Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

KTEZO “Sorunlar çözmek elimizde” çalıştayının sonuç bildirgesini yayınladı

Published

on

Kıbrıs Türk Esnaf Zanaatkarlar Odası (KTEZO) “Sorunlar Çözmek Elimizde” sloganıyla düzenlediği çalıştayın sonuç bildirgesini yayınladı.

Bildirgede, ülkede yaşanan krizin üstesinden gelinebilmesi için, işletmelere TL ait kredilerin yeniden yapılandırılarak, vadelerinin uzatılması, döviz kredilerinin TL’ye çevrilmesi, kur ve faiz farkının ödenmesi için devletin katkıda bulunması gerektiğini belirtildi. Lüks konut, lüks araç gibi ürünlerden alınan vergilerin artırılması, asgari ücretin yükseltilmesi bağlamında devletin sosyal güvenlik yatırımlarının tamamını yüklenmesi gibi önerilerde bulunuldu.

KTEZO Koordinatörü Hürrem Tulga’nın açılış konuşmasını yaptığı çalıştayda, KTEZO Başkanı Mahmut Kanber de seçimlere aday olduğunu, bu nedenle Odadaki görevinden istifa ettiğini açıkladı.

Açıklamaya göre çalıştayın sabah oturumunda CTP’yi temsilen Devrim Barçın, HP’yi temsilen Yusuf Avcıoğlu, DP’yi temsilen Hasan Aydın söz alarak partileri adına görüşlerini açıkladı. Parti temsilcilerinin ardından Bahadır Gazi Mahmutoğlu KTEZO adına sunum yaptı.

Daha sonra ekonomistler Profesör Dr. Mustafa Besim, Göksel Saydam, Mahmut Sezinler ve Mertkan Hamit genel sosyoekonomik tablo, hane halkı, yoksullaşma ve işletmelerin içinde bulunduğu durum ve alınabilecek tedbirlerle ilgili görüşlerini paylaştı.

Öğlen arasından sonra yapılan oturumda ise Halkın Parisi’nden Serhat Kotak ve Cumhuriyetçi Türk Partisi’nden Devrim Barçın’nın yuvarlak masa oturumuna katılımıyla çalıştay kararları hazırlandı.

Açıklamaya göre “bir takım farklı bakış açıları olmasına rağmen” çalıştayda ortak olarak alınan kararlar şöyle:
“Kıbrıs Türk Toplumu, salgın ve TL’deki olağanüstü değer kaybından dolayı ağır güç yükü altında ezim ezim olmuştur. Özellikle döviz borçluluğunun toplam krediler içinde yüzde yetmişlere ulaşması, bu koşullar altında neredeyse borçların ödenebilirliğini imkânsız noktaya taşımıştır. Bugüne kadar borçlarda başvurulan öteleme yöntemi bir çözüm üretmemiş bilakis sorunu büyütmüştür. Kıbrıs Türk Toplumunun büyük çoğunluğu mülksüzleşme tehlikesi ile karşı karşıyadır. İşletmelere ait TL kredilerinin yeniden yapılarak vadelerinin uzatılması, döviz kredilerinin TL’ye çevrilmesi, kur ve faiz farkının ödenmesi için de devletin katkıda bulunması şarttır.
Devlet bu katkı için gerekli kaynağı Türkiye Cumhuriyeti ile yapacağı bir anlaşma yolu ile TL’nin yarattığı enflasyon farkının ülkemize aktarılmasını sağlayarak kapatabilir.  Bu noktada KKTC ve TC Merkez bankaları arasında ya da Maliye Bakanlıkları aracılığı ile yapılacak bir anlaşma ile aktarılması sağlanmalıdır. Bu kaynak akışının aylık periyotlarla enflasyon oranında otomatik aktarılması gerekmektedir. Ülke içinde döviz üzerinden alınan gümrük vergilerinden elde edilen ek gelirler bu amaçla kullanılmalıdır. Lüks konut, lüks araba gibi kategorilerde yasal değişiklikler yapılarak alınan vergilerde artışlar yapılması şarttır. Dış temsilcilikler Kıbrıslı Türk nüfusun yoğun olarak yaşadığı ve politik önemi haiz birkaç ülke hariç kapatılmalı ve buralardan tasarrufa gidilmelidir. Resmi hizmet araçları derhal azaltılmalı, emniyet, itfaiye, GKK ve Orman dairesinin iş araçları hariç makam otoları dahil satılmalıdır. Devlet tasarrufa gitmeden toplum ve işletmelerden fedakârlık beklememelidir. Bu kaynaklar aracılığı ile işletmelerin ve toplumun dövizden kaynaklanan geri ödeme zorlukları aşılabilir.

Kamu, Vakıflar ve belediyeler tarafından döviz ile kiralanan işyerlerinin kiraları derhal Türk Lirası’na çevrilmelidir. Biriken borçların ödenmesi için de yasal değişiklikler yapılarak kolaylık sağlanmalıdır. Özel sektör dahil tüm kamu hizmetlerinin (eğitim sağlık vb.)  TL ile fiyatlanması için derhal yasal düzenleme yapılmalıdır.

Asgari ücret günümüz koşullarında düşük kalmıştır. Asgari ücret temel gıda, temizlik ürünleri, giyim, kira, eğitim, enerji, iletişim vb.) en çok kullanılan mal ve hizmetleri içeren yeni bir sepet üzerinden belirlenmelidir. Asgari ücretin belirlenme sıklığı krizlere bağlı olarak daha kısa aralıklarla yapılmalıdır.

Bunu söylerken de kişi başı brüt 7 bin olarak belirlenen asgari ücretin işletme sahiplerine aylık 8 bin 50 TL’ye mal olacağını, ekonomik yıkımın var olduğu bu ortamda alınan bu kararın seçime yönelik popülist bir karar olduğunu kayıt altına almak isteriz. Hükümetin de bu karara yönelik görüşünü ve duruşunu resmi olarak açıklamasını bekliyoruz. Bu karar işletmelerin devamlılığına darbe vurmaya adaydır. Dışa tam bağımlılık, ithalata dayalı ve katma değer üretmeyen bozuk yapısından dolayı bu karar işletmelerde kayıt dışılığı arttıracak, istihdamın düşmesine sebep olacaktır. Devlet insana yaraşır bir asgari ücret belirlenmesine konusunda samimiyse, sosyal güvenlik yatırımlarının tamamını yüklenmek zorundadır. Ülke ekonomisi ve işletmelerin devamlılığı gibi konular seçim malzemesi olmamalıdır.

Bir daha söylemek gerekirse, Hükümet, dışa tam bağımlılık koşulları ve üretmeyen bir yapıda asgari ücretin tespitinde dahi kaosa neden olmuştur.”

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Libya, Türkiye ile 2019’da imzaladığı Muhtırayla belirlediği kıta sahanlığını BM’de tescil etti

Published

on

By

Libya, Türkiye ile 2019’da imzaladığı deniz yetki alanlarının belirlenmesine ilişkin Mutabakat Muhtırasında belirlenen kıta sahanlığını Birleşmiş Milletlere (BM) sunduğu Nota ile tescil etti.

AA’nın haberine göre Libya’nın BM Daimi Temsilcisi tarafından BM Genel Sekreterine hitaben Akdeniz’de kıta sahanlığının belirlenmesine ilişkin 27 Mayıs’ta yazdığı Nota, BM’nin internet sitesinde dün yayınlandı.

BM’nin internet sitesinde yayınlanan Notada, Libya’nın Akdeniz’deki kıta sahanlığını gösteren ayrıntılı haritaya yer verildi.

Notada, “Libya devletinin BM Daimi Temsilciliği, Libya devletinin Akdeniz’deki kıta sahanlığının dış sınırlarına ilişkin resmi bildirimini ve bu konudaki resmi tutumunu özetleyen ayrıntılı bir harita ile işbu ekte iletmekle onur duyar.” ifadeleri kullanıldı.

Türkiye ile Libya arasında 2019’da imzalanan deniz yetki alanlarının belirlenmesine ilişkin Mutabakat Muhtırasına işaret edilen Notada şu ifadelere yer verildi:

“Libya ile Türkiye 27 Kasım 2019 tarihinde Akdeniz’de deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin bir Mutabakat Zaptı imzalamıştır. Bu Mutabakat Zaptı, 11 Aralık 2019 tarihi itibarıyla Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 102. Maddesi uyarınca BM Sekreterliğinde usulüne uygun olarak tescil edilmiş olup, uluslararası hukuka dayalı olarak varılan hakkaniyetli bir çözüm teşkil etmektedir.

Ne Yunanistan ne de Mısır, uluslararası hukuka uygun olarak Libya ile Türkiye arasında sınırlandırılan deniz alanlarında egemenlik haklarına sahiptir.”

– Yunanistan ile Mısır arasındaki anlaşma geçersizdir

Libya ile Türkiye arasında imzalanan 2019’daki Mutabakat Muhtırasının Yunanistan ve Mısır arasında münhasır ekonomik bölgelerin sınırlandırılmasına ilişkin 2020’de imzalanan anlaşmayı geçersiz kıldığı kaydedilen Notada, “(Mısır ve Yunanistan arasındaki) Bu anlaşma, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi dahil olmak üzere uluslararası hukukla, özellikle de hakkaniyet ilkesiyle bağdaşmamaktadır.” ifadeleri kullanıldı.

Libya Notasında, Yunanistan ve Mısır’ın 2014, 2021 ve son olarak Nisan 2024’te hidrokarbon arama faaliyetleri için ruhsat alanlarını tanımlama ve verme girişimlerinin Libya’nın Akdeniz’deki egemenlik haklarını ihlal ettiği vurguladı.

– Yunanistan 2022’den bu yana, Libya’nın egemenlik haklarını tamamen hiçe sayıyor

Yunanistan’ın Girit’in güneyinde hidrokarbon arama çalışmalarına onay vermesinin Libya’nın Akdeniz’deki egemenlik haklarını ihlal ettiği aktarılan Notada, “Yunanistan özellikle 26 Kasım 2022’den bu yana, Libya’nın egemenlik haklarını tamamen hiçe sayarak ve karşı kıyıya sahip devletler arasında kıta sahanlığının sınırlandırılmasına ilişkin BM Deniz Hukuku Sözleşmesi dahil olmak üzere uluslararası hukukun yerleşik kural ve uygulamalarını ciddi şekilde ihlal ederek, söz konusu açık deniz ruhsat alanlarında tek taraflı arama ve sondaj faaliyetlerine devam etmektedir.” ifadeleri yer aldı.

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı ile Yunanistan Çevre ve Enerji Bakanlığının 16 Nisan 2025’te açıkladığı Yunanistan Deniz Mekansal Planının (DMP) bazı alanlarının Libya’nın Akdeniz’deki deniz yetki alanlarını ihlal ettiği kaydedildi.

Libya’nın Notasında ayrıca, “Yunan DMP haritasının güney kısmındaki bazı alanlar, Libya’nın uluslararası hukuka göre fiilen ve başlangıçta egemenlik haklarına ve yargı yetkisine sahip olduğu Akdeniz’deki Libya kıta sahanlığını ihlal etmektedir. Yunan DMP’nin Libya üzerinde herhangi bir hukuki etkisi yoktur.” ifadeleri kullanıldı.

Libya daha önce BM Genel Sekreterliğine gönderdiği ve BM’nin sitesinde yayınlanan başka bir Notayla Yunanistan’ın Girit’in güneyindeki deniz alanlarında hidrokarbon arama ve işletme ihalesine çıkmasına itiraz etmişti.

Devamını Oku

Dünya

Belçika’da dünyaca ünlü müzik festivali Tomorrowland’in yapılacağı alanda yangın

Published

on

By

Belçika’da düzenlenen ve dünyanın en büyük elektronik müzik festivalleri arasında gösterilen Tomorrowland’in ana sahnesi, çıkan yangında kullanılamaz hale geldi.

Belçika basınına göre, her yıl temmuz ayında yapılan ve yüz binlerce kişiyi Belçika’nın Boom kasabasında bir araya getiren Tomorrowland festivalinin yapılacağı alanda yer alan sahne yandı.

Bu yıl 18-20 Temmuz ve 25-27 Temmuz tarihlerinde yapılması planlanan festivalin ana sahnesinde çıkan yangın büyük zarara neden oldu.

Yangından kaynaklı yoğun duman nedeniyle Belçika makamları, bölge sakinlerine pencereleri ve kapıları kapalı tutmalarını tavsiye etti.

İtfaiye ekiplerinin müdahalesine rağmen festivalin ana sahnesi kullanılamaz hale geldi.

Tomorrowland’in ana sahne dekoru her yıl belirlenen yeni tema doğrultusunda özel olarak tasarlanıyor.

Yaklaşık 400 bin kişinin katıldığı festivalin kapanış gösterisinde havai fişek gösterisi de yapılıyor.

Öte yandan, yangın öncesinde festival kurulumunda bine yakın işçi çalışıyordu.​​​​​​​

Devamını Oku

Dünya

İsrail’den Şam’a saldırı:Genelkurmay Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi hedef alındı

Published

on

By

İsrail, Şam’a iki kez hava saldırısı düzenledi. Genelkurmay Başkanlığının yanı sıra Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinin hedef alındığı saldırılarda en az 5 kişi öldü, 18 kişi yaralandı.

ABD Dışişleri Bakanı Rubio, saldırıların durdurulmasını istedi. Bu arada Suriye İçişleri Bakanlığı yetkilileri “Süveyda’da ateşkes sağlandığını” duyurdu.

Suriye’nin başkenti Şam’da büyük bir patlama oldu. Suriye devlet haber ajansı, “Şam’da bir patlama sesi duyuldu, patlamanın niteliği araştırılıyor” bilgisini verdi. Kentte toplam üç patlama meydana geldiği ifade edildi.

Patlamalar, Cumhurbaşkanlığı’nın bulunduğu Halk Sarayı’nın çevresi, Savunma Bakanlığı’nın arka bahçesi ve Genelkurmay Başkanlığı nizamiyesinde meydana geldi.

İsrail ordusu, konuya ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, Suriye askeri karargahının giriş kapısına kısa süre önce saldırı düzenlendiği ifade edildi.

Anadolu Ajansı da saldırıya ilişkin haberinde, İsrail ordusunun Şam’da Genelkurmay Başkanlığı karargahının girişine hava saldırısı düzenlediğini aktardı. Saldırıda 5 kişinin öldüğü, en az 18 kişinin yaralandığı bildirildi.

AA’nın Suriye İçişleri Bakanlığı’na dayandırdığı haberine göre yetkililer “Süveyda’da ateşkes sağlandığını” açıkladı.

Suriyeli Dürzilerin lideri Şeyh Hikmet el-Hicri, ateşkes anlaşmasını doğruladı. “Suriye hükümeti ile Süveyda’yı Suriye devletine tamamen entegre etmek için anlaşmaya vardık” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam