Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Sendikalardan Meclis önünde eylem

Published

on

 

Sendikal Platform’da yer alan bazı sendikalar, toplumun fakirleşmesine karşı Cumhuriyet Meclisi önünde eylem yaptı. Eyleme kitlesel destek veren dört sendika, örgütlü oldukları kurumlarda tam gün ve saatlik greve de gitti.

Sendikalar, “zamlara, vergi düzenlemesine, TL’deki enflasyona karşı halkın alım gücünün korunması ve toplumsal hakların herkese adil ve eşit refah sağlaması” çağrısı yaptı.

Eyleme, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Sendikası (KTOEÖS), Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Gümrük Çalışanları Sendikası (GÜÇ-SEN) ve Gelir ve Vergi Dairesi Çalışanları Sendikası (VERGİ-SEN) kitlesel olarak katılırken, Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DEV-İŞ), Kooperatif Görevlileri Sendikası (KOOP-SEN), Kıbrıs Türk Devlet Çalışanları Sendikası (ÇAĞ-SEN) ve Belediye Emekçileri Sendikası (BES), Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen), Hazine ve Maliye Çalışanları Sendikası (Maliye-Sen), Eşit Hak ve Adalet Sendikası (Hak-Sen), İskele Esnaf ve Zanaatkârlar Birliği de yönetim kurulları bazında katılarak destek verdi. Ayrıca eyleme, bazı muhalefet partilerinin temsilcileri ve milletvekili adayları da katılarak destek bildirdi.

Sendikal Platform’un eylemine kitlesel destek veren dört sendika KTOEÖS, KTÖS, Güç-Sen ve Vergi-Sen, örgütlü oldukları kurumlardaki çalışma biçimi ve eylem yerine uzaklığı da göz önüne alarak tam gün ve saatlik greve de gittiler.

Eylem, saat 10.30’da KTOEÖS, KTÖS ve Güç-Sen üyelerinin sendika binaları önünde toplanmasının ardından kortejle başladı. Girne Kapısı önünde birleşen kortejler, Cumhurbaşkanlığı önünden geçerek, Cumhuriyet Meclisi’ne ilerledi.

“Emek Sömürüsüne Hayır”, “İş, Emek, Özgürlük”, “Yok Oluşa Hayır, Yok Oluşa İsyan,” “Tüp Patladı, Sabrımız da” yazan pankartlar taşıyan eylemciler, Meclis önünde “Birlik, mücadele, dayanışma”, “Direne direne kazanacağız” ve “Kurtulmak yok, tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları attı.

Eyleme kitlesel olarak katılan dört sendika temsilcisi, Meclis önünde birer konuşma yaptı. Sendika temsilcileri, “Zamlara, vergi düzenlemesine, döviz karşısında değer kaybeden Türk Lirası’nın yarattığı enflasyona karşı halkın alım gücünün korunması ve toplumsal hakların herkese eşit ve adil refah sağlaması” çağrısında bulunarak, bunun için bugün başlattıkları mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini vurguladı.

Eylemde ilk sözü alan KTOEÖS Başkanı Ozan Elmalı, “Biz, bugün buradayız. Birileri bu halkın ne durumda olduğunu görsün diye… Çocuklarımız için, bu ülkeden göç etmesinler diye, bu ülkenin insanları, burayı vatan bilenler burada insanca yaşayabilsin diye buradayız. Bu ülkenin insanları burayı vatan bildiler, size düşen görev bu insanlara hak ettikleri yaşam koşullarını oluşturmaktır. Yıllardır bu ülkede, her türlü teşviği, muafiyeti alıp bir kuruş vergi ödemeyen insanlar vardır. Bu insanların ödemediği vergilerden dolayı, bugün burada bulunanların, çocuklarımızın alamadığı hizmetler olarak karşımıza çıkmaktadır, bunun için buradayız” diyerek konuşmasına başladı.

“Marketlerde, raflarda ürünlerin dövize endeksli fiyatları her geçen gün artarken, maaşları, alım gücü azalan bizleriz” diyen Elmalı, halkın fakirleşmesine karşı bir şeyler yapması gerekenlerin manzara seyredip manzara paylaştığını savundu. Elmalı, “Yüzünüzü halka dönün” diyerek yetkilere çağrıda bulundu.

Elmalı, konuşmasında asgari ücret konusunda da değinerek, “Bir asgari ücret belirlendi… Bu ülkede asgari ücretten vergi alınıyor. Asgari ücretten vergi alınan yapıyı düzenleyip, ‘asgari ücretten vergi almayacağım’ demek yerine, vergi sistemi üzerinde yapılacak birtakım yeni düzenlemelerle halktan daha fazla vergi almak için ne yapacaklarını planlıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz” dedi. “Vergi düzenlemesi denilince bizim hükümetlerimizin aklına nedense bordrosu olanlar insanlar geliyor” diyen Elmalı, “Bu ülkede çok kazananlar öğretmen, memurlar mıdır, kamu çalışanları mıdır, asgari ücrette çalışanlar mıdır yoksa ultra lüks hayatlar yaşayıp menfaatlere sahip olup bir kuruş vergi ödemeyenler midir? Bunlara ne zaman el atacaksınız” diye sordu.

Ülkede hayatın her geçen gün pahalılaştığına, döviz artınca fiyatların da arttığına ancak döviz düşünce fiyatların güncellenmediğine işaret eden Ozan Elmalı, altı ayda bir hesaplanan hayat pahalılığının insanların alım gücünü korumadığını belirtti ve hayat pahalılığının iki ayda bir hesaplanmasına yönelik düzenleme yapılarak halkın fakirleşmesinin önüne geçilmesi taleplerini dile getirdi.

VERGİ-SEN

Vergi-Sen Başkanı Şebnem Kuyucuoğlu, eylemde yaptığı konuşmada, yetkililerin seslerini duyarak, piyasadaki fiyatların düzenlenmesine ilişkin adım atmaları çağrısında bulundu.

Marketlerde satılan ürünlerin fiyatlarından bazı örnekler veren Kuyucuoğlu, piyasadaki ürünlerin fiyatlarında yüzde 50’lik bir fiyat artışı olduğunu ve ayrıca aynı ürünlerin farklı marketlerde farklı fiyatlarda satışa sunulduğuna dikkat çekti. Kuyucuoğlu, piyasada fiyat düzenlemesi ve denetlemesi yapılması çağrısında bulundu.

“Bizim artık buramıza kadar geldi. Biz bu memlekette bu şekilde yaşamak istemiyoruz” diyen Kuyucuoğlu, “Ürünlerin fiyatlarında yüzde 50 artış varken, neden bizim maaşlarımıza yüzde 22’lik hayat pahalılığı artışı veriyor. Yoksullaşmaya hayır, fakirleşmeye hayır” diye konuştu.

Ardından söz alan KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, konuşmasında, “Toplumsal varoluş kaygısı, özgür birleşmiş bir Kıbrıs yaratmak ve insanca yaşama talebimizi haykırmak, fakirleşmeye, göç etmeye hayır demek için toplandıklarını” belirtti.

Kıbrıs Türk toplumunun siyasi eşitliği ve toplumsal varoluşu için “kavga verdiklerini” belirten Elcil, “Hiç kimsenin bizim Türklüğümüzü, inancımızı, kültürümüzü sorgulamaya hakkı yoktur. Biz, koloni olmak istemiyoruz. Biz özgürlüğümüz için Rum şovenizmine karşı yıllarca mücadele ettik ve etmeye de devam ediyoruz. Bu ülkede biz bağımsız, özgür, birleşmiş bir Kıbrıs’ta dünya ile yaşamak istiyoruz” diye konuştu. Elcil, “Göç Yasaları, Emeklilik Yasaları ve Vergi Yasaları ile toplumla alay edildiğini” de kaydetti.

KTÖS’ün 1987 yılında “maaş ve ücretler stabil bir para birimine endekslensin” çağrısıyla 33 gün grev yaptığını hatırlatan Elcil, “Bu talebimizin ne kadar haklı olduğu 34 yıl sonra daha iyi anlaşılmaktadır” diye konuştu. Güney’de yeni göreve başlayan bir öğretmenin 1.800 Euro alırken, Kuzey’de başlayan öğretmenin 400 Euro aldığını, Kuzey’de asgari ücretin 350 Euro iken, Güney’de ise 920 Euro olduğunu belirten Elcil, “Sorunun ekonomik değil, siyasi olduğunu” söyledi.

Elcil, ülkenin para biriminde Euro’ya geçilmesinin konuşulduğuna işaret ederek, “Yıllar önce bunu söyledik, söylemeye de devam ediyoruz. Bu ülkenin geleceği birleşmededir. Eğer bu şekilde devam ederse toplumsal yok oluş kaçınılmadır” dedi. Şener Elcil, “Bizim geleceğimiz, özgür, birleşmiş bir Kıbrıs’tır” diye konuştu.

Güç-Sen Başkanı Abdullah Özdoğan ise eylemdeki konuşmasında, ülkedeki zamları, pahalılığı ve yoksullaşmayı protesto etmek için burada olduklarını ifade etti.

“Asgari ücrete artış yapmışlar ama yasallaştıramıyorlar” diyen Özdoğan, salgın koşullarında, örgütsüz, güvencesiz çalışan özel sektör çalışanları yalnız değildir” dedi.

“Bir sabah uyandık ki un fabrikaları kapatılıyor. Ticaret sermayesinin önünü açmak için üretim araçlarını kapatıyorlar” diyen Özdoğan, bunlara izin vermeyeceklerini söyledi.

Özdoğan, Vergi Yasa Tasarı’na ilişkin bazı eleştirilerde de bulunarak, bu tasarı ile tüm hizmetlerin vergi yükümlülüğünü artırılmak istendiğini ancak buna izin vermeyeceklerini vurguladı.

 

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam