Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

“Yapılan eleştiriler, tarihi gerçeklerden yoksundur”

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesinde büyük bir rol oynamış Türk Mukavemet Teşkilatı’nın, Türkiye’deki bir televizyon programında hedef alınması ve Kıbrıs konusuyla ilgili, AA muhabirine video konferans yoluyla değerlendirmelerde bulundu.

TMT’ye yönelik yapılan açıklamanın talihsiz olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar; Kıbrıs’ın, Türkiye ve KKTC için milli bir dava olduğunu, Türk kamuoyunun da Kıbrıs’ta Mehmetçik ile mücahidin birlikte mücadele ettiğini bildiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Rum liderliğinin, adadaki Rum çevreler ve onların bazı uzantılarının zaman zaman söylediklerine bir sunucunun alet olması, bunu fevkalade yanlış yorumladığını göstermektedir” diye konuştu.

“Yapılan eleştiriler, tarihi gerçeklerden yoksundur. TMT, hem Kıbrıslı Türklerin can ve mal güvenliğini korumuş, hem de iradeyi sağlamıştır”

Rumlar ve onlarla iş birliği yapanların, tarihi gerçeklerden yoksun ve yersiz olarak; “Kıbrıs Cumhuriyeti bir bütün, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ayrılan Kıbrıslı Türklerdir, yoksa Kıbrıs Cumhuriyeti’nde iki halk gayet güzel yaşıyordu” gibi iddialarda bulunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar; bu çevrelerin, TMT’nin gayri yasal olarak kurulduğu ve bunu kuranların, Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki anayasal düzeni de bozduğu yönünde bir zihniyetle karşı karşıya olduklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Rumların bu propagandalarını Türkiye’deki bir sunucunun, anlamadan ve sorgulamadan aktarmasının talihsiz olduğunu, TMT ile ilgili eleştirilerin, tarihi gerçeklerden yoksun olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar; “Rumların, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama emellerinin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra da devam etmesi, bizim ne kadar haklı olduğumuzun ve EOKA’ya karşı TMT’nin bir savunma örgütü olarak kurulduğunun göstergesidir. Doğru olan; EOKA’cıların Kıbrıslı Türkleri püskürtmek, saldırı yoluyla devletin dışına itmek, göç ettirmek, yok etmek, öldürmek, katletmek ve her türlü etnik temizliği yaparak Kıbrıs’ı Yunanistan ile birleştirmek niyetinde olmasından dolayı TMT kurulmuştur. TMT, o günden sonra büyük hizmetlerle Kıbrıs Türkü’nün barışını, huzurunu, mal ve can güvenliği koruyarak Kıbrıs Türk halkının 1974’e kadar varlığını sürdürmesinde büyük bir hizmet vermiştir” diye konuştu.

TMT’nin kuruluşunda ve ada genelinde örgütlenmesinde, Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının katkısını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, TMT’nin hem Kıbrıslı Türklerin can ve mal güvenliğini koruduğunu hem de idareyi sağladığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“Bu kadar yaşanmışlıktan, fedakârlıktan, ödenen bedellerden, şehitler verilmesinden ve mücadelelerden sonra bizim verdiğimiz mücadeleyi bu kadar aşağılamak ve bizim en kutsal, kadim teşkilatımız olan TMT’ye bu şekilde bir yakıştırma yapmak, Kıbrıs Türk halkını üzmüştür. Ancak Türkiye’de devlet erkânı, STK, basın ve sosyal medyadan bu söyleme karşı gösterilen tepkiler de beni memnun etmiştir. Demek ki Türkiye yine yüreğinde Kıbrıs meselesini taşımaktadır. Türkiye, Kıbrıs’ın milli dava olarak heyecanını yaşıyor. Bu tepkiler bunu göstermektedir. Bundan duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum.”

“Kod adı; Ağrı ve Toros”

TMT’nin kurucularından, Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük’ün “Ağrı”, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın ise “Toros” kod adıyla TMT’ye önderlik ettiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, bunun da bu yapı içerisinde hem askeri hem de siyasi liderliğin oluşmasına katkı yaptığını kaydetti ve Kıbrıslı Türklerin, devletin kuruluşu öncesinde TMT’nin idareye de yön vermesinin önemine dikkati çekti.

1958’de TMT’nin kurulmasından itibaren Kıbrıslı Türklerin çeşitli aşamalardan geçerek kendi devletini oluşturduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıslı Türklerin yaklaşık 60 yıldır kendi devletlerinin çatısı altında yaşadığını hatırlattı.

“Kıbrıs’ta 1974 öncesine dönmeyi istemiyorsak tarihten ve yaşananlardan ders almak gerekir”

Kıbrıs’ta uzun süre müzakere edilen federal anlamda bir çözümün mümkün olamayacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, şunları kaydetti:

“Kıbrıs Türk halkı olarak geldiğimiz aşamada ve verdiğimiz mücadele sonrasında, Türk ulusunun kopmaz bir parçası olan Kıbrıslı Türkleri Türkiye’den koparmaya yönelik oynanan oyunları her zaman reddedeceğiz. Bizim egemen eşitlik temelinde bir antlaşmada ısrarcı olacağımızı ben Türkiye ile bir kez daha paylaşmak istiyorum. Uluslararası kamuoyu ile de bunu her gün paylaşmaya çalışıyorum, Kıbrıs’ın gerçeklerini görmeye davet ediyorum. Kıbrıs’ta 1974 öncesine dönmeyi istemiyorsak; o çatışmaları, barışın olmadığı ve kan dökülen olayları yaşamak istemiyorsak; mutlaka tarihten ve yaşananlardan ders almak gerekir.”
Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’de 23 Ocak’ta yapılan erken genel seçimlerde Kıbrıs Türk halkının kendisinin ortaya koyduğu siyasete destek verdiğini belirterek Cumhuriyet Meclisi’nin yüzde 65’inin iki devletli çözümü savunduğunu söyledi.
KKTC’de federal çözümü destekleyenlerin, federasyonda da iki devletin olacağına inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar; bunun da doğru olmadığını, böyle bir çözümde KKTC’nin yok edileceğini, Rum devletine dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, Kıbrıs Federal Cumhuriyeti’ne dönüşeceğini vurguladı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Güney Kıbrıs ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında su konusunda anlaşma imzalandı

Published

on

By

Güney Kıbrıs ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında, ülkedeki su sıkıntısının giderilmesi için Rum kesimine seyyar arıtma tesisleri nakledilmesi amacıyla bugün bir anlaşma imzalandı.

“Alphanews” haber sitesi anlaşmanın Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) adına Kalkınma İşleri ve Uluslararası Kuruluşlardan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Sultan Al Shamsi tarafından bugün Dubai’de imzalandığını haber verdi.

Bu anlaşmayla birlikte Güney Kıbrıs’ın günlük arıtılmış su üretimini 15 bin metre küp artıracak pozisyonda olacağı belirtilirken, Rum Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada Birleşik Arap Emirlerine Güney Kıbrıs’ın talebine hemen karşılık vermesinden ötürü teşekkür etti.

-Seyyar arıtma tesisleri yola çıkıyor

Öte yandan su sorunuyla başa çıkılması için Birleşik Arap Emirlikleri’nin Güney Kıbrıs’a hibe ettiği 15 seyyar arıtma tesisinin Rum kesimine gönderilmesiyle ilgili sürecin gelişme halinde olduğu ve limanda konteynerlere yüklenmeye başlayan tesislerin birkaç saat içinde Güney Kıbrıs’a sevk edilmesine başlanacağı bildirildi.

Haberde Baf ve Limasol’da yer alacak ünitelerin kurulumu ve devreye alınmasına ilişkin koordinasyon ve teknik iş birliği için önümüzdeki hafta BAE’den uzman bir mühendis ekibinin gelmesinin beklendiği de belirtildi.

Devamını Oku

Dünya

Hindistan savaş uçaklarının Cammu Keşmir’de devriye uçuşuna Pakistan’dan yanıt

Published

on

By

Hindistan’a ait Rafale savaş uçaklarının dün gece Cammu Keşmir bölgesinde devriye uçuşu yaptığı ve Pakistan’ın da karşılık verdiği bildirildi.

“Associated Press Pakistan” haberinde, Hindistan Hava Kuvvetleri’ne (IAF) ait 4 Rafale savaş uçağının, Cammu Keşmir hava sahasında “Hindistan ulusal coğrafi sınırları içinde” devriye uçuşu yaptığı belirtildi.

Pakistan Hava Kuvvetleri’ne (PAF) ait savaş uçaklarının “Hint unsurların hareketini ivedilikle saptadığı ve zamanında ve dikkatli yanıt verdiği” aktarılan haberde, yanıt sonrası IAF uçaklarının bölgeden geri çekildiği bildirildi.

The Express Tribune haberinde de PAF’ın “Hindistan menşeli saldırganlığa” uygun yanıt vermek için “tamamen hazır ve tetikte olduğu” kaydedildi.

– “Tam operasyonel özgürlük” mesajı

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, dün akşam Savunma Bakanı Rajnath Singh ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval dahil üst düzey yetkililerle bir araya gelmişti.

Görüşmeye ilişkin açıklamada, Cammu Keşmir’de 22 Nisan’daki terör saldırısına yanıtın biçimi ve zamanlaması için Hindistan’ın “tam operasyonel özgürlüğe sahip olduğu” bildirilmişti.

– ⁠Pahalgam’daki terör saldırısı

Hindistan’ın idaresindeki Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde silahlı kişilerin 22 Nisan’da turistlere ateş açması sonucu 26 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı.

Saldırıyı düzenleyenlerin “Pakistan’dan geldiği” suçlamasında bulunan Hindistan, “İndus Suları Anlaşması”nı askıya almış, Yeni Delhi’de görevli Pakistanlı müsteşarların bir hafta içinde ülkeyi terk etmelerini istemiş ve Pakistan vatandaşlarına yönelik vize hizmetlerinin askıya alındığını, daha önce verilen tüm vizelerin iptal edildiğini duyurmuştu.

Pakistan, suçlamaları reddederek Hindistan’ın İslamabad’daki diplomatik personel sayısına sınırlama getirmiş, “İndus Suları Anlaşması”nın dışına çıkılarak nehirlere yapılacak müdahaleleri “savaş nedeni” sayacağını ilan etmiş, Hindistan ile her türlü ticareti askıya almış ve hava sahasını kapatmıştı.

Devamını Oku

Dünya

Hindistan, hava sahasını Pakistan’a ait uçuşlara kapattı

Published

on

By

Hindistan, hava sahasını 23 Mayıs’a kadar Pakistan’a ait ya da Pakistan tarafından işletilen tüm uçuşlara kapattığını duyurdu.

India Today gazetesinin haberine göre, Hindistan hükümeti, Pakistan’a ait sivil ve askeri uçakların Hint hava sahasını kullanmasını yasaklayan havacılık bildirisi (NOTAM) yayımladı.

NOTAM’da, kısıtlamanın, Pakistan tarafından işletilen veya kiralanan tüm uçakları kapsadığı ve bugünden itibaren 23 Mayıs’a kadar geçerli olacağı belirtildi.

Öte yandan Pakistan da 24 Nisan’da, hava sahasının Hindistan’a ait ya da Hindistan tarafından işletilen tüm uçuşlara kapattığını açıklamıştı.

⁠Pahalgam’daki terör saldırısı
Hindistan’ın idaresindeki Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde silahlı kişilerin 22 Nisan’da turistlere ateş açması sonucu 26 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı.

Saldırıyı düzenleyenlerin “Pakistan’dan geldiği” suçlamasında bulunan Hindistan “İndus Suları Anlaşması”nı askıya almış, Yeni Delhi’de görevli Pakistanlı müsteşarların bir hafta içinde ülkeyi terk etmelerini istemiş ve Pakistan vatandaşlarına yönelik vize hizmetlerinin askıya alındığını, daha önce verilen tüm vizelerin iptal edildiğini duyurmuştu.

Pakistan, suçlamaları reddederek Hindistan’ın İslamabad’daki diplomatik personel sayısına sınırlama getirmiş, “İndus Suları Anlaşması”nın dışına çıkılarak nehirlere yapılacak müdahaleleri “savaş nedeni” sayacağını ilan etmiş, Hindistan ile her türlü ticareti askıya almış ve hava sahasını kapatmıştı.

Devamını Oku

Trending

Reklam