yapılmış negatif sonuçlu PCR testi gerekiyor. 6 Aralık’tan itibaren 3. dozunu (booster) yapmayanlar da aşısız sayılacaktır. Bunlar şu anda dünyada kılavuzlarda önerilen ve bizim de takip ettiğimiz uygulamalar” diye konuştu.

Oygar, “Şu anda dünyada kapanma eğilimi yok, daha çok aşıya ve kurallara uyma ile ilgili bir eğilim var. Antiviral ilaçta çıktı ve ilacın da tedarik edilmesini sağlayacağız” dedi.

OKULLARDAKİ VAKA ARTIŞI

Sağlık Bakanı Müsteşarı Oygar, okullardaki vaka artışına ilişkin olarak, “Okullarda bizim tespit ettiğimiz vakalar, ‘incident’ vaka dediğimiz daha çok dışardan getirilen vakalardır. Okul içinden değildir. Çocuk bunu dışarıdan, genelde aileden getiriyor. Okul aslında bir bulaşma odağı değil. Okula gidiyoruz, o nedenle bulaş artıyor diye bir şey yok. Daha çok toplumdaki bulaş arttığı için buna paralel olarak okuldaki bulaş artıyor. O nedenle aşılanmaya ve kurallara uymaya dikkat etmeliyiz ki bu çocukların okulları açık kalabilsin, çünkü toplum okullardaki vakaları artırıyor” diye konuştu.

Oygar, “6 yaş üzerine maske kullanıldığı için maske çok iyi koruyor. İlkokullarda çocuklar çok iyi korunuyor… Temas ekibimiz var ve okullarda Pandemi Kurulları var, biz ara ara toplantı yapıyoruz. Geçen Cuma da ortaokul ve listelerle toplantı yaptık. Bir sınıfta bulaş varsa, 3’ten fazla vaka varsa, temaslı olarak kabul edip eve gönderiyoruz. Sınıflar arası teması engellemeye çalışıyoruz. Okulların sürdürülebilirliği için çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi. Oygar, bilimsel olarak, belli bir okul ya da sınıfa yönelik gerekli tedbirleri alarak eğitimin sürdürülebilir olmasına çalıştıklarını söyledi.

“AŞILANMA ORANI GÜNLÜK 9 BİNE KADAR YÜKSELDİ”

Müsteşar Oygar, son zamanlarda toplumda aşılanma oranında bir artış yaşandığına da işaret ederek, şöyle konuştu:

“Günlük aşılanma oranı son bir iki ay önce 1.500’lere düşmüştü. 3’üncü hatırlatma dozlarına teşvik kararı, aşısız kişilerin kapalı alanlara girişlerine ilişkin kararlar ve Sağlık Bakanı’nın çağrılarıyla bu oran günlük 9 bine kadar çıktı. Bunların 1.500’ü daha önce hiç aşı olmayan, 6 bini 3’üncü doz, geriye kalan da 4. doz aşı olan kişilerden oluştu.”

OMİCRON VAYRANTI

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Oygar, Kovid-19’un yeni çıkan mutasyonu Omicron varyantının KKTC’de olup olmadığının tespit edilmesine ilişkin olarak, buradan alınan örneklerin Türkiye’ye gönderilerek analiz edilmesi için Türkiye ile irtibata geçtiklerini ve bu konuda yanıt beklediklerini söyledi.

Oygar, Sağlık Bakanlığı’nın, Dünya Sağlık Örgütü tarafından de her ülkede olması tavsiye edilen mutasyon tespit cihazının alımı için girişim başlattıklarını belirterek, “Bugün Sağlık Bakanlığı olarak mutasyon tespit eden cihazının alımıyla ilgili olarak İhale Komisyonu’na yazı gönderdik” dedi.

Cihazın maliyetinin 4.5-5 milyon TL olduğunu da belirten Oygar, DNA laboratuvarına bu cihazın alımıyla birlikte mutasyon tespitlerinin burada yapılabileceğini kaydetti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam