Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Hekim Örgütleri: Bir 14 Mart Tıp Bayramı’nı daha sorunlarla karşılıyoruz

Published

on

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası ve Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası temsilcileri, 14 Mart Tıp Haftası dolayısıyla düzenledikleri ortak basın toplantısında, bir 14 Mart Tıp Bayramı’nı daha sorunlarla karşıladıklarını belirtti.

Üç hekim örgütü bugün, 14 Mart Tıp Haftası’nın açılışı nedeniyle Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Konferans Salonunda ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında sırasıyla, Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası Yönetim Kurulu adına Başkan Dr. Dt. Kaan Asvaroğlu, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası Yönetim Kurulu adına Genel Sekreter Dr. Ömer Taşargöl ve Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Özlem Gürkut söz alarak birer açıklama yaptı.

Hekim örgütleri temsilcileri açıklamalarında, “Bir 14 Mart Tıp Bayramı’nı daha sorunlarla karşıladıklarını” belirterek, hükümetlerin sağlıktaki sistemsizliği, alt yapı ve sağlık çalışanı eksikliğini gidereceği vaatlerinin karşılıksız kalmaya devam ettiklerini kaydetti.
Pandemi şartları altında daha da zorlaşan koşullarda sağlık hizmeti vermeye çalışan hekimlerin büyük bir özveri ile ve risk altında görev yaptığını yineleyen hekim örgütleri, Çalışma ve Sağlık Bakanlarının gündemine defalarca getirilen kadro, özlük hakkı, iş güvencesi, baskı ve mobbing, uzmanlık ve yetki alanları dışında görevlendirme gibi hekimlerin yaşadıkları sorunlara “acilen çözüm” bulunması çağrılarını yineledi.
Hekim örgütleri ayrıca, toplumun alım gücü düştükçe toplum sağlığının tehdit altına girdiğine, kamusal sağlık hizmetlerine olan talebin arttığına da dikkat çekerek, “kamusal sağlık hizmetlerinin ulaşılabilir olması gerekliliğinin öneminin bir kez daha anlaşıldığına” vurgu yaptı. Ancak örgüt temsilcileri, kamu hastanelerinin ve sağlık hizmeti sunumunun, toplumun talebini karşılamaktan giderek daha da uzaklaştığını, sağlık hizmetine erişimin her geçen gün zorlaştığına işaret etti.

ASVAROĞLU: “ADAMIZDA MAALESEF OTURMUŞ BİR SAĞLIK SİSTEMİ VE GELENEĞİ YOKTUR”
Basın toplantısında ilk sözü alan Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası Yönetim Kurulu adına Başkan Dr. Dt. Kaan Asvaroğlu, “Sağlık plan ve sistem işidir, son dakikada anı kurtaracak çözümlerle olacak iş değil… Adamızda maalesef oturmuş bir sağlık sistemi ve geleneği yoktur” dedi.
Asvaroğlu, koruyucu hekimliğin önemine işaret ederek, “Sağlık politikalarını oluşturanların hedefi bu olmalı, koruyucu hekimliğe, sağlık sisteminin geliştirilmesine yatırım yapılmalı” diye konuştu.
“Ümitsiz olmadıklarını, tüm sağlık emekçileriyle beraber hekimlik mesleğinin onurunun ve sağlık sisteminin korunması için mücadeleye devam edeceklerini” belirten Asvaroğlu, “Geçen yıl da dediğimiz gibi; temennimiz sağlığın, gerçek sağlıkçıların inisiyatifinde yönetildiği, kişisel çıkarların sağlık politikalarının önüne geçmediği, siyasi hedefler doğrultusunda görevlerin ve konumların alet edilmediği, halk sağlığının bazı ekonomik oyunlara ve çıkarlara alet olmadığı, daha sağlıklı bir tıp haftasında sizlerin karşısında olmaktır” diye konuştu.

TAŞARGÖL: “ACİL SERVİSLERDE ÇALIŞAN ACİL TIP UZMANLARININ TÜMÜ, PRATİSYEN HEKİMLERİN BAZILARI KAMUDAN İSTİFA ETTİ”
Kıbrıs Türk Tabipleri Odası Yönetim Kurulu adına Genel Sekreter Dr. Ömer Taşargöl de, pandemi sürecine eklenen ekonomik krizin sağlık sektörünü de etkilediğini belirterek, kamu sağlık sistemindeki “yıllanmış sorunların bu dönemde de aynen devam ettiğini” söyledi.
Dr. Taşargöl, “Hekim ve hastalar için zor günler devam ediyor. Kamu hekimlerinin kadro ve özlük hakkı sorunları, alt yapı ve donanım eksiklikleri, ilaç eksikliği ve yokluğu hem hizmet vereni, hem de alanı olumsuz etkilemektedir” diye konuştu.
“Yasaların güncellenmemesi nedeniyle, hekimlerin sözleşmeli, mecburi hizmetli çalışma süresi yıllara uzamakta, bu durum ise istifalara neden olmaktadır” diyen Dr. Ömer Taşargöl, “Acil servislerde çalışan acil tıp uzmanlarının tümü, pratisyen hekimlerin bazıları, kamudan istifa etmiş, bu durum sistem için büyük sistem oluşturmuştur” dedi.
Taşargöl, pandemi ekibinin ise iki yıl süreyle “azimli ve düzenli” bir hizmet sunarak başarılı bir çalışma gösterdiğini, aşılama ve koruyucu önlemlerle bu alanda iyi bir performansın söz konusu olduğunu söyledi.
“Hızlı devalüasyon, fiyat istikrarı olmaması nedeniyle ilaç eksikliği ve pahalılık ileriki günlerde de hekimi ve hastayı olumsuz etkilemeye devam edeceğini” belirten Taşargöl, “Kamu sağlık hizmetlerine en çok gereksinim duyulan bu dönemde ilaç eksikliği dar gelirli vatandaş için büyük sorun olmaktadır” şeklinde konuştu.
Taşargöl, yakın zamanda gündem oluşturan yaşlı bakımevleri soruna ilişkin, “‘Sosyal Devlet’ anlayışının zayıflaması, yasal boşluklar, sistemsizlik, günümüz yaşam biçimi ve çalışma şartları sonucu ortaya çıkmış vicdan sızlatan bir durum” değerlendirmesinde bulunarak, ilgili bakanlıkların ve yönetimin bu sorunu çözmek için “ivedi karar üretmesi ve yasal düzenleme yapması” gerektiğini belirtti.

GÜRKUT: “HÜKÜMETLERİN SAĞLIKTAKİ EKSİKLİKLERİ GİDERECEĞİ VAATLERİ KARŞILIKSIZ KALMAYA DEVAM EDİYOR”
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Başkanı Dr. Özlem Gürkut ise “Toplumun alım gücü düştükçe sağlığı tehdit altına girmekte, kamusal sağlık hizmetlerine olan talebi artmaktadır” değerlendirmesinde bulunarak, “Kamusal sağlık hizmetlerinin ulaşılabilir olması gerekliliği, toplumun tüm kesimlerine hizmet verebilme kapasitesi ihtiyacı ve standartların yüksek tutulmasının önemi bir kez daha anlaşılmıştır” dedi.
Dr. Özlem Gürkut, “Gelen giden hükümetlerin sağlıktaki sistemsizliği, alt yapı ve sağlık çalışanı eksikliğini gidereceği vaatleri ise karşılıksız kalmaya devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
Ülkede sağlık yasalarının, “ya denetimsizlik yüzünden uygulanmadığını ya da güncel ihtiyaçlara cevap veremeyecek kadar eskimiş durumda” olduğunu belirten Gürkut, toplum sağlığını ve sağlık hizmeti sunumunu düzenlemek için “gerekli birçok yasanın da eksik” olduğunu kaydetti.
“Kamu hastanelerimiz ve sağlık hizmeti sunumu, toplumun talebini karşılamaktan giderek daha da uzaklaşmakta, sağlık hizmetine erişim her geçen gün zorlaşmaktadır” diyen Gürkut, şunları söyledi:
“Kısa süre önce hükümet programında yer alan ve Lefkoşa’ya yapılacağı iddia edilen yeni hastanenin Türkiye’deki ihalesinin iptal edildiği duyurulmuştur. Kendi hastanesini yapmayı bile başaramayan hükümetlerin ve yöneticilerin ise, ülke bütçesini ve kaynaklarını siyasi atamalara, yoktan var edilen danışmanlara harcamakta bir mahsur görmemesi ya da saraylar yaptırmayı planlaması toplumun güvenini sarsmaya, umudunu karartmaya devam etmektedir.”
Gürkut, sağlık hizmeti sunumunun sadece tedavi edici hizmetler bakımından ele alındığını, koruyucu sağlık hizmetleri ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin göz ardı edildiğini belirterek, yakın geçmişte bir yaşlı bakımevinde yaşananlara işaret etti.
Gürkut, ülkede açılan tıp ve diş hekimliği fakültelerinin vereceği eğitimin “standardize edilememiş olmasının ciddi bir sorun” olduğunu da belirtti. Ülkede sağlık personeli ihtiyacına dair hiçbir planlama olmadığını savunan Gürkut, “Sağlık alanındaki insan iş gücünün dikkatli bir şekilde planlanması gerektiğini, aksi takdirde günümüzde olduğu gibi bazı branşlarda uzman hekim eksikliği yaşanması kaçınılmaz olacağı” uyarısında bulundu.
“ÇALIŞMA VE SAĞLIK BAKANLARININ GÜNDEMİNE DEFALARCA GETİRİLEN SORUNLARA ACİLEN ÇÖZÜM BULUNMALIDIR”
KTTB Başkanı Gürkut, pandemi şartları altında daha da zorlaşan koşullarda sağlık hizmeti vermeye çalışan hekimlerin büyük bir özveriyle ve risk altında görev yaptığını söyledi.
Gürkut, özelde çalışan hekimlerin pandemi dönemi boyunca devleti yanlarında bulamadıklarını belirterek, “Devlet, özel sağlık sisteminden elini çekmiş, sistem patronların hegemonyası altına girmiştir. Özel hastanelerde çalışan hekimlerin özlük hakları her geçen gün kırpılmakta, yatırımları yapılmamaktadır. İş güvenceleri patronların iki dudağı arasında bulunmaktadır” dedi.

ASİSTAN HEKİMLERİN SORUNLARI…
“Kamuda çalışan hekimlerin ise güncellenmeyen teşkilat yasaları nedeniyle sayılarının ihtiyaca cevap veremeyecek noktada olduğunu” ifade eden Özlem Gürkut, şunları kaydetti:
“Az sayıda hekimle, zoraki nöbetler, ek mesailer, uzmanlık ve yetki alanları dışında görevlendirmeler ile hizmet sürdürülmeye çalışılmaktadır. Günümüzde kamuda görev yapan hekimlerin sadece yarısının iş güvencesi (kadro) mevcut olup, sözleşme, mecburi hizmet, hizmet alım anlaşması gibi farklı statülerle çalıştırılan hekimler üzerindeki baskı ve mobbing de gözle görülür boyuta ulaşmış durumdadır. Uzmanlık eğitimlerinin ilk yarısı boyunca Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde görev yapan asistan hekimlerimiz idare tarafından yedek iş gücü gibi algılanmakta, nerede eksiklik varsa orada görevlendirilmeye çalışılmaktadırlar. Tuttukları nöbetlerin ücretini bile tam olarak alamayan asistan hekimlerin burada bulunma nedenleri olan eğitimleri ise idarenin ilgi alanına girmemektedir. Aynı hekimler uzmanlık eğitimlerinin kalan süresi için Türkiye’deki eğitim hastanelerine gittiklerinde ise yabancı uyruklu olarak, tamamen sağlık güvencesiz ve maaşsız olarak çalıştırılmaktadır. Kendi çalıştığı hastanede COVID-19’a yakalanan hekimimizin test ücretini, ilaç ücretini, hatta çekilen tomografisinin ücretini cebinden ödemesi gerekmiştir. Bu kabul edilebilir değildir. Çalışma ve Sağlık Bakanlarının gündemine defalarca getirilen bu sorunlara acilen çözüm bulunmalıdır.”

14 MART TIP BAYRAMI PROGRAMI
“Bir 14 Mart Tıp Bayramı’nı daha sorunlarla karşılamaktayız” diyen Dr. Özlem Gürkut, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak pandemi nedeniyle geçen iki yılda tıp haftası programlarını iptal ettiklerini ancak bu yıl pandemiyi gözeterek sınırlı sayıda etkinlikle tıp haftası programı oluşturduklarını da ifade ederek, programla ilgili detayları paylaştı.
Programa göre, 14 Mart 2022 Pazartesi günü Lefkoşa’da Hidden Garden Salonu’nda yapılacak Tıp Töreni’nde basın ödülleri, kurumsal ödüller, teşekkür belgeleri verilecek. Ayrıca meslekte 25. ve 50. hizmet yıllarını dolduran hekimlere plaket ve onur belgeleri sunulacak. Bu vesileyle geçen iki yılda 25. ve 50. hizmet yıllarını doldurmuş olan ancak plaket ve onur belgelerini alamayan hekimlere de sunum yapılacak.

16 Mart 2022 Çarşamba akşamı, yakın geçmişte hayatını kaybeden KTTB eski başkanlarından Dr. Mustafa Hami’yi anmak için KTTB Konferans Salonunda toplantı düzenlenecek.
18 Mart 2022 Cuma akşamı ise açık havada Merkez Lefkoşa’da düzenlenecek ve Grup RAST’ın yer alacağı konserde hekimler bir araya gelecek.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam